Davos Forumu Başkanı: Bölgedeki fırsat ve zorlukları Riyad'da görüşmek için heyecanlıyız

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Başkanı Borge Brende
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Başkanı Borge Brende
TT

Davos Forumu Başkanı: Bölgedeki fırsat ve zorlukları Riyad'da görüşmek için heyecanlıyız

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Başkanı Borge Brende
Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Başkanı Borge Brende

Dünya Ekonomik Forumu (WEF) Başkanı Borge Brende, ilk kez Nisan ayında Suudi Arabistan'da Ortadoğu (MENA) Bölgesel Forumu düzenleyecek olmaktan heyecan duyduğunu dile getirdi. Forumun odaklanacağı noktalar ise bölgedeki fırsat ve zorluklar ve bölge ekonomisini güçlendirmenin yolları olacak.  
Davos’ta Şarku’l Avsat’a konuşan eski Norveç Dışişleri Bakanı Brende, WEF’in 1971'deki kuruluşundan bu yana elde ettiği başarı ve sürekliliğin sırrından bahsetti. “Çok fazla çatışmaya, ancak oldukça az diyaloga” şahitlik eden bir dünyada Davos Forumu’nun önemini vurgulayan Brende, aynı zamanda tutucu ve milliyetçi politikaların gelişmesinin, uluslararası düzeyde tarafsız bir platforma duyulan ihtiyacı arttırdığını açıkladı.
Davos’un “elitlerin forumu” olduğunu reddeden Brende, aksine dünya liderleri ve halk temsilcilerini bir araya getirdiğini, ancak karar vericilerin önemli bir nüfuza sahip ekonomik şahsiyetler ya da etkili sivil liderler olduğunu belirtti.
Şarku’l Avsat'ın Brende ile gerçekleştirdiği röportajın tam metni:
- Davos Forumu bu yıl birçok küresel zorluk yaşandığı sırada düzenleniyor. En önemlileri ise Ortadoğu'daki askeri gerginlik, çevre felaketleri ve ticaret savaşları. Forumun tüm bunların ortasındaki mesajı nedir?

