Atlantik Okyanusu'nun gizli kalmış serveti Moritanya

(El-Ahram Gazetesi)
(El-Ahram Gazetesi)
TT

Atlantik Okyanusu'nun gizli kalmış serveti Moritanya

(El-Ahram Gazetesi)
(El-Ahram Gazetesi)


Ahmed el-Moslemany*
Arap ülkelerinin sonuncusu ve büyüklüğü Fransa’nın yüz ölçümünden daha fazla olan Moritanya’nın kültürel tarihi yüzyıllara dayanır. Moritanya halkının üçte biri şiir yazar, üçte ikisi ise bu şiirleri dinler ve değerlendirir. Bu da, nüfusunun üçte ikisi ya şair ya da eleştirmen olan Moritanya’ya ‘demokratik çoğunluk’ ifadesinin yanında ‘yaratıcı çoğunluk’ ifadesini de kazandırır.
Moritanya’yı birçok kez ziyaret ettim. Uçak, Nuakşot Uluslararası Havaalanı’na indikçe bu harika ülkenin estetiği de bir o kadar yükselir. Ziyaretçilerine karşı oldukça samimi ve misafirperver olan Moritanyalıların sarf ettikleri sözler, halkla ilişkiler uzmanları tarafından öğretilmiş değil, içlerinden gelen dostça sözlerdir.
Nuakşot Uluslararası Havaalanı, Moritanyalıların Fransızları yendikleri, ‘Ummu et-Tunusi’ savaşının adını taşıyor. Burası 2020 yılında adeta Moritanya'nın bağımsızlığının üzerinden geçen 60 yılın ardından geleceğe yolculuğunun başlangıcı oldu.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Fetva Konseyi Başkanı Şeyh Abdullah bin Beyye başkanlığında Müslüman Toplumlarda Barışı Teşvik Forumu tarafından düzenlenen Afrikalı akademisyenlerin katıldığı Radikalizm ve Terörizme Karşı Mücadele Konferansı’na katılmak üzere Nuakşot’taydım. Moritanya Cumhurbaşkanı Muhammed Vild el-Gazvani tarafından yapılan açılış konuşmasını çok beğendim. Cumhurbaşkanı nazik ve düzgün bir Arapça ile kısa ve öz bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Gazvani, terörün Mali ve çevresine uzandığı ve Moritanya’nın muazzam bir doğalgaz zenginliğine sahip olmak üzere olduğu önemli bir dönemde ülkesine liderlik ediyor.
Moritanya’da keşfedilen büyük doğalgaz rezervlerini çıkarma çalışmaları başladı. Enerji kaynaklarının keşfedilmesi, her zaman iyi bir haberdir. Ancak zorunlu olarak geniş kapsamlı siyasi bir endişeyi de beraberinde getirir. Mesela Irak ve Libya'da bu servet adeta bir lanete dönüşmüştür. Bu ülkelerde petrol, onlara gelirden ziyade kan getirmiştir. Eğer bir ülkede enerji sahaları varsa bu da sürekli uyanık olmayı gerektirir.
Moritanya, Atlantik Okyanusu kıyısında bir ülkedir.  Senegal ile sınırlarında, su ve doğalgaz umudu varken Mali ile 5 bin kilometreyi aşan sınırlarında ise suç ve terörün getirdiği endişe hakimdir. Bir yanda fırsatlar, diğer yanda ise tehlikeler bir birleriyle yarışıyorlar.
Eğer Moritanya Cumhurbaşkanı’nı dinlemezseniz bölgeyi anlamakta zorluk çekersiniz. Kendisinden başkent Nuakşot’ta bir görüşme talebinde bulundum. Cumhurbaşkanı Londra zirvesinden dönüyordu ve yapacak çok işi vardı. Buna karşın Cumhurbaşkanı’nın görüşme tarihi olarak verdiği gün büyük bir titizlikle yapılmış bir seçimdi. Görüşme, Abu Dabi ziyaret sırasında gerçekleşecekti. 
Cumhurbaşkanı’nı BAE'nin başkenti Abu Dabi’de kaldığı otelde ziyaret ettim ve kendisine ‘Umme fi Hatar: ed-Din ve’s-Siyase fi’l-Alemu’l-Arabi’ (Tehlikedeki Bir Millet: Arap dünyasındaki din ve siyaset) adlı kitabımı hediye ettim. BAE Silahlı Kuvvetleri Yüksek Komutan Yardımcısı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan’ın davetinde ise kendisiyle tekrar karşılaşmak benim için büyük bir şanstı.
Cumhurbaşkanı’ndan önce resepsiyonda karşılaştığım BAE Fetva Konseyi Başkanı Şeyh Abdullah bin Beyye bana, “Hem siyaset alanında hem de ahlakta üst düzey bir liderle bir araya geleceksiniz. Sana daha fazlasını anlatmayacağım. Yakında kendin anlarsın” dedi.
Moritanya Cumhurbaşkanı, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi'yi takdir ederken Kahire ve Nuakşot arasındaki ilişkilerin şuan tarihindeki en iyi durumda olduğuna inanıyor.
Cumhurbaşkanı Gazvani ile tokalaşırken, siyaset ve ekonomi üzerine ayaküstü sohbete koyulduk. Denge ve sukut görüşmenin faydalarını arttırır. Bu yüzden bir birimizi daha iyi duymayı isteyene kadar bu ayaküstü sohbet devam etti.
