​Guaido’nun Madrid ziyareti krize neden oldu

Venezuelalı muhalif lider Juan Guaido Madrid’de (EPA)
Venezuelalı muhalif lider Juan Guaido Madrid’de (EPA)
TT

​Guaido’nun Madrid ziyareti krize neden oldu

Venezuelalı muhalif lider Juan Guaido Madrid’de (EPA)
Venezuelalı muhalif lider Juan Guaido Madrid’de (EPA)

Venezuela’da kendisini ülkenin geçici devlet başkanı ilan eden muhalif lider Juan Guaido, Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'na katılımını da içeren Avrupa turunun son ayağı İspanya’da Başbakan Pedro Sanchez tarafından kabul edilmedi.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson ile geçtiğimiz Çarşamba akşamı Londra'da yaptığı görüşmenin ardından dün de Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile bir görüşme gerçekleştiren Guaido, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez tarafından kabul edilmedi.
Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkeler de dahil olmak üzere 60’dan fazla ülke tarafından Venezuela’nın geçici Devlet Başkanı olarak tanınan Guaido’nun Madrid ziyareti ve Başbakan tarafından kabul edilmemesi iktidardaki Sosyalist İşçi Partisi içinde krize neden oldu.
İspanya eski Başbakanı Felipe Gonzales, Venezuela Anayasası'nın hükümleri uyarınca Guaido’nun Venezuela'nın tek meşru devlet başkanı olduğunu söyledi.
Muhalefetteki sol parti Unidas Podemos'un lideri ve sosyal haklardan sorumlu Başbakan Yardımcısı Pablo Iglesias ise, Guaido'nun Venezuela muhalefetinde önemli bir siyasi lider olsa da, Başbakan Sanchez tarafından değil, Dışişleri Bakanı tarafından kabul edilmesinin doğru olduğunu söyledi.
Iglesias, Guadio’nun Venezuela muhalefeti tarafından Ulusal Meclis Başkanı olarak görevden alındığını da hatırlattı.
Guaido İspanya ziyaretinde Dışişleri Bakanı Arancha Gonzalez ile kısa bir görüşme gerçekleştirdi.
Madrid Bölgesel Yönetimi ve Belediye Meclisi ise Guaido’ya şehrin altın anahtarını vererek, 2017 yılından bu yana kimseye verilmeyen Madrid Uluslararası Madalyası’na layık gördü.
Hükümet sözcüsü, Başbakan Pedro Sanchez’in Guaido ile görüşmeme kararının Avrupa ülkelerinin ‘aynı tutumu sergileme’ yönündeki anlaşmasına dayanarak alındığını açıklasa da, Guadio’nun Johnson ve Macron ile yaptığı görüşmeler bununla çelişiyor.
Fransa Cumhurbaşkanlığı, Guaido’yu ‘Ulusal Meclis Başkanı ve Venezuela geçici Devlet Başkanı’ olarak nitelendirirken, Macron Twitter hesabından, Venezuelalıların görüşlerini özgürce ve demokratik bir şekilde ifade etme hakkına sahip olduklarını ve Fransa’nın Guaido'yu seçim sürecini uygulamak için geçici devlet başkanı olarak kabul ettiğini duyurdu.



İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
TT

İsrail-İran çatışmaları: Tahran siyasi mahkumlara baskıyı artırdı

İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)
İsrail'in saldırısı sonucunda Evin Hapishanesi'nin bir kısmı çökmüştü (AP)

İsrail'le 12 günlük çatışmanın ardından İran ülke içindeki baskıyı artırıyor.

Guardian'ın haberinde, 13 Haziran'da İsrail'in saldırısıyla başlayan ve İran'ın misillemesinin ardından 24 Haziran'da ABD'nin arabuluculuğunda ateşkes ilan edilen çatışmaların, İran'da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği belirtiliyor.

İsrail'in 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 kişinin hayatını kaybettiği anımsatılıyor. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği yazılıyor.

Mahsa Emini protestolarına katıldığı gerekçesiyle hapse atılan aktivist Rıza Handan'ın, bombalamadan sonra daha kötü şartlardaki bir hapishaneye gönderildiği belirtiliyor. 60 yaşındaki aktivistin kızı şunları söylüyor:

Ne babamın ne de diğer mahkumların yatağı var, yerde uyumak zorunda kalıyorlar. Bir keresinde uyandığında battaniyesinin içinde 6 ya da 7 tahtakurusu bulmuştu.

Kadın mahkumların da yanlarına kişisel eşyalarını bile alamadan Karçak Hapishanesi'ne gönderildiği belirtiliyor. İdam cezasına çarptırılan Kürt yardım çalışanı Pakşan Azizi'den en az iki gündür haber alınamadığı aktarılıyor. Af Örgütü'ne göre Azizi, "barışçıl insani yardım ve insan hakları faaliyetleri" nedeniyle cezalandırıldı. Tahran yönetimiyse kendisini "devlete karşı silahlı isyanla" suçluyor.

Savaş sonrası İran genelinde bir güvenlik baskısı dalgası başlatıldığı da ifade ediliyor. Kolluk kuvvetlerinin kontrol noktaları oluşturduğu ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle birçok kişinin tutuklandığı aktarılıyor.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edildi. CHRI'dan Hadi Gayemi şu iddiaları paylaşıyor:

İranlı yetkililer, insanları hiçbir gerekçe göstermeden ve avukatlarına erişim hakkı vermeden gözaltına alıyor, ardından ‘ulusal güvenlik' suçlamalarıyla idam ederek halkı sindirmeye ve kontrolü yeniden kurmaya çalışıyor.

New York Times'ın analizinde de Evin Hapishanesi'nin "insan hakları ihlalleriyle" gündem olduğu hatırlatılıyor. Haberde, 12 günlük çatışmaların ardından Tahran yönetiminin tarihsel bir kavşakta olduğu yazılıyor. İran'ın ileride içerideki baskıyı artırmakla ülkenin dönüşümüne yönelik politikaları uygulamak arasında bocalayabileceği ifade ediliyor.

Independent Türkçe, Guardian, New York Times