Besic ve Müslüman Kardeşler’in çocuk askerleri

Besic, çocukları savaş cephelerine sürüyor. (AFP)
Besic, çocukları savaş cephelerine sürüyor. (AFP)
TT

Besic ve Müslüman Kardeşler’in çocuk askerleri

Besic, çocukları savaş cephelerine sürüyor. (AFP)
Besic, çocukları savaş cephelerine sürüyor. (AFP)

İnci Atvan
Dünya liderleri yaklaşık 10 yıl önce çocukların asker olarak kullanılmasını durdurmak için birlikte çalışma kararı aldılar. Ancak bununla birlikte 12 Şubat ‘Çocukların Asker Olarak Kullanılmasına Karşı Mücadele Günü’ vesilesiyle birçok faaliyet yürütülse de çocuklarla ilgili araştırmalar yapan uluslararası kuruluşlar durumda fazla bir iyileşme kaydedilmediğini açıkladı.
Sivil toplum kuruluşu olan World Vision International, bazıları 7 yaşından küçük olan 300 binden fazla çocuğun 2019 yılında farklı ülkelerde askere alındığını duyurdu. Söz konusu çocukların, çatışmalara maruz kalan Afrika ülkelerinde, Irak, Suriye, Yemen ve Afganistan gibi çatışmaların sürdüğü alanlardaki paramiliter güçlerin yanı sıra DEAŞ ve El-Kaide gibi terör grupları tarafından asker olarak kullanıldığı belirtildi. Kuruluş, bazı hükümet veya kuruluşların, çocukların beyinlerini yıkayarak yerlerine kendi ideolojik ilkelerini yerleştirdiklerine dikkati çekti.
Besic, çocukları savaşmak için eğitiyor
ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Asıllıları Kontrol Şubesi, 16 Ekim 2018 tarihinde Besic’e finansal destek sağlayan şirketlere yaptırım uyguladı. Besic, İran Devrim Muhafızları Ordusu komutası altında paramiliter bir güç olarak faaliyet gösteriyor. ABD yönetimine göre bu güç, bölgede Devrim Muhafızları tarafından başlatılan çatışmalarda çocukların orduya alınması, telkin edilmesi, eğitilmesi ve konuşlandırılması gibi çeşitli faaliyetler yürütüyor.
Besic, 1979 yılında İran’daki İslam devriminden kısa bir süre sonra, iç güvenlik sağlama araçlarından biri olarak kuruldu. 2007 yılında Devrim Muhafızları’nın resmi yetkisi altına giren bu gücün İran’ın her şehrinde şubesi var. Faaliyetleri kapsamında ise okul yaşına gelmiş çocukların ikna edilmesi ve yaşları 12’yi aşmayan çocuklara savaş eğitimi verilmesi de yer alıyor.
Fatimiyyun Tugayı
Besic, İran’da şiddetli baskı faaliyetleri ve ciddi insan hakları ihlallerine katılımın yanı sıra (daha sonra Suriye’ye konuşlandırılacak olan) Devrim Muhafızları içerisindeki çocuklar da dahil savaşçıları orduya almak ve eğitmekle görevli.
ABD Hazine Bakanlığı’nın internet sitesine göre bu güç, İran vatandaşlarının yanı sıra İran’daki Afgan mültecileri de orduda görevlendiriyor. Bu çerçevede 14 yaşını aşmamış çocuklar, Suriye’de İran Devrim Muhafızları kontrolü altındaki savaşçılardan oluşan bir milis güç olan Fatimiyyun Tugayı’na dahil edildi. Diğer bazı çocuklar da Zeynebiyyun Tugayı bünyesine alındı. Pakistan vatandaşlarından oluşan bu milis gücün Suriye’de Devrim Muhafızları kontrolüne tabi olduğu biliniyor.