Tüm bu zorluklara dair ortak faktörün, kutuplaşmayı arttırmak yerine daha fazla uluslararası işbirliği ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Çevresel, jeopolitik veya Ortadoğu'daki yükselişle ilgili sıkıntılar ön planda olsa da, bugün karşılaştığımız asıl zorluk, bu zorluklarla oldukça “parçalanmış” bir şekilde muamele etmemizdir.
Davos'ta, yalnızca hükümet düzeyindekileri değil, aynı zamanda iş dünyası ve sivil toplumdaki başrolleri de bir araya getiriyoruz; bu da daha fazla işbirliği yapılmasına teşvik ediyor. Bence bugünün dünyasında çok fazla çatışma yaşanıyor; ancak oldukça az diyalog kuruluyor.
- Forumun yıllık raporu açıklandığı sırada, 2020’nin “İklim Değişikliği ile Mücadele” Yılı olduğunu söylediniz. Yani iklimi, bugün karşı karşıya olduğumuz en önemli zorluklardan biri olarak tanımladınız. Davos bu konunun pratiğe dökülmesi konusunda neler yapabilir?
Bu oldukça önemli bir soru. Daha önce de söylediğim gibi; bu sözleşme, sadece iklim değişikliğiyle mücadelede değil, okyanusların kurtarılması için de bir “eylem sözleşmesi” olmalıdır.
G20 2020’ye başkanlık edecek olan Suudi Arabistan'a baktığımızda, WEF ile işbirliği içinde bir trilyon ağaç dikmek gibi, bu yönde çeşitli girişimlerde bulunduğunu görüyoruz. Şayet bu girişim, başarı elde edilirse, karbon emisyonlarının azaltılmasında önemli bir rol oynayacak. İklim değişikliği söz konusu olduğunda, ekonomik büyümeyi yüksek karbon emisyonlarından ayrı tutmak zorundayız. Karbon emisyonlarını tutup depolayabilirsek yeni teknolojiler bu bağlamda oldukça etkili olabilir, böylece muazzam bir ilerleme kaydedebiliriz. Bugün bu teknoloji var; ancak avantajlı değil.  
Dolayısıyla ciddi zorluklar karşısında hem gerçekçi hem de olumlu olmalıyız ve önümüze bakmalıyız. Dördüncü Sanayi Devrimi, birçok olası teknolojinin varlığını ispatladı. Örneğin güneş enerjisi. Bugün bu teknoloji, 10 yıl önce mâl olduğu fiyatın 10’da birine mâl oluyor.
- Bu yıl bu foruma çeşitli çevre aktivistleri de dahil olmak üzere birçok genç davet edildi. Bunun altında yatan amaç nedir?
25 yaş altındaki nüfus, bugün birkaç kıtanın en az yüzde 50’lik bir dilimini temsil ediyor. Bu yüzden bu muazzam dilimi görmezden gelemez ve forumun hâricinde tutamayız. Aynı zamanda gezegeni miras bırakacağımız kişiler de onlar. Başka bir gezegenimizin daha olmadığının farkına varmamız gerekirken biz şu anda bu mantığa göre hareket etmiyoruz.
- Dünyada milliyetçi ve tutucu politikalar geliştiği bir vakitte, Davos Forumu’nun marjinalleştirileceğinden korkuyor musunuz?
Bence diyalog azalıp yüzleşme arttıkça Davos daha önemli hale gelecek. Çünkü forum, uluslararası oyuncuların buluştuğu tarafsız bir platform olarak kalacak. Ülkeler milliyetçi ve tutucu politikalar benimsese bile; sonuçta ihracat ve ithalat gibi konularda diğer ülkelere bağımlı halde. Uluslararası örgütlerin ve çok taraflı işbirliğinin bugün zor bir savaşla karşı karşıya olduğu doğru; bu da büyük bir çelişki doğuruyor. Küreselleşme çağında, aslında başkalarının yaşadığı sorunlar benim yaşadığım sorunlardır; yani işbirliği olmadan bu sorunların üstesinden nasıl gelebiliriz. Okyanus kirliliği bunun çok iyi bir örneği. Öyle ki, bir ülkenin denize döktüğü plastik, çevre ülkelere, daha sonra ise tüm okyanusa taşınır. Zirâ kirliliğinin pasaportu yoktur!
- Suudi Arabistan'ın ilk kez Nisan’da ev sahipliği yapacağı Ortadoğu bölgesel Dünya Ekonomik Forumu'ndan bahsettik. Peki bu forumun önemi ve önemli eksenleri nelerdir?
WEF’in kuruluşundan bu yana ilk defa Riyad’a gideceğimiz için heyecanlıyız. Forum, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve Suudi hükümetiyle işbirliği içinde Nisan ayında gerçekleştirilecek. Burada Dördüncü Sanayi Devrimi tekniklerinin Ortadoğu'da nasıl uygulanacağını tartışacağız.
Bugün Ortadoğu'nun içinde bulunduğu çelişkilerden biri, burada iki farklı gerçeğin olmasıdır. Birincisi; Irak, Suriye ve Yemen'de şahit olduğumuz savaş ve çatışmalar. İkincisi ise girişimcilik, büyüme ve reformlar açısından zengin bir başka gerçeklik. Örneğin Suudi kadınlarının bu doğrultudaki konumunun oldukça değiştiğini görüyoruz. Bu nedenle, Ortadoğu'da var olan bu iki paralel gerçekliği ele almalı ve bunların politik boyutları incelemeliyiz. Bu genç ülkelerde milyonlarca iş yaratmanın yollarını bulmalıyız. İşgücü konusunda da yapılacak çok şey var. Bu devrin “kadınların devri” olacağı düşüncesindeyim. Yani sadece zorluklara değil, Ortadoğu'daki fırsatlara da odaklanmaya çalışacağız.
- Biliyorsunuz ki Suudi Arabistan, “2030 Vizyonu” kapsamında iddialı bir reform paketi hazırladı. Davos bu atılımı nasıl destekliyor?
Suudi Arabistan’ın, gerçekleştirdiği ekonomik reformlar ve ülkenin genç kız ve kadınlar için yarattığı fırsatlar açısından doğru yolda olduğunu düşünüyorum. Bu geçiş biraz zaman alacak ancak Suudi Arabistan genç bir ülke. Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Suudi bakanlarla yaptığım görüşmelerdede, birçok önemli alandaki bu geçişlerde Suudi Arabistan’ın yanında durmaya hazır olduğumuzdan bahsetmiştim.    
- Davos forumu en önemli uluslararası toplantılardan biri haline geldi, bazıları ise bu forumun bir “elitler kulübüne” dönüşmesini eleştiriyor. Bu konudaki tepkiniz nedir?
Bu düşünceye katılmıyorum. Buraya dünya liderlerini ve halkların kendilerini temsil etmeleri için seçtiği ülke liderleri yer alıyor, bu doğru. Mesela Almanya Başbakanı Angela Merkel’i ele alalım. Merkel seçilmiş bir başkan ve ülkesini temsil ediyor. Dolayısıyla, mesele elitlik meselesi değil; önemli kararlar alan liderler meselesidir. İş dünyasında ise, dünyanın en büyük şirketlerinin toplamda 20 icra kurulu başkanından 18'i Davos'ta. Bu insanlar da yetkileri altındaki milyonlarca çalışanı temsil ediyorlar ve karar alımında etkili oluyorlar. Davos’ta aynı zamanda sivil toplum kuruluşlarının liderleri de var ki bu kişiler başrolde. Yani ben tüm bu katılımcılara elit demiyorum; aksine hükümetin, iş sektörünün ve sivil toplumun liderleri diyorum. Ve bu kişilerin hepsiyle el ele vererek büyük bir etki yaratabileceğimizi düşünüyorum.
- Davos’un 50. Dünya Ekonomik Forumu düzenlenirken, bu kuruluşun başarısının sırrı nedir?
Bence bu başarının sırrı, WEF’in Davos’un da ötesine geçmesidir. Elbette ki yıllık toplantımız olan Davos son derece önemli. Ancak Çin'de düzenlenen “Yaz Davos”u ve diğer önemli bölgesel toplantılarımız da mevcut. Cinsiyet Eşitliği Yıllık Raporu, Küresel Rekabet Endeksi ve Yıllık Risk Raporu gibi çalışmalarımız da var. San Francisco'da kurulan Sanayi 4.0 Merkezi, Dubai ile Riyad’da kurduğumuz bölge merkezleri Cenevre’de kurduğumuz siber güvenlik merkezi, bunların hepsi oldukça önemli adımlar.  
WEF’i benzersiz kılan ise, kar amacı gütmemesi ve özel-kamu sektörlerinin işbirliği konusunda uluslararası bir kuruluş olmasıdır.
Ayrıca BM’nin 2030’a kadar sürdürülebilir kalkınma amaçlarına  ulaşmak ve dünyadaki sefaleti ortadan kaldırmak için özel sektöre muhtacız. WEF’in bir diğer dikkat çekici yanı ise kurulduğu 1971 yılından beri çok taraflı bir yaklaşıma bağlı kalmasıdır.



Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
TT

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek için gösteri düzenledi

Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

İsrail ve Hamas arasında iki yıldan uzun süredir devam eden kanlı savaşın harap ettiği Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere destek olmak için dün Paris'te binlerce kişi gösteri düzenledi.

Organizatörlerin yaklaşık 50 bin, Paris polisinin ise yaklaşık 8 bin 400 kişi olduğunu tahmin ettiği kalabalık, "Gazze, Gazze, Paris seninle" ve "Paris'ten Gazze'ye direniş!" gibi sloganlar atarak yürüdü. Filistin bayrakları ve "Filistin, sessiz kalmayacağız" ve "Soykırımı durdurun" yazılı pankartlar taşıdılar.

Yürüyüşe, başta Boyun Eğmeyen Fransa Partisi lideri Jean-Luc Mélenchon olmak üzere birçok sol görüşlü siyasi isim katıldı.

Fransa-Filistin Dayanışma Derneği Başkanı Anne Tuyon, ateşkesin 10 Ekim'de yürürlüğe girmesinden yedi hafta sonra AFP'ye yaptığı açıklamada, "Henüz hiçbir şeyin yolunda olmadığını unutmamalıyız" dedi. Dernek, gösteriye çağrıda bulunan 80 STK, siyasi parti ve sendikadan biri.

frgt
Paris'te binlerce kişi Filistinlilere destek gösterisi düzenledi (DPA)

"Ateşkes sadece bir sis perdesi... İsrail bunu her gün ihlal ediyor, Gazze'ye insani yardımların girmesini engellemeye devam ediyor ve Gazze'deki altyapıyı ve evleri yıkmaya devam ediyor. Kalıcı bir ateşkes ve soykırımın sona ermesini talep ediyoruz."

ABD'nin arabuluculuğunda varılan ateşkes anlaşmasının şartları uyarınca, İsrail ordusu Gazze Şeridi'nden "sarı hat"ın gerisine çekildi ve bu hat, İsrail'e bölgenin yüzde 50'sinden fazlasının kontrolünü hâlâ sağlıyor.

