Erdoğan, Merkel ve Macron yarın mülteci krizini görüşecek

Midilli adasındaki mülteciler koronavirüse karşı koruyucu maske dikiyor (AP)
Midilli adasındaki mülteciler koronavirüse karşı koruyucu maske dikiyor (AP)
TT

Erdoğan, Merkel ve Macron yarın mülteci krizini görüşecek

Midilli adasındaki mülteciler koronavirüse karşı koruyucu maske dikiyor (AP)
Midilli adasındaki mülteciler koronavirüse karşı koruyucu maske dikiyor (AP)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın göçmen krizi ve Suriye’nin İdlib bölgesindeki durumla ilgili Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yarın yapacağı zirvenin telekonferans yoluyla gerçekleştirilmesi bekleniyor.
Söz konusu zirvenin liderlerin katılımıyla İstanbul’da yapılması planlandı ancak yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle zirvenin telekonferans yoluyla yapılmasına karar verildi.
Öte yandan Türkiye, Avrupa’ya gitmek isteyen mültecilere sınırları açmasının ardından komşusu Yunanistan'ın mülteci ve sığınmacılara kötü muamelede bulunduğuna ilişkin suçlamalarını artırdı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamalara tepki göstererek, bu ifadelerin Yunanistan’ın izlediği tutarsız, hukuk dışı ve gayri insani politikaların somut kanıtı olduğunu vurguladı.

Aksoy konuya ilişkin yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Kapısına gelen göçmenlere insan değil, düşman muamelesi yapan, kadın, çocuk demeden üstlerine gaz, kurşun ve tarım ilacı sıkan, Nazi uygulamalarını hatırlatır şekilde paralarını ve eşyalarını alarak ülkemize gönderen Yunanistan, insanlık adına utanç verici bu uygulamalarıyla iddia ettiği gibi Avrupa Birliği'nin (AB) sınırlarını korumamakta, aksine AB'nin üzerinde kurulduğu tüm ilke ve değerleri ayaklar altına almaktadır.”
Türkiye'nin 27 Şubat'ta sınır kapıları açmasından bu yana Avrupa ülkelerine ulaşmak için bir çıkış noktası bulmayı umut eden mülteciler, kötü hava koşulları ve Yunan sınır muhafızlarının sert müdahalesine rağmen Türkiye-Yunanistan sınırında beklemeye devam ediyor.
Sınır bölgesinde sıkışan yaklaşık 10 bin mülteci, soğuk havada derme çatma çadırlarda kalıyor. Bununla birlikte mülteciler, Yunan sınır muhafızlarının göz yaşartıcı gaz ve tazyikli su ile müdahalesine de maruz kalıyor.
Mültecilerin çoğu, Türkiye ile Yunanistan'ı ayıran Meriç Nehri'ni geçerek sınırı aşmaya çalışıyor.
Yunan hükümeti, mültecilerin geçişini engellemek amacıyla Kastanies Sınır Kapısı'na beton bloklar örüyor, Meriç Nehri kıyısını da dikenli teller ile güçlendiriyor.
Türk medyasında yer alan haberlere göre, 1 Mart'tan sonra Midilli Adası'na ulaşan, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 450 mülteci, Yunan hükümetinin 2 Mart'ta mülteci geçişlerini önlemek için iltica başvurularını bir aylığına askıya alma kararının ardından sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıya kaldı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta ülkesinin Avrupa'ya gitmek isteyen mültecilere kapılarını kapatmayacağına vurgu yapmıştı.



Norveç kasabasında Rus ajanı paranoyası

Kirkenes kasabasındaki bazı yerlerde savaş karşıtı broşürler yer alıyor (Reuters)
Kirkenes kasabasındaki bazı yerlerde savaş karşıtı broşürler yer alıyor (Reuters)
TT

Norveç kasabasında Rus ajanı paranoyası

Kirkenes kasabasındaki bazı yerlerde savaş karşıtı broşürler yer alıyor (Reuters)
Kirkenes kasabasındaki bazı yerlerde savaş karşıtı broşürler yer alıyor (Reuters)

Norveç'in Kirkenes kasabasında Rus ajan paniği yaşanıyor.

Wall Street Journal'ın (WSJ) haberinde, Norveç'in Rusya sınırına en yakın kasabalarından Kirkenes'in casusluk üssüne dönüştüğü yazılıyor. 

Eskiden huzurlu bir sınır yerleşimi olarak bilinen bu küçük İskandinav kasabasında, Ukrayna savaşının ardından paranoyanın hakim olduğu belirtiliyor. 

Norveç'in iç güvenlik teşkilatı PST'yle birlikte devriyeye çıkan WSJ muhabirlerinin aktardığına göre kasaba sakinleri, tanımadıkları kişiler tarafından takip edildiklerini ve yollarda plakasız araçlar gördüklerini söylüyor. 

Murmansk'tan gelen Rus balıkçı teknelerinin sık sık Kirkenes limanına uğradığı fakat bunların artık potansiyel tehdit olarak görüldüğü belirtiliyor. Murmansk'ın, Rusya'nın Kuzey Filosu ve stratejik nükleer cephaneliği için merkez konumunda olduğu hatırlatılıyor.

Sınırda görevli Norveçli askerler çoğunlukla 18-19 yaşındaki erlerden oluşuyor. 19 yaşındaki Magnus Karlsvik, kendine verilen görevi şöyle tanımlıyor. 

Bizim işimiz, Rus birliklerinin askeri altyapımızın fotoğraflarını çekmesini engellemek.

Askerler, kış aylarında sınırdaki ayak izlerini takip ettiklerini ve düzenli olarak dürbünlerle Rus askerlerinin faaliyetlerini raporladıklarını belirtiyor.

PST'nin bölge sorumlusu Johan Roaldsnes, Kremlin'in "hibrit savaş" taktikleri kullandığını, bu tür faaliyetlerin savaş ve barış arasındaki çizgiyi belirsizleştirdiğini söylüyor:

Bir şeylerin yanlış olduğunu hissetsek de tam olarak ne olduğunu söyleyemiyoruz. Burada, kuzeyin bu köşesinde her şeye kuşkuyla yaklaşmalıyız.

Norveç, casusluk faaliyetleri yürüttükleri gerekçesiyle Rusya'nın en büyük balıkçılık şirketlerinden Norebo ve Murman Seafood'a pazartesi günü yaptırım listesine almıştı. 

Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth, bu firmaların Norveç'in altyapısını hedef alan Kremlin destekli bir istihbarat operasyonun parçası olduğunu savunmuştu. 

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Odessa Journal