Dünya 2020 yılında zorlu bir sınav veriyor

Dünya 2020 yılında zorlu bir sınav veriyor
TT

Dünya 2020 yılında zorlu bir sınav veriyor

Dünya 2020 yılında zorlu bir sınav veriyor

Geçtiğimiz yıl doğal afetlerden iklim krizlerine, siyasi çatışmalardan mülteci sorununa kadar pek çok olumsuzlukla mücadele eden dünya, 2020’ye de yoğun bir gündemle giriş yaptı. B2Press, 2020’nin ilk 75 gününde Türkiye ve dünyada öne çıkan 10 gelişmeyi derledi.
Politik, ekonomik, çevresel ve sosyal açıdan hayli zorlu geçen 2019 yılının ardından tüm dünya 2020’nin sağlık ve huzur dolu bir yıl olması için umutlanırken yılın ilk gününden bu yana olumsuz gelişmeler peş peşe geldi. Doğal afetlerden savaşlara, ekonomik dalgalanmalardan salgın hastalıklara, yoğun bir gündemle başlayan 2020, yalnızca 75 günde pek çok olumsuz gelişmeye sahne oldu. Online PR Ajansı B2Press, tüm dünya için 'zorlu bir sınav' olarak nitelendirdiği 2020’nin ilk çeyreğini tamamlarken Türkiye ve dünyada yaşanan 10 gelişmeye mercek tuttu.

1- Avustralya yangınında 1 milyar canlı yok oldu
2019 yılının Temmuz ayında Avustralya'nın Yeni Güney Galler eyaletinde başlayan orman yangınları, 2020’nin Mart ayına dek sürdü. 8 ayın sonunda söndürebilen yangınlarda 28 kişi hayatını kaybederken 1 milyardan fazla canlı yok oldu. Toplamda 8 milyon hektar alanın kül olduğu yangında 2 bin 500’den fazla bina da kullanılamaz hale geldi.Avustralya tarihinin en büyük doğal felaketi olarak kayıtlara geçen yangın, ekolojik bir trajedi olarak hafızalara kazındı.

2- Elazığ depremi tüm Türkiye’yi derinden sarstı
24 Ocak 2020’de Elazığ’ın Sivrice ilçesinde 6.8’lik deprem meydana geldi. Depremde 35'i Elazığ'da, 4’ü Malatya'da olmak üzere 41 kişi hayatını kaybetti, bin 607 kişi de yaralandı. Derinliği 6,75 kilometre olan depremin ardından yapılan arama-kurtarma çalışmaları sonucunda 45 kişi enkaz altından sağ çıkarıldı. Depremden sonraki günlerde ise aynı bölgede binden fazla artçı deprem yaşandı. Bu depremlerin en büyüğü 5,4 olarak ölçülürken, 4 üzerindeki artçı sarsıntıların toplam sayısı da 22’yi buldu. Elazığ ve Malatya'da 87 bina yıkıldı. bin 287 binada ağır hasar, 56 binada orta ve 876 binada da az hasar tespit edildi. Acil olarak yıkılması gereken bina sayısı da 12 olarak açıklandı. Deprem, Adıyaman, Kahramanmaraş, Diyarbakır ve Tunceli gibi çevre illerde de hissedildi ancak bu kentlerde herhangi bir hasara yol açmadı.

3- Van’da çığ felaketi 41 can aldı
Van'ın Bahçesaray ilçesinde 4-5 Şubat 2020 tarihlerinde iki farklı çığ felaketi yaşandı. 4 Şubat’ta Bahçesaray karayolunda hareket halindeki bir minibüsün üzerine çığ düştü. 6 kişi sağ olarak çığın altından çıkarılırken 5 kişinin de cesedine ulaşıldı. Minibüste olduğu sanılan 2 kişiyi kurtarma çalışmalarının devam ettiği 5 Şubat’ta ise arama çalışmalarına katılan Jandarma, AFAD, UMKE, diğer ekipler ve destek veren vatandaşların üzerine çığ düştü. 6 Şubat’ta facia bölgesinden üç kişinin daha cansız bedenleri çıkarılırken çığ felaketi sebebiyle 41 kişi hayatını kaybettiği açıklandı.