Ancak, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te İsrail'e saldırmasının ardından patlak veren savaşta ateşkes son derece kırılgan olmaya devam ediyor.

Anne Tuyon, "İsrail'in uluslararası hukuka uymasını sağlamanın tek yolu yaptırımlar uygulanmasıdır" diyerek, işgal altındaki Batı Şeria'da yerleşimci şiddetinin "eşi benzeri görülmemiş boyutlara" ulaştığı "yerleşim faaliyetlerindeki şaşırtıcı hızlanma"yı kınadı.

Tam adını vermek istemeyen 72 yaşındaki Saliha, Gazze'deki "soykırıma" karşı düzenlenen bir yürüyüşe katılmak için geldiğini söyledi.

"Tüm insanlık çaresizce izliyor. Bu tam bir dokunulmazlık," diyerek, "İnsanların bunu görüp de hiçbir şey yapamaması son derece şok edici. Yapabileceğimiz tek şey seferber olmak" ifadelerini kullandı.

İsminin açıklanmasını istemeyen 42 yaşındaki Bertrand ise perşembe günü işgal altındaki Batı Şeria'da bulunan Cenin'de İsrail polisi ve ordusunun ortak operasyonunda öldürülen iki adamın videolarının da kanıtladığı gibi, "katliam ve soykırımın devam ettiğini" söyledi. Birleşmiş Milletler, "bir başka yargısız infaz gibi görünen" olayın soruşturulması çağrısında bulundu.

Protestocular, ekonomik ve mali yaptırımların olmaması nedeniyle, "Sokaklarda ve seçilmiş yetkililer aracılığıyla baskı yapmaya devam etmeliyiz" diye düşünüyor.


İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
TT

İtalya Suudi Arabistan ile savunma alanında iş birliğini artırmaya hazır

Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)
Suudi Arabistan - İtalya Yatırım Forumu önümüzdeki salı günü 500'den fazla İtalyan şirketinin katılımıyla başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalya'nın Riyad Büyükelçisi Carlo Baldocci, ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini derinleştirmeye hazır olduğunu ve bu hayati alanda yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedefleriyle tam uyum içinde olduğunu söyledi.

Büyükelçi Baldocci, Şarku’l Avsat’a verdiği röportajda, şu an çeşitli İtalyan şirketlerin Suudi ortaklarıyla deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve gelişmiş gözetleme teknolojileri dahil olmak üzere çok çeşitli sistemler üzerinde iş birliği yaptığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin geçtiğimiz yıl el-Ula'da gerçekleştirdiği görüşme ve stratejik ortaklık anlaşmasının imzalanmasının enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma sektörlerinde iş birliğinin hızla genişlemesine yol açtığını açıkça ifade etti.

Büyükelçinin açıklamaları, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun salı günü başkent Riyad'da 500'den fazla İtalyan şirketin katılımıyla iki ülke arasında sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklar kurmak amacıyla başlamasına eşlik etti.

El-Ula toplantısının meyveleri

İtalya’nın Riyad Büyükelçisi Baldocci, Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakan Muhammed bin Selman ile İtalya Başbakanı Giorgia Meloni'nin katılımıyla el-Ula'da imzalanan stratejik ortaklık anlaşmasının rekor sürede somut ilerlemeler sağladığını açıkladı.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji, altyapı, kültür, inovasyon ve savunma alanlarında iş birliğinin hızla genişlediğini gördük. 10 milyar avronun üzerinde değere sahip anlaşmaların imzalanması, bu yeni aşamanın derinliğini ve ciddiyetini yansıtıyor. Daha da önemlisi, kurumlarımız arasındaki diyalog daha düzenli, yapılandırılmış ve ileriye dönük hale gelerek, uzun vadeli planlamaya imkan veren bir güven ortamı yarattı.”

cvf
Suudi Arabistan Veliaht Prensi, İtalya Başbakanı'nı geçtiğimiz yıl el-Ula'da ağırladı (SPA)

Savunma iş birliğinin derinleştirilmesi

Ülkesinin Suudi Arabistan ile savunma alanındaki iş birliğini, yerelleştirme, endüstriyel kapasite geliştirme ve beceri geliştirme konularında Vizyon 2030 hedeflerine tam olarak uygun şekilde artırmaya hazır olduğunu vurgulayan İtalya Büyükelçisi Baldocci, İtalyan şirketlerinin, İtalya'nın uluslararası alanda tanınan uzmanlığa sahip olduğu çok çeşitli sistemlerde Suudi Arabistan’dan muadilleriyle ortaklık kurduğunu belirtti. Söz konusu sistemler arasında deniz platformları, helikopterler, elektronik savunma ve ileri gözetleme teknolojileri yer alıyor.