(AFP)
Ortadoğu Enstitüsü tarafından yapılan bir araştırmaya göre Besic milisleri, İran’daki molla rejiminin merkezi unsuru konumunda. Toplumsal ve siyasi bir katılım sergileyen bir güvenlik örgütü olması dolayısıyla radikalizm çıkarlarını da destekliyorlar.
2013’teki çalışma, üniversite öğrencileri, fabrika çalışanları, devlet çalışanları ve mühendisler de dahil olmak üzere Besic’e bağlı 17 kuruluşun bulunduğunu ortaya koydu. Aynı şekilde düzenli, aktif ve özel olmak üzere üç çeşit üyelik şekli mevcut olduğu kaydedildi.
Örgütün büyük çoğunluğu düzenli unsurlardan oluşuyor. Aktif üyelikte orta düzeyde faaliyetler ortaya koyulurken temel ideolojik kurslar ve askeri eğitimler veriliyor. Söz konusu üyeler arasında çocuk askerler de bulunuyor. Özel üyelik ise Devrim Muhafızları saflarına tam katılım gösteren askerleri kapsıyor.
Savaş suçu
Human Rights Watch (İnsan Hakları İzleme Örgütü) kuruluşuna göre İran, 1980’lerdeki İran- Irak savaşı sırasında binlerce çocuk askeri gönüllü güçler olarak kullandı. Söz konusu çocuk askerler, sınırlı eğitimlerle en tehlikeli savaş koşulları altında savaştırılarak ölmelerine neden olundu. Yetkililer, çocukların orduya alındığına dair kanıtlara ulaştığında çocukların gönüllülüğü ve asker olarak kullanılmasına yol açan askeri zorunluluklar gibi’ bazı yasa dışı gerekçeler olduğuna dikkat çektiler.
Uluslararası kurallara göre 15 yaş altındaki çocukların orduya alınması savaş suçu olarak sayılıyor. Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin ilgili İsteğe Bağlı Protokolü, orduya ve savaş faaliyetlerine alım için asgari yaşın 18 olduğunu vurguluyor. İran’ın da bu protokolde imzası var. Ancak parlamentosu henüz bu protokolü onaylamadı.
Müslüman Kardeşler ve beyin yıkama
Ancak İran’ın dini eğitim yoluyla çocukları orduya alma ve ideolojik olarak beyinlerini yıkama yöntemi bu ülkedeki teokratik yönetimle sınırlı değil. Bu durum Müslüman Kardeşler’in siyasi hayata girmeden önce, 1928 yılında dini bir grup olarak ortaya çıkmasıyla başladı.
Çok sayıda araştırma, Müslüman Kardeşler’in gençlerin kendilerinden büyüklere sadakatlerini sağlayarak ideolojik yönetime dayalı uygulamalar gerçekleştirdiğini ortaya koyuyor. Bu durum örgütün 2012 yılında iktidara yükselmesinden ve bir yıl sonra hızla düşüş yaşamasından önce Mısır’da ve diğer bölgelerde toplumsal güçlenmeyi sağlamasına yardımcı oldu.

