DEAŞ, ‘yalnız kurtlar’ stratejisiyle geri döndü

Suriye Demokratik Güçleri tarafından yakalanan DEAŞ üyeleri (AFP)
Suriye Demokratik Güçleri tarafından yakalanan DEAŞ üyeleri (AFP)
TT

DEAŞ, ‘yalnız kurtlar’ stratejisiyle geri döndü

Suriye Demokratik Güçleri tarafından yakalanan DEAŞ üyeleri (AFP)
Suriye Demokratik Güçleri tarafından yakalanan DEAŞ üyeleri (AFP)

DEAŞ, koronavirüs salgınını fırsat bilerek ‘yalnız kurtlar’ stratejisiyle tekrar sahalara döndü. Unsurlarına, ellerine geçen herhangi bir silahla sürpriz saldırılar gerçekleştirmeleri çağrısında bulunan örgüt, -bu tür saldırılarla verilen zararlar her ne kadar az olsa da- bu eylemlerle hala operasyonlar düzenleme gücüne sahip olduğunu göstermek istiyor.
Ezher Aşırılıkla Mücadele Gözlemevi tarafından yayınlanan son araştırmada, örgütün sosyal medya aracılığıyla kendi unsurlarına birtakım talimatlar verdiği ortaya çıktı.
“Koronavirüs salgınının Allah’tan gelen bir ceza olduğunu ve günahların kefareti için birtakım adımlar atılmasını zorunlu kıldığını” iddia eden örgüt, virüsten kurtulmanın tek yolunun -basit araçlarla olsa dahi- terör eylemleri gerçekleştirmek olduğunu söylüyor.
DEAŞ, birkaç gün önce Kabil’in merkezindeki bir mabede yönelik gerçekleştirilen ve en az 25 sivilin hayatını kaybettiği ve 80 kişinin yaralandığı intihar saldırısını üstlendi. Örgüte bağlı Amak haber ajansı tarafından yapılan açıklamada, saldırıyı patlayıcı kemer giyen bir militanın gerçekleştirdiği bildirildi.
Örgüte bağlı olmayan, fakat düzenleyecekleri terör operasyonları için örgütten talimatlar alan ‘yalnız kurtlar’, daha önce havaalanları, camiler, pazarlar, kafeler ve toplantıları hedef alırken, ellerine geçen herhangi bir silahla saldırılar düzenliyorlar.
Köktendinci ve radikal örgütler hakkında araştırmalar yapan Halid Zaferanî, ‘yalnız kurtlar’ı herhangi bir örgüte bağlı olmaksızın terör saldırıları gerçekleştiren kimseler olarak tanımlıyor. Bu unsurların gelişmiş silahların yanı sıra ellerine geçen bir bıçakla, intihar saldırılarıyla veya araba ve kamyonlarla ezmek suretiyle terör eylemlerinde bulunduklarını ifade eden Zaferanî, bu saldırıların medya üzerinde büyük bir etkisi olduğunu ve ‘yalnız kurtlar’ tarafından yapılan planların ise gerçekten çok basit mekanizmalara dayandığını söylüyor.
DEAŞ Sözcüsü Ebu Muhammed el-Adnanî, 2014 yılında yayınlanan bir ses kaydında, örgüt sempatizanlarına, -örgütten herhangi bir talimat beklemeksizin bir bıçakla dahi olsa- ellerinde olan mevcut aletlerle saldırılar gerçekleştirmeleri çağrısında bulunmuştu. Daha sonra örgütün eski lideri Ebubekir el-Bağdadi, vatandaşların hedef alınması yönünde çağrıda bulunmuş ve örgütün Dabık adlı basın kuruluşu aracılığıyla, ‘yalnız kurtlar’ adı altında savaş başlatacağına dair dünyaya gözdağı vermişti.
Ezher Aşırılıkla Mücadele Gözlemevi, ‘geçen aylarda maruz kaldığı hezimeti telafi etmek, örgütün saflarını yeniden düzenlemek ve yalnız kurtların terör saldırıları gerçekleştirmelerini kolaylaştırmak’ isteyen örgütün, asılsız haberleri yaymak için virüs krizinden yararlandığını açıkladı.
Asılsız haberlerin, DEAŞ başta olmak üzere terör örgütlerinin amaçlarını gerçekleştirmek için kullandıkları ‘internet terörünün’ parçası olduğunun vurgulandığı açıklamada, bunun toplum üzerinde ciddi olumsuz etkilerinin olduğu belirtildi. Ayrıca açıklamada, doğruluğundan emin olunmaksızın sosyal medyada paylaşılan haberler karşısında uyanık olunması gerektiği ifade edildi.



Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
TT

Gazze’de bir kuvözde 4 bebek: Ölüm kalım mücadelesi veriliyor

Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)
Gazze'de yakıt kıtlığı nedeniyle bebekler tek kuvöze konuyor (@fnaim65/Twitter)

Gazze'deki doktorlar, yakıt kıtlığı nedeniyle tek kuvöze birden fazla bebek yerleştirmek zorunda kalıyor.

Gazze’deki El Ehli Hastanesi’nin direktörü Fadel Naim, X hesabından yaptığı paylaşımda, El Helou Hastanesi’nde çekilen ve aynı kuvöze birden fazla bebeğin yerleştirildiği bir fotoğrafa yer verdi.  

Naim, “Bu trajik durum, Gazze’deki acımasız savaşın ve sağlık sistemini felç eden kuşatmanın doğrudan bir sonucudur” ifadelerini kullandı. 

İsrail ablukasının prematüre bebekler için “rutin bakımı ölüm kalım mücadelesine çevirdiğini” söyleyen doktor, “Hiçbir çocuk, yaşamını bombalar ve ambargoların belirlediği bir dünyaya doğmamalı” dedi.

Gazze’nin kuzeyindeki El Şifa Hastanesi’nin direktörü Muhammed Ebu Silmiya da CNN’e açıklamasında, yakıt sağlanmazsa hastanenin birkaç saat içinde hizmet dışı kalacağını belirtti. 

Dr. Silmiya, aralarında 22’si kuvözde olan bebeklerin de bulunduğu yüzlerce hastanın ölüm riskiyle karşı karşıya olduğunu ifade etti.

Nasser Tıp Merkezi de sadece 24 saatlik yakıt kaldığını belirterek, elektriği doğum ve yoğun bakım gibi kritik bölümlere yönlendirdiklerini duyurdu.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın medya kuruluşuyla paylaştığı bilgilere göre yakıtın yanı sıra jeneratörleri çalıştıracak yedek parçalar da bulunulamıyor. 

Sınır Tanımayan Doktorlar (MSF), Gazze’de “eşi benzeri görülmemiş bir insani krizin” yaşandığını bildirerek, ateşkes çağrısı yaptı ve insani yardımın derhal artırılması gerektiğini söyledi.

New York Times’ın irtibata geçtiği Britanyalı cerrah Victoria Rose da Gazze’de gördüklerini şöyle anlatıyor: 

Hastaneye diz kapakları, ayakları ya da elleri kopmuş çocuklar getiriliyordu.

Gazze’de 21 gün gönüllü görev yaptığını belirten Dr. Rose, daha önce iki kez bölgede çalıştığını fakat bu sefer durumun daha da kötü olduğunu söylüyor. 

Rose, 1 Temmuz’da tedavi ettiği tüm hastaların, ABD-İsrail destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı’na (GHF) ait erzak dağıtım bölgelerinde vurulduğunu söylediğini aktarıyor:

İnsanlar o kadar yoksulluğa düşmüş durumda ki, bir çuval pirinç ve biraz makarna için ölmeye hazırlar.

Gazze Sağlık Bakanlığı’nın paylaştığı verilere göre, GHF’nin faaliyetlerini başlattığı 27 Mayıs’tan 2 Temmuz’a kadar en az 640 kişi erzak dağıtım merkezlerine giderken öldürüldü. 4 bin 500’den fazla kişinin de yaralandığı aktarılıyor. 

Filistinli yetkililer, Netzarim ve Refah bölgelerindeki GHF'ye ait erzak dağıtım noktalarının "insani yardım" kisvesi altındaki ölüm tuzaklarına dönüştüğünü ve İsrail'in sivilleri kasıtlı olarak hedef aldığını savunuyor. İsrail ordusuysa iddiaları reddederek kurallara uymayan kişilere "uyarı ateşi" açıldığını öne sürüyor.

Independent Türkçe, CNN, New York Times