İran'da göstericiler Hamaney'in favori silahı Dragunov ile mi öldürüldü?

İran'da göstericiler Hamaney'in favori silahı Dragunov ile mi öldürüldü?
TT

İran'da göstericiler Hamaney'in favori silahı Dragunov ile mi öldürüldü?

İran'da göstericiler Hamaney'in favori silahı Dragunov ile mi öldürüldü?

Gazeteci Behnam Gholipour, İranwire sitesinde yayınlanan makalesinde İran’da benzin zammına yönelik protestolarda güvenlik güçleri tarafından hedef alınan göstericilerin İran lideri Ali Hamaney’in de favori silah markası olan Dragunov’la öldürüldüğünü iddia etti.
Dragunov marka keskin nişancı tüfeği, Haziran 2017’de İran'ın başkenti Tahran'daki Meclis binasına DEAŞ tarafından yapılan saldırı esnasında da güvenlik güçlerinin elinde görüntülendi.
DEAŞ saldırısından yaklaşık bir ay sonra Kurban bayramı namazında elinde Dragunov marka silahla hutbeye çıkan İran lideri Ayetullah Ali Hamaney, İran medyasında gündem oldu.
Hamaney, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan günler önce Ramazan bayramı namazı için çıktığı hutbede de benzer şekilde Dragunov ile görüntülendi.
Hamaney’in Haziran 2019’da Ramazan bayramı için namaz hutbesine aynı şekilde Dragunov marka silahla çıkması, muhafazakar medyada düşmanlara verilen bir mesaj olarak değerlendirildi.
Mizan haber ajansı bu durumu “İsyan ederek hak sözü dinlemeyen kafirler, sapkınlar ve münafıklara karşı cihada hazırız” şeklinde açıkladı.
Hamaney’in Dragunov ile hutbelere çıkışı sosyal medyada rejim yanlıları tarafından “müesses nizamın değerlerini korumak” şeklinde yorumlandı.
Dragunov’un Irak ve Suriye’de İran destekli milis gruplar tarafından kullanıldığı biliniyor.
Independent Türkçe'nin haberine göre, Türkiye'de Kanas olarak bilinen Sovyet yapımı yarı otomatik ve uzun menzilli Dragunov, günümüzde dünyada en çok kullanılan keskin nişancı tüfeklerinin başında geliyor.  
İran’daki gösterilerde Dragunov 
Dragunov marka silah İran’ın geleneksel ordusu, Özel Kuvvetler ve Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı İmam Hüseyin Tabur’unun envanterinde bulunuyor.
Sokak olaylarının bastırılmasında görev alan İmam Hüseyin güvenlik birimi, eğitim ve tatbikat safhalarında Dragunov marka silah kullanıyor.
İmam Hüseyin Taburu İran’da 15 Kasım tarihinde benzin zammına tepkiyle başlayan gösterilerin bastırılmasında görev aldı.
İran’ın Kerec kentindeki gösterilerde öldürülen Puya Bahtiyari’nin annesi Nahid Şirpişe oğlunun ölümüne ilişkin yapmış olduğu açıklamada, “Oğlum uzun boyluydu ve gösterilerde en ön safta yer alıyordu. Keskin nişancıların hedefi olan oğlum başından vuruldu” ifadelerini kullandı.
Görgü tanıklarına göre, başkent Tahran’daki gösterilerde hayatını kaybeden Hasan Tavusi, hiçbir kurşun sesi duyulmadan yere yığıldı; ölüm sebebinin ise kalbine isabet eden keskin nişancı ateşi olduğu belirtildi.
İran'ın Irak sınırında bulunan Kirmanşah eyaletine bağlı Civanrud ilçesinde güvenlik güçleri Adliye binasının çatı katından göstericilere ateş açarken görülmüştü. Son gösterilerde Civanrud'da 15 sivil hayatını kaybetmişti.
İran’daki eylemlerden sonra hutbeye silahla çıkan Hamaney’in bu görüntüsü merak uyandırdı. Oysa İslam kültüründe silahla minbere çıkmak bir gelenek.
Eskiden hükümdarlar ellerinde asa ve kılıçla çıkarlardı. Birçok ülkede bu gelenek artık sürdürülmüyor. Ancak İran’da dini liderler, silahla çıkmayı tercih ediyor.



Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
TT

Sudan, İran’ın Kızıldeniz’de deniz üssü kurma talebini reddetti

İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)
İran, Yemen’deki Husilerin Kızıldeniz’deki ticari gemilere saldırı düzenlemesine yardım ediyor (AFP)

Sudanlı üst düzey istihbarat yetkilisi Ahmed Hasan Muhammed, ülkesinin İran’ın Kızıldeniz kıyısında bir deniz üssü kurma talebini reddettiğini söyledi.