(AFP)
Washington Enstitüsü’nde İslami gruplar konusunda çalışmalar yürüten ABD’li araştırmacı Eric Treasure, Müslüman Kardeşler’in çocukları fikri ve ideolojik açıdan ikna etmek için 9 yaşını aşmadan orduya aldığını aktardı. Treasure’a göre Müslüman Kardeşler üyeleri, Mısır’daki hemen hemen her üniversitede bünyesine yeni üyeler katıyor. Orduya alımların güçlü dindarlık belirtileri gösteren öğrencilere yakınlaşarak başladığını belirten Treasure, bazı Müslüman Kardeşler üyelerinin öğrencilerle sohbet ederek arkadaş olduğunu ve öğrencileri futbolda ve derslerinde yardımcı olmak gibi siyasi olmayan normal faaliyetlerle meşgul ettiğini vurguladı. Eric Treasure’a göre orduya alım süreci bir yıla kadar da sürebiliyor.
Müslüman Kardeşler ile bağlılık dereceleri
Müslüman Kardeşler’de de tıpkı Besic örgütünde olduğu gibi sadakat düzeyine ve grubun hedefleri lehine çalışma sürecine bağlı olarak bağlılık dereceleri bulunuyor. Grup, Ezher Üniversitesi öğrencilerinden oluşan üyeleri, Aralık 2016’da askeri geçit töreninde görünene kadar silahlı bir kol olduğunu reddediyordu.
Grup, 2012 yılında Mısır’da iktidara geldiğinde suçlu görülen unsurları gözaltına almak için ‘yönetimden yararlanan sivil gücün’ oluşturulduğunu duyurdu. Bu güç açıkça ilk olarak Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi tarafından ilan edilen anayasa bildirisine karşı protesto gösterileri sırasında ortaya çıktı. Zira 5 Aralık 2012 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde Müslüman Kardeşler’e bağlı milisler tarafından eylemcilere saldırı düzenlendi.
Söz konusu dönemde Özgürlük ve Adalet Partisi Başkanı Yardımcısı İsam el-Aryan bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada “Ruhsatlı silah taşımak için yasal koruma eğitimi alma hakkımız var. 28 merkezimize saldırı düzenlendi. Kendimizi savunma hakkına sahip değil miyiz?” ifadesini kullandı.
Fiziksel taciz
World Vision’ın 2019 yılı istatistiklerine göre farklı çatışma alanlarındaki silahlı gruplar, psikolojik ve kültürel olarak kendine çekme ve etkileme kolaylığı nedeniyle çocukları savaş saflarında kullanmak için sömürüyor. Yemen’de 842 çocuğun çoğunluğu Husi milisler tarafından orduya alınmış durumda. Aynı şekilde Arap Yarımadası’ndaki El-Kaide ve Halk Komiteleri de 2013 yılında çok sayıda çocuğu orduda görevlendirdi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri çocukların Ensar eş-Şeriat olarak da tanınan El-Kaide örgütü tarafından fiziksel tacizde bulunmak için orduya alındığına dikkati çekti.
Suriye’de de çocuk asker sayısı 961’e ulaştı. 2014 yılından bu yana çatışan taraflar, 7 yaşından küçük çocukları orduya alıyor. 2015 yılında UNICEF tarafından yapılan araştırmada orduya alınan çocukların yarısından fazlasının 15 yaşından küçük olduğu belirtilidi. Çocuklar ayrıca Özgür Suriye Ordusu ve ona bağlı gruplar, Tevhid Tugayı, Ahrar eş-Şam, Nusra Cephesi ve İslam Ordusu tarafından da asker olarak kullanıldı.
Son istatistiklere göre Şii ve Sünni silahlı gruplar tarafından orduya alınan çocuk sayısı 523’e ulaştı. Bu sayı Afganistan’da 643. İç silahlı çatışmalar, hükümet güçleri ve saldırgan silahlı gruplar tarafından yaygın şekilde çocukların sömürülmesine tanık olunan Myanmar’da ise 491 çocuk orduya alınmış durumda. UNICEF tarafından 2017 yılına kadar yayınlanan verilere göre Uluslararası Çocuk Askerler Örgütü, 2012 yılından sonra savaşan 700 çocuğun ordudan bırakılmasını sağladı. Aynı şekilde 382 ulusal ordu yetkilisine karşı da davalar açıldı.
Konuya dair 2019 yılında yayınlanan listenin üst sırasında Afrika ülkeleri yer aldı. Somali’de eş-Şebab terör örgütü tarafından 2 bin 221 çocuğun, Nijerya’da bin 92 çocuğun, Güney Sudan’da bin 221 çocuğun, Orta Afrika Cumhuriyeti’nde 291 çocuğun ve Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nde bin 49 çocuğun asker olarak kullanıldığı kaydedildi.

 


Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
TT

Mücteba Hamaney gerçekten babasının yerine mi hazırlanıyor?

Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)
Helikopterin düşüşünün kaza olmadığını düşünenlerin aklındaki olası faillerden biri de Mücteba Hamaney (AP/Arşiv)

İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi'nin ölümüyle birlikte ülkenin yönetimine dair sorular ortaya atılırken en çok zikredilen isimlerden biri de Yüce Lider'in oğlu Mücteba Hamaney oldu. 

Hiçbir resmi rolü bulunmasa da ülkenin en etkili figürlerinden biri gibi görülen Hamaney, pek çok İranlı için gizemini koruyor. Zira kendisi ne kamuoyunda sıklıkla görülüyor ne de konuşma yapıyor. 

ABD'nin Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, 85 yaşındaki Ayetullah Ali Hamaney'in 54 yaşındaki oğlunu mercek altına aldı.

Mücteba Hamaney'in, kendi kişisel gücü olmadığı ve itaatkar bir tavır gösterdiği söylenen Reisi'nin döneminde istihbarat ve güvenlik yapılarındaki nüfuzunu artırdığını bildirdi. 

İran Yüce Liderliği için Reisi'nin hazırlandığının düşünüldüğü ancak helikopterin düşmesiyle birlikte bu konudaki soru işaretlerinin arttığı aktarıldı. 

WSJ'nin konuştuğu uzmanlara göre Mücteba Hamaney'in, babasının yerine geçme ihtimali düşük ve spot ışıklarının altından kaçınarak daha da güç kazanması bekleniyor.