Bu bağlamda, iki ülkenin savunma bakanlıklarının iş birliğiyle Riyad'da düzenlenen İtalyan Sanayi Günleri, İtalyan yeteneklerini sergilemek ve pratik iş birliği biçimlerini tartışmak için önemli bir platform sağlayan Büyükelçi Baldocci, “Bu etkinlik, İtalyan şirketlerinin Krallık'taki kurumlar ve endüstri ile doğrudan iletişim kurmasına ve yerelleştirme, ortak eğitim ve endüstriyel gelişme gibi alanlarda fırsatları keşfetmesine olanak tanıdı. Temeller sağlam ve her iki taraf da bu iş birliğini zaman içinde güçlendirmeye kararlı” ifadelerini kullandı.

Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu

İki ülke arasındaki ortaklığın güçlendirilmesinde bir sonraki adımın bu iş birliğinin sürekliliğini sağlamak olduğunu vurgulayan Büyükelçi Baldocci, her iki tarafın da şu anda bakanlıklar, kurumlar ve özel sektör arasındaki koordinasyonu güçlendirmek için çalıştığını ve böylece büyük projelerin net yol haritaları ve ortak öncelikler doğrultusunda ilerlemesini sağlamak için çaba gösterdiğini belirtti.

sdfgt
Suudi Arabistan-İtalya Yatırım Forumu, İtalya’dan 500'den fazla şirketin katılımıyla önümüzdeki salı günü başlayacak (Fotoğraf: Mişal el-Kadir)

İtalyan Büyükelçiye göre, Riyad'da 25 ve 26 Kasım tarihlerinde 500'den fazla İtalyan şirketini bir araya getirecek olan Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu, stratejik ortaklık hedefini sürdürülebilir endüstriyel ortaklıklara, ortak yatırımlara ve daha derin kurumsal diyaloga dönüştürmeye yardımcı olacak önemli bir dönüm noktası olacak. Büyükelçi Baldocci, Suudi Arabistan-İtalya Yatırım ve İş Forumu'nun özel oturumlar ve doğrudan iş toplantıları aracılığıyla bu sektörlerin çoğuna odaklanarak somut ortaklıkları keşfetmek için benzeri görülmemiş bir platform sağlayacağını belirtti.

Vizyon 2030 fırsatları

Suudi Arabistan Vizyon 2030 projesinin İtalya’nın endüstriyel güçleriyle son derece uyumlu bir yatırım ortamı yarattığını belirten Büyükelçi Baldocci, altyapı ve mobilitenin en cazip sektörler arasında yer almaya devam ettiğini, İtalyan şirketlerinin şu anda büyük ölçekli kentsel gelişim projelerine, sürdürülebilir ulaşım çözümlerine ve inşaat işlerine katkıda bulunduğunu ve Vizyon ile bağlantılı stratejik projelerde ek fırsatların ortaya çıkacağını ifade etti.

Büyükelçi Baldocci, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Enerji sektöründe, İtalyan grupların yenilenebilir enerji, hidrojen, şebeke modernizasyonu ve enerji verimliliği teknolojileri alanlarında faaliyet göstermesi ile iş birliği hızla genişliyor. Bu alanlar, Suudi Arabistan’ın temiz enerji gündemini hızlandırması açısından öncelikli. Suudi Arabistan’ın yeşil hidrojen konusunda küresel bir merkez olma hedefi, özellikle Avrupa pazarlarına tedarik sağlamak açısından ortak yatırımlar için en umut verici alanlardan birini oluşturuyor.”

xscdfrg
Suudi Arabistan ve İtalya hükümetleri arasında Stratejik Ortaklık Konseyi'nin kurulmasına ilişkin imza töreninden bir kare (SPA)

Suudi Arabistan’ın yapay zeka, siber güvenlik, yarı iletkenler, veri merkezleri ve akıllı şehir uygulamalarına yoğun yatırım yaptığı ileri teknolojilerden de bahseden İtalyan Büyükelçi, ülkesinin endüstriyel otomasyon, özel yazılım, ileri üretim ve dijital çözümler alanlarında bu öncelikleri tamamlayan rekabetçi yeteneklere sahip olduğunu belirtti.

