Cezayir’de ‘izinsiz gösterilere’ tartışması yeniden alevlendi

Cezayirli kadınlar, 8 Mart’ta başkentte Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle haklarının güçlendirilmesini istedi (EPA)
Cezayirli kadınlar, 8 Mart’ta başkentte Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle haklarının güçlendirilmesini istedi (EPA)
TT

Cezayir’de ‘izinsiz gösterilere’ tartışması yeniden alevlendi

Cezayirli kadınlar, 8 Mart’ta başkentte Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle haklarının güçlendirilmesini istedi (EPA)
Cezayirli kadınlar, 8 Mart’ta başkentte Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle haklarının güçlendirilmesini istedi (EPA)

Ceayir Sidi Muhammed Ceza Mahkemesi geçtiğimiz Cumartesi (7 Mart) düzenlenen gösterilerde gözaltına alınan protestocuların serbest bırakılmasına hükmederken Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) muhabiri Halid Dararni ve siyasi aktivist Semir Belarbi'nin tutuklu yargılanmasına karar verdi.
Kararla birlikte Cezayir’de izinsiz gösterilere ilişkin tartışmalar da tekrar alevlendi.
Gazeteciler de savcılığın ‘izinsiz gösterilere teşvik etmek’ suçlamasına yanıt olarak Sidi Muhammed Mahkemesi önünde toplandı. Gazetecilerayrıca, ellerinde Dararni ve bazı aktivistlerin fotoğraflarını taşıyarak, “Basın, bir suç değildir”, “Halid Dararni’yi serbest bırakın”, “Özgür ve bağımsız adalet” ve “Polisiye değil sivil devlet” yazılı dövizler taşıdı. Gazeteci Dararni, geçen cumartesi günü güvenlik güçleri tarafından tutuklanıp başkent Cezayir’in doğusundaki bir karakola götürülmeden önce eylemcilerin fotoğraflarını çekiyordu. Dararni, aralarında bir ay önce ‘ordunun moralini zayıflattığı’ gerekçesiyle 5 ay cezaevinde kaldıktan sonra 1 ay önce de hakkında beraat kararı çıkan Semir Belarbi de dahil, bazı siyasi aktivistlerle geceyi karakolda geçirdi. Gözaltına alınanlar, izinler, olmamalarına rağmen gösterilere katılma nedenlerine ilişkin olarak sorguya çekildi.
Cuma gösterilerinin ve üniversite öğrencilerinin salı günü gerçekleştirdiği protestoların izinsiz düzenlendiği biliniyor. Genellikle de yetkililer, eylemcilerin hedefi olmadıkları zamanlarda başkentteki gösterilere itirazda bulunmuyor.
Halk hareketi tutuklularının avukatlarından Abdurrahman Salih, savcılığın Dararni ve Belarbi’nin güvenlik merkezine geri gönderilmesini emrettiğini ve sanıkların bugün tekrar savcılık önüne çıkacağını ifade etti. Dararni’nin babası, oğlunun başkentin merkezindeki Cavaignac güvenlik merkezine gönderildiğini söyledi. Merkezde ayrıca, daha önce tutuklanan çok sayıda aktivist daha bulunuyor.
Emniyet Genel Müdürlüğü, cumartesi gösterilerini engelleme girişimleri sırasında başkent Cezayir sokaklarında eylemcilere karşı şiddet eylemleri ve darp faaliyetleri gerçekleştirildiği iddialarını yalanladı. Emniyet Genel Müdürlüğü, 8 Mart’ta yayınladığı basın açıklamada, ‘bazı haber sitelerinde ve sosyal medya organlarında, polis kuvvetlerinin geçen cumartesi günü başkentin merkezinde eylemcilere orantısız güç kullandığı yönünde servis edilen haberleri’ yalanladı. Müdürlük, güvenlik güçlerinin başkentteki bir sokakta izinsiz düzenlenen gösterilere denk geldiğini açıklarken, eylemcilerin trafiği tamamen engellediğine ve bazı dükkanların kapanmasına neden olduğuna dikkati çekti.
Emniyet Genel Müdürlüğü, “Bu temelde polisin çıkarları, bu gibi koşullar için geçerli yasa ve yönetmeliklere uygun olarak, kamu düzenini korumak, trafik akışını yeniden sağlamak ve vatandaşların güvenini yeniden kazanmak üzere müdahaleyi gerektiriyor” ifadelerini kullandı.
Müdürlük, gösteriye katılanların birçoğunun gözaltına alındığını ve ardından çoğunun da serbest bırakıldığını söylerken, bazılarının ise koşullarının değerlendirilmesi amacıyla adli makamların önüne çıkarıldığını ifade etti. Yayınlanan bildiride ise “Anayasa yükümlülükleri yerine getirilirken, vatandaşlar ve mülkiyetler korunmaya, kamu huzurunun sağlanmasına ve ülkenin güvenliğine dikkat edilmeye devam edilecektir” ifadelerine yer verildi.
Aktivistler, 8 Mart’ta da geçen cumartesi günü eylemcilerin yanında bulunan bir kadının görüldüğü bazı görüntüler yayınladı.
Görüntülerde, yanında cop taşıyan bir polisin, kadına vurmaya hazırlandığı ve yol kenarındaki 3 adamın da sahneyi seyrettiği görüldü. Bir başka videoda ise polis üyelerinin, farklı yönlere kaçmaya çalışan eylemcileri kovaladığı ve bazılarını darp ettiği görüldü. Bu görüntülerin yayınlanmasıyla Emniyet Müdürlüğü’nün bildirisinde geçen ifadeler de yalanlanmış oldu. Avukatlar, şiddet olaylarını takiben Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduklarını açıkladı.



Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
TT

Gazze'nin güneyinde 13 evin enkazı altında kalan 55 Filistinlinin cesetlerinin çıkarılması süreci başladı

Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)
Bir akraba, Gazze şehrinin el-Tuffah mahallesinde sığınağa dönüştürülen okula düzenlenen İsrail bombardımanında bir gün önce hayatını kaybeden el-Nadir ailesi üyelerinin cenazeleri başında yas tutuyor (AFP)

Filistin haber ajansı Safa’nın haberine göre Sivil savunma ekipleri, Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus'ta yıkılan 13 evin enkazı altında kalan 55 şehidin cesedini aramaya başladı.

Ajans, "Sivil Savunma ekiplerinin, uluslararası kuruluşlarla iş birliği içinde, Gazze şehrinin Rimal mahallesindeki bir evin enkazı altından Filistinli ailenin şehitlerinin cesetlerini çıkardığını" belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Safa’dan aktardığına göre "Gazze Şeridi'nde iki yıldır süren İsrail imha savaşının kurbanı olan 9 binden fazla şehit, halen evlerin enkazı altında gömülü kalmaya devam ediyor."


Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
TT

Ürdün, Suriye'deki DEAŞ mevzilerine yönelik saldırılara katıldı

Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]
Ürdün Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait bir F-16 Fighting Falcon savaş uçağı, 29 Mayıs 2014'te Eager Lion tatbikatı sırasında Ürdün'ün kuzeyindeki bir hava üssünün üzerinden uçuyor. [ABD Hava Kuvvetleri web sitesi]

Ürdün, Kraliyet Ürdün Hava Kuvvetleri aracılığıyla, dün sabah erken saatlerde Suriye'nin güneyindeki çeşitli DEAŞ mevzilerini hedef alan hassas hava saldırılarına katıldı.

Ürdün devletine ait el-Memleke TV internet sitesine göre, ABD ile iş birliği içinde gerçekleştirilen bu katılım, Suriye hükümetinin yakın zamanda katıldığı DEAŞ karşıtı uluslararası koalisyon operasyonlarının bir parçasıdır.

Bu operasyon, terörle mücadele çerçevesinde ve özellikle DEAŞ terör örgütünün güney Suriye'de yeniden yapılanıp kapasitesini güçlendirmesinin ardından, aşırılıkçı örgütlerin bu bölgeleri Suriye'nin komşularının ve bölgenin güvenliğini tehdit etmek için birer üs olarak kullanmasını önlemek amacıyla gerçekleştirildi.


El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
TT

El-Hakim, silahların devletle sınırlandırılmasını istiyor

Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)
Irak güvenlik güçleri, Suriye topraklarında bir operasyon düzenlediklerini ve DEAŞ liderlerini tutukladıklarını açıkladı (Hükümet medyası)

Irak'taki "Koordinasyon Çerçevesi" ittifakının liderlerinden Ammar el-Hakim, devletin güç kullanımında tekel sahibi olması gerektiğini belirterek, silahların ülkedeki karar vericiler üzerinde baskı aracı olarak kullanılmaması gerektiğini vurguladı.

El-Hakim dün yaptığı konuşmada, "Silahlar, anayasaya uygun olarak, Irak halkının ve siyasi partilerinin iradesiyle, dışarıdan dayatmalarla değil, devletin elinde olmalıdır" dedi.

Hikmet Hareketi partisinin lideri el-Hakim, karar vericiler üzerinde baskı kurmak için devlet dışında silah kullanılmasına karşı olduğunu ifade etti.

El-Hakim'in partisinin liderlerinden Fahd el-Cuburi, "Washington, yeni hükümette grupların yer alması konusunda çekincelerini dile getirdi" dedi.

Son dönemde parlamentoda birkaç sandalye kazanan ve silahlı bir fraksiyon olan İmam Ali Tugayları ise "devletin elindeki silahların tekelleştirilmesini ve Haşdi Şabi Güçlerinin güçlendirilmesini" savundu. Tugayların genel sekreteri Şibl el-Zaidi, yaptığı açıklamada, "fraksiyonel güçlerin seçimlerdeki önemli zaferi, onları önemli bir sınavın önüne koyuyor" ifadelerini kullandı.