Cumhurbaşkanı Gazvani, Sahel ve Sahra altı Afrika ülkelerindeki ana sorunun kalkınma olduğunu düşünüyor. Bu nedenle kalkınma ekseni olmadan güvenlik ekseninde çalışmanın hiçbir işe yaramayacağına inanıyor.
Cumhurbaşkanına bölgedeki halklar arasında bariz bir öfkenin olduğunu söyleyerek söze başladım ve “Bölge halkları umutsuzluğa kapılmaya başladı” dedim.
Cumhurbaşkanı bunun üzerine yaptığı değerlendirmede, öfkenin altında yatan nedenlerin ekonominin çöküşü ve geçim sıkıntısı olduğunu söyledi ve şöyle devam etti;
“Hayatların koruması için güvenlik ne kadar gerekliyse, gıda, giyim, konut, eğitim ve sağlık da hayatın ta kendisidir.”
Ben de şunları söyledim:
“Biz Sahel ve Sahra Altı Afrika ülkeleriyiz. Ancak devam eden savaşların bir parçası değiliz. Ancak durumun kötüleşmesi bölgede daha fazla baskı ve gerginlik yaratıyor.”
Moritanya Cumhurbaşkanı Libya’daki olaylara uzak bir mesele olarak bakmıyor. Çünkü Libya'daki güvenliğin bozulmasının güney ve batı ülkeleri üzerinde büyük bir baskı yarattığında bunun, Sahel ve Sahra bölgesindeki güvenlik sorunlarını ikiye katlayacağına inanıyor.
Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Gazvani, bu kırılgan jeopolitik bölgenin Fransa'nın Mali’nin talebi üzerine bölgede 7 yıldır süren ve 5 milyar euroya mal olan terörle mücadele çabalarına rağmen Libya'daki olaylar durulmazsa çökmeye devam edebileceğini ortaya koyan araştırma merkezleriyle ve yapılan çalışmalarla aynı görüşte. Fransa ve müttefik güçlerin Belçika’nın 70 katı büyüklüğündeki bir sahada mücadele etmelerine rağmen Libya'daki durum söz konusu sahayı ikiye katlayabilir ve hatta bölge yeni bir Afganistan veya ‘Afrika Afganistanı’ olabilir.
Cumhurbaşkanı Gazvani değerlendirmelerini şöyle sürdürdü;
“Terör ve organize suçlar, uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığıyla ilişkili. Yasadışı silah ticaretine Kaddafi'den geri kalan cephanelik ve Akdeniz'e gelen yasadışı silahlar yardımcı oldu.”
Moritanya’nın vizyonunu yeniden inşa etmeye çalışan Cumhurbaşkanı Gazvani, Senegal ile aralarındaki büyük doğalgaz bölgesini bölme konusundaki uzlaşıdan ve büyük şirketlerin Nuakşot’taki enerji sahalarında çalışmalara başlamasından oldukça memnun. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı Gazvani başarılı bir BAE ziyareti gerçekleştirdi. Abu Dabi’nin Moritanya’daki yatırım ve geliştirme projeleri için Abu Dabi 2 milyar dolarlık kredi temin etmesi Gazvani’nin ülkesini ileriye taşıma umudunu güçlendirdi.
Ülkesindeki güvenliğe ilişkin endişe duymayan Cumhurbaşkanı Gazvani, daha önce terörü ortadan kaldıran bir mücadelede başarı elde etti. Bu yüzden elde edilen başarının nasıl koruyacağını çok iyi biliyor. Cumhurbaşkanı Gazvani, seçim kampanyası sırasında tarım alanındaki kalkınma hedefleri çerçevesinde ivme kazandıracak olan Senegal Nehri'nden 50 kilometre uzunluğunda bir kanal açma projesini açıkladı. Kendisine kalkınma vizyonuna ilişkin bir soru yönelttim. Bunun üzerine bana verdiği yanıtta, “Oldukça önemli bir faktör olan sosyal kültür yönelimleri, artık daha iyiye doğru değişiyor. Biz çöl insanlarıyız. Bizden önceki nesiller denizi dikkate almadılar. Ama bugün durum değişti ve yeni nesiller denize önem vermeye başladı” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Gazvani’ye Atlantik Okyanusu kıyısında yeni tesisler yapıldığını gördüğümü söylediğimde, “Moritanyalılar birçok meslekten uzaklaştılar. Bununla birlikte zanaatkarlık gerektiren işlerinden hoşlanmamak gibi bir sorunumuz var. Fakat yeni nesiller daha iyi işler yapmaya başladı. Artık restoran ve hazır gıda projeleri ortaya koyan insanlar var. Müteahhitlik ve mimarlık yapanlar var. Ülkemiz büyük bir zenginliğe sahip. Atlantik'te geniş yelpazede bir balık zenginliğine sahibiz. Ülkemizde tarım ve hayvancılık sürüyor. Ayrıca bolca demir, bakır ve altın gibi maden kaynaklarımız bulunuyor” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Muhammed Vild el-Gazvani’nin yapacak çok işi var. Bazıları Atlantik’teki bu serveti büyük bir hevesle takip ederken bazıları bu servetin okyanustan karaya çıkarılmasının ardından yaşanabilecekler yüzünden endişeli.
Bana kalırsa Moritanya'nın sahip olduğu gerçek servet; Moritanyalıların ta kendileri.
*El-Ahram Gazetesi



