Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

"Hizbullah'ın yeniden iletişim sistemi kurması zor"

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
TT

Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)

Amerikan istihbarat yetkilileri, İsrail'in Lübnan Hizbullahı'na yönelik düzenlediği çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planladığını bildiriyor. 

Amerikan medya kuruluşu ABC News'ün görüştüğü ve kimlikleri gizli tutulan istihbarat yetkilileri, İsrail'in çağrı cihazlarını paravan şirketler aracılığıyla Lübnan'a soktuğunu belirterek, bunun riskli bir operasyon olduğuna dikkat çekiyor.

İstihbarat kaynakları, CIA'in de bir dönem bu taktiği kullanmayı düşündüğünü fakat sivillere yönelik risk nedeniyle böyle bir adım atılmadığını belirtiyor.

Yetkililer, İsrail istihbaratının saldırıyı paravan şirketler kullanarak planladığını ve bu firmalardaki görevlilerin bir kısmının "kime bağlı çalıştığından habersiz olduğunu" öne sürüyor. 

Mossad'ın paravan firmalar kullanarak çağrı cihazlarına patlayıcı yerleştirip Lübnan'a soktuğuna dair ilk iddia, Amerikan gazetesi New York Times'ın (NYT) 18 Eylül'deki haberinde paylaşılmıştı. 

NYT'ye konuşan kaynaklar, Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket aracılığıyla çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğunu iddia etmişti. Macaristan merkezli bu paravan şirketin, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı ürettiği savunulmuştu. 

İsrailli istihbarat yetkilileri, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini belirtmişti. 

ABC News, konuştuğu istihbarat kaynaklarının bu bilgileri doğruladığını aktarırken, BAC ve Gold Apollo'yla iletişime geçildiğini fakat firmalardan yanıt alınamadığını bildiriyor.
İsrail Başbakanlık Ofisi'ne bağlı Ulusal Siber Direktörlük'ün eski genel müdür yardımcısı Refael Franco, Times of Israel'e verdiği söyleşide, saldırıların ardından Hizbullah'ın yeniden bir iletişim sistemi kurmasının zor olacağını savunuyor ve ekliyor: 

İletişim kurmanın bir yolu olmadığında binlerce savaşçıyı ve birimi kontrol etmek zor, bu onları birkaç yıl geri götürecek.

Franco da İsrail'in çağrı cihazlarını "paravan şirketler aracılığıyla almış olabileceğine" dikkat çekiyor. Eski istihbarat yetkilisi, Hizbullah'ın yıllarca bu patlayıcı dolu çağrı cihazlarından şüphelenmediğini belirtirken, Tel Aviv'in yeni hedefinin Hizbullah'ın bütün tedarik zincirinin akışını çözmek olduğunu söylüyor.

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmıştı. Ertesi gün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşmişti. Olaylarda en az 37 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 931 kişi de yaralanmıştı. Tel Aviv saldırıyı resmi olarak üstlenmedi. Reuters'ın Lübnanlı güvenlik yetkililerine dayanarak aktardığına göre, saldırıdan birkaç saat önce bile Hizbullah çağrı cihazı dağıtıyordu. 

İsrail'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Danny Danon, dünkü açıklamasında Hizbullah'a yönelik saldırıların devam edebileceği sinyalini vererek şunları söyledi: 

Hizbullah'ın provokasyonlarına devam etmesine izin vermeyeceğiz. Bu eylemler uluslararası hukuku ihlal etmektedir ve İsrail kendini savunacaktır.

Independent Türkçe, Times of Israel, ABC News, Haaretz 



Hizbullah cihazlarının hacklenmesi tedarik zincirlerinin karanlık noktalarını ortaya çıkardı

Beyrut'un güney banliyösünde patlamış bir çağrı cihazının kalıntıları, 18 Eylül 2024. (AFP)
Beyrut'un güney banliyösünde patlamış bir çağrı cihazının kalıntıları, 18 Eylül 2024. (AFP)
TT

Hizbullah cihazlarının hacklenmesi tedarik zincirlerinin karanlık noktalarını ortaya çıkardı

Beyrut'un güney banliyösünde patlamış bir çağrı cihazının kalıntıları, 18 Eylül 2024. (AFP)
Beyrut'un güney banliyösünde patlamış bir çağrı cihazının kalıntıları, 18 Eylül 2024. (AFP)

Hizbullah mensupları tarafından kullanılan Asya menşeli çağrı cihazlarının hacklenmesi, söz konusu cihazların rotasına ilişkin yoğun araştırmalara yol açtı. Bu durum, eski teknolojiye sahip cihazların satıldığı ve alıcıların satın aldıkları cihazlar için çok az garanti alabildiği ya da hiç alamadığı şeffaf olmayan bir pazarı ortaya çıkardı.

