Şule Çet davasında karar çıktı

Şule Çet davasında karar çıktı
TT

Şule Çet davasında karar çıktı

Şule Çet davasında karar çıktı

Şule Çet’in ölümü davasında kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Çağatay Aksu’nun müebbet ve 12 yıl 6 ay hapsine, sanık Berk Akand’ın ise 18 yıl 9 ay hapsine hükmetti. Mahkemenin kararını değerlendiren Şule Çet’in babası İsmail Çet, "Bir kız evladının acısı bitmez ama bu cezayı aldıkları için içimize biraz su serpildi" dedi.
Gazi Üniversitesi öğrencisi Şule Çet’in Ankara’daki bir plazanın 20. katından şüpheli bir şekilde düşerek ölmesine ilişkin açılan davanın görülmesine devam edildi. Ankara 31. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın 6. duruşmasına sanıklar Çağatay Aksu ve Berk Akand, Şule Çet’in babası İsmail Çet, taraf avukatları ve çok sayıda izleyici katıldı. Davaya yoğun katılım olması nedeniyle yan yana bulunan iki mahkeme salonu birleştirildi ve seyirciler bu şekilde salona alındı. Bazı izleyicilerin ise salonda yer bulunmaması nedeniyle salon dışında kaldığı görüldü. Mahkeme, taraflara savcının esas hakkındaki mütalaasına karşı görüşlerini sordu. Şule Çet’in babası İsmail Çet, “Şikayetçiyim, sanıkların cezalandırılmasını istiyorum” dedi.
Daha sonra sanık Çağatay Aksu’nun savunmasına geçildi. Aksu, suçsuz olduklarını, kamuoyu baskısı nedeniyle haklarında dava açıldığını ve ceza almalarının istenildiğini öne sürerek, "Biz haksız bir şekilde burada tutuluyoruz. Olayı başından beri savcılık ve mahkeme aşamasında anlattım. Alıkoyma, cinsel saldırı ve cinayetle suçlanıyorum. Adli Tıp Kurumu raporlarında bu suçlarla ilgili bir tane kanıt yok. Boğuşma olayı yok. Tecavüz bulgusu yok. Biri benim kafama silah dayasa birine tecavüz etmem. Yapmadığım bir şeyden nasıl ceza alırım. Benim Şule’ye dokunmuşluğum yok. Yapmadığınız inceleme kalmadı, dudak okuma raporu aldınız. Eğer bu suçu işlediğime dair delil varsa asın beni" diye konuştu.
Hiçbir suç işlemediğini tekrarlayana Aksu, "Dosyada aleyhime hiç bir şey yok. Ben gerekirse bir daha videoları izlemenizi ve mektupları bir daha okumanızı istiyorum. Size bir tane yalan söylemedim. Bu nedenle sizin vicdanınıza sığınıyorum. Ben rüyamda Şule’yi gördüm. En büyük vicdan azabını ben çektim. Sizin vicdanınıza çok güveniyorum. Beraatımı talep ediyorum" ifadelerini kullandı.
Sanık Berk Akand da suçlamaları reddederek, "Benimle ilgili en ufak bir şüpheniz varsa sorun. Ben burada bir tek kişiye yardım etmedim oda Çağatay. Eğer ben bir suça yardım etmişsem dava sürecinde de kendi kafama sıkmışım demektir" şeklinde konuştu.
Mahkeme kararını verdi
Sanık avukatlarının beyanlarının alınması ve sanıkların son sözlerinin sorulmasının ardından mahkeme heyeti, oy çokluğuyla aldıkları kararı açıkladı. Mahkeme, "bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme" suçundan sanık Aksu’ya ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. Taktir indirimi uygulayan mahkeme, cezayı müebbet hapse çevirdi. Sanık Aksu’ya ayrıca "cinsel saldırı" ve "hürriyeti yoksun bırakma" suçlarından 12 yıl 6 ay hapis verildi. Mahkeme, sanık Berk Akand’ın ise bu suçlarda sanık Aksu’ya yardım ettiğinin tespit edildiğini bildirdi. Bu kapsamda sanık Akand’a "bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme", "cinsel saldırı" ve "hürriyeti yoksun bırakma" suçların yardım etmekten 18 yıl 9 ay hapis verildi. Sanıkların tutukluluk hallerinin devamına hükmedildi.
Kararın ardından mahkeme salonunda kısa süreli gerginlik yaşandı. Sanık yakınları karara tepki gösterirken, mahkemede bulunan diğer izleyiciler ise karara alkışlarla destek verdi. Sanık yakınları ile diğer izleyiciler arasında sözlü tartışma yaşandı. Salonda bulunan güvenlik güçleri tarafları salondan çıkardı.
"Acımız bitmedi ama içimize biraz su serpildi"
Şule Çet’in babası İsmail Çet, dava sonrası avukatları ile birlikte Ankara Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. İsmail Çet, "Bugün altıncı kez gelmiş olduğumuz mahkeme kararıyla gereken cezaları aldılar. Acımız bitmedi. Bir kız evladının acısı bitmez ama bu cezayı aldıkları için içimize biraz su serpildi. Bu bakımdan devletimize, hükümetimize, siyasi partilere yanımızda oldukları için teşekkür ediyorum. Kadınlarımızın başından böyle olaylar geçmesin. Saygıyla, sevgiyle onların yanında olmamız lazım. Her gün bir cinayet haberi geliyor, üzülüyoruz. Bizlerin, kadınlarımıza bu eziyeti yapmamamız gerekiyor. Ben bir baba olarak kız evladımı kaybettim. Böyle bir durumla başka anneler, babalar yanmasın" diye konuştu.
"Kararı istinafa taşıyacağız"
Çet ailesinin avukatı Umur Yıldırım ise, "Bugün dosyada karar verildi. Karar her ne kadar yüreğimize su serpse de istediğimiz karar değildi. Nitekim TCK’nın 62 taktir indirimini uyguladı. Biz ’kızına sahip çıksaydın’ diyen zihniyete bunun uygulanmaması gerektiğini belirttik. Bu kararı istinafa taşıyacağız. Taktir indiriminin uygulanmaması gerektiğini düşünüyorduk. Mahkeme bizden farklı düşündü ve indirimi uyguladı. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını, müebbet hapis cezasına çevirdi. Bu noktada istinafa taşıyacağız" dedi.



