Türkiye ve Rusya'nın ilk ortak devriye turu protestolar nedeniyle kısa kesildi

Türk tankının üzerine çıkan Suriyeliler (Reuters)
Türk tankının üzerine çıkan Suriyeliler (Reuters)
TT

Türkiye ve Rusya'nın ilk ortak devriye turu protestolar nedeniyle kısa kesildi

Türk tankının üzerine çıkan Suriyeliler (Reuters)
Türk tankının üzerine çıkan Suriyeliler (Reuters)

Türkiye ve Rusya, 5 Mart'ta imzaladıkları İdlib ateşkes anlaşması kapsamında, Suriye’nin kuzeybatısındaki M4 karayolunda başladıkları ortak devriyenin ilk turunu, muhalif gruplar ve sivillerin yolu kapatması nedeniyle kısa kesmek zorunda kaldı.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), konuya ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“İdlib´de icra edilen 1´inci Türkiye- Rusya birleşik kara devriyesi, olası provokasyonları ve bölgedeki sivil halkın zarar görmesini önlemek amacıyla, Türk ve Rus Müşterek Koordinasyon Merkezleri arasındaki koordine sonucunda gerekli tedbirler alınarak icra edilmiştir.”
Rus haber ajansı RIA’ya göre Rusya Savunma Bakanlığı ise “Teröristler provokasyonlarını uygulamak için teröristler sivilleri kalkan olarak kullanıyorlardı” ifadelerini kullandı.

Ortak devriyeye onay yok
Türkiye-Rusya’nın bölgede ortak devriye yürütme anlaşması, İdlib'de onaylanmadı.
Türkiye'nin desteklediği bazı muhalif grupların liderleri, halkın reddetmesi nedeniyle bu adımın devam etmeyeceğini düşünüyor.
Türk ve Suriye muhalefetinden kaynaklara göre Türkiye-Rusya müzakerelerinin sonuçları ve son anlaşmayı uygulama mekanizmalarını tartışmak üzere geçtiğimiz Cuma ve Cumartesi günü Ankara’da Suriyeli muhalif grupların temsilcileriyle toplantılar düzenlendi.
Türkiye-Rusya anlaşmalarının uygulanmasına yardımcı olacak birleşik bir liderlik şemsiyesi altında İdlib ve çevresindeki grupların birleştirilmesi konusu görüşüldü.
Ancak, bazı gruplar halkın karşı çıkması nedeniyle özellikle devriyeler olmak üzere son anlaşmalara uymayı reddetti.
Türk kaynaklarına göre Ankara'daki askeri heyet görüşmeleri sırasında Türkiye ve muhalif grupların ateşkes anlaşmasının Suriye rejimi ve İranlı milisler tarafından ihlal edilip çökeceğine ilişkin endişelerini Rus tarafına belirtti.
Rus heyeti ise böyle bir şey olması halinde Rus savaş uçaklarının bu milislere hava koruması sağlamayacağını vurguladı.
Kaynaklara göre İdlib ve çevresindeki muhalif grupları birleştirme fikri bu görüşmelerde gündeme getirilmedi ancak daha önce önerilen bu fikir İdlib’deki gelişmeler nedeniyle uygulanamadı.
Buradaki ana ikilem, diğer gruplarla bütünleşmek için yapısında köklü değişikliklere gitmesi gereken Heyetu Tahriru’ş Şam (HTŞ) konusu olabilir ve HTŞ’nin feshedilmesi gerekebilir.



Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
TT

Tunus, Gannuşi dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere ağır hapis cezaları verdi

Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)
Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi (DPA)

Tunus merkezli radyo istasyonu Mosaique FM dün bir mahkemenin, Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi ve eski güvenlik yetkilileri de dahil olmak üzere önde gelen siyasetçilere komplo kurmak suçlamasıyla 12 ila 35 yıl arasında hapis cezaları verdiğini bildirdi.

Bu davada devlete karşı komplo kurmakla suçlananlar arasında, Cumhurbaşkanı Kays Said'in eski Özel Kalem Müdürü Nadia Akkaşa da bulunuyor.

Hakkında 35 yıl hapis cezası bulunan Akkaşa ülkeden kaçtı.

Mosaique FM, bu davada sanık olan eski Başbakan Yusuf eş-Şahid'in, kendisini ceza mahkemesine sevk eden iddianame kararını temyiz ettiğini, temyiz sonucu beklendiği için bu kararın şimdiye kadar hükümlerin kapsamına girmediğini belirtti.

İslami çizgideki Nahda Hareketi’nin deneyimli lideri Gannuşi (84), 14 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Cumhurbaşkanı Said tarafından feshedilen meclisin başkanı olan Gannuşi, 2023 yılından beri hapiste ve son birkaç ay içinde ayrı davalarda toplam 27 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bu davada 21 kişiye suçlama yöneltildi, bunlardan 10'u halihazırda hapiste, 11'i ise ülkeden kaçtı.

Mahkeme, eski İstihbarat Teşkilatı Başkanı Kemal Keyzani'yi 35 yıl hapis cezasına, eski dışişleri bakanı Rafik Abdusselam’ı 35 yıl hapis cezasına ve Raşid Gannuşi'nin oğlu Muaz Gannuşi'yi 35 yıl hapis cezasına çarptırdı. Üçü de ülkeden kaçtı.

Cumhurbaşkanı Said, 2021 yılında meclisi feshetti ve ülkeyi kararnamelerle yönetmeye başladı. Ardından bağımsız yargı yüksek konseyini feshetti ve onlarca yargıcı görevden aldı. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre muhalefet bu hamleyi, 2011 yılında ‘Arap Baharı’ ayaklanmalarını tetikleyen ‘yeni doğan demokrasiyi baltalayan bir darbe’ olarak nitelendiriyor.

Cumhurbaşkanı Said ise bu suçlamaları reddediyor ve attığı adımların yasal olduğunu ve siyasi elitler arasında yıllardır süren kaos ve yolsuzluğu sona erdirmeyi amaçladığını söylüyor.

Cumhurbaşkanı Said'in 2021 yılında iktidarın büyük bir kısmını ele geçirmesinden bu yana muhalefet liderlerinin çoğu, bazı gazeteciler ve Said'i eleştirenler hapiste tutuluyor.

Bu yıl, başka bir mahkemede muhalefet liderleri, iş adamları ve avukatlara yine komplo suçlamasıyla 5 ila 66 yıl arasında değişen hapis cezaları verildi. Muhalefet, bu davanın Cumhurbaşkanı Said’in muhaliflerini bastırmak için uydurulmuş olduğunu söylüyor.

İnsan hakları grupları ve aktivistler, Said'in Tunus'u açık bir hapishaneye dönüştürdüğünü ve yargı ve polisi siyasi rakiplerini hedef almak için kullandığını söylüyorlar.

Tüm bu suçlamaları reddeden Cumhurbaşkanı Said, diktatör olmayacağını, kim olursa olsun, hangi makamda olursa olsun, hiç kimsenin kanunların üstünde olmadığını söylüyor.