Salva Kiir, Machar'ı Birinci Başkan Yardımcısı olarak atadı

Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir ve Birinci Başkan Yardımcısı Riek Machar
Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir ve Birinci Başkan Yardımcısı Riek Machar
TT

Salva Kiir, Machar'ı Birinci Başkan Yardımcısı olarak atadı

Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir ve Birinci Başkan Yardımcısı Riek Machar
Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir ve Birinci Başkan Yardımcısı Riek Machar

Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kiir dün eski isyancı lider Riek Machar'ı Birinci Başkan Yardımcısı olarak atadığını duyurdu. Geçen perşembe günü ulusal birlik hükümeti kurmayı kabul eden Machar’ın bugün göreve başlamak üzere yemin etmesi bekleniyor.
Devlet Başkanı Salva Kiir ve Machar dün, 6 yıldan uzun süredir devam eden savaşı sona erdirmeyi amaçlayan ancak defalarca ertelenen bir adımla ulusal bir birlik hükümeti kurma konusunda anlaşmaya varmıştı.
Güney Sudan Enformasyon Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Michael Makuei, Şarku'l Avsat’a yaptığı açıklamada başta Riek Machar olmak üzere devlet başkanı yardımcılarının bugün sabah saatlerinde Sudan Askeri Geçiş Konseyi (AGK) Başkanı Abdulfettah el-Burhan, Uganda Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni ve Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed’in katılımı ile gerçekleştirilecek törenle yemin etmesi bekleniyor. Makuei dün Devlet Başkanı Salva Kiir’in huzurunda bakanlar kurulu toplantısı gerçekleştirildiğini bildirdi. Kiir, bakanlara yaptığı açıklamada dünkü toplantının geçiş dönemi öncesi son kabine toplantısı olduğunu, bugünden itibaren geçiş döneminin başlayacağını belirtti.
Bir sonraki hükümetin yönetim kadrosu, mevcut Devlet Başkanı Salva Kiir, Birinci Başkan Yardımcısı Riek Machar ve diğer dört yardımcısıyla birlikte mevcut hükümeti temsil eden iki temsilcisinden oluşuyor. Geçiş hükümeti kabinesinde de 35 bakan bulunuyor.
Machar daha önce, 2011-2013 yılları arasında iki kez, 2016'da da kısa bir süre için başkan yardımcısı olarak görev yapmıştı.
Makuei, Devlet Başkanı’nın milletvekilleri atayan ve ulusal ve yerel düzeydeki kurumları fesheden bir kararname yayınlayacağını açıklamıştı. Ayrıca Başkan yardımcılarının yemin törenin ardından idari bölgelere 10 vali ve 3 yetkili atanacağını bildirmişti.
İsyancılar, geçen pazar günü, Devlet Başkanı Kiir'in Rouenik, Pibor ve Abyei'nin üç idari bölgesine ek olarak 32 yerine 10 eyalete dayanan bir federal sisteme geri dönme teklifini reddetmişti. Ancak Güney Sudan Parlamentosu perşembe günü 10 eyalet ve üç idari bölgenin anayasaya dahil edilmesine destek verdi. Machar’ın Sözcüsü Manawa Peter Gatkuoth, AFP’ye yaptığı açıklamada hükümet kurulur kurulmaz Kiir’in ve Machar’ın ‘sorunu çözmeye devam edeceğini’ söyledi.
Güney Sudan, 2011 yılında Sudan'dan ayrılarak bağımsızlığını ilan etti. Ancak iki yıl sonra iç savaş başladı. Savaş yaklaşık 400 bin kişinin ölümüne neden oldu. Ayrıca Ruanda'da 1994 yılında yaşanan soykırımından bu yana en büyük mülteci krizine yol açtı.



İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
TT

İranlı aktivist Nergis Muhammedi: İsrail’in saldırıları demokrasi mücadelesine darbe vurdu

Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)
Nergis Muhammedi bugüne dek 13 kez tutuklandı, 9 kez yargılandı ve 36 yıldan fazla hapis cezasına çarptırıldı, cezasının 10 yılını yattı (AFP)

İranlı aktivist Nergis Muhammedi, İsrail’le İran arasında 12 gün süren çatışmalar hakkında "Savaş demokrasi mücadelesine büyük darbe vurdu" dedi.

Çatışmalar sırasında Tahran’a yapılan bombardımandan saklanmak için başkente bağlı bir köye sığındığını söyleyen Muhammedi, Wall Street Jorurnal’a (WSJ) konuştu.

2023’te Nobel Barış Ödülü’nü alan aktivist, Tahran’ın muhaliflere baskıyı artıracağını savunarak şunları söyledi:

Sivil toplum aktivistleri, siyasi aktivistler ve özellikle de sosyal faaliyetlere katılan gençlerin durumundan derin endişe duyuyorum. Maalesef önümüzdeki günlerde baskının daha da yoğunlaşacağını düşünüyorum.

"İran halkı için durum şu anda savaş öncesinden daha tehlikeli” diyen Muhammedi, İsrail’in saldırılarının ülkedeki demokrasi mücadelesini gerilettiğini belirtti.

Tahran rejimine karşı yıllardır mücadele vermesine rağmen İran’daki yönetimin yabancı ülkelerin müdahalesiyle belirlenemeyeceğini vurgulayan aktivist, bu konuda söz hakkının sadece halka ait olduğunu söyledi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, çatışmalar sırasında İran halkına rejime karşı ayaklanma çağrısı yapmıştı. 53 yaşındaki muhalif, hem Netanyahu hem de Hamaney rejimine direnilmesi gerektiğini ifade etti:

İran'da cennet vaat ederken bizi cehenneme götüren Ali Hamaney liderliğindeki kadın düşmanı ve dinci bir hükümet var. Netanyahu da özgürlük ve demokrasi vaat ederken bizi cehenneme götürüyor.

Aktivist, İsrail’in başlattığı çatışmaların kendisine 1980-1988’deki İran-Irak savaşında geçen çocukluğunu hatırlattığını da sözlerine ekledi. Savaşın istenen dönüşümü kazanmak için bir yol olmadığının altını çizdi:

İran halkının aradığı köklü dönüşüm savaşla elde edilemez.

Guardian’ın 1 Temmuz’daki haberinde, İsrail’in saldırılarının İran’da "geniş çaplı bir iç baskı dalgasını" tetiklediği yazılmıştı. İsrail ordusunun 23 Haziran'da Evin Hapishanesi'ne düzenlediği saldırıda 71 mahkum öldürülmüştü. Hayatta kalan bazı mahkumların da daha kötü koşullardaki cezaevlerine nakledildiği belirtilmişti.

İsrail-İran çatışmalarında Mossad'ın Tahran'da gizli bir drone üssü kurduğu ortaya çıkmıştı. Ayrıca istihbarat teşkilatına bağlı komandoların saldırıdan aylar önce başkente sızarak operasyon sırasında İran'ın hava savunma sistemlerini imha ettiği belirlenmişti. Mossad da casusların saldırılarda yer aldığını doğrulamıştı.

İran devlet medyasında geçen ay çıkan haberlerde, İsrail istihbaratı adına çalıştığı iddia edilen 700 kişinin yakalandığını duyurulmuştu. ABD merkezli İran İnsan Hakları Merkezi'nin (CHRI) verilerine göre 6 kişi casusluk iddiasıyla idam edilmişti.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Guardian