Alman Uluslararası Politika ve Güvenlik Politikaları Enstitüsü'nde çalışan İran uzmanı Hamidreza Azizi şöyle düşünüyor:

Son 20 yıldır işler, Mücteba ve etrafındaki şebekenin kontrolünde. Şimdi Hamaney için asıl mesele, Reisi'yle aynı özelliklere sahip birini bulmak. Böylece Mücteba toplumun gözünün önünde olmadan gücünü koruyup artırabilir.

Mücteba Hamaney'in haziran sonunda düzenlenmesi planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de önemli bir rol oynaması bekleniyor. 

İran'ın geçici cumhurbaşkanı Muhammed Muhbir'in de Mücteba Hamaney'e sadık bir isim olduğuna işaret ediliyor. 68 yaşındaki Muhbir seçimlere kadar tüm meselelerde belirleyici olacak üç kişilik bir konseyin parçası.

Yüce Lider'e bağlı, milyar dolarlık yatırım fonu Setad'ın başkanlığını neredeyse 15 yıl boyunca yürüttü. 

Haberde 1969'da Meşhad'da doğan Mücteba Hamaney'in geçmişine de değinildi. Yüce Lider'in sitesine göre, Şah Rıza Pehlevi döneminde evlerine düzenlenen baskınlardan birinde babasının dövüldüğünü gördü. 

1979'de devrimden sonra Tahran'a taşınan ailenin babası hızla yükselirken oğlu da 1980-1988'de Irak'la yürütülen savaşta cepheye gitti. 

Daha sonra Devrim Muhafızları'nda önemli görevlere gelecek kişilerle burada tanışan Mücteba'nın nüfuzu özellikle 2000'lerin ortalarında geniş çaplı olarak konuşulmaya başladı. 

Değişimciler, 2005 ve 2009'da Mahmud Ahmedinecad'ın kendilerine karşı kazandığı zaferlerin Mücteba Hamaney tarafından ayarlandığını öne sürdü.

ABD, 2019'da Devrim Muhafızları ve Besic milisleriyle "babasının istikrarı bozan bölgesel hırslarını ve ülke içindeki baskıya dair hedeflerini ilerletmeye" çalıştığı gerekçesiyle onu yaptırım listesine aldı. 

2022'de Mehsa Emini'nin gözaltında ölmesinin ardından ülke çapında patlak veren gösterilerde nefret objesi oldu. Ev hapsinde tutulan eski cumhurbaşkanı adayı Mir Hüseyin Musevi, Yüce Lider'e seslenerek o pozisyona oğlunu hazırladığı haberlerini yalanlamasını istedi. Ancak yanıt gelmedi. 

Ali Hamaney hakkında kitap yazan ABD ve İran yurttaşı Mehdi Khalaji bütün bunlara rağmen söylentilere karşı çıkıyor:

Mücteba'nın yeni Yüce Lider olma arzusuna dair fikirler tamamıyla bir mit. Tarihsel deneyime dayanarak Hamaney'in ne kendi oğlunu ne de başkasını işaret edeceğini sanmıyorum.

İslam Cumhuriyeti'ni kuran Ruhullah Humeyni ve yerine geçen Ali Hamaney'in Yüce Liderlik pozisyonunun babadan oğula geçmesine karşı çıkmasını İslam'a aykırı görmesi de Khalaji'nin tahminlerini güçlendiriyor. 

Mücteba Hamaney'in yönetim deneyimi ve dini yeterliliği de bu göreve uygun görülmüyor.

Tennessee Üniversitesi'nden Saeid Golkar şöyle diyor:

Önemli kararların alındığı yerlerde onlarca yıldır tecrübe edinen Mücteba Hamaney'in rejimdeki bağlantıları eşsiz. Ancak onun atanması monarşiyi geri getirerek Hamaney'in mirasını lekeler.

Bazı uzmanlar da Ahmed Humeyni'nin Mücteba Hamaney'den de güçlü görüldüğünü ancak babasının 1989'da ölmesiyle birlikte işlerin değiştiğini bildiriyor. Hamaney ve dönemin cumhurbaşkanı Ekber Haşimi Rafsancani'yle sorunlar yaşayan Ahmed Humeyni, 1995'te henüz 45 yaşındayken hayatını yitirmişti. Kalp krizinin ölüme neden olduğu bildirilmişti.

Independent Türkçe, WSJ, BBC Türkçe