Analistler ve danışmanlar, daha yeni ve sofistike ürünlerin tedarik zincirleri ve dağıtım kanalları sıkı bir şekilde yönetilirken, Asya'dan gelen eski elektronik ürünler için durumun böyle olmadığını, sahtecilik, fazla stoklar ve fason üretim anlaşmalarının karmaşık doğasının bazen ürünün kaynağını belirlemeyi imkânsız hale getirdiğini söyledi.

Geçtiğimiz hafta Lübnan'da 37 kişinin ölümüne ve yaklaşık 3 bin kişinin yaralanmasına neden olan cihazlarla isimleri ilişkilendirilen şirketlerin tepkileri, bunların nasıl ve ne zaman silah haline getirildiğini belirlemenin zorluğunu ortaya koydu.

Tayvan merkezli Gold Apollo, sorumluluğu Avrupa'da ticari markasını kullanma lisansına sahip olan bir şirkete yükledi. Bunun üzerine Macaristan, Bulgaristan, Norveç ve Romanya'da cihazların kökenine ilişkin soruşturmalar başlatıldı.

Japon ICOM firması ise başlangıçta kendi adını taşıyan telsizlerin orijinal olup olmadığını belirleyemediğini, çünkü piyasanın sahte ürünlerle dolu olduğunu belirtti. Ancak firma dün (Cuma) bir açıklama yayınlayarak, Lübnan'da patlayan telsizlerin kendi ürünleri olmama ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.

ICOM, Lübnan İletişim Bakanı Johnny el-Karm'ın cihazların bir distribütör aracılığıyla ithal edilmediğini ve aynı model numarasına sahip sahte ürünlerin başka ülkelerden ithal edildiğini söylediğini aktardı.

Japon şirket, patlayan cihazların kendisi tarafından üretilmediğinin teyit edilmesi için incelenmesi gerektiğini, ancak ‘ortaya çıkan çok sayıda bilgi çerçevesinde, bu cihazların ICOM tarafımızdan üretilmiş olma ihtimalinin son derece düşük olduğunu’ bildirdi.

Teknoloji uzmanı ve danışman David Fincher ise “Eğer cihazların içine patlayıcı koymak için tedarik zinciri tehlikeye atıldıysa bu inanılmaz bir planlama. Ancak mevcut tedarik zincirine sızmak zor değil ve muhtemelen yapılacak en kolay şey de bu” değerlendirmesinde bulundu.

Sahte ürünlerin, özellikle de sahte bileşenlerin kolayca üretilebildiği Çin gibi büyük üretim merkezlerinde yaygın olduğunu belirten Fincher, “Bir teknoloji uzmanı olarak, kablosuz iletişim cihazlarına küçük miktarlarda patlayıcı yerleştirmenin zor olmadığını söyleyebilirim” dedi.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre bir güvenlik kaynağı, Hizbullah'ın cihazları yaklaşık beş ay önce Gold Apollo'dan satın aldığını söyledi.

Görsel kaldırıldı.Hizbullah destekçileri Beyrut'ta bir kafede Hizbullah lideri Hasan Nasrallah'ın televizyonda yayınlanan konuşmasını dinliyor. (DPA)

Patlamadan sonra bir cihazın fotoğrafları, telsizlerin üzerinde ICOM'un adının ve ‘Made in Japan’ ifadelerinin yer aldığı etiketler olduğunu gösterdi.

Her iki şirket de ölümcül bileşenlerden herhangi birinin iki ülke topraklarındaki kendi fabrikalarında üretilmiş olma ihtimalini dışladı.