4- Türkiye İdlib’de 36 şehit verdi
27 Şubat 2020'de Rusya destekli Suriye Silahlı Kuvvetleri, Suriye İç Savaşı kapsamında İdlib’de 400 askerin bulunduğu Türk Silahlı Kuvvetlerine ait piyade taburuna hava saldırısı düzenledi. Saldırı sonucunda 36 Türk askeri şehit düştü. Saldırının ardından Türkiye yetkililerinin Suriye askeri birliklerinin 'meşru hedef' olduğunu açıklaması üzerine ve 329 Suriye askeri, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılan 200'den fazla hedef topçu atışıyla vurularak etkisiz hale getirildi.

5- Türkiye Suriyeli mültecilere Avrupa’ya gitmeleri için sınır kapılarını açtı
27 Şubat 2020’de gerçekleşen İdlib saldırısı sonucu Cumurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın talimatı ile değişen politika kapsamında hudut kapılarının mültecilere açıldığı açıklandı. Açıklamanın hemen ardından başta Suriyeli, Iraklı ve Afgan mülteci ve göçmenler Avrupa'ya gitmek için Edirne üzerinden Yunanistan ve Bulgaristan’a doğru yola çıktı. Mültecilerin sınırlardan geçişine izin vermeyen Yunanistan göçmenleri gaz bombalarıyla engelledi. Eleştirilerin odağında yer alan bu yaklaşım, AB ülkelerinin Türkiye’nin kararına yardımcı olmaları yönündeki çağrıları da artırdı. Son olarak 3 milyon 587 bin 266 olarak kayıtlara geçen Suriyeli mültecilerin 100 bin 577’sinin Türkiye’yi terk ettiği açıklandı.

6- Korona salgını tüm dünyayı etkisi altına aldı
Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve Covid-19 koronavirüs (koronavirüs), Antarktika hariç tüm kıtalara ve 120'den fazla ülkeye yayıldı. 2019 Aralık ayında görülen ve '2019-nCoV' olarak adlandırılan virüs, ilk kez Wuhan'daki hayvan pazarında balık satıcısı olan 49 yaşında bir kadında görüldü. Hastadan alınan örneklerin laboratuvarlarda test edilmesi sonucu Çinli yetkililer ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO), enfeksiyonun koronavirüs (Corona Virus) olduğu sonucuna vardı ve 11 Mart 2020 tarihinde Koronavirüs’ün artık 'pandemik' seviyede olduğunu belirtti. Yarasa virüsüne yüzde 85 oranında benzerlik gösteren koronavirüsün damlacık ve yakın temas ile bulaştığı tespit edildi. 1 Ocak 2020 tarihinde virüsün çıkış yeri olduğu düşünülen Wuhan'daki hayvan pazarı kapatıldı. 11 Mart 2020 tarihinde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca Türkiye'deki ilk koronavirüs vakasının görüldüğünü ve virüs şüphesi olan bir kişinin test sonucunun pozitif çıktığını açıkladı. Dört gün sonra ise bu sayı 18’e yükseldi. 16 Mart itibarıyla dünya çapında koronavirüs görülenlerin sayısı 160 bini, virüs sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı ise 5 bini aştı.

7- Petrol fiyatlarında 1991 Körfez Savaşı’ndan bu yana en sert düşüş yaşandı
Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ile Rusya'nın liderliğindeki örgüt üyesi olmayan ülkeler üç yıldır OPEC+ adı altında birlikte hareket ederek üretimlerini gönüllü olarak kısmışlardı. Ancak günde 2.1 milyon varil petrolü piyasadan çekerek fiyatları yükselmesine neden olan anlaşmanın uzatılması için geçen hafta yapılan görüşmeler Rusya'nın üretimi daha da kısmayı kabul etmemesi üzerine başarısız oldu ve taraflar anlaşmadan vazgeçti. Bunun üzerine 9 Mart 2020 Pazartesi günü petrol fiyatları yüzde 30 düştü. Bu sonuçla, ham petrol fiyatları Şubat 2016'dan bu yana en düşük seviyelerine geriledi. Ayrıca yüzde 30'un üzerinde düşüşle Ocak 1991'deki Körfez Savaşı'ndan bu yana yüzdelik bazda en sert günlük kaybını kaydetti.

