Abbas ve Olmert görüşmesinden diyalog olasılığı çıktı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert (AFP)
TT

Abbas ve Olmert görüşmesinden diyalog olasılığı çıktı

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert (AFP)
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ve İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert (AFP)

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ndeki (BMGK) konuşmasının ardından İsrail eski Başbakanı Ehud Olmert ile New York’ta görüştü.
Abbas, görüşmenin ardından Olmert ile yaptığı ortak basın açıklamasında, İsrail-Filistin çatışmasına iki devletli bir çözümü destekleyen 2008 tarihli barış planına dayanarak, barış müzakerelerini uluslararası bir çatı altında sürdürmeye hazır olduğunu dile getirdi.
AP’nin aktardığına göre Abbas, çok nadir bir şekilde eski bir İsrail lideri ile uluslararası medya önüne çıkarak, Filistinlilerin doğru politik koşullar altında ciddi müzakereler yapabileceğini İsrail ve uluslararası topluma göstermeyi hedefledi.
Abbas, görüşmesinde Olmert'i memnuniyetle karşılayarak, “Sevgili dostum. Barışa ulaşmaya çalışan adam” dedi.
Olmert, Abbas'a 2008 yılında  İsrail'in Batı Şeria'dan neredeyse tamamen çekilmesini, uluslararası kontrolün Kudüs kentindeki kutsal yerlere kadar genişletilmesini ve Arap Barış Girişimi kapsamında Filistinli mülteciler sorununun müzakere etmesini içeren, buna ilaveten Doğu Kudüs'ü Filistin devletinin başkenti olarak gören bir barış planı sunmuştu.
Ancak Olmert, İsrail'de 16 ay hapse mahkum edilmesine yol açan yolsuzluk davası nedeniyle Temmuz 2008'de görevinden istifa etmek zorunda kalmıştı.
Buna rağmen Olmert, geçtiğimiz yıllarda Abbas ile temaslarını sürdürdüğünü söyledi.
Abbas ve Olmert, ABD’nin Ortadoğu Barış Planı konusunda farklı düşünse de Olmert de Abbas’ı ‘barış ortağı' olarak nitelendirdi.
Abbas'ın ABD'nin iki devletli bir çözüme olan bağlılığını göz ardı etmemesini umduğunu söyleyen Olmert, bu amaca götüren müzakereler için çalışılması gerektiğini dile getirdi.
Olmert, “Biraz zaman alacak ama bu müzakereler gerçekleşecek ve İsrail'in bu müzakerelerdeki ortağı Mahmud Abbas olacak. İsrail tarafında bu müzakerelerin ortağı kim olacak? Bu yıldan sonra öğreneceğiz” diyerek, Mart ayında yapılacak seçimlere atıfta bulundu.
Ehud Olmert, şimdiye kadar yaptığı ve yapmaya devam ettiği her şeyin İsrail devletinin iyiliği için olduğuna vurgu yaparak, “Abbas'a New York’a Filistin’in tutumunu desteklemek için gelmediğimi söyledim” şeklinde konuştu.
İsrail halkının tutumuna da değinen Olmert, “İsrail halkının çoğu siyasi açıdan sağ kanatta değil. Filistin tarafıyla müzakerelere karşı çıkmıyor ve Batı Şeria’da daha fazla toprağın kontrol altına alınmasını istemiyorlar” ifadelerini kullandı.
Filistin tarafı, işgal altındaki alanların dışındaki 700 binden fazla İsrailli yerleşimcinin çıkarılmasıyla bağımsız bir Filistin devleti kurmak için 1967 savaşında İsrail'in işgal ettiği bölgeler olan Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün tamamına erişim sağlamayı amaçlıyor.
Oysa ABD Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan Ortadoğu Barış Planı, Batı Şeria'nın önemli kısımlarının İsrail egemenliğine girmesini öngörüyor.
İsrail’in BM Daimi Temsilcisi’nden Abbas’a eleştiri
İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Danny Danon, BMGK’da yaptığı konuşmada, “Başkan Abbas gerçekten barış istiyorsa, şimdi Kudüs'te Başbakan Binyamin Netanyahu ile konuşuyor olmalı. New York'taki BM binasında değil” dedi.
Danon Abbas hakkındaki görüşlerine şu ifadelerle devam etti:
“İsrailli ve Filistinliler Başkan Abbas istifa ettikten sonra ilerleyebilir. Terörü kışkırtan ve şiddet eylemlerini yüceltmeyi seçen lider, barış için gerçek bir ortak olarak düşünülemez.”
Abbas ise bu açıklamanın ardından yaptığı konuşmasında, “Topraklarımızda terörizmle savaşıyoruz ve terörist olarak tanımladığınız biz değiliz” dedi.
Filistin Devlet Başkanı Abbas, BMGK oturumunun ardından yaptığı basın açıklamasında da bu konuya değindi ve “İsraillilerle ilişkilerimizin doğası ne olursa olsun, asla şiddete meyilli olmayacağız. Barışçıl görüşmelerle barışı sağlamak istiyoruz” şeklinde konuştu.
BMGK’da geçtiğimiz Salı günü düzenlenen oturumda, Tunus ve Endonezya tarafından sunulan Barış Planı’na karşı Filistin’e destek veren karar tasarısının oylanması bekleniyordu.  Ancak Filistin tarafı, söz konusu karar tasarısına ilişkin istişarelerin devam ettiğini açıkladı.



Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
TT

Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)

Amerikan istihbarat yetkilileri, İsrail'in Lübnan Hizbullahı'na yönelik düzenlediği çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planladığını bildiriyor. 

Amerikan medya kuruluşu ABC News'ün görüştüğü ve kimlikleri gizli tutulan istihbarat yetkilileri, İsrail'in çağrı cihazlarını paravan şirketler aracılığıyla Lübnan'a soktuğunu belirterek, bunun riskli bir operasyon olduğuna dikkat çekiyor.

İstihbarat kaynakları, CIA'in de bir dönem bu taktiği kullanmayı düşündüğünü fakat sivillere yönelik risk nedeniyle böyle bir adım atılmadığını belirtiyor.

Yetkililer, İsrail istihbaratının saldırıyı paravan şirketler kullanarak planladığını ve bu firmalardaki görevlilerin bir kısmının "kime bağlı çalıştığından habersiz olduğunu" öne sürüyor. 

Mossad'ın paravan firmalar kullanarak çağrı cihazlarına patlayıcı yerleştirip Lübnan'a soktuğuna dair ilk iddia, Amerikan gazetesi New York Times'ın (NYT) 18 Eylül'deki haberinde paylaşılmıştı. 

NYT'ye konuşan kaynaklar, Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket aracılığıyla çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğunu iddia etmişti. Macaristan merkezli bu paravan şirketin, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı ürettiği savunulmuştu. 

İsrailli istihbarat yetkilileri, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini belirtmişti. 

ABC News, konuştuğu istihbarat kaynaklarının bu bilgileri doğruladığını aktarırken, BAC ve Gold Apollo'yla iletişime geçildiğini fakat firmalardan yanıt alınamadığını bildiriyor.
İsrail Başbakanlık Ofisi'ne bağlı Ulusal Siber Direktörlük'ün eski genel müdür yardımcısı Refael Franco, Times of Israel'e verdiği söyleşide, saldırıların ardından Hizbullah'ın yeniden bir iletişim sistemi kurmasının zor olacağını savunuyor ve ekliyor: 

İletişim kurmanın bir yolu olmadığında binlerce savaşçıyı ve birimi kontrol etmek zor, bu onları birkaç yıl geri götürecek.

Franco da İsrail'in çağrı cihazlarını "paravan şirketler aracılığıyla almış olabileceğine" dikkat çekiyor. Eski istihbarat yetkilisi, Hizbullah'ın yıllarca bu patlayıcı dolu çağrı cihazlarından şüphelenmediğini belirtirken, Tel Aviv'in yeni hedefinin Hizbullah'ın bütün tedarik zincirinin akışını çözmek olduğunu söylüyor.

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmıştı. Ertesi gün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşmişti. Olaylarda en az 37 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 931 kişi de yaralanmıştı. Tel Aviv saldırıyı resmi olarak üstlenmedi. Reuters'ın Lübnanlı güvenlik yetkililerine dayanarak aktardığına göre, saldırıdan birkaç saat önce bile Hizbullah çağrı cihazı dağıtıyordu. 

İsrail'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Danny Danon, dünkü açıklamasında Hizbullah'a yönelik saldırıların devam edebileceği sinyalini vererek şunları söyledi: 

Hizbullah'ın provokasyonlarına devam etmesine izin vermeyeceğiz. Bu eylemler uluslararası hukuku ihlal etmektedir ve İsrail kendini savunacaktır.

Independent Türkçe, Times of Israel, ABC News, Haaretz