Filistin Eylem Hareketi’nin İngiliz hükümetinin yasaklama kararını askıya alma talebi reddedildi

Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
TT

Filistin Eylem Hareketi’nin İngiliz hükümetinin yasaklama kararını askıya alma talebi reddedildi

Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)
Londra'daki Yüksek Mahkeme önünde Filistin Eylem Hareketi'nin düzenlediği gösteri (EPA)

Filistinlileri destekleyen “Filistin Eylem” hareketinin kurucularından biri olan Hader, dün, hareketin terörle mücadele yasaları uyarınca yasaklanmasına ilişkin İngiliz hükümetinin kararını, hareketin yaptığı yasal itirazın incelenmesine kadar askıya alma girişiminde başarısız oldu.

2020 yılında hareketin kuruluşuna katılan Huda Amuri, Londra Yüksek Mahkemesi'nden, hareketin terör örgütü olarak yasaklanmasının, bu ayın sonlarında yasaklamanın yasadışı olduğu iddiasıyla yapılacak duruşma öncesinde askıya alınmasını talep etti. 

İngiliz milletvekilleri, hareketin üyelerinin Kraliyet Hava Kuvvetleri üssüne girerek iki uçağa zarar vermesini protesto etmek için hareketin yasaklanmasına karar verdi.

Doğrudan hareketler

Yasak, Filistin Eylem Hareketi'ne üyeliği, en fazla 14 yıl hapis cezası ile cezalandırılacak bir suç haline getirecek.  Şarku’l Avsat’ın Reuters’ten aktardığına göre, İngiliz yasası uyarınca yasaklanan gruplar arasında DEAŞ ve El Kaide örgütleri de bulunuyor.

Filistin Eylem Hareketi, İngiltere'de İsrail ile bağlantılı şirketleri doğrudan eylemlerle hedef almaktadır. Bu eylemler genellikle şirketlerin binalarının önlerine kırmızı boya dökülmesi, girişlerinin kapatılması veya ekipmanların tahrip edilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Hareket, İngiliz hükümetini İsrail'in Gazze'ye yönelik sürekli bombardımanını savaş suçu olarak nitelendirerek, bu suçlara iştirak etmekle suçlamakta.

İsrail, 7 Ekim 2023'te Filistin Hamas örgütünün İsrail'e düzenlediği saldırının ardından başlayan Gazze savaşında ihlallerde bulunduğunu defalarca reddetti.

Amuri'nin avukatı Rıza Hüseyin davanın, İngiltere'nin doğrudan eylemler gerçekleştiren bir hareketi yasaklamaya çalıştığı ilk vaka olduğunu belirterek, bunu “düşüncesiz, ayrımcı ve otoriter bir yasal yetkinin kötüye kullanımı” olarak nitelendirdi.

Hükümetin kararını eleştirenler, aralarında BM uzmanları ve sivil özgürlükler savunucuları da olmak üzere, mülke zarar vermenin terör düzeyine ulaşmadığını söylüyor.

Savunma şirketlerinin hedef alınması

Hareket özellikle İsrail'in Elbit Savunma Sistemleri şirketine odaklandı. İngiliz hükümeti, hareketi yasaklama kararını alırken, geçen yıl şirketin bir binasına yapılan baskını gerekçe gösterdi.

Hareketin yasaklanması kararı, dört üyesinin İngiliz Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait “Brize Norton” hava üssünde askeri uçaklara kırmızı boya püskürtülmesi olayının ardından geldi.

Hüseyin, bu olayın aktivistlerin bir hükümet veya askeri tesisi hedef aldığı tek olay olduğunu ve önceki tüm olayların özel şirketlere yönelik olduğunu belirterek, hareketin terör örgütü olarak sınıflandırılmasına itiraz etti.

İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper bu hafta yaptığı açıklamada, meşru protestolarda şiddet ve suç teşkil eden eylemlere yer olmadığını ve Filistin Eylem Hareketi'nin faaliyetlerinin yasaklanmış örgüt olarak sınıflandırılması için gerekli eşiği aştığını söyledi.

Yargıç Martin Chamberlain, Amuri'nin açtığı davayı reddetti, bu da “Filistin Eylem” hareketinin yasağının gece yarısı yürürlüğe gireceği anlamına geliyor.

Hüseyin, pazartesi günü temyiz süreci tamamlanana kadar geçici bir erteleme talebinde bulundu, ancak Chamberlain, "Bu gece Temyiz Mahkemesi'ne gitmek zorunda kalacaksınız." diyerek bu talebi reddetti.

Amuri yaptığı açıklamada, “Hükümetin yarattığı bu korkunç kabusu önlemek için acil temyiz başvurusunda bulunacağız” ifadelerini kullandı.