8- Dünya borsaları krizin eşiğinde
Amerikan borsaları, Dünya Sağlık Örgütü(WHO)'nün 11 Mart günü akşam saatlerinde koronavirüs'ünün artık 'pandemik' seviyede olduğunu belirtmesinin ardından yoğun bir satış trafiği ile karşılaştı. 11 Mart gününü yüzde 4 düşüşle kapatan Amerikan borsası, kapanıştan sonra ABD Başkanı Donald Trump'ın Avrupa'dan gelen tüm seyahatleri 30 gün süreyle askıya aldıklarını duyurmasının ardından 12 Mart tarihine yüzde 7’lik bir düşüş yaşadı. Bu düşüşün ardından işlemler 15 dakikalığına durduruldu. ABD borsaları dışında TR, Almanya ve Brezilya’da da düşüş yaşanıyor. Dolar/TL kuru 6.35'in üzerine çıktı. Borsa İstanbul BIST 100 Endeksi'nden 16 Mart Pazartesi günü işlemler yüzde 5'ni üzerinde değer kaybıyla gerçekleşti. Sektörel endekslerde ise turizm yüzde 10’u, bankacılık yüzde 6’yı aşan düşüşle ön planda. Almanya'da ise Frankfurt Borsası, yüzde 5,8 azalarak 9.829 puanla Temmuz 2016'dan bu yana en düşük seviyesine geriledi. Böylece borsadaki DAX endeksi Mart ayının başından bu yana yüzde 16’nın üzerinde değer kaybı yaşadı.

9- FED faizi sıfıra indirdi
ABD Merkez Bankası (FED), koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası faiz oranını neredeyse sıfıra çekerek 0-0,25 aralığına indirdi. 500 Milyar dolarlık kısmı hazine, 200 milyar dolarlık kısmı Morgage tahvili olmak üzere toplamda 700 milyar dolar parasal genişleme başlatıldı. FED’den yapılan açıklamada ‘koronavirüs salgınının toplumlara zarar verdiği ve ABD’nin de aralarında olduğu birçok ülkede ekonomik aktivitenin olumsuz etkileneceği’ belirtildi. FED ayrıca binlerce bankanın rezerv karşılık oranlarını sıfıra indirdi. Dolar likiditesini artırmak için Kanada, İngiltere, Japonya, İsviçre ve Avrupa Merkez Bankası ile arasındaki ‘swap’ hatlarını tekrar açtı. Bu hamle bankalar tarafından koordineli bir şekilde atılan bir adım oldu.

10- Çekirge istilası tarım alanlarını tehdit ediyor
Doğu Afrika’da son 70 yılın en büyük çöl çekirgesi istilası gerçekleşti. Çekirge istilası, Afrika'da başladıktan sonra yayılım gösterdi ve dünya gündemine girdi. Birleşmiş Milletler (BM), Doğu Afrika ülkelerindeki çiftçilerin hayatını zorlaştıran çöl çekirgesi sürülerinin yeniden etkisini artırabileceğini söyledi.

BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) yayımladığı durum raporunda, Afrika Boynuzu bölgesinde özellikle Kenya, Somali ve Etiyopya’da durumun kritik seviyede olduğuna ve yeni çekirge sürülerin oluşmaya başladığını belirtti. Rapora göre, çekirgelerin yeniden üremeye başladığı ve bu sürülerin daha önce görülmemiş bir şekilde gıda güvenliğini tehdit ettiği belirtildi. Şu ana kadar 70 bin hektarlık alan, çekirgelerin istilasına uğradı.



Fransa'da kurallara uymayan uçak yolcularına ağır cezalar geldi

Mürettebatın güvenlik talimatlarına uymayı reddeden yolcular, Fransa'da ağır para cezalarıyla karşılaşabilir (Unsplash)
Mürettebatın güvenlik talimatlarına uymayı reddeden yolcular, Fransa'da ağır para cezalarıyla karşılaşabilir (Unsplash)
TT

Fransa'da kurallara uymayan uçak yolcularına ağır cezalar geldi

Mürettebatın güvenlik talimatlarına uymayı reddeden yolcular, Fransa'da ağır para cezalarıyla karşılaşabilir (Unsplash)
Mürettebatın güvenlik talimatlarına uymayı reddeden yolcular, Fransa'da ağır para cezalarıyla karşılaşabilir (Unsplash)

Fransa'da, rahatsız edici ve toplum kurallarına aykırı davranan uçak yolcuları artık 20 bin euroya kadar para cezası ve 4 yıla kadar uçuş yasağıyla karşı karşıya kalacak.