İran’ın bu talebi kabul edilseydi, söz konusu üs, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından birinde deniz trafiğini izlemesine olanak tanıyacaktı.

Şarku’l Avsat’ın Wall Street Journal gazetesinden aktardığına göre Muhammed konuya ilişkin açıklamasında şunları söyledi;

“İran, Sudan ordusuna isyancılara karşı mücadelede kullanılmak üzere silahlı insansız hava araçları (SİHA) sağladı. Tahran, üssü inşa etme izni karşılığında, Sudan’a helikopter taşıyan bir savaş gemisi de dahil olmak üzere gelişmiş silahlar teklif etti. İranlılar üssü istihbarat toplamak için kullanmak istediklerini söyledi. Oraya savaş gemileri de yerleştirmek istediler. Ancak Hartum, İran’ın bu teklifini reddetti.”

Muhammed gazeteye yaptığı açıklamada, “Sudan İran’dan SİHA satın aldı. Çünkü insan kaybını azaltmak ve uluslararası insancıl hukuka saygı göstermek için daha isabetli silahlara ihtiyacımız vardı” diye ekledi.

Kızıldeniz’deki bir deniz üssü, Yemen’deki Husilerin ticari gemilere saldırı başlatmasına yardımcı olurken, Tahran’ın dünyanın en yoğun nakliye hatlarından biri üzerindeki hakimiyetini artırmasına olanak tanıyabilir.

İran destekli Husiler, Kızıldeniz’deki saldırıları Gazze’de savaşan İsrail ve müttefiklerini cezalandırma amacıyla gerçekleştirdiklerini ifade ediyor.

sddeb
Yemen televizyonu tarafından yayınlanan bir görüntüde, Husi saldırısından sonra batan bir İngiliz kargo gemisi görülüyor (EPA)

Sudan’ın, devrilen eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir döneminde, İran ve Filistin’deki müttefiki Hamas ile yakın ilişkileri vardı.

Beşir'in 2019 darbesiyle devrilmesinin ardından, ülkenin askeri cuntasının başı olan Orgeneral Abdulfettah el Burhan, uluslararası yaptırımları sona erdirmek amacıyla ABD ile yakınlaşma başlattı.

Ayrıca İsrail ile ilişkileri normalleştirmek için harekete geçti.

İran’ın deniz üssünü inşa etme talebi, bölge ülkelerinin Sudan’da 10 aydır devam eden iç savaştan faydalanarak, Ortadoğu ile Sahra Altı Afrika ülkeleri arasında stratejik bir kavşak noktası olan ülkede yer edinmeye çalıştıklarını gösteriyor.

Burhan liderliğindeki Sudan ordusu, Nisan ortasından bu yana Orgeneral Muhamed Hamdan Daklu (Hamideti) liderliğindeki paramiliter Hızlı Destek Kuvvetleri ile savaşıyor.

Çatışma on binlerce insanın ölümüne, milyonlarca Sudanlının yerinden edilmesine ve dünyanın en kötü insani krizlerinden birine neden oldu.

Çatışmaları takip eden bölge yetkilileri ve analistlere göre, Sudan’ın İran’dan aldığı SİHA’lar, Hızlı Destek Kuvvetleri nedeniyle ordunun uğradığı kayıpların ardından, Burhan’ın bir miktar başarı elde etmesine yardımcı oldu.

Son haftalarda hükümet, Hartum ve Omdurman’daki önemli bölgelerin kontrolünü yeniden ele geçirdi.

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, hem Sudan ordusunu, hem de Hızlı Destek Kuvvetleri’ni savaş suçu işlemekle suçladı.

Washington ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Sudan’ın batısındaki Darfur bölgesinde cinayet, tecavüz ve etnik temizlik de dahil olmak üzere insanlığa karşı suçlar işlemekle itham etti.

Birleşmiş Milletler (BM) yetkilileri, Sudan ordusunu, sivillerin yerleşimleri havadan hedef almak ve Sudanlı sivilleri çaresizce ihtiyaç duydukları insani yardımdan mahrum bırakmakla eleştirdi.

BM kuruluşları ayrıca Hızlı Destek Kuvvetleri’ni, Darfur’da etnik amaçlı saldırılar da dahil olmak üzere zulüm yapmakla suçladı.

Çatışmanın tarafları olan Sudan ordusu ve Hızlı Destek Kuvvetleri, ABD ve BM’nin suçlamalarını reddetti.

ABD Şubat ayında yaptığı açıklamada, İran’ın Sudan ordusuna silah sevkiyatıyla ilgili endişelerini dile getirdi.

ABD’nin Hartum Büyükelçisi John Godfrey, İran’ın Hartum’a yardım ettiğine ilişkin haberlerin ‘son derece rahatsız edici’ olduğunu söyledi.