İsrail'in Kalandiya'ya yerleşim planı Yüzyılın Anlaşması'na bile aykırı

2014 yılında bir İsrail askeri Kudüs ve Ramallah arasında bulunan Kalandiya’da teftiş noktasında (Getty İmages)
2014 yılında bir İsrail askeri Kudüs ve Ramallah arasında bulunan Kalandiya’da teftiş noktasında (Getty İmages)
TT

İsrail'in Kalandiya'ya yerleşim planı Yüzyılın Anlaşması'na bile aykırı

2014 yılında bir İsrail askeri Kudüs ve Ramallah arasında bulunan Kalandiya’da teftiş noktasında (Getty İmages)
2014 yılında bir İsrail askeri Kudüs ve Ramallah arasında bulunan Kalandiya’da teftiş noktasında (Getty İmages)

İsrail İskan Bakanlığı, Kudüs ile Ramallah arasında bulunan Kalandiya topraklarında binlerce konut ve ticaret merkezi içeren yeni bir yerleşim bölgesi inşa etmeyi planlıyor. Bu bölge, ABD'nin tek taraflı barış planı "Yüzyıl Anlaşması" içinde Filistinliler için turizm bölgesi inşa etmek üzere belirlenmiş bir bölge olarak görünüyor.
Amerikan planına göre, Filistinlilere, Kudüs'te İslami inanç turizmini desteklemek için Filistin işçilerinin çalıştığı sanayi bölgesi olan Atarot'ta özel bir turizm bölgesi kurma hakkı verildi. Ancak Kudüs, İsrail'in elinde kaldığı sürece bu projenin yapılamayacağı bilinen bir gerçek. Yaklaşık 10 gün önce, İsrail Konut Bakanlığı bir yerleşim mahallesi inşa etmek için bir plan hazırlamaya başladı.
Şarku'l Avsat'ın İsrail gazetesi Haaretz'ten aktardığına göre, Bakanlık, yerleşim biriminin Kudüs bölgesindeki yeni yerleşim mahallesi ile Filistin bölgeleri arasında bir sınır olacak" Kalandiya Havaalanı topraklarında inşa edilmesini planlıyor.
Yerleşim planın yapıldığı topraklar, daha önce 2000 yılında ikinci intifada patlak verdiğinde kapatılan Kalandiya havalimanın bulunduğu arazi. Bu havaalanı Filistin'de bulunan en eski havalimanı ve 1920 yılında, 650 dönümlük bir arazi üzerinde İngiliz Mandası döneminde kuruldu ve o zamanlar askeri amaçlarla kullanıldı, ardından Ürdün, İsrail 1967'de bölgeyi işgal etmeden önce burayı turizm alanına dönüştürdü. Sonraki süreçte havalimanı kapatıldı.
Yeni yerleşim projesi yaklaşık 1.200 dönüm üzerine inşa edilecek ve 300 bin metrekaresi ticaret merkezlerine ve "işletme alanlarına" tahsis edilecek. 45 bin metrekareye ise, otel ve Yahudi dini mekanları ve çeşitli tesislere ek olarak 7 bin konut ile 9 bin adede kadar konut içerecek.
İsrail İskan Bakanlığı bu projede Filistinlilerin mülklerine ek olarak “İsrail Ulusal Fonu”na güvenmekte. Plana göre Filistin toprak sahiplerinin rızasını atlatabilmek için ruhsat verilmeden önce bölgedeki mülklerin yeniden dağıtımı yapılacak. Barak Obama’nın İsrail’in genişlemesine karşı olduğu bir süreçte dondurulan bu plan yeniden gündeme getirildi.
Haaretz gazetesine konuşan eski İskan Bakanı Yoav Galant, ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin seçilmesinden sonra yerleşim projesi üzerinde çalışmaya devam etme emri verdiğini ve yakında bu projenin uygulanacağını söyledi. İsrail İskan Bakanlığı, önümüzdeki birkaç ay içinde planlanan alanlara arazi kullanım planının Kudüs bölgesinin Planlama ve İnşaat Komitesine sunulması şartıyla, yerleşim mahallesini inşa etmek için kullanılacak alanda projelendirme çalışması yapacak.
Proje, İsrail hükümetinin Kudüs İşleri Bakanı Zeev Elkin ve Kudüs'teki işgal Belediye Başkanı Moshe Lyon'dan büyük destek alıyor ve İsrail basınına göre herhangi bir Amerikan muhalefetiylede karşılaşmıyor. Filistinliler yeni İsrail planına henüz bir yorum yapmadılar, ancak yerleşim ve Amerikan planını reddeden tutumları iyi biliniyor.
İsrail merkezli Peace Now (Barış Hemen Şimdi) adlı sivil toplum kuruluşu yeni plana karşı çıktı ve Netanyahu'nun "iki halk için iki devletli çözüm şansı"na ölümcül bir darbe vurmak için çok çalıştığını söyledi.
Peace Now, Bakanlığın planladığı yerleşim mahallesinin Ramallah ile Doğu Kudüs arasındaki iletişimi kestiğini ve aynı zamanda başkenti Doğu Kudüs olan bir Filistin devletinin kurulmasının önlenmesine katkıda bulunduğunu açıkladı.



Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
TT

Amerikan istihbaratı: İsrail çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planlıyordu

Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)
Hizbullah destekçileri, çağrı cihazlarının patlatılmasıyla öldürülenler için cenaze töreni düzenledi (AP)

Amerikan istihbarat yetkilileri, İsrail'in Lübnan Hizbullahı'na yönelik düzenlediği çağrı cihazı operasyonunu 15 yıldır planladığını bildiriyor. 

Amerikan medya kuruluşu ABC News'ün görüştüğü ve kimlikleri gizli tutulan istihbarat yetkilileri, İsrail'in çağrı cihazlarını paravan şirketler aracılığıyla Lübnan'a soktuğunu belirterek, bunun riskli bir operasyon olduğuna dikkat çekiyor.

İstihbarat kaynakları, CIA'in de bir dönem bu taktiği kullanmayı düşündüğünü fakat sivillere yönelik risk nedeniyle böyle bir adım atılmadığını belirtiyor.

Yetkililer, İsrail istihbaratının saldırıyı paravan şirketler kullanarak planladığını ve bu firmalardaki görevlilerin bir kısmının "kime bağlı çalıştığından habersiz olduğunu" öne sürüyor. 

Mossad'ın paravan firmalar kullanarak çağrı cihazlarına patlayıcı yerleştirip Lübnan'a soktuğuna dair ilk iddia, Amerikan gazetesi New York Times'ın (NYT) 18 Eylül'deki haberinde paylaşılmıştı. 

NYT'ye konuşan kaynaklar, Mossad'ın BAC Consulting adlı bir paravan şirket aracılığıyla çağrı cihazlarını bubi tuzağına dönüştürerek Lübnan'a soktuğunu iddia etmişti. Macaristan merkezli bu paravan şirketin, kağıt üstünde Tayvanlı Gold Apollo firması adına çağrı cihazı ürettiği savunulmuştu. 

İsrailli istihbarat yetkilileri, AR-924 model numaralı cihazların bataryalarına patlayıcı bir madde olan pentaeritritol tetranitrat (PENT) yerleştirildiğini ve bunların 2022 yazında Lübnan'a gönderildiğini belirtmişti. 

ABC News, konuştuğu istihbarat kaynaklarının bu bilgileri doğruladığını aktarırken, BAC ve Gold Apollo'yla iletişime geçildiğini fakat firmalardan yanıt alınamadığını bildiriyor.
İsrail Başbakanlık Ofisi'ne bağlı Ulusal Siber Direktörlük'ün eski genel müdür yardımcısı Refael Franco, Times of Israel'e verdiği söyleşide, saldırıların ardından Hizbullah'ın yeniden bir iletişim sistemi kurmasının zor olacağını savunuyor ve ekliyor: 

İletişim kurmanın bir yolu olmadığında binlerce savaşçıyı ve birimi kontrol etmek zor, bu onları birkaç yıl geri götürecek.

Franco da İsrail'in çağrı cihazlarını "paravan şirketler aracılığıyla almış olabileceğine" dikkat çekiyor. Eski istihbarat yetkilisi, Hizbullah'ın yıllarca bu patlayıcı dolu çağrı cihazlarından şüphelenmediğini belirtirken, Tel Aviv'in yeni hedefinin Hizbullah'ın bütün tedarik zincirinin akışını çözmek olduğunu söylüyor.

17 Eylül'de Hizbullah'ın kullandığı çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar yaşanmıştı. Ertesi gün de ülkedeki telsiz, radyo ve güneş enerji sistemlerinde patlama gerçekleşmişti. Olaylarda en az 37 kişi yaşamını yitirirken, 2 bin 931 kişi de yaralanmıştı. Tel Aviv saldırıyı resmi olarak üstlenmedi. Reuters'ın Lübnanlı güvenlik yetkililerine dayanarak aktardığına göre, saldırıdan birkaç saat önce bile Hizbullah çağrı cihazı dağıtıyordu. 

İsrail'in Birleşmiş Milletler Daimi Temsilcisi Danny Danon, dünkü açıklamasında Hizbullah'a yönelik saldırıların devam edebileceği sinyalini vererek şunları söyledi: 

Hizbullah'ın provokasyonlarına devam etmesine izin vermeyeceğiz. Bu eylemler uluslararası hukuku ihlal etmektedir ve İsrail kendini savunacaktır.

Independent Türkçe, Times of Israel, ABC News, Haaretz