​Mısır, Etiyopya’ya karşı ‘Afrikalı dost’ arayışında

Mısır Dışişleri Bakanı, Afrika turuna Burundili mevkidaşıyla görüşerek başladı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, Afrika turuna Burundili mevkidaşıyla görüşerek başladı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
TT

​Mısır, Etiyopya’ya karşı ‘Afrikalı dost’ arayışında

Mısır Dışişleri Bakanı, Afrika turuna Burundili mevkidaşıyla görüşerek başladı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)
Mısır Dışişleri Bakanı, Afrika turuna Burundili mevkidaşıyla görüşerek başladı. (Mısır Dışişleri Bakanlığı)

Mısır diplomasisi, Etiyopya’nın Nahda Barajı karşısındaki konumunu güçlendirmek için gerçekleştirdiği geniş kapsamlı Arap ve Avrupa girişimlerinden sonra Afrika Kıtası’nda da destek arayışına yöneldi. Mısır Dışişleri Bakanı Sâmih Şükri, Güney Afrika, Tanzanya, Ruanda, Kongo Demokratik Cumhuriyeti, Güney Sudan ve Nijer’i kapsayan Afrika turuna dün Burundi ziyaretiyle başladı. Şükri, ziyaret edeceği ülkelerin liderlerine Cumhurbaşkanı Abdulfettah Sisi’nin Nahda Barajı dosyasındaki gelişmelerle ilgili mesajını iletecek.
Mısır’ın bu girişimi, Etiyopya’nın geçen şubat ayı sonunda Washington’daki toplantıya katılmayı reddetmesiyle müzakerelerin durmasının ardından geldi. Addis Ababa’nın 2011 yılından bu yana inşaatına devam ettiği Nahda Barajı’nın su toplaması, işletilmesi ve Kahire’nin payına düşen su miktarıyla ilgili kuralların belirlenmesine yönelik olarak Washington’da yapılması planlanan söz konusu toplantıda Mısır ve Sudan ile nihai bir anlaşmaya varılmasını hedefleniyordu. Mısır Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Müsteşar Ahmed Hafız, Şükri’nin Burundi Devlet Başkanı Pierre Nkurunziza ile bir araya geldiğini ve Sisi’nin konuyla ilgili gelişmeler hakkındaki mesajını ilettiğini bildirdi. Ayrıca Mısır ve Burundi arasında ikili ilişkilerin ve iş birliğinin artırılması konularının ele alındığını aktardı.
Mısır’ın eski Su Kaynakları ve Sulama Bakanı Dr. Nasruddin Alâm, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada Mısır Dışişleri Bakanı’nın ziyaretleri kapsamındaki ülkelerin “müttefiklik, dostluk veya Etiyopya’ya karşı tarafsızlık şeklinde Mısır ile üst düzey ilişkileri” bulunduğuna ve diplomatik girişimlerin güç dengeleri gözetilerek dikkatlice hesaplandığına dikkat çekti. Alâm, özellikle ziyaret turunun başladığı Burundi’nin bağımsız ve Mısır’ın güçlü bir müttefiki olduğuna işaret ederek Burundi’nin çatışmanın ardından sofradaki kırıntıları toplamayı bekleyenler gibi olmadığına ve bu yüzden Burundi’nin desteğinin sağlanmasına çalışıldığına dikkat çekti. Anlaşmazlığı çözüme kavuşturmaya yönelik olarak ileride atılacak adımlarda destek sağlanacağını vurguladı. Eski Dışişleri Bakanı olan Büyükelçi ve Mısır Afrika İşleri Konseyi Başkan Yardımcısı Salah Halime de Mısır’ın girişimlerinin güçlü bir yasal zemine ve teknik temele dayandığını, bu sebeple “söz konusu diplomatik girişimin, Avrupa ve Arap ülkelerinde olduğu gibi Afrika’da da olumlu yankı bulmasının” beklendiğini belirtti.
Mısırlı diplomat Şarku’l Avsat’a verdiği demeçte Mısır’ın başlangıçta ABD ve Dünya Bankası himayelerinde adil ve dengeli bir anlaşmayı imzalamış olması, Etiyopya tarafından düzenlenen tüm müzakere turlarına katılması, Washington yönetiminin Mısır’ın çabalarını övmesi ve Etiyopya’ya karşı hoşnutsuzluğunu ifade etmesi” gibi nedenlerden ötürü Kahire’nin elinin güçlü olduğunu belirtti. Ayrıca Etiyopya’nın anlaşma yapmaksızın barajı doldurma girişiminin reddedilmesiyle ilgili olarak Kahire’nin uluslararası bir güç elde etmek için çok yönlü diplomatik girişimi amaçladığını vurguladı.
Kahire, bu yıl mart ayı başlarında Arap Birliği’nden bu yönde bir karar çıkarmayı başardı. Arap Birliği’nde alınan bu kararı Dışişleri Bakanı Şükri tarafından 7 Arap ülkesinin yanı sıra Fransa, Belçika ve ardından Avrupa Birliği ülkelerinin liderleriyle bir araya geldiği ziyaretler takip etti.
Arap İşleri Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Büyükelçi Yasir Osman ile Büyükelçi ve Nil Su İşleri Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasir Sürur başkanlığındaki Mısır Dışişleri Bakanlığı’ndan bir heyet iki gün önce,  Cezayir, Tunus ve Moritanya’yı ziyaret etti. Heyet, bu ülkelerin dışişleri bakanlarıyla bir araya gelerek ziyaret edilen üç ülkenin liderlerine Cumhurbaşkanı Sisi’nin Nahda Barajı müzakereleriyle ilgili mesajını iletti.
Çözüme ulaşmayı ve tarafların faydasını öngören Mısır’ın konumu, ABD tarafından önerilen anlaşmayı imzalaması için Etiyopya için bir baskı unsuru oluşturuyor.
Etiyopya ise 4 milyar dolara mâl olan ve yüzde 70’ten fazlası tamamlanan baraj inşaatının elektrik üretimi için zaruri olduğunu savunuyor. Addis Ababa yönetimi, Mısır’ın diplomatik hamlelerine karşılık olarak müzakerelerdeki konumunu güçlendirmek için bir dizi takım diplomatik girişim başlattı.



Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
TT

Meclis Başkanı'nın ‘Irak'ın kimliği’ konusundaki açıklamaları siyasi krize yol açtı

 Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)
Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani (Irak Temsilciler Meclisi internet sitesi)

Irak Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani'nin açıklamaları, yardımcısı Muhsin el-Mendelavi ile yaşadığı tartışmanın ardından siyasi krize yol açarak dün yapılması planlanan oturumun ertelenmesine neden oldu.

El-Meşhedani, ‘Irak'ın kimliği’ olarak tanımladığı şeyin anayasa metninde belirtildiği gibi ‘Arap Birliği'nin kurucu üyesi’ olmakla ilişkilendirilmesini kınamış ve açıklamasında ‘bu kimliğin binlerce yıl öncesine dayandığını’ belirtmişti.

Söz konusu kimliğin bu bağlantıyla nitelendirilmesine ilişkin bir soruya cevaben el-Meşhedani, bu bağlantıyı tamamen uygunsuz bularak ‘saçma’ kelimesini kullandı ve siyasi bir krize yol açtı.

Oturumun ertelenmesine, yapılmaması konusunda ısrar etmesine ve açıklamalarını geri çekmemesine rağmen el-Meşhedani bugün X platformunda “Gerçek bir sınav anında Sünni bloklar başkan etrafında kenetleniyor” diye yazdı ve meclis başkanına destek vermek için parlamento merkezinde toplanan Sünni milletvekillerine atıfta bulundu.

Irak'ın siyasi geleneğine göre meclis başkanlığı Sünni güçlerin elindeyken, Kürtler cumhurbaşkanlığı, Şiiler ise başbakanlık koltuğuna oturuyor.

Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani'nin liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu, yardımcısıyla patlak veren krizi kontrol altına almak amacıyla Sünni kampı dışından el-Meşhedani'ye desteğini açıklayan ilk siyasi bloklardan biri oldu.

İnşa ve Kalkınma Bloğu Sözcüsü Firas el-Meslemavi yaptığı basın açıklamasında, “Cabbar el-Kenani, Muhammed es-Sayhud, Kazım et-Tuki ve Murtaza es-Saadi'nin de aralarında bulunduğu 5 milletvekilinden oluşan blok liderliği, oturumu etkileyen sözlü tartışmalarla ilgili olarak parlamento içinde yaşananların koşullarını belirlemek üzere Temsilciler Meclisi Başkanlığı ile kapalı bir toplantı gerçekleştirdi” dedi.

El-Meslemavi, “Yaşananlar, meclis başkanlığının toplu olarak sorumlu olduğu bir emsal teşkil ediyor. Çünkü en yüksek yasama otoritesi olan yasama kurumunun başkanlığını ve üyelerini düzenleyen usul kuralları ve Temsilciler Meclisi yasası vardır. Bu nedenle bir blok olarak çözümlerle birlikteyiz ve oturumları düzenlemek ve önemli yasaları geçirmek için uygun yolları destekliyoruz” ifadelerini kullandı.

