Erdoğan'dan muhalefete kampanya tepkisi: Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur

Erdoğan'dan muhalefete kampanya tepkisi: Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur
TT

Erdoğan