Tayvan Ekonomi Bakanı Kyu Jih-hui, Lübnan'daki patlayan cihazların bileşenlerinin Tayvan'da üretilmediğini söyledi.

Lübnan’ın Birleşmiş Milletler (BM) Misyonu'nun BM Güvenlik Konseyi'ne gönderdiği mektuba göre, Lübnanlı yetkililer tarafından cihazlarla ilgili olarak yapılan ön soruşturmada, cihazlara ülkeye gelmeden önce patlayıcı yerleştirildiği sonucuna varıldı.

Sahte ürünler

Ancak şu anda kesin bir bilgi bulunmuyor. Çağrı cihazlarının ve telsizlerin uzaktan patlatılabilecek şekilde nasıl ve ne zaman ayarlandığı henüz belli değil.

Çinli fikri mülkiyet hizmetleri firması East IP'nin ortaklarından Joe Simon, sorunun bir kısmının da küçük markaların, kısmen kârlarını etkileyebilecek maliyetler nedeniyle, sahte ürünlerin denetlenmesine büyük yatırım yapmama eğiliminde olmaları olduğunu söyledi.

Reuters’a konuşan Simon, “Yetkililer düşük teknolojili taklit ürünlerle uğraşmayı önemsemiyor, ancak fikri mülkiyet sahiplerinin izlemesi, araştırması ve şikâyet etmesi gerekiyor. Bu her zaman daha büyük, yüksek teknolojili markalarda olduğu kadar sık gerçekleşmiyor” ifadelerini kullandı.

ICOM'a göre sorunlardan biri, söz konusu IC-V82 modelinin üretimini yaklaşık 10 yıl önce, sahte ürünlere karşı koruma sağlamak amacıyla holografik etiketlemeye başladığı dönemde durdurmuş olması.

Şirket, başta eski modelleri olmak üzere sahte ürünlere karşı defalarca uyarıda bulunmuş.

Japonya Patent Ofisi'nin mevcut en son raporuna göre, Japonya'daki şirketlerin yüzde yedisinden fazlası, 2020 yılında ürün sahteciliği nedeniyle iş kayıpları yaşadıklarını bildirirken, vakaların yaklaşık üçte biri Çin ile bağlantılı.

ICOM, müşterilerini orijinal ürün satın aldıklarından emin olmak için yalnızca yetkili distribütör ağını kullanmaya çağırdı.

Ancak Reuters tarafından yapılan araştırma, Çin'de onlarca mağazanın Alibaba, Taobao, JD ve Pinduoduo gibi e-ticaret platformlarında IC-V82 modeli de dahil olmak üzere ICOM markalı telsizler sattığını ortaya koydu.

Alibaba'da ICOM markalı ürünler satan ve hiçbiri ICOM'un web sitesinde resmi tedarikçi olarak listelenmeyen Çin merkezli üç satıcıdan Guangzhou Minxing Communication Equipment ve Shandong Pengcheng Technology orijinal ürünler sattıklarını söylerken, Guangzhou Yixin Trading Co. orijinal ürünlere ek olarak ‘Çin yapımı sahte ürünler’ sattığını itiraf etti.

ICOM, tüm ürünlerini Japonya'daki fabrikalarında ürettiğini söylüyor.

Reuters tarafından yapılan bir kontrol, üretimi durdurulan IC-V82 modelinin Vietnam'da e-ticaret platformu Shopee'de de satıldığını ve yaygın olarak bulunduğunu gösterdi.

Markası Budapeşte merkezli BAC'ye lisanslı olan Gold Apollo için tedarik zinciri, çeşitli ülkelerdeki yetkililerin şimdi tanımlamaya çalıştığı gizemli bir üretim rotasına dönüştü.

Sahte elektronik ürünleri inceleyen Maryland Üniversitesi İleri Yaşam Döngüsü Mühendisliği Merkezi'nden Diganta Das, “Ucuz ikinci el üretim ekipmanının yaygın olarak bulunması, sahte ürün üreticilerinin sadece bir bileşen üretmekten daha fazlasını, hatta tüm ürünleri üretebilmeyi başardıkları anlamına geliyor. Ben buna artık taklit demezdim, daha çok yasadışı sanayileşme derdim” şeklinde konuştu.