Çin’in el koyduğu pangolinlerde Kovid-19’a benzer virüsler bulundu

Yeni koronavirüsün yarasalardan da bulaşmış olabileceği belirtiliyordu (Naturalist)
Yeni koronavirüsün yarasalardan da bulaşmış olabileceği belirtiliyordu (Naturalist)
TT

Çin’in el koyduğu pangolinlerde Kovid-19’a benzer virüsler bulundu

Yeni koronavirüsün yarasalardan da bulaşmış olabileceği belirtiliyordu (Naturalist)
Yeni koronavirüsün yarasalardan da bulaşmış olabileceği belirtiliyordu (Naturalist)

SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu Kovid-19 hastalığının insanlara nasıl bulaştığına dair yapılan çalışmada Çin’e hayvan kaçakçılığı yoluyla getirilen ve gümrük yetkililerinin el koyduğu sunda pangolinlerinde yeni koronavirüsün iki kuzeni tespit edildi.
Science Alert’ün haberinde, Hong Kong ve Çin’den araştırmacıların yürüttüğü çalışmanın her ne kadar virüsün kaynağını net biçimde tespit etmek açısından yetersiz olsa da suşların (virüs türleri) benzerliği ülkedeki pangolin pazarının ne kadar tehlikeli olabileceğini gösteriyor.
Kovid-19’un Çin’in Hubey bölgesindeki bir pazarda ortaya çıkmasından bu yana, yürütülen araştırma virüsün mirasını belirlemeye çalışıyordu. Yeni koronavirüse dair yürütülen ilk çalışmalarda virüsün genomu Yunnan’daki nalburunlu yarasa kolonisinden doğmuş olabileceğine işaret ediyordu. 
Science Alert’ün aktardığına göre, pazar salgının tespit edilmesinden çok önce temizlendiği için pazarda herhangi bir yarasa türünün olup olmadığı tam olarak bilinmiyor. Nalburunlu yarasalardan farklı olarak, pangolinlerin satışta olduğununsa neredeyse kesin olduğu belirtiliyor. 
Daha önce kaçakçılığı önlemeye yönelik 2017’nin sonunda yürütülen operasyonlarda elde 18 sunda pangolinin dondurulmuş dokuları incelendi.
Koronavirüs RNA’sının 43 organ örneğinin 6’sında tespit edildiği aktarıldı. Eksik dizileri okuma ve doldurma teknikleri araştırma ekibine, virüsün sunda pangolinlerindeki suşlarının genomlarının detaylı biçimde çıkarılmasında yardımcı oldu. 
Elde edilen veriler her ne kadar SARS-CoV-2 virüsüyle tıpatıp uyuşmasa da, bu virüslerin birbirleriyle hayli yakın olduğuna işaret eden dizilerin olduğu belirtildi. 
2018’de yakalanan 12 pangolinden elde edilen doku örneklerinin analiziyse üç pozitif sonuç olduğunu gösteriyor. Araştırma ekibi ayrıca 2019’da yakalanan sunda pangolinlerinden de örnekleri inceledi. 
Çalışmanın sonunda hayvanlardan elde edilen koronavirüslerin genom dizilemesinin gerçekleştirilmesiyle, SARS-CoV-2 virüsüyle benzerliğin yüzde 85,5 ile 92,4 arasında değiştiği belirtildi. 
Çalışmada kullanılan ve gümrük yetkilileri tarafından el konan hayvanlar, Çin’deki hayvan pazarlarında satılmak üzere getirilmişti. 
14 bilim insanının yer aldığı çalışma Nature isimli bilimsel yayında 26 Mart’ta yayımlandı. 



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news