Avustralya’daki yangın fırtınasının şok edici görüntüleri, alevlerin ne kadar hızlı yayıldığını gözler önüne serdi

Avustralya’daki yangın fırtınasının şok edici görüntüleri, alevlerin ne kadar hızlı yayıldığını gözler önüne serdi
TT

Avustralya’daki yangın fırtınasının şok edici görüntüleri, alevlerin ne kadar hızlı yayıldığını gözler önüne serdi

Avustralya’daki yangın fırtınasının şok edici görüntüleri, alevlerin ne kadar hızlı yayıldığını gözler önüne serdi

Avustralyalılar, bir orman yangınıyla karşılaştıklarında asla orada beklememeleri gerektiğini biliyor. Yapmaları gereken, alevleri görür görmez bir plan yapmak ve ona sadık kalmak.
Dunmore İtfaiye Ekibi’nin sosyal medyada paylaştığı videoda görüldüğü üzere, orman yangınından güvenli biçimde kaçabilmek için her saniyenin önemi var.
Video birkaç hafta önce Yeni Güney Galler kıyı kenti Shoalhaven’da çekildi. Görüntülerde itfaiye ekiplerinin Currowan eyalet ormanındaki yangının yaklaşacağını tahmin ederek, bulundukları bölgeden uzaklaştığı görüldü.
Bölgeyi korumakla görevlendirilen ekip aslında hazırlanmak için zaman bulabileceğini düşünüyordu. Ancak şiddetli güney rüzgarı, yangın fırtınasını beklenenden 10 dakika önce getirdi.
Közlerin kar gibi yağmaya başlamasından kısa süre önce, gökyüzünün duman bulutlarıyla kaplandığı ve havanın karardığı görüldü.

ScienceAlert’in aktardığına göre saatte 100 km hızla gelen rüzgar, yeşil orman manzarasını bir anda alevlerle dolu bir “cehenneme” çevirdi.
Bu görüntüler, ülkenin güneydoğusunda yaşayan Avustralyalılar için tanıdık bir manzara. Ancak birçoğumuz, tehlikenin boyutuna dair yeterince bilgili değil.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, söz konusu videoyu sosyal medya hesabından paylaşan itfaiyeciler, “Bu, üç dakikadan kısa sürede neler olabileceğini gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Eğer bir planınız yoksa, üç dakika sağlam bir plan yapmak için yeterli olmayabilir. Bu yüzden halkı uyarıları dikkate almaya çağıran itfaiyeciler sözlerini şöyle noktaladı:
Yangının etkilediği bölgeler, kısa sürede ‘hoş’ olmaktan çıkar. Bir yangın planı yaptığınızdan emin olun.



Usta yönetmen Oscarlı başyapıtını 11 yıl düşünmüş

Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)
Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)
TT

Usta yönetmen Oscarlı başyapıtını 11 yıl düşünmüş

Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)
Dünya sinemasının klasiklerinden Cennet Sineması, eski kasabasına dönen Salvatore'nin canlanan anılarını ve sinemada projeksiyoncu olarak çalışan Alfredo'yla ilişkisini anlatıyor (Titanus)

Oscar ödüllü unutulmaz film Cennet Sineması'yla (Nuovo Cinema Paradiso) sinema tarihine geçen Giuseppe Tornatore, Şanghay Uluslararası Film Festivali'nde verdiği ustalık sınıfında, başyapıtının ardındaki uzun ve sabırlı yaratım sürecini anlattı.

"İlk filmim Il Camorrista'yı, yani mafya üzerine yaptığım yapımı çekerken bile Cennet Sineması'nın senaryosu zihnimde demleniyordu" diyen Tornatore, senaryoyu kaleme almadan önce tam 11 yıl boyunca "sadece düşündüğünü" açıkladı.

2,5 ayda bitirmiş

69 yaşındaki İtalyan yönetmen, yıllar süren bu içsel hazırlığın ardından kaleme aldığı senaryonun ise yalnızca 2,5 ayda tamamlandığını söyledi:

Bu hikayeyi 11 yıl boyunca düşündüm. Yazmaya başladığımda zaten kafamda bitmiş gibiydi.

Festivalde 1988 yapımı Cennet Sineması gösteriminin ardından düzenlenen söyleşide Tornatore, kendi çocukluk anılarından yola çıkarak sinema ve hikaye anlatımına dair düşüncelerini paylaştı. Sicilya'da geçen çocukluğuna dair şu sözleri söyledi:

6-7 yaşlarındaydım, devasa yakın planları ilk kez perdede gördüğümde hep 'Bu insanlar nereden geliyor?' diye düşünürdüm. Ara olup da ışıklar açıldığında hepsi bir anda kaybolurdu. 'Nereden geliyorlar, nereye gidiyorlar?' diye kendime sorup dururdum.

"Kurgu çok önemli bir iş"

Bu merak onu yerel sinema salonundaki makinistle arkadaş olmaya götürmüş. O makinistten hem teknik bilgileri hem de fotoğrafçılığı öğrenmiş.

14 yaşına geldiğinde ise hem okula devam etmiş hem de sinema salonunda projeksiyon görevlisi olarak çalışmaya başlamış.

"Film şeritlerine bakarak kurgu yapmayı öğrendim. Kurgu çok önemli bir iştir" diyen Tornatore, genç sinemacılara da şu tavsiyede bulundu:

Sadece bir alanda uzmanlaşmayın. Özellikle kurguyu öğrenin. Çünkü sinemada kurgu çok ama çok önemlidir.

Halen çoğu filminin kurgusunu kendisi yapmaya devam eden Tornatore, bu süreci yaratıcılığının vazgeçilmez bir parçası olarak görüyor.

27. Şanghay Uluslararası Film Festivali'nin Altın Kadeh Ödülleri'nde jüri başkanlığı görevini üstlenen Tornatore, Çinli genç yönetmenleri ve onların anlatı biçimlerini keşfetmek için sabırsızlandığını söylemişti.

Xinhua'ya verdiği röportajda, 1900 Efsanesi'nin (La Leggenda del Pianista Sull'Oceano) Çince afişini göstererek, filmin Çin'de iki kez vizyona girdiğini ve büyük ilgi gördüğünü hatırlatmıştı:

Çinli izleyicilerin filmlerimi sevmesinden büyük mutluluk duyuyorum.

Tornatore, Şüpheli (Una pura formalità), En İyi Teklif (La migliore offerta) ve Malena gibi filmlerle de tanınıyor.

Independent Türkçe, Variety, Xinhua