Facebook gizli yüz tanıma uygulaması geliştirdi

Facebook uygulamasının logosu (AFP)
Facebook uygulamasının logosu (AFP)
TT

Facebook gizli yüz tanıma uygulaması geliştirdi

Facebook uygulamasının logosu (AFP)
Facebook uygulamasının logosu (AFP)

Facebook, yüz tanıma uygulaması için çalışanlarının üzerinde gizli testler yapmasi dolayısıyla kamuoyundan tepkiler aldı.
Facebook, yüz tanıma teknolojisini geliştirdiği gizli uygulamayla kullanıcılarının akıllı telefon kamerasını yüzlerine yakınlaştırmaları sayesinde tanıyabiliyor. 
Söz konusu uygulama projesinin durdurulduğu ancak yüz tanıma teknolojisini etkinleştiren Facebook kulanıcılarının profilini özel sayfalarına yükleyebildiği ifade edildi.
Bu korkunç rapor ilk olarak Business Insider adlı siteden geldi. Bu raporda, isimsiz kaynaklardan elde edilen bilgilere göre, uygulamanın 2015 ve 2016 yılları arasında geliştirildiğini ancak o zamandan bu yana durdurulduğu ifade edildi.
Facebook şirketi uygulamayı geliştirdiğini doğruladı ancak söz konusu uygulamanın, sosyal medya kullanıcılarının kimliklerini belirleyebildiğini ve kullanıcıların profillerini inceleyebildiğini reddetti.
Facebook sözcüsü, Daily Mail sitesine bir e-posta yollayarak yapılan iddialar hakkında şöyle söyledi: “Yeni teknolojileri tanımak için bir araç olarak takımlarımız düzenli bir şekilde içeride kullanılması için uygulamalar oluşturuyor. Burada sözü edilen uygulamalar, Facebook çalışanlarının erişimine açık ve sadece yüz tanıma özelliğini etkinleştiren çalışanların ve arkadaşlarının yüzlerini tanıyabiliyor.”
Sosyal medya devi son zamanlarda, kullanıcılarının gizliliğini ihlal ettiği ile ilgili skandallara maruz kalıyor.
Şarku'l Avsat'ın New York Times Gazetesi’nden aktardığı habere göre, 2018 yılında Facebook, kişilerin, ‘Tag’ sitesinde yayınladıkları fotoğraflarda mevcut kullanıcıların kimliklerini tanımlamasına yardımcı olması için özel bir yapay zeka teknolojisi kullanmaya başladı ancak çoğu kişi bunun kişinin gizlilik haklarını ihlal ettiğini söyledi.
Şirket, yüz tanıma teknolojisi için şu sözleri söyledi “Yüz tanıma teknolojisi, kimliğinizi çalmak için fotoğrafınızı kullanabilecek bir yabancıdan sizi korumaya yardımcı olabilir.”
Aynı zamanda Facebook, Cambridge Analytica skandalı ile gündeme gelmişti ve Facebook, 87 milyon kullanıcının verilerini toplayıp bu verileri kullanıcıların izni olmadan bir analiz şirketi ile paylaşmıştı.



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news