Halep Valisi Azzam el-Garib: Kürtler ve Şeyh Maksud mahallesi sakinleri ile ilişkilerimiz iyi, devletin egemenliğine geri dönecekler

Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
TT

Halep Valisi Azzam el-Garib: Kürtler ve Şeyh Maksud mahallesi sakinleri ile ilişkilerimiz iyi, devletin egemenliğine geri dönecekler

Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)
Halep Valisi Azzam el-Garib (Al Majalla)

Abbas Şerife

Şarku’l Avsat’ın Al Majalla’dan aktardığı röportajda Halep Valisi Azzam el-Garib, ‘Kürtlerle ilişkilerin olumlu olduğunu ve bu ilişkilerin köklü bir arada yaşama temeline dayandığını’ söyledi. Vali Garib, 10 Mart'ta Suriye Demokratik Güçleri (SDG) ile yapılan anlaşmanın Halep'teki Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerini kapsadığını ve ‘bu mahallelerin tamamen devletin egemenliğine geri dönmesinin ve Halep Şehir Konseyi'nin yönetimi altında hizmetlerin yeniden sağlanmasının öngörüldüğünü belirtti.

Şehrin DEAŞ’a bağlı hücreler de dahil olmak üzere ‘karmaşık güvenlik sorunları’ ile karşı karşıya olduğunu belirten Vali Garib, güvenlik güçlerinin ‘Hayderiya, el-Halk ve es-Safira mahallelerinde terörist faaliyetlere karışan kişileri yakalamak amacıyla özel operasyonlar düzenlediğini’ açıkladı. Suriye'nin ikinci büyük şehri olan Halep'te silahların kontrol altına alınamamasının büyük bir sorun olduğunu ve gönüllü silah teslim programları aracılığıyla yasadışı silahları topladıklarını ifade eden Vali Garib, yetkililerin güvenliği artırmak için 2 bin güvenlik kamerasının kurulması çalışmasına başladığını belirtti. Vali Garib, istikrar ve yeniden yapılanma ile Halep’in 5-10 yıl içinde ekonomik başkent olarak eski konumunu geri kazanacağını söyledi.

Türkiye'nin Halep'in istikrarında ‘merkezi’ bir rol oynadığını ve ‘stratejik bir ortak’ olduğunu vurgulayan Vali Garib, “Türkiye'nin Suriye topraklarında herhangi bir emeli olduğunu düşünmüyorum” diye devam etti.