8 Kasım'da yürürlüğe giren 2025-1063 sayılı kararname, Fransız hava sahasında taşkınlık çıkaran yolculara yönelik cezaları düzenliyor.

Bundan sonra Fransa Sivil Havacılık Müdürü, tekrarlayan suçlarda 10 bin euro veya 20 bin euro para cezası verebilir.

Hükümetin açıklamasında listelenen suçlar arasında, uçuş ekibi tarafından uçuşun bir kısmı veya tamamı boyunca kullanımı yasaklanmış elektronik veya elektrikli cihazların kullanılması, uçuş ekibinin güvenlik görevlerinin yerine getirilmesini engelleme ve uçuş ekibi tarafından verilen güvenlik talimatlarına uymayı reddetme yer alıyor.

En ciddi vakalarda, suçlular 4 yıla kadar uçuş yasağıyla karşı karşıya kalabilir.

Fransız hava yolu şirketlerinin "zararlı davranışları" bildirmesi için oluşturulacak özel veritabanı, Fransa Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından yönetilecek.

Fransa Ulaştırma Bakanı Philippe Tabarot, "Yolcuların ve mürettebatın güvenliği bizim mutlak önceliğimizdir" dedi.

Uçakta rahatsız edici davranışlarda bulunmak kabul edilemez. Bu tür davranışlar uçuş güvenliğini tehlikeye atar ve uçuş ekibinin çalışma koşullarını olumsuz etkiler.

Bakan yeni düzenlemeyi "hızlı, adil ve orantılı bir uygulama" diye nitelendirdi.

Tabarot, "Bu yeni düzenleyici çerçeve güçlü bir mesaj veriyor: Rahatsız edici davranışlar artık tolere edilmeyecek ve etkili idari yaptırımlara tabi tutulacak" diye ekledi.

Hava yolcularının kurallara aykırı davranışları, uçuş güvenliği için giderek artan bir tehdit yaratıyor.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'ne (IATA) göre, 2024'te her 395 uçuşta bir olay meydana geldi.

Avrupa'daysa Avrupa Hava Emniyeti Ajansı (EASA) ayda 200 ila 500 olay bildiriyor.

The Independent'ın seyahat muhabiri Simon Calder, "Telefonunuzu uçak moduna almayı unuttuğunuz için 10 bin euro para cezası biraz ağır görünebilir ancak uçakta çirkin ve tehlikeli davranışları caydırmak için bu ceza tam da ihtiyaç duyulan şey" diyor.

Rahatsız edici yolcular, diğer yolcuları ve mürettebatı sıkıntıya sokan ve güvenliği tehlikeye atan davranışları nedeniyle çoğu zaman ceza almıyor.

Independent Türkçe


3,3 milyar yıllık kayada Dünya'daki yaşamın başlangıcından izler bulundu

Dünya'daki yaşamın izini daha kesin kanıtlarla daha eskiye sürmenin yolu bulundu (NASA)
Dünya'daki yaşamın izini daha kesin kanıtlarla daha eskiye sürmenin yolu bulundu (NASA)
TT

3,3 milyar yıllık kayada Dünya'daki yaşamın başlangıcından izler bulundu

Dünya'daki yaşamın izini daha kesin kanıtlarla daha eskiye sürmenin yolu bulundu (NASA)
Dünya'daki yaşamın izini daha kesin kanıtlarla daha eskiye sürmenin yolu bulundu (NASA)

Bilim insanları yapay zeka yardımıyla Dünya'daki yaşamın en eski izlerinden bazılarını tespit etti. Bulguların, Mars ve diğer gezegenlerdeki yaşam arayışına da katkı sunması bekleniyor.

Yaklaşık 4,5 milyar yıl önce oluşan Dünya'da yaşamın ne zaman ve nasıl başladığı kesin olarak bilinmiyor. 

