Yemen'de esir takası: 135 tutuklu serbest bırakıldı

Dün Taiz’de, Husi milislerce tutulanlar arasında serbest bırakılan Yemenli siviller (Şarku’l Avsat)
Dün Taiz’de, Husi milislerce tutulanlar arasında serbest bırakılan Yemenli siviller (Şarku’l Avsat)
TT

Yemen'de esir takası: 135 tutuklu serbest bırakıldı

Dün Taiz’de, Husi milislerce tutulanlar arasında serbest bırakılan Yemenli siviller (Şarku’l Avsat)
Dün Taiz’de, Husi milislerce tutulanlar arasında serbest bırakılan Yemenli siviller (Şarku’l Avsat)

Yemen’de, hükümet güçleri ve Husiler arasında esir takası yapıldı. Yerel kabile ve aşiretlerin arabuluculuğu ile dün Taiz kentinde yapılan takasla, 135 mahkûm serbest bırakıldı.
Konu ile ilgili Şarku’l Avsat’a açıklamalarda bulunan Baş Arabulucu Dr. Abdullah Şhaddaa, esir takasının yapılabilmesi için harcanan çabaların yerel kabilelerle gerçekleştiğine değinerek, Birleşmiş Milletler (BM) ve ya diğer örgütlerin esir takası konusunda herhangi bir rollerinin olmadığına dikkat çekti. Şhaddaa açıklamasında, Yemen hükümetinden 75, Husilerden ise 60 esirin serbest bırakıldığını belirtti.
Açıklamada, Husilerin, hükümet güçlerinden alıkoyduğu ve serbest bırakılan sivillerin yaşlarının 17 ila 50 arasında değiştiği, bazılarının ise 5 yılı aşkın bir süredir Husilerin elinde tutulduğu aktarıldı. Hâlihazırda 300 esir, Husilere ait gözaltı merkezlerinde tutulmaya devam ediyor. Hükümet güçlerinin ise elinde tutulan esir Husi sayısı 80. Yerel kaynaklar yakın bir zamanda yeniden esir takası yapılmasının beklendiğini ifade etti.
Baş Arabulucu, her ne kadar psikolojileri bozulmuş olsa da, serbest bırakılan esirlerin sağlık durumlarının oldukça iyi olduğunu söyleyerek, yalnızca Husiler tarafından esir alınan 3 kişinin yaralarının tedavi edilmemesi sebebiyle sağlık durumlarının kötü olduğunu vurguladı. Hükümet güçleri tarafından esir alınan ve serbest bırakılan 5 kişinin ise, önceki hastalıkları yüzünden sağlık durumlarının iyi olmadığı kaydedildi.
Öte yandan, Yemen İnsan Hakları İhlallerini İzleme Koalisyonu (YCMHRV) yetkililerinden Riyad el Dubai, dün Taiz kentinde gerçekleşen esir takası konusunun uluslararası olmadığına değinerek, bu durumun darbenin başladığı ilk günden bu yana BM’nin Yemen’deki görevini yerine getiremediğinin bir sonucu olarak görüldüğüne dikkati çekti.
Yetkili açıklamasında, “Kabile büyükleri, tüm şehir ve bölgelerde esir takası konusunda önemli bir rol oynadı. Tüm bunların gerçekleşmesinde BM’nin rolü olmadı. Husiler tarafından serbest bırakılan esirlerin çoğu asker değil, sivil. Husi milisler bu sivilleri, sokak, pazar ve güvenlik noktalarından kaçırdı. Onlar savaş cepheleriyle ilişkisi olmayan siviller. Bu kişilerin sivil olduğunun en iyi kanıtı ise, darbenin başlamasından bu yana sivillere yardım dağıtan ve Husiler tarafından Taiz kentinden kaçırılan aktivist Samed el Amiri. Ulusal ordu tarafından serbest bırakılan Husi mahkûmlar ise, savaş cephelerinde militanların yanında savaşan kimseler” ifadelerini kullandı.
Diğer yandan, arabuluculardan Abdulbasit el Bahr, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, esir takası anlaşmasının biraz adaletsiz olduğunu ifade ederek, takas edilenler arasında savaş suçlusu olan Husi mahkûmlarının da bulunduğunu vurguladı. Ancak insani baskılar ve kaçırılan masum sivillerin yaşadığı zor durumun göz önüne alındığının altını çizen arabulucu, Ulusal Ordu’nun sivillerden yana karar verdiğini, böylece esir takasını gerçekleştiğini söyledi.
Ulusal Ordu ve darbeci Husi milisler arasında gerçekleşen esir takasının Taiz halkı arasında büyük neşe yarattığını da söyleyen Bahr, atılan bu adımın memnuniyetle karşılandığını bildirdi.



Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
TT

Libya'nın başkentinde şiddetli çatışmalar yaşanırken mahkumlar firar etti

Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)
Libya'nın başkenti Trablus'ta UBH’ye bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi (AFP)

Libya'nın başkenti Trablus'ta Ulusal Birlik Hükümeti'ne (UBH) bağlı güçler ile Özel Caydırıcı Güç (RADA) arasındaki silahlı çatışmalar şiddetlendi.

Görgü tanıkları, çatışma seslerinin dün gece yarısından bu yana kesilmediğini ve RADA’nın Suk el-Cuma ve Mitiga Uluslararası Havalimanı yakınları gibi çeşitli bölgelerde konuşlandığını söyledi.

Trablus Kızılayı, Trablus’ta olağanüstü hal İ(OHAL) ilan etti ve alarm seviyesini yükseltti. Sosyal medya üzerinden yapılan açıklamada, vatandaşlara dikkatli olmaları ve güvenlikleri için yetkili makamlar tarafından verilen talimatlara uymaları çağrısında bulunuldu. Uçuş takip kayıtlarına göre uçuşlar Mitiga Uluslararası Havalimanı'ndan Misrata Uluslararası Havalimanı'na yönlendirildi.

Libya'daki Birleşmiş Milletler Destek Misyonu (UNSMIL), Trablus'ta sivillerin yoğun olarak yaşadığı mahallelerde son iki gecedir yaşanan ve sivillerin hayatını riske atan şiddet olaylarından derin endişe duyduğunu ifade etti. UNSMIL’in resmi internet sitesi üzerinden yapılan açıklamada, sivillerin yaşadığı tüm bölgelerde derhal ve koşulsuz ateşkes çağrısında bulunulurken çatışmaların devam etmesinin başkenti ve tüm ülkeyi daha da istikrarsızlaştıracağına karşı uyarı yapıldı.

UNSMIL açıklamada ayrıca sükûnet ve arabuluculuk amaçlı tüm çabalara tam destek verdiğini ve Libyalıların can ve mal güvenliği ile istikrarın korunması amacıyla çatışmaların sona erdirilmesi ve diyaloğun kolaylaştırılması için iyi niyet misyonunu yerine getirmeye hazır olduğunu vurguladı.

Öte yandan polis, el-Cedide Hapishanesi yakınlarında devam eden çatışmaların mahkumlar arasında korku ve paniğe neden olduğunu belirtti. Yapılan basın açıklamasında, çoğu ağır cezalı olmak üzere çok sayıda mahkûmun kaçmayı başardığı belirtildi.

Suk el-Cuma’nın ileri gelenleriyle bir araya gelen Başkanlık Konseyi Başkanı Muhammed el-Menfi, Başkanlık Konseyine bağlı bir medya platformu tarafından yayınlanan açıklamasında, başkentte toplumsal barışın korunmasının taviz verilemeyecek ortak bir sorumluluk olduğunu ve devlet kurumlarının siyasi gerilimlerden uzak durması gerektiğini söyledi. Menfi, mevcut sürecin en yüksek derecede bilgelik ve ulusal disiplin gerektirdiğini, iç cepheyi birleştirmeyi ve kapsayıcı bir ulusal proje etrafında toplanmayı ve ‘kaos savunucularının’ önünü kesmeyi gerektirdiğini de sözlerine ekledi.

Diğer taraftan UBH, bu gece yaşanan olaylar ve devam eden çatışmalar hakkında yorum yapmaktan kaçındı.