İşte Halep Valisi Azzam el-Garib ile gerçekleştirilen röportajın tam metni:

*Bu geçiş döneminde özellikle Halep rejim ordusu tarafından savaş ve yıkımdan çok fazla zarar gördüğünden karşılaştığınız zorluklar neler? Birkaç gün önce başlatılan “Senin için ey Halep” girişimi ne anlama geliyor?

Suriye'nin karşı karşıya olduğu zorluklara rağmen Halep, güvenlik istikrarını güçlendirme, idari performansı iyileştirme, enerji krizlerini çözme ve devlet kurumlarını yeniden kurma ve kamu hayatının düzenini sağlama konusunda ulusal uzlaşıları uygulama çabalarını sürdürüyor.

Birkaç gün önce, ‘Senin için ey Halep’ adlı bir girişim başlattık. Bu girişim altyapıyı iyileştirmek, güvenlik durumunu düzeltmek, parkları ve sokakları güzelleştirmek, sağlık ve eğitim hizmetlerini iyileştirmek ve yerinden edilmiş kişilerin geri dönüşünü hızlandırmak amacıyla valiliğin desteğiyle başlatılan bir sivil girişimdir.

İstikrar ve yeniden yapılanma ile Halep, uluslararası ve yerel destek sağlanması koşuluyla Halep’in 5-10 yıl içinde ekonomik başkent olarak eski konumunu geri kazanacak.

*Halep vilayetinin karşı karşıya olduğu en önemli güvenlik sorunları nelerdir? Özellikle güvenlik, kalkınmanın iyileştirilmesi ve yatırımcıların çekilmesi için en önemli faktör olduğu bilindiği üzere, güvenlik istikrarını sağlamak için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Halep, Beşşar Esed rejiminin düşüşünden sonra karmaşık güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya. Ancak, özellikle SDG ile yapılan ve Şeyh Maksud ve Eşrefiye mahallelerini kapsayan anlaşmanın ardından, güvenlik tehditlerinde önemli bir azalma görüldü. Bununla birlikte, başta aşağıdakiler olmak üzere birçok sorun halen devam ediyor:

1- DEAŞ’a bağlı hücreler: Güvenlik güçlerinin Hayderiya, Helek ve Safira mahallelerinde gerçekleştirdiği operasyonlar sonucunda terör faaliyetlerine karışan unsurlar yakalandı.

2- Eski rejimin kalıntıları: Güvenlik operasyonları kapsamında ihlallere karışan kaçak kişilerle sert bir şekilde mücadele edilirken, geçiş dönemi adalet komisyonları da faaliyete geçirildi.

3- Kaçak silahlar: Gönüllü teslim programları aracılığıyla yasadışı silahların toplanması.

4- Daha fazla istikrar sağlamak için, güvenlik güçlerinin yeniden yapılandırılması, birleşik yerel güçlerin eğitilmesi ve toplumsal diyalog ve girişimler yoluyla güvenin güçlendirilmesi.

5- Senin için ey Halep Girişimi kapsamında güvenlik kameraları yerleştirmek üzere ‘Güvenliğimiz Geleceğimiz’ projesi başlatıldı. Fiber optik kabloların döşenmesinin yüzde 80'ini tamamladık ve ikinci aşamada güvenliği artırmak için 800 bin dolarlık bir maliyetle 2 bin kamera kurmayı hedefleniyor.

df
Başkent Şam'ın Duveylia bölgesindeki Mar İlyas Kilisesi'nde meydana gelen intihar saldırısının yol açtığı hasar ve kan, 22 Haziran 2025 (AFP)

*Halep, ulusal üretime büyük katkı sağlayan Suriye'nin ekonomik başkenti olduğu biliniyor. Yerel ekonomiyi canlandırmak ve yatırımı teşvik etmek için ne gibi planlarınız var? Halep yeniden Suriye’nin ekonomik başkenti olacak mı?

Halep muazzam bir ekonomik potansiyele sahip. Ancak önceki rejimin mirası olan kurumsal gevşeklik, idari yolsuzluk, verimsizlik ve dengesiz vergi sistemi gibi sorunlarla boğuşuyor. Planımız şunları içeriyor:

İlk olarak, vergi sistemini reform etmek ve büyümeyi teşvik etmek için hükümetle koordinasyon içinde vergileri yeniden düzenlenmesi.

