​Suudi Arabistan’ın müziği yaygınlaştırma stratejisi

Müzik Komisyonu Başkanı Cihâd el-Hâlidî
Müzik Komisyonu Başkanı Cihâd el-Hâlidî
TT

​Suudi Arabistan’ın müziği yaygınlaştırma stratejisi

Müzik Komisyonu Başkanı Cihâd el-Hâlidî
Müzik Komisyonu Başkanı Cihâd el-Hâlidî

Suudi Arabistan Kültür Bakanı’nın kültür ve sanatı okullardaki yeni müfredata dahil etme planına yönelik açıklamasından bu yana toplum, 60 yıldan uzun bir aradan sonra bu alanda uygulanacak stratejiyi bekleyişe geçti. Bu konuda akıllara müzik dersleri verilen sınıflar ve “sanatın babası” olmaya aday yeteneklerin yetiştirilmesi geliyor.
Kültürel projeler, Bakanlar Kurulu’nun son zamanlarda 11 yeni kültür organı kurma kararı ile zirveye taşındı. Kültür Bakanı Prens Bedr Bin Abdullah Bin Ferhan’ın yakın zamanda Suudi müzik sektörünü çeşitli bakımlardan geliştirmeye yönelik girişimleri de bu kapsamdadır. Bakan başlangıç olarak, Suudi müziğini çeşitli alanlarda geliştirmeye yönelik sorumlulukları üstlenmesi için Suudi müzisyen Cihâd el-Hâlidî’yi Komisyonu’nun başkanlığına tayin etti.
Müzik Komisyonu Başkanı Cihad el-Hâlidî, Kültür Bakanlığı’nın dünyanın başka hiçbir yerinde bulunmayan uzman bir kadroya sahip olduğunu belirtti. El- Halidi, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“Amaç, sanatın altyapısı üzerinde çalışmak ve entegre bir model oluşturmaktır. Müziği bir eğitim stratejisi olarak tanıtmaya çalışıyoruz. Çünkü müzik bir bilim, sanat, lezzet ve kültürdür. Topluma hakim olması gereken de budur. Latin uygarlığında tiyatrolar, Pisagor’un temellerini ortaya koyduğu matematikle yan yana öğretilmiştir.”
Cihâd el-Hâlidî, müzik eğitiminin istisnasız herkes için olması gerektiğini vurgularken özellikle çocuklara odaklanılması gerektiğini zira müziğin onların düşünme yöntemlerinde temel değişiklikler meydana getirdiğini kaydetti. Aynı zaman dengeli, yenilikçi ve yaratıcı olmalarına da yardım ettiğini vurguladı. Hâlidî, yapılan araştırmalara göre büyüme çağında müzik eğitimi almış mühendislerin, doktorların ve hukukçuların çalıştıkları sahada daha başarılı olduklarının görüldüğüne dikkat çekti.
Hâlidî çocuğun 6 yaşına kadar, 6 yaşından 17 yaşına kadar, daha sonra da üniversite düzeyinde geleceğin yetkin müzik öğretmelerini yetiştirmek için gerekli programlar ve müzik akademileri kurmak adına Kültür Bakanlığı’nın çeşitli stratejiler üzerinde çalışacağını açıkladı. Hâlidî, bakanlığın özel ihtiyacı bulunan ve daha önce hiçbir yerde kendileri için program hazırlanmamış olan görme engelli kişiler için de eğitim programları onayladığını duyurdu. Buna göre başlangıçtaki eğitim, okullardan ayrı merkez ve akademilerde yapılacak ve Eğitim Bakanlığı’yla iş birliği içinde okulların müfredatına “koro” eğitimi dâhil edilecek.
Cihad el-Hâlidî’nin hayat hikayesi de müzik eğitimiyle dolu. Müzik Eğitimi Lisansı’nı Solfege’de gördükten sonra, Kahire’deki Yüksek Müzik Enstitüsü Konservatuar’ında keman alanında lisans derecesi aldı. Aynı zamanda Mısır’daki Ayn eş-Şems Üniversitesi Muhasebe Bölümü’nde de lisans eğitimi, İngiltere’de de İşletme bölümünden yüksek lisans derecesi elde etti.
Cihad el-Hâlidî, 8 yıl boyunca konservatuar orkestrasında çaldı. Kahire ve Avrupa ülkelerinde birçok klasik müzik konserine katıldı ve bir süre Dâr el-Hikme Üniversitesi’nde “müzik zevki” öğretim görevlisi olarak çalıştı.



İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
TT

İkonik yönetmenden şaşırtan itiraf: O kadar da özel bulmuyorum

David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)
David Cronenberg, son filmi Kefenler'i yazarken 43 yıllık eşi Carolyn'in ölümünden ilham aldığını söylüyor (SBS Productions)

Beden korkusu (body horror) türünün öncüsü kabul edilen usta yönetmen David Cronenberg, sinema salonlarına dair nostaljik duygular taşımadığını ve dijitalleşen film yapım süreçlerini daha verimli bulduğunu söyledi.

Interview Magazine için meslektaşı Jim Jarmusch'a konuşan Cronenberg, filmlerinin toplu bir izleyiciyle sinema salonunda izlenmesinin kendisi için özel bir anlam taşımadığını belirtti.

"O hissi yaşamıyorum"

"Filmleri gerçek sinema salonlarında sadece arada sırada, genellikle film festivallerinde izliyorum ve projeksiyon kalitesi her zaman iyi olmuyor" diyen Cronenberg, sözlerine şöyle devam etti: 

Venedik'te Spike Lee'yle sahnedeydim. Sinemanın bir katedral gibi olduğunu, neredeyse dini bir yönü bulunduğunu söylüyordu. Ona, 'Ben Arabistanlı Lawrence'ı (Lawrence of Arabia) akıllı saatimden izliyorum ve orada bin deve var, hepsini görebiliyorum' dedim. Şaka yapıyordum ama anlatmak istediğim şey, sinema deneyimini o kadar da etkileyici bulmadığımdı. Belki yaşlandığım içindir. O toplu izleme hissini yaşamıyorum.

Teknolojiye karşı açık yaklaşımı filmlerine de yansıyan Cronenberg, dijital kameralarla çalışmanın kolaylıklarının, film şeridinin sunduğu görsel avantajların önüne geçtiğini düşünüyor. Kurgu süreçlerinde film şeridiyle çalışmanın epey kısıtlayıcı olduğunu belirten usta yönetmen, dijital araçların sağladığı kontrol imkanlarını öne çıkardı.

"İnsanların dijital platformlarda bir filmi izledikten sonra duyduğu tutkuyu, eskiden sinema salonundan çıktıktan sonra hissettiğimiz heyecana benzetiyorum" diyen Cronenberg, "Farklı olabilir ama daha kötü değil. Ayrıca filmle çalışmayı da özlemiyorum. Kurgu ve montaj benim için tam bir kabustu. Artık çok daha fazla kontrol sahibiyiz ve bir film yapıyorsanız, bir dereceye kadar kontrol manyağısınız demektir" ifadelerini kullandı.

Cronenberg'in son filmi Kefenler (The Shrouds) şu sıralar ABD sinemalarında gösterimde. Yönetmenin 2024 Cannes Film Festivali'nde prömiyer yapan filminde, eşini kaybeden bir adamın yas sürecini, karısının cesedini canlı yayın yapan bir tabut içinde saklayarak yaşaması konu ediliyor.

"Böyle bir filmi sadece Cronenberg çekebilir"

Filmin başrollerinde Fransız aktör Vincent Cassel, Guy Pearce ve Diane Kruger yer alıyor. Yardımcı rollerdeyse Sandrine Holt, Elizabeth Saunders ve Al Sapienza var.

IndieWire'ın incelemesinde filmle ilgili şu yorum yer alıyor:

Yönetmenin eşinin kaybından ilham alan Kefenler, sadece David Cronenberg'in çekebileceği türden bir yas hikayesi. Alaycı, duygusuz ve zaman zaman öylesine cansız ki, sanki film kendisi de katılaşmış gibi. Görüntüler, projeksiyondan perdeye ulaşmadan çok önce ölmüş gibi duruyor. Ama başka ne beklenirdi ki?

Kefenler, Türkiye'de 23 Mayıs'ta sinemaseverlerle buluşacak.

82 yaşındaki Kanadalı sinemacı, Sinek (The Fly), Çarpışma (Crash) ve Müstakbel Suçlar (Crimes of the Future) gibi filmleriyle de tanınıyor. 

Independent Türkçe, IndieWire, Interview Magazine