Birkaç yüz milyon yıl içinde, okyanuslardaki hidrotermal bacalarda ortaya çıkan mikroorganizmalarla başlamış olması muhtemel senaryolar arasında. 

Yaşamın ilk izlerini araştıran bilim insanları genellikle fosil buluntularını inceliyor.

Avustralya'daki 3,5 milyar yıllık mikrobiyal birikintiler olan stromatolit örnekleri, canlı organizmalara dair en eski fosil kanıtları arasında yer alıyor. Güney Afrika'da da benzer yaşta mikrobiyal yapılar bulunuyor.

Yaşamın geçmişini araştırmanın bir diğer yolu da canlı organizmaların kayalar üzerindeki kimyasal kalıntılarını aramaktan geçiyor. 

Bu izlerin canlılar mı yoksa doğal jeolojik süreçler mi tarafından oluştuğunu anlamak ise epey güç. Ayrıca bu kimyasal kalıntıların geçmişi çok eski dönemlere kadar takip edilemiyordu.

Carnegie Bilim Enstitüsü'nden araştırmacılar geliştirdikleri makine öğrenimi algoritmasıyla bu zorlukların üstesinden gelmeyi başardı. 

gth
2,5 milyar yıl öncesine dayanan fotosentez izleri (siyah çizgiler) keşfedildi (Andrea Corpolongo/Carnegie Bilim Enstitüsü)

Ekip ilk olarak yapay zeka aracını eğiterek eski kayalardaki mikroplar, bitkiler ve hayvanlar gibi biyolojik kökenli organik molekülleri, cansız olanlardan ayırt etmesini sağladı. Makine öğrenimi algoritması yüzde 90 doğruluk oranına ulaştı.

Yapay zeka, insanların göremeyeceği kadar küçük izleri yakalamaya olanak sağladı. 

Hakemli dergi PNAS'te 17 Kasım Pazartesi yayımlanan makalenin ortak başyazarı Robert Hazen şu ifadeleri kullanıyor:

Buradaki dikkat çekici bulgu, yüksek seviyede bozulmuş moleküllerden, antik yaşamın izlerini ortaya çıkarabilmemiz.

Çalışmada incelenen kaya örnekleri 3,8 milyar yıl öncesine kadar uzanıyordu. Bunlar arasında yaşam izi taşıyan en eski örnek, Güney Afrika'daki yaklaşık 3,3 milyar yıllık Josefsdal Chert kayasıydı. 

Hazen "Sonuçlarımız, antik yaşamın geriye fosillerden daha fazlasını; kimyasal 'yankılar' bıraktığını gösteriyor" diyor.

Bulgular, daha eski kayaların biyolojik izler taşımadığı anlamına gelmiyor; bu izlerin yeni aracın tanımlayamayacağı kadar bozunduğu ve yaşamın çok daha eskiye uzandığı düşünülüyor.

Yine de yeni çalışma yaşamın kimyasal kalıntılarının saptandığı zaman ölçeğini, 1,6 milyar yıldan 3,3 milyar yıla çıkarmasıyla büyük önem taşıyor.

Araştırmacılar ayrıca fotosentezin tarihini değiştiren kritik bir keşif de yaptı. 

Güney Afrika ve Kanada'daki 2,52 ve 2,3 milyar yıllık kayalarda, bugüne kadar bulunan en eski fotosentez kanıtlarını tespit ettiler. Bulgular, gezegenin atmosferini oksijenli hale getiren fotosentezin, sanılandan 800 milyon yıl daha önce başladığını gösteriyor.

Makalenin bir diğer başyazarı Anirudh Prabhu "Bu biyoimza tekniği sadece canlıyı cansızdan ayırt etmekle kalmıyor, fotosentetik organizmalar gibi farklı yaşam türlerini de ayırt edebiliyor" diyerek ekliyor: 

Ayrıca makalemiz, tüm orijinal biyomoleküller bozulmuş olsa bile, makine öğreniminin eski kayalarda yaşamın izlerini tespit edebileceğini gösteriyor.

Bu gelişmenin Mars'taki antik yaşamı arama çalışmalarına da katkı sunması bekleniyor.

Bilim insanları Kızıl Gezegen'den getirilen örneklerin yanı sıra Satürn ve Jüpiter'in yaşamı barındırma potansiyeli taşıyan uydularında da bu tekniği kullanmayı umuyor.