Sudani liderliğindeki İnşa ve Kalkınma Bloğu’nun el-Meşhedani ve yardımcılarıyla görüşmesi, parlamentodaki Sünni blokların el-Meşhedani'yi destekleyici bir tutum sergilemek üzere bir araya gelmesinin ardından gerçekleşti.

 Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani ile Temsilciler Meclisi Başkanı Mahmud el-Meşhedani arasında Bağdat'ta gerçekleşen bir görüşmeden (hükümet medyası)

Yanlış anlama

Sünni bir siyasetçiye göre, ‘el-Meşhedani'nin açıklamaları herhangi bir belirsizlik içermiyor, ancak Şii güçlerin yardımcısını bu yöne iten kasıtlı bir iradesi olduğu anlaşılıyor’.

Adının açıklanmaması kaydıyla Şarku'l Avsat'a konuşan Sünni siyasetçi, “El-Meşhedani ile pek çok konuda aynı fikirde olmasam da, Irak'ın kimliği ve anayasal olarak Arap Birliği üyeliğiyle ilişkilendirilmesi konusunda söyledikleri doğru. Hatalı olan Irak anayasasını hazırlayan taraftır” dedi.

Söz konusu tartışma, Temsilciler Meclisi Başkan Yardımcısı Muhsin el-Mendelavi’nin el-Meşhedani'yi telefonla arayarak “Irak'a hakaret ettin” demesiyle başladı.

Telefon görüşmesiyle yetinmeyen el-Mendelavi tartışmayı sürdürmek üzere el-Meşhedani'nin ofisine gitti ve ‘Irak'ın kimliği’ hakkındaki açıklamalarına itiraz etti. El-Meşhedani ise “Irak, Arap Birliği kurumundan daha büyüktür, 7 bin yıllıktır ve kimliğini onlarca yıllık bir kurumdan alması makul değildir” şeklinde yanıt verdi.

El-Meşhedani'nin Arap Birliği'ne ilişkin açıklamaları, meclis başkanlığı ile ilişkilerde bardağı taşıran son damla gibi görünse de el-Meşhedani televizyonda yaptığı açıklamalarda, Irak'ta önümüzdeki ay gösteriler düzenleneceğini ve bir güvenlik sorunu yaşanması halinde ‘acil durum hükümetine’ gidilebileceğini söylemek gibi başka önemli konuları da gündeme getirdi. ABD'nin Halk Seferberlik Güçleri (Haşdi Şabi) ile ilgili olarak tüm siyasi liderlere mesaj gönderdiğini de doğrulayan el-Meşhedani, ABD'nin yaklaşımının Halk Seferberlik Güçleri’ni yapılandırmak değil, güvenlik güçlerine entegre etmek olduğunu belirtti.

‘Boşluğu doldurmak’

Araştırmacı Yahya el-Kubeysi Şarku’l Avsat'a yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Devlet içindeki Sünni temsiliyeti sadece bir boşluğu dolduruyor, çünkü bu boşluğu Şii siyasi aktörler yönlendiriyor.”

El-Kubeysi'ye göre bu durum, Federal Yüksek Mahkeme'nin Irak Temsilciler Meclisi eski Başkanı Muhammed el-Halbusi'yi görevinden alma ve parlamentodan ihraç etme kararına kadar uzanıyor.

El-Kubeysi, “Bu karar anayasal ya da yasal bir argümana dayanmıyordu; daha ziyade siyasi bir karardı. Federal Yüksek Mahkeme de bu kararı almak için bir araçtı” ifadelerini kullandı.

Araştırmacı Seyf es-Saadi'ye göre ‘Temsilciler Meclisi'nin krizi 61. madde ve fıkralarında öngörülen yasama sürecinden sapması ve siyasi bloklar ile liderlerinin meclisin genel gidişatını kontrol etmesidir. Tüm sorumluluk meclis başkanlığına atfedilemez; aksine Temsilciler Meclisi Başkanı’nın sorumluluğu milletvekillerinin sorumluluğunu tamamlayıcı niteliktedir. Milletvekillerinin çoğu kendi bloklarının direktiflerini takip etmekte ve başkanlarının kararlarına uymamakta, bu da parlamento içinde tıkanıklığa yol açmaktadır.’

Es-Saadi Şarku’l Avsat'a verdiği demeçte, ‘beşinci parlamento döneminin sona erdiğini ve halen yürütme makamının performansını denetleyecek anayasal bir dayanaktan yoksun olduğunu’ ifade etti.