Iraklı göstericilerin değişim umudu ve koronavirüs tehdidi

Iraklı göstericilerin değişim umudu ve koronavirüs tehdidi
TT

Iraklı göstericilerin değişim umudu ve koronavirüs tehdidi

Iraklı göstericilerin değişim umudu ve koronavirüs tehdidi

Irak’ın başkenti Bağdat’ta protestoların düzenlendiği Tahrir Meydanı’nda gösterilere devam eden gençlerin sayısı giderek azalıyor.
Irak’ta siyasi partilere karşı sloganların atıldığı, değişim umutlarının yüksek sesle dile getirildiği sokaklarda, tüm ümidini devrime bağlayan ve koronavirüs tehdidine rağmen eve dönmeyi reddeden birkaç grup istisna edilirse genel olarak sessizlik hâkim.
Şubat ayında Irak’ta ilk koronavirüs vakasının görülmesiyle birlikte protesto grupları arasında gösterilere devam edilip edilmemesi hususunda tartışmalar başladı. Bu noktada gruplar arasında fikir ayrılığı meydana geldi. Grupların büyük bir bölümü gösterilere ara verilmesi gerektiğini savunurken, azınlıkta kalan gruplar ise bedeli ne olursa olsun devam etmekte ısrar etti. Ancak bununla birlikte grupların tümü her şart ve koşulda devrimin Irak halkının gönlünde yaşamaya devam edeceğini ve taleplerini kabul ettirmek için günün birinde yeniden kaldığı yerden devam edeceği konusunda hemfikirdi.
Şarku’l Avsat’a konuşan gazeteci aktivist Ahmed es-Suheyl, “Bağdat’taki Tahrir Meydanı’nda göstericilerin çoğu çadırlarını terk etti. Her bir çadırda bir veya iki kişi kaldı. Bunlar da evde olduğu gibi kendilerini karantinaya aldılar. Küçük bir azınlık kaldı. Virüsten korunmak için her gün çadırları ilaçlıyorlar” dedi.
Suheyl, bazı gençlerin halen çadırda kalmaya devam etme gerekçesine dair soruya, “İktidar ve eylemlerine karşı büyük bir ümitsizlik hakim. Bazı gençler, eve gitmenin meydandan daha güvenli olacağını düşünürken, bazıları da meydanı boşaltmayı yok olmakla eş değer tutuyor. İktidar ve partileri de bunu istiyor. Dolayısıyla kalmayı tercih eden gençler, virüs krizinin bitmesinin ardından gösterilere yeniden başlama ümitlerini diri tutuyor” diye yanıt verdi.
Suheyl, Irak’ta sokağa çıkma yasağının olduğu bu ortamda çadırlarda kalmaya devam eden gençlerin erzak sıkıntısı çekip çekmediği sorusunu, “Göstericiler sokağa çıkma yasağı yürürlüğe girmeden önce stok yaptılar. Bu konuda büyük bir sıkıntı çekmiyorlar” şeklinde cevapladı.
Irak resmi makamları Salı günü sokağa çıkma yasağı ilan etti. Ancak yasağa uyma noktasında ciddi sorunlar yaşanıyor. Özellikle de Bağdat’ın Kazımiye semtindeki İmam Kazım Türbesi’ni ziyaret etmekte ısrar eden kişiler bu konuda ilgili mercilere büyük zorluklar çıkarıyor.



Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
TT

Yaser Ebu Şebab İsrail ordusuyla iş birliği yaptığını açıkladı

Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)
Ebu Şebab ve bir grup silahlı kişi, Refah'ın doğusunda görüldü (Yaser Ebu Şebab adlı Facebook hesabı)

Gazze'de Hamas hareketine karşı çıkan Halk Güçleri’nin lideri Yaser Ebu Şebab, İsrail'in Arapça yayın yapan resmi radyo kanalı Makan'a verdiği röportajda, İsrail ordusuyla Gazze'nin güneyinde iş birliği yaptığını teyit etti.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusunun kontrolündeki bölgelerde rahatlıkla hareket ettiğini belirten Ebu Şebab, iki taraf arasında koordinasyon olduğunu vurguladı.

Halk Güçleri’nin İsrail ordusuna, tek başına gerçekleştirdiği askeri faaliyetleri bildirdiğini açıklayan Ebu Şebab, herhangi bir ayrıntıya girmeden ‘dışarıdan destek aldıklarını’ belirtti. Ebu Şebab, bazı konuların açıkça konuşulamayacağını ifade etti.

İsrailli yetkililer, geçtiğimiz haziran ayında Hamas'a muhalif bir Filistinli grubu desteklediğini ve silahlandırdığını kabul etmiş, ancak bu grubun Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri olduğunu açıklamamıştı.

İsrail Ordu Sözcüsü Effie Defrin, konuyla ilgili bir soruya “Hamas yönetimi karşısında farklı yöntemler kullandığımızı söyleyebilirim” yanıtını verdi, ancak ayrıntılara girmedi.

Bir araştırma merkezi olan Avrupa Dış İlişkiler Konseyi, Ebu Şebab’ı ‘Refah bölgesinde faaliyet gösteren ve yardım tırlarını yağmalamakla suçlanan bir suç çetesinin lideri’ olarak tanımladı.

Röportajda, Halk Güçleri’nin herhangi bir ideoloji veya siyasi örgüte bağlı olmadığını belirten Ebu Şebab, lideri olduğu grubun 2007 yılında Gazze'de iktidara gelen Hamas'a atıfla ‘adaletsizlik ve yolsuzlukla mücadele ettiğini’ vurguladı. Şarku’l Avsat’ın Independnet Arabia’dan aktardığı habere göre Halk Güçleri’nin ne kadar büyük fedakarlıklar yaparsa yapsın mücadelesine devam edeceğini vurgulayan Ebu Şebab, Hamas’ın şu anda iç çatışmalar yaşadığını ve sonunun yaklaştığını bildiğini söyledi.

Hamas'ın askeri yargı organı geçtiğimiz çarşamba günü, Ebu Şebab’a silahlı çete kurmak ve İsrail ile iş birliği yapmakla suçlandığı gerekçesiyle 10 gün içinde teslim olması için süre tanıdığını açıkladı.

Filistinli birçok grubu bir araya getiren ‘Filistinli Gruplar Ortak Odası’ pazar günü, Halk Güçleri'ni ‘işgalci İsrail’in maşası olmakla’ suçladı. Filistinli Gruplar Ortak Odası tarafından yapılan açıklamada, “Ebu Şebab ve onunla birlikte olanlar ulusal kimliklerinden mahrumdurlar, Filistin ulusal saflarının dışındadırlar ve direniş gruplarının oybirliği ile kanları dökülmüştür” denildi.

Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah'ta yaşayan 1990 doğumlu Yaser Ebu Şebab, İsrail ordusunun kontrolü altındaki Refah'ın güneydoğu bölgesinde faaliyet gösteren Halk Güçleri adında bir silahlı grup kurdu.

Ebu Şebab liderliğindeki Halk Güçleri’nin silahlı üyeleri geçtiğimiz haftalarda, Refah'taki bir yardım merkezinin yakınlarında hafif makineli tüfeklerle görüldüler.