Ürdün Parlamentosu’nda Petra yatırımı tartışmaları

Petra antik kenti (AFP)
Petra antik kenti (AFP)
TT

Ürdün Parlamentosu’nda Petra yatırımı tartışmaları

Petra antik kenti (AFP)
Petra antik kenti (AFP)

Turistik Petra bölgesine yatırım yapılmasına izin veren Ürdün yasası çıkarılması önerisi konusu yeniden ön plana çıktı. Zirâ Ürdünlülerin bu toprakların başta İsrailliler olmak üzere dış yatırımcıların kaçakçılığına maruz kalmasına dair korkularını ortadan kaldırmaya yönelik hükümet çabalarına karşılık, muhalefet yasaya karşı kampanya başlattı.
Dün milletvekillerinin söz konusu yasa tasarısını reddetmesiyle Ürdün Parlamentosu’ndaki oturumda hararetli anlar yaşandı. Milletvekilleri, Petra bitişiğindeki toprakların Yahudi ve İsraillilerin eline geçeceğinden korktuklarını dile getirdi. Bölgeyi yöneten yerel yetkililerin hükümetin uyguladığı mevzuat ve koşullar hakkındaki gerekçelerine rağmen, milletvekilleri bu konuda sert suçlamalarda bulundu. Diğer milletvekilleri ise bu yasayı desteklediklerini açıkladı.
Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi de duruma müdahale ederek, Ürdün’ün topraklarını satmayacağını ya da bu topraklarından vazgeçmeyeceğini vurguladı. Safadi, Petra’nın ulusal miras olduğunu, nesilden nesile aktarılacağını dile getirdi. Safadi, yatırımın tüm ülkelerin ekonomik zorluklarla başa çıkmak için rekabet etmede kullandıkları bir yol olduğunu, Ürdün'e yatırımı teşvik etmenin de ekonomik teşvik sürecinin en önemli dayanaklarından biri olduğunu ifade etti. Safadi, Ürdün'ün Amman ve Ölüdeniz gibi bölgelere de yatırım yapılmasına izin verdiğine dikkat çekti. Bu şekilde hem Krallığın hem de söz konusu yerlerin kimliğinin ve buraların tarihinin değişmediğini vurgulayan Safadi, bu tasarının ekonomi çerçevesinde alınacağını, ancak herhangi bir siyasi akıbeti olduğu taktirde Krallığın bu durumu daha önceki şekillerde ele alacağını açıkladı.
Parlamento tarafından dün onaylanan yasa, Ürdünlüler hâricindekiler ve tüzel kişilerin Petra bölgesindeki tarihi alan veya bölgedeki diğer tarihi alanların sınırları dışındaki gayrimenkulleri kiralanmasına izin veriyor ve misliyle muamele ilkesini gözetiyor. Aynı zamanda Ürdünlülerin bölgenin yüzde 51’den fazlasına sahip olmasını şart koşuyor. Ürdün Parlamentosu, misliyle muamele ilkesini Arap ülkelerinin vatandaşlarıyla sınırlandırdı. Aynı zamanda bu vatandaşların başka bir ülke vatandaşlığı bulundurmaması gerekiyor.



Ürdün, Filistin ve İsrail, ABD’nin talebiyle ‘kutsal mekanlarla’ ilgili koordinasyonu görüştü

Mescid-i Aksa’da önceki gece namaz kılan Müslümanlar (AFP)
Mescid-i Aksa’da önceki gece namaz kılan Müslümanlar (AFP)
TT

Ürdün, Filistin ve İsrail, ABD’nin talebiyle ‘kutsal mekanlarla’ ilgili koordinasyonu görüştü

Mescid-i Aksa’da önceki gece namaz kılan Müslümanlar (AFP)
Mescid-i Aksa’da önceki gece namaz kılan Müslümanlar (AFP)

