İsrail’de koronavirüsü vakaları 255’e ulaştı

İsrail’de koronavirüsü vakaları 255’e ulaştı
TT

İsrail’de koronavirüsü vakaları 255’e ulaştı

İsrail’de koronavirüsü vakaları 255’e ulaştı

İsrail Sağlık Bakanlığı’nın bugün 42 yeni koronavirüsü vakasını daha duyurması ile toplam vaka sayısı 255’e ulaştı.
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada 4 kişi hastaneden taburcu edilirken 5 kişinin ise durumunun kritik olduğunu kaydedildi. Hastalar arasında 19 kişinin sağlık çalışanı, 5 kişinin ise asker olduğu belirtildi. Öte yandan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun koronavirüsü test sonuçlarının negatif çıktığı açıklandı.
İsrailli Başbakan’ın hakkında açılan yolsuzluk davasının 17 Mart’ta görüşülmesi planlanırken korona virüsü salgını endişesi ile ileri bir tarih olan 24 Mayıs’a ertelendi.
Başbakan Netanyahu, korona virüsüne karşı alınan bir dizi yeni önlemi duyurdu. Korona virüsü salgınını önlemek amacıyla toplu yapılan tüm etkinliklerin askıya alındığını bildirdi. Tüm kafe, restorant, otel, alışveriş merkezi ve eğlence alanlarının kapatıldığını öte yandan süpermarket, banka, eczane ve benzin istasyonlarının ise açık olacağını açıkladı. Toplu taşıma hizmetlerinin ise normal seyrinde devam edeceğini duyurdu. İsrail yönetimi daha önceden de korona virüsü salgınından korunmak için Kral Hüseyin Köprüsü kapatmış. Batı Şeria ve Ürdün ile bağlantısını kesmişti. Başbakan Netanyahu ise ülkeye gelenlerin 14 gün karantina uygulanacağını duyurmuştu.
Çin’in Wuhan kentinde Aralık ayında başlayan korona virüsü salgını şu an 158 ülkede yayılmış durumda, dünya çapında korona virüsü vak'a sayısı 173 bin 167 kişiye ulaştı. Korona virüsü kaynaklı ölümler ise 6 bin 664 kişiye çıktı.

 


Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
TT

Küba'dan ABD'ye yaptırım tepkisi: "Soykırım savunucusu"

Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)
Ülkeyi sarsan eylemler için "son 60 yılın en büyük yönetim karşıtı protestoları" denmişti (Reuters)

Temmuz 2021'de Havana yönetimine karşı düzenlenen büyük protesto eylemlerinin yankıları sürüyor.

ABD, Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'in de aralarında bulunduğu Kübalı yetkilileri insan haklarını ihlal ettikleri gerekçesiyle yaptırım listesine aldı. 

Karayipler'deki ada ülkesinin üst düzey yöneticilerine vize kısıtlamaları uygulanacağı da duyuruldu.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, X hesabından yaptığı açıklamada "Temmuz 2021'deki protestolara katılanların haksız bir şekilde gözaltına alınıp işkenceye tabi tutulmasından sorumlu olan ya da bu olaylarda suç ortaklığı yapan" yargı ve cezaevi çalışanlarının da vize kısıtlamalarıyla karşı karşıya kalacağını söyledi. 

54 yaşındaki siyasetçi şu ifadeleri kullandı:

ABD, Küba halkının insan hakları ve temel özgürlüklerini desteklemeyi ve gayri meşru, dikta rejimlerinin yarıküremizde hoş karşılanmadığını net bir şekilde ortaya koymayı sürdürecek.

Devlet Başkanı Miguel Diaz-Canel'le birlikte Küba Savunma Bakanı Álvaro López Miera ve İçişleri Bakanı Lázaro Álvarez Casas'ın da yaptırım listesine alınmasına Havana'dan tepki geldi. 

Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez de X'te açıklama yaparak ABD'nin Küba halkının ya da liderlerinin iradesini ipotek altına alamayacağını vurguladı. 

Küba Dışişleri Bakanlığı'nın ABD'den sorumlu yetkililerinden Johana Tablada ise Rubio'yu "soykırım ve toplu sınırdışı savunucusu" diye niteledi. 

Elektrik kesintileri yüzünden Havana'nın defalarca karanlığa gömülmesinin ardından 11-12 Temmuz 2021'de patlak veren protestolar, tüm dünyanın dikkatini çekmişti. 

Bir kişinin öldüğü eylemlerin bazılarında protestocular devlet binalarına ve kamu malına zarar vermiş, güvenlik görevlilerine ve mağazalara taş atarak saldırmıştı.

Batı medyası, eylemlerin herhangi bir muhalif örgüt tarafından organize edilmediğini bildirirken Küba yönetimi, onlarca yıldır süren ABD yaptırımları ve propagandasını sorumlu tutmuştu.

Yönetim destekçileri, yetkililerle birlikte tepki göstererek muhalif eylemleri bastırmaya çalışmıştı. 

Ekonomik kriz, gıda ve ilaç kıtlığına karşı başlayan gösterilerin ardından ABD merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün aktardığına göre en az 1400 kişi gözaltına alınırken, yaklaşık 700 kişi hapse atılmıştı. 

2022'de Kübalı savcılar, 790 civarında kişinin bu eylemlerle ilgili olarak soruşturulduğunu açıklamıştı.

Davaları takip eden 11J adlı hak örgütü, 554 kişinin protesto gösterileriyle ilgili olarak aldıkları cezayı çektiği bilgisini 2024 sonunda vermişti. Bunlardan bazıları Papa Francis'in talebiyle şartlı tahliyeden faydalandı. Halihazırda hapiste kalan eylemci sayısının 360'la 420 arasında olduğu tahmin ediliyor.  

Independent Türkçe, France 24, AFP, AP