İki ülke arasındaki ticaret hacminin büyümesi

İki ülke arasındaki ticarette görülen güçlü artışın, Suudi Arabistan’ın Vizyon 2030 programı kapsamında geçirdiği dönüşüm ile İtalya’nın sanayisinin kapasiteleri arasındaki yapısal uyumu yansıttığını ifade eden Büyükelçi Baldocci, “İtalya'nın ihracatı, altyapı, enerji dönüşümü ve ileri teknolojiler alanındaki büyük yatırım döngüsünün etkisiyle, makine, ilaç, elektrikli ekipman ve özel endüstriyel bileşenler gibi neredeyse tüm başlıca kalemlerde büyüme kaydetti” dedi.

İtalyan Büyükelçi, ikinci faktörün İtalya'nın Ulusal İhracat Planı’nda Suudi Arabistan’ın öncelikli ülkeler arasında yer alması ve bu sayede İtalyan şirketlerinin Suudi pazarına daha verimli bir şekilde girmesine yardımcı olan tanıtım programları, kurumsal destek araçları ve ticari düzenlemeler başlatması olduğunu söyledi. Büyükelçi Baldocci, İtalyan ihracatının yüzde 28 gibi dikkat çekici bir artışla 6,2 milyar euroya ulaştığını hatırlattı.

Üçüncü faktörün ise iki ülke arasındaki iş ortamının iyileşmesi olduğunu ifade eden Büyükelçi Baldocci, “Kurumsal misyonların yoğunluğu, yatırımı kolaylaştırmak için yeni kanalların etkinleştirilmesi ve ekonomik kurumlar arasındaki yakın diyalog, engellerin azaltılmasına ve ticaret alışverişinin hızlanmasına katkıda bulundu” diye ekledi.


Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
TT

Muhammed bin Selman, Starmer ve Erdoğan ile son gelişmeleri görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman (Şarku'l Avsat)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman bin Abdulaziz ile Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer arasında dün yapılan telefon görüşmesinde, bölgedeki anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi gerektiği vurgulandı.

Görüşmede, bölgedeki son gelişmeler ve İsrail'in İran'a yönelik askeri operasyonlarının yansımaları ele alınırken, tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesi ve gerilimin azaltılması için her türlü çabanın sarf edilmesinin önemine değinildi.

Diğer yandan İsrail'in İran'a yönelik saldırısı bağlamında Suudi Arabistan ve Türkiye, gerilimin düşürülmesi ve itidalli davranılması için her türlü çabanın sarf edilmesi gerektiğini ve diyaloğa dönülerek tüm anlaşmazlıkların diplomatik yollarla çözülmesinin önemini vurguladı.

Şarku’l Avsat’ın Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA’dan aktardığına göre, Veliaht Prens Muhammed bin Selman ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki telefon görüşmesinde, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından bölgede yaşanan gelişmeler gözden geçirildi ve söz konusu gelişmelerin krizin çözümüne yönelik mevcut diyaloğun kesintiye uğramasına yol açtığı ifade edildi.

Türk devlet televizyonu TRT, iki tarafın bölgesel ve küresel konuları ele aldığını belirtti. Erdoğan'ın, Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail'in ‘bölgenin istikrar ve güvenliğine en büyük tehdidi oluşturduğunu’ söylediği ve bu tehdidin İran'a yönelik saldırıyla bir kez daha ortaya çıktığını belirttiği aktarıldı.

Erdoğan, ABD ile İran arasında nükleer müzakereler yoluyla uzlaşma arayışlarının sürdüğü bir dönemde İsrail'in İran'a yönelik saldırısının barış çabalarını baltalamayı amaçladığını ve İsrail saldırılarının İsrail'in ‘bölgesel ve küresel güvenliği sorumsuzca tehdit ettiğini’ bir kez daha ortaya koyduğunu belirtti.

Görüşme sırasında Erdoğan, ‘bölgenin yeni bir krizi kaldıramayacağı ve yıkıcı bir savaşın bölgedeki tüm ülkelere düzensiz göç dalgaları yaratabileceği’ uyarısında bulunarak, ‘nükleer anlaşmazlığın ancak devam eden müzakereler yoluyla çözülebileceğini’ vurguladı.