ABD yönetiminin doğrudan talebi üzerine Ürdün, Filistin ve İsrail hükümetleri, Müslüman ve Hristiyanların kutsal mekanlarına olan ziyaret şartlarını düzenlemek üzere bir koordinasyon komitesi oluşturmayı tartışmaya başladı. Tel Aviv’deki siyasi kaynaklar, konuyla ilgili farklı düzeylerde yetkililerin katılımıyla ilk görüşmelerin yapıldığını aktardı. Kaynaklar, taraflar arasındaki görüş ayrılıklarının bir uzlaşıya varılmasını güçlendirdiğini söyledi.  
Kaynaklar, ABD’nin Ramazan ayından önce bir ‘koordinasyon grubu’ oluşturulmasını önerdiğini, ancak komisyonun oluşturulma çabalarının yetersiz kalması nedeniyle, Kudüs’teki gerginliklerin yaşandığını iddia etti. Kudüs’te yaşanan gerilimin ardından ABD, Yakın Doğu İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Yael Lambert başkanlığında, aralarında İsrail-Filistin Özel Temsilcisi Hadi Amr’ın da yer aldığı üst düzey yetkililerden oluşan bir heyeti Filistin’e gönderdi. ABD heyeti geçtiğimiz hafta boyunca, Ürdün, Filistin ve İsrailli yetkililerle toplantılar düzenledi. ABD, taraflardan ‘gerginliği azaltmak ve özellikle Mescid-i Aksa’daki şiddet olaylarını önlemek için acil bir şekilde ve koordine halinde çalışmalarını’ istedi. Ayrıca, Ramazan ayının son Cuma namazının olaysız bir şekilde geçmesi için çaba göstermelerini talep etti.  
İsrail ve Ürdün tarafları, Kudüs İşleri Komitesinin Ramazan Bayramının ardından toplanmasını kararlaştırdı. İsrail Başbakanı Naftali Bennett, çarşamba akşamı, Kudüs'teki durumu değerlendirmek amacıyla yetkililerle bir araya geldi ve güvenlik güçlerine, gerginliği azaltmak amacıyla önlem almaları talimatı verdi. Bennett, “Hükümetimiz Mescid-i Aksa’da sükunetin ve istikrarın korunmasını önemsemektedir” dedi.  
Uzmanlar, Mescid-i Aksa’daki Müslümanlarla İsrail güvenlik güçleri arasındaki gerginliğin, Batı Şeria ve Gazze’de daha geniş çaplı çatışmalara yol açabileceğini, ayrıca Ürdün-İsrail ilişkilerinde bir krize yol açabileceğini değerlendiriyor.  
Ürdün, Filistin ve İsrailli yetkililerin ilk görüşmelerinde ciddi görüş ayrılıkları ortaya çıktı. Ürdün ve Filistin tarafı, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa’ya girmesinin gerginliğin başlıca sebebi olduğunu savundu. Arap tarafı, Fanatik Yahudilerin, Müslümanların kutsallarına hakaret ettiği ve Mescid-i Aksa’yı yıkarak yerine Süleyman Heykeli’ni dikeceklerini söyleyerek Müslümanları kışkırttığını ifade ettiler. Ürdünlü ve Filistinli yetkililer, Yahudi yerleşimcilerin Mescid-i Aksa avlusuna girişinin yasaklanmasını talep etti, ancak İsrail tarafı bu talebin karşılanamayacağını söyledi. İsrail 2021 yılında en az 33 bin Yahudi’nin Mescid-i Aksa avlusuna girişine izin vermişti.
Ürdün ve Filistinli yetkililer ayrıca, İsrail güvenlik güçlerinin Mescid-i Aksa’ya düzenledikleri baskınların, Harem-i Şerif’te gaz bombası kullanılmasının ve namaz kılanlara şiddet uygulanmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Ürdünlü temsilciler, Mescid-i Aksa Vakfı bekçilerinin sayısının arttırılmasını ve İsrail güvenlik güçlerinin kutsal mabede girişinin son bulmasını önerdi. İsrail tarafı ise, Ürdün’ün, bekçilerin sayısının arttırılması talebini kabul ederek, güvenlik güçlerinin Harem’e giriş nedeninin, Ağlama Duvarı’na doğru içeriden atılan taşlar olduğunu söyledi, ancak baskınların azalacağı sözünü verdi. İsrailli temsilci ayrıca, genelde mescidin içine girmediklerini ve ‘siyasi gösterilere’ uzaktan müdahale ettiklerini belirtti.  
İsrail güvenlik güçleri, Mescid-i Aksa ve çevresindeki kutsal mekanlardan ayrılmayı reddediyor. İsrail buradaki varlığını egemenliğinin bir göstergesi olarak değerlendiriyor. İsrail güçleri perşembe günü Kadir Gecesi’nde ibadetlerini yerine getiren bazı Müslümanlara şiddet uyguladı ve gaz bombası attı. Kadir Gecesi’nde Mescid-i Aksa’da Kudüs ve Batı Şeria’dan gelen yüzbinlerce Müslüman ibadet etti. İsrail güvenlik güçleri Mescid-i Aksa ve Eski Kudüs çevresine 3 binden fazla personel konuşlandırdı.