İkincisi, geleneksel sektörlerin canlandırılması ve Şeyh Neccar gibi sanayi bölgelerinin yeniden yapılandırılması, vergi kolaylıkları ve enerji desteği sağlanması. Ayrıca Halep’teki turizm sektörünü destekleyecek çeşitli atölye çalışmaları düzenledik.

Senin için ey Halep girişimi kapsamında, ‘Işılda ey Halep’ projesi Halep'in doğu ve batı sokaklarını aydınlatmaya devam ediyor. 2,3 milyon dolarlık bir bütçeyle 11 bölgede 3544 aydınlatma ünitesi kurmayı hedefledik. Sivil toplum kuruluşlarıyla iş birliği içinde ilk aşamayı (45 km için 932 aydınlatma ünitesi) tamamladık ve ikinci ve üçüncü aşamaları Halep kırsalını da kapsayacak şekilde tamamlayarak ticari faaliyetleri güçlendirdik.

Halep'in yeniden ekonomik başkent olmasına gelince istikrar ve yeniden yapılanma ile Halep, uluslararası ve yerel destek sağlanması koşuluyla, 5-10 yıl içinde eski konumunu geri kazanma adaylığı için uygun olacak.

Türkiye'nin Suriye topraklarında herhangi bir emeli olduğunu sanmıyorum, özellikle de Türkiye her zaman Suriye topraklarının bütünlüğünü desteklemiş ve bölünme projelerini reddetmiştir.

Kürt sorunu, Suriye genelinde zorlu bir sorun oluşturuyor. Ancak Halep düzeyinde sorarsak, Eşrefiye ve Şeyh Maksud'daki Kürt nüfusla ilişkisini nasıl tanımlarsınız?

Kürt bileşenle ilişkiler olumlu ve tarihsel bir arada yaşama üzerine kuruludur. SDG ile yapılan anlaşma, Eşrefiye ve Şeyh Maksud mahallelerini kapsıyor. Dolayısıyla bu mahallelerin kaderi, devletin egemenliğine tamamen geri dönmek ve Halep Belediye Meclisi'nin yönetimi altında hizmetlerin geri gelmesidir.

Yerel temsil konusunda, yerel meclislerde ve yönetim kurumlarında Kürtleri dahil ediyor ve adil temsilini sağlıyoruz.

u7ı
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed eş-Şara (sağda) ve SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi, Şam’da SDG'nin devlet kurumlarına entegrasyonu için anlaşma imzaladı, 10 Mart 2025 (AFP)

*Türkiye, geçtiğimiz yıllarda Suriye'nin kuzeyinde açık bir nüfuza sahipti, ancak şimdi (Beşşar Esed rejiminden) kurtarılmasından sonra Türkiye'nin Halep'teki rolünü nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu stratejik bir ortaklık mı yoksa geçici bir iş birliği mi?

Türkiye, altyapı ve hizmetleri destekleyerek Halep'in istikrarında merkezi bir rol oynuyor.

Rolün değerlendirilmesine gelince, şu anda stratejik bir ortaklık var, ancak bu ortaklık bölgesel dengelerle ilgili bazı koşullu yönler içeriyor. İş birliği örnekleri arasında Gaziantep ile imzalanan kardeş şehir anlaşması, mültecilerin geri dönüşünü destekleyen projeler ve Türkiye'nin eğitim ve sağlık alanındaki projeleri sayılabilir. İş birliğinin Halep’in çıkarlarına uygun olmasını ve Halep'in egemenliğini ve önceliklerini saygı duyulmasını önemsiyoruz.

*Türkiye’nin Halep'te stratejik çıkarları olduğuna şüphe yok. Bazıları bu hedefleri Suriye'nin kuzeyindeki hırslar olarak tanımlamaya çalışsa da sizin bakış açınızdan Halep Türkiye için stratejik olarak ne kadar önemli?

Türkiye'nin Suriye topraklarında özellikle de Suriye'nin toprak bütünlüğünü her zaman desteklemiş ve bölünme projelerini reddetmiş olması nedeniyle herhangi bir emeli olduğunu sanmıyorum. Ancak Halep'in Türkiye için birçok nedenden dolayı büyük önemi olduğu söylenebilir:

1- Coğrafi konumu. Halep, Suriye'nin kuzey kapısıdır ve bu da onu ticari bir merkez ve Türkiye'nin ulusal güvenliğinin destekçisi haline getiriyor.

