Bilinen en eski satranç taşı, İslam coğrafyasında bulundu

Satrancın Hindistan’da en az bin 400 yıl önce ortaya çıktığı düşünülüyor (John Peter Oleson)
Satrancın Hindistan’da en az bin 400 yıl önce ortaya çıktığı düşünülüyor (John Peter Oleson)
TT

Bilinen en eski satranç taşı, İslam coğrafyasında bulundu

Satrancın Hindistan’da en az bin 400 yıl önce ortaya çıktığı düşünülüyor (John Peter Oleson)
Satrancın Hindistan’da en az bin 400 yıl önce ortaya çıktığı düşünülüyor (John Peter Oleson)

Arkeologlar, 1991’de İslamiyet’in erken dönemlerindeki bir ticaret merkezinde bulunan avuç içi büyüklüğünde kumtaşı nesnesinin, bilinen en eski satranç taşı olduğunu düşünüyor.
Ürdün'de bulunan yaklaşık bin 300 yıllık taşın, üst kısmındaki boynuz benzeri iki çıkıntı nedeniyle “kale” olduğu düşünülüyor. Çünkü bu taş, bölgedeki diğer alanlarda bulunan ve satrançtaki “kale”yi temsil eden diğer taşlara benziyor. Ancak Kanada'daki Victoria Üniversitesi'nden Arkeolog John Oleson’a göre bu diğer taşlar, en az bir yüzyıl sonrasına tarihleniyor.
Independent Türkçe'de yer alan Science Alert kaynaklı haberde oymaya dair analizlerini 21 Kasım'da Amerikan Doğu Araştırmaları Okulları’nın yıllık toplantısında sunan Oleson’n görüşlerine yer verildi. Oleson, “Dikdörtgen ve yayvan şekliyle üst kısmındaki boynuz benzeri çıkıntıları Nebati sunaklarını çağrıştırsa da İslamiyet’İn erken dönemlerinde kullanıan satranç taşlarıyla paralellikleri çok daha ikna edici” diye konuştu.
Satrançtan daha basit masa oyunlarının, Avrasya'da yaklaşık 4 bin yıl öncesine dayandığını belirten Oleson’a göre günümüze ulaşan yazılı kayıtlar, satrancın Hindistan’da en az bin 400 yıl önce ortaya çıktığını gösteriyor. Oyunun tüccarlar ve diplomatlar aracılığıyla Batı’ya taşındığı düşünülüyor.
ScienceNews’te yer alan haberde bir zamanlar büyük ticaret yoluda yer alan Humayma'daki kazıda bulunan taşın, 680 ila 749’a tarihlendiği belirtildi.
“Satranç, erken İslam dünyasında çok popülerdi” diyen Oleson, oyunun farklı kesimlerden insanları bir araya getirdiğini ifade etti. Oleson’a göre İslami metinler, o dönemde Hristyan ve Müslümanlar, fakirler ve zenginler arasında satranç maçları yapıldığını gösteriyor.

 


Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news