Umman, Hürmüz Boğazı'nda yaşanılabilecek askeri çatışma konusunda uyarıda bulundu

Umman’ın Dışişlerinden Sorumlu Bakanı Yusuf bin Alevi önceki gün Münih Güvenlik Konferansı’na katıldığı sırada (DPA)
Umman’ın Dışişlerinden Sorumlu Bakanı Yusuf bin Alevi önceki gün Münih Güvenlik Konferansı’na katıldığı sırada (DPA)
TT

Umman, Hürmüz Boğazı'nda yaşanılabilecek askeri çatışma konusunda uyarıda bulundu

Umman’ın Dışişlerinden Sorumlu Bakanı Yusuf bin Alevi önceki gün Münih Güvenlik Konferansı’na katıldığı sırada (DPA)
Umman’ın Dışişlerinden Sorumlu Bakanı Yusuf bin Alevi önceki gün Münih Güvenlik Konferansı’na katıldığı sırada (DPA)

Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alevi, Hürmüz Boğazı’ndaki askeri çatışma riskinin Körfez’deki herhangi bir noktadan daha yüksek olduğu konusunda uyarıda bulundu. Alevi, bunun sebebinin ise boğazın güvenliğini sağlamak için farklı ülkelerden gelen savaş gemileri sayısının artmasından kaynaklı olduğunu ifade etti.
Umman Dışişleri Bakanı Alevi, Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı açıklamada, ülkesinin Körfez’deki gerilimi azaltmak için çalıştığını söyleyerek, “hali hazırda bölgede herhangi bir askeri çatışmanın” olmadığını belirtti.
Bakan açıklamasında, “ABD ve İran ile ikili ilişkiler çerçevesinde iletişim kuruyoruz. Aralarında diyalog olasılığının olduğunu hissediyoruz. Bölgedeki gerginliği azaltmak için çalışıyoruz ve hali hazırda bölgede herhangi bir askeri çatışmanın olmasını beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.
Ummanlı bakan, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Bazıları, bölgedeki gerginliğin artması konusunda endişe hissetme hakkına sahip. İran büyük bir ülke aynı zamanda bölgede bir komşu olduğunu biliyoruz. Çıkarlarımızı korumak için çalışırsak, bu bize bir barış hissi verebilir. Fakat İran’a tehdit olarak görmek bize fayda sağlamaz. Şah dönemi sırasında İran ile birlikte yaşadık” dedi.
Hürmüz Boğazı’nda askeri gemilerin bulunmasının hata ve gerginliğe yol açabileceğini söyleyen bakan, Hürmüz Boğazı’ndaki seyrüsefer güvenliğinin göz önünde bulundurulması gerektiğine vurguladı.
Reuters haber ajansına göre, Hürmüz’de çok fazla savaş gemisi olmasının endişe verici olduğunu söyleyen Alevi, bu durumun önümüzdeki aylarda Körfez’i tehlikeli bir noktaya getireceğini vurguladı.
İran ve Umman arasında bulunan Hürmüz Boğazı, deniz yoluyla petrol kaynaklı ürünlerin dünya pazarlarına açılmasını sağlıyor.
İran ve Batı ülkeleri arasındaki gerginlik, bölgedeki ticaretin korunması için gönderilen askeri unsurlardan kaynaklanırken, Washington, Tahran’ı bölgedeki uluslararası ticari gemilere saldırmakla suçluyor.



Vizyon 2030, Suudi Arabistan'ı enerji sürdürülebilirliğine ulaşma ve emisyonları azaltma yolunda ilerletiyor

Suudi Arabistan'daki bir güneş enerjisi projesi (SPA)
Suudi Arabistan'daki bir güneş enerjisi projesi (SPA)
TT

Vizyon 2030, Suudi Arabistan'ı enerji sürdürülebilirliğine ulaşma ve emisyonları azaltma yolunda ilerletiyor

Suudi Arabistan'daki bir güneş enerjisi projesi (SPA)
Suudi Arabistan'daki bir güneş enerjisi projesi (SPA)

Suudi Arabistan, uzun yıllar boyunca ulusal enerji karışımının önemli bir parçası olarak geleneksel enerji kaynaklarına bel bağladı. Bu bağımlılık büyük miktarlarda fosil yakıt tüketimine ve karbon emisyonlarının artmasına neden oldu. Suudi Arabistan, güneş ve rüzgâr enerjisi alanında geniş doğal kaynaklara sahip olsa da, bu yenilenebilir kaynaklara yapılan yatırımlar olması gerektiği kadar kapsamlı değildi.

Vizyon 2030'un hayata geçirilmesiyle birlikte bu alanda bir değişim başladı; enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi, çevresel sürdürülebilirliğin sağlanması ve karbon emisyonlarının azaltılmasının temel stratejik boyutlarından biri haline geldi. Bu doğrultuda, Vizyon 2030’un 2024 yılı raporuna göre, ulusal enerji karışımının çeşitlendirilmesini hızlandırmak için Ulusal Yenilenebilir Enerji Programı ve İki Kutsal Caminin Hizmetkârı Yenilenebilir Enerji Girişimi başlatıldı.

Bu girişimler kapsamında yenilenebilir enerji sektöründe birçok başarı elde edildi. Suudi Arabistan, güneş ve rüzgâr enerjisinden elektrik üretiminde rekor düzeyde düşük maliyete ulaştı. Ayrıca hidrojen kullanarak sürdürülebilir ulaşım çözümlerini harekete geçirmek ve düşük karbonlu enerjiye geçişi desteklemek için adımlar atmaya başladı.

Bu bağlamda Suudi Arabistan, hidrojen kullanarak sürdürülebilir ulaşım çözümlerini etkinleştirmek ve düşük karbonlu enerji kaynaklarına geçişi desteklemek için pratik adımlar atmaya başladı. Tüm bu çabalar, gelecek nesiller için enerji kaynaklarının sürdürülebilirliğini sağlamayı, sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunmayı ve yeşil ve müreffeh bir ekonominin inşasını desteklemeyi amaçlıyor.

Enerji depolama alanında Suudi Arabistan, 26 gigawatt (GW) depolama kapasitesi sağlayan mevcut projeler ve 2030 yılına kadar 48 GW hedefi ile en büyük on küresel pazardan biri. Ayrıca, 2 bin megawatt saat (MWh) kapasite ve 488 gelişmiş batarya konteyneri ile Ortadoğu ve Afrika'daki en büyük enerji depolama projelerinden biri olan Bisha Enerji Depolama Projesi'nin lansmanı yapıldı.

dfgthy
Bisha Enerji Depolama Projesi (SPA)

Suudi Arabistan, doğu bölgesinde iki konvansiyonel olmayan petrol sahası ve rezervuarının keşfedilmesiyle konvansiyonel enerji sektöründe de başarılar elde etti ve Krallığın dünya çapında önemli bir enerji kaynağı olarak konumunu güçlendirdi. Bu yeni sahalar ve rezervuarlar günde 11 bin 437 varil Arap petrolü ve günde 9,39 milyon standart fit küp ilişkili gaz üretiyor. Ayrıca Rubülhali Çölü’nde günde 140 varil kondensat ve günde 19,5 milyon standart fit küp ilişkili gaz üreten iki doğal gaz sahası ve rezervuarı keşfedildi.