Hazen, "Bu çalışma, Dünya'nın en eski biyolojik izlerini deşifre etme yeteneğimizde büyük bir sıçrama anlamına geliyor" diyerek ekliyor:

Güçlü kimyasal analizle makine öğrenimini birleştirerek, milyarlarca yıl sonra hâlâ sırlarını fısıldayan, erken yaşamın geride bıraktığı moleküler 'hayaletleri' okumanın bir yolunu bulduk.

Independent Türkçe, Science Alert, Reuters, IFLScience, PNAS


Slovenya’da azınlıkları hedef alan yasa tartışma yarattı

Cinayetin ardından Romanları hedef alan protesto yürüyüşleri düzenlenmişti (AFP)
Cinayetin ardından Romanları hedef alan protesto yürüyüşleri düzenlenmişti (AFP)
TT

Slovenya’da azınlıkları hedef alan yasa tartışma yarattı

Cinayetin ardından Romanları hedef alan protesto yürüyüşleri düzenlenmişti (AFP)
Cinayetin ardından Romanları hedef alan protesto yürüyüşleri düzenlenmişti (AFP)

Slovenya'da Roman azınlıkları "güvenlik tehdidi" ilan eden yasanın onaylanması tartışma yarattı. 

Slovenya Parlamentosu'nda pazartesi günü düzenlenen oturumda, Kamu Güvenliğini Sağlamak İçin Acil Önlemler Yasası kabul edildi. 

Yasa kapsamında polis, "güvenlik riski taşıyan" bölgelerdeki ev veya işyerlerine mahkeme emri olmadan baskın düzenleyebilecek. 

Ayrıca bu bölgelerde kişilerin can veya mal kaybı riski oluştuğunda, drone ve plaka tespit araçları da kullanılabilecek. 

"Güvenlik riski taşıyan bölgelerin" coğrafi sınırları çeşitli güvenlik değerlendirmelerinin ardından emniyet genel müdürlüğü tarafından belirlenecek. 

Tartışmalı yasa, geçen ay Novo Mesto'daki LokalPatriot adlı gece kulübü önünde meydana gelen cinayetin ardından gündeme taşındı.

Olayda 48 yaşındaki Ales Sutar, oğlunun acil yardım çağrısı üzerine gece kulübüne gitmişti. Sutar, 21 yaşındaki Roman bir gençle mekan önünde tartışma yaşamış, ardından kimliği açıklanmayan bu kişi tarafından öldürülmüştü. 

Yerel medyadaki haberlere göre Roman genç 5 ila 15 yıl hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Slovenya'nın güneyindeki olayın ardından birçok protesto patlak vermiş, polis Romanların yaşadığı mahallelerde güvenlik önlemlerini artırmıştı. Ayrıca Slovenya İçişleri Bakanı Bostjan Poklukar ve Adalet Bakanı Andreja Katic istifa etmişti.

Merkez sol Özgürlük Hareketi partisinden Başbakan Robert Golob, "belirli bir etnik gruba karşı değil, suçun kendisine karşı" olduğunu savundu. Ancak yerel medyada "Sutar Yasası" diye de anılan tasarının Parlamento'dan geçmesi büyük tepki çekti. 

Avrupa'daki Roman topluluklarını güçlendirmeye odaklanan Brüksel merkezli sivil toplum kuruluşu Avrupa Roman Vakfı Başkan Yardımcısı Mensur Haliti şunları söylüyor: 

Bu yasa, tüm mahalleleri güvenlik bölgelerine dönüştürüyor. Mahalle sakinlerini de güvenlik kategorilerine sokuyor. Slovenya, Avrupa Birliği içinde nadiren kabul edilen bir şeyi yaptı ve tüm bir azınlığı güvenlik tehdidi olarak gören bir yasa çıkardı.

Muhalefetteki sol koalisyonlar yasayı "baskıcı" diye niteleyerek Parlamento'daki oylamaya katılmayı reddetti. 

Diğer yandan Slovenya'nın kamu yayıncısı RTV Slovenia'nın anketine göre katılımcıların yüzde 60'ından fazlası yasayı desteklediğini söyledi.

Independent Türkçe, Guardian, Eu Observer