2- Mülteci akınını sınırlayan ve (DEAŞ, kontrolsüz silahlı gruplar gibi) güvenlik tehditlerini azaltan istikrar.

3- Ekonomik çıkarlar: Halep tarihi bir ticaret merkezidir ve Türkiye ticaret ilişkilerini güçlendirmeyi hedefliyor. Halep'in çıkarları, dengeli ortaklıklar aracılığıyla bu ilişkinin bir parçası olacaktır.

Eğitim ve sağlık alanlarında, ‘İzini Bırak’ girişimi ve eğitim desteği planlarımız kapsamında okul ve hastanelerin iyileştirilmesi için çalışıyoruz.

*Halep Valisi olduğunuzda bir vizyonunuz ve çalışma planınız olduğuna şüphe yok. Bu yüzden size şunu sormak istiyorum: Önümüzdeki beş yıl içinde Halep'in Suriye haritasındaki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Halep, konumu ve geçmişi sayesinde hayati bir merkez olmaya devam edecek. Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Halep'e yaptığı son ziyaretinde, şehrin en büyük ekonomik fener olacağını vurguladı ve kalenin kalbinden, zorbalarla savaşımızın sona erdiğini ve yoksullukla mücadelemizin başladığını açıkladı.

Ekonomik olarak, sanayi bölgelerinin yeniden inşası ve altyapının iyileştirilmesi ile sanayi ve ticaret merkezi olarak rolünü geri kazanacak. İdari olarak, siyasi gidişata bağlı olarak, ademi merkeziyetçilik kapsamında daha bağımsız bir idari merkez haline gelebilir. Mevcut zorluklar arasında güvenlik ve finansman eksikliği de yer alıyor. Ancak vizyonumuz ve hedeflerimiz Halep'i hızlı toparlanmanın bir örneği haline getiriyor.

cdy
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara, Halep’teki Hristiyan mezhebinden bir heyeti kabul etti, 28 Mayıs 2025 (Suriye Cumhurbaşkanlığı)

*Karşılaştığınız zorlukların büyük ve çetin olduğuna şüphe yok. Ancak önümüzdeki dönemde önceliklerinizi belirlediğinizi düşünüyorum. Vali olarak acil ve başlıca öncelikleriniz neler?

Önceliklerimiz; güvenlik, yani kaçak silahların toplanması ve ihlallerin kontrol altına alınması, Güvenliğimiz Geleceğimiz Girişimi kapsamında 800 bin dolarlık bir maliyetle 2 bin adet güvenlik kamerasının kurulması gibi birçok alanı kapsıyor.

Altyapı konusunda ise elektrik ve su şebekelerinin onarımına devam ediyoruz. Hükümet, 5 bin megavat kapasiteli elektrik santralleri kurmak üzere Katarlı bir şirketle sözleşme imzaladı. Bu sayede üç yıl içinde elektrik kapsama oranı yüzde 70-85'e çıkacak. Yerel düzeyde Deyr Hafir santralini faaliyete geçiriyor, iç şebekeyi onarıyor, endüstriyel şebekeyi ev şebekesinden ayırıyor ve kablo hırsızlığıyla mücadele ediyoruz.

Eğitim ve sağlık alanında, İzini Bırak Girişimi ve eğitim desteği planlarımız kapsamında okulları ve hastaneleri yenileme çalışmaları yürütüyoruz. Bu planlar arasında okulların onarımı, model okulların kurulması ve üniversite hastanesi için endoskopi gibi gelişmiş cihazlarla hastanelerin geliştirilmesi yer alıyor. Ekonomi alanında ise bürokrasiyi reform ederken, yatırımı teşvik etmek ve fabrikaları çalıştırmak için çalışıyoruz.

*Hiç şüphesiz yükler ağır ve devlet ile valilik tek başına tüm bu yükleri kaldıramaz. Peki, yerel topluma alan açmayı düşünüyor musunuz? Yerel toplum ve yerel konseylerin Halep'in istikrarında rolü nedir?

Yerel toplum ve yerel konseyler temel bir dayanak noktası. Toplumun rolüne gelince biz sivil girişimleri teşvik ediyor, memnuniyetle karşılıyor ve destekliyoruz. Halep, geçtiğimiz aylarda bu türden birçok girişime sahne oldu ve bunların şehrin gerçekliği üzerinde doğrudan bir etkisi olduğunu gördük.

Ayrıca, idari ademi merkeziyetçiliği destekliyoruz. Yerel konseylerin hizmet ve kalkınma kararlarını almalarını sağlarken, tüm bileşenlerin temsil edilmesini garanti ediyoruz.

Şu an karşı karşıya olduğumuz en büyük zorluk, geçiş dönemi ve geçiş aşaması nedeniyle mevcut merkeziyetçilik, ancak yerel temsilciliği desteklemek için yasal bir çerçeve üzerinde çalışıyoruz.

Halep'i ekonomik ve sosyal bir merkez olarak yeniden inşa etme taahhüdümüzü, şehrin çeşitliliğini ve tarihini koruyarak teyit ediyoruz. Ayrıca, halkının ve ortaklarının desteğiyle, ilin eski ihtişamını geri kazandıracak bir gelecek hayal ediyoruz.

*Biliyorsunuz, Halep’in doğusu rejim ordusu tarafından büyük bir yıkıma uğradı. Bu durum bir göç ve sığınma dalgasına neden oldu. Halep’in doğu mahallelerini yeniden inşa etmek ve mültecilerin geri dönüşünü hızlandırmak için nasıl bir planınız var?

Halep'in doğu mahalleleri büyük bir yıkıma uğradı. Şu anda yeniden inşa, altyapı (su, elektrik, yollar) ve konutların hedef alınması, enkazın kaldırılması ve okulların ve hastanelerin rehabilitasyonunu içeren bir planımız var.

Halep'in doğu mahalleleri büyük bir yıkıma uğradı. Şu anda yeniden inşa, altyapı (su, elektrik, yollar) ve konutların hedef alınması, enkazın kaldırılması ve okulların ve hastanelerin rehabilite edilmesini içeren bir planımız var. Senin için ey Halep Girişimi kapsamındaki Işılda Ey Halep Projesi, ilk aşamada doğu mahallelerine 45 kilometre karelik bir alana aydınlatma desteği sağlıyor ve şehirdeki kavşakları ve girişleri güzelleştiriyor. 

Karşılaştığımız zorluklar ise finansman eksikliği ve mülkiyet haklarının karmaşıklığıdır. Eski rejimin milisleri, birçok vatandaşın mülklerini yasadışı yollarla ele geçirmiştir. Ancak, daha önce el konulan tüm mülklerin mülkiyet haklarını incelemek ve gözden geçirmek üzere ‘Zorla El Koyma Komitesi’ni kurduk.

yh
Halep’te hasar görmüş bir binanın önünden motosikletle geçenler, 14 Mayıs 2025 (Reuters)

*Halep'in yurtdışındaki evlatlarına, Halep'li tüccarların ve Arap yatırımcıların sermayedarlarına ne söylemek istersiniz?

Mülteci olunan ülkelerde ve mülteci kamplarında yaşayan Halep halkına mesajım şu: “Halep sizi bekliyor, size çok ihtiyacı var ve yaralarını sarmanız ve ona yeniden hayat vermeniz için size sesleniyor. Eskisi gibi ona sadık kalın!” Ayrıca Suriyeli ve Arap yatırımcıları, Suriye'nin kalbi ve ekonomik başkenti olan Halep'e yatırım yapma fırsatını kaçırmamaya davet ediyorum. 

Şu anda, lojistik kolaylıklar ve desteklerle birlikte, endüstri (tekstil, gıda), ticaret ve hizmetler (turizm, lojistik) alanlarında büyük yatırım fırsatları bulunuyor. Altyapı ve güvenlik iyileştiriliyor.

Yatırımcılara mesajım: “Halep'in yeniden canlanmasına yaptığınız yatırım ve katkınız, sadece ekonomik bir kazanç değil, şehrin geleceğini inşa etmek anlamına da geliyor. Bu, kâr elde etme çabasından önce ahlaki ve vatansever bir tutum olacaktır.

*Peki Halep’in geleceği için ne söyleyeceksiniz?

Halep'i ekonomik ve sosyal bir merkez olarak yeniden inşa etme taahhüdümüzü, şehrin çeşitliliğini ve tarihini koruyarak teyit ediyoruz. Ayrıca, halkının ve ortaklarının desteğiyle, ilin eski ihtişamını geri kazandıracak bir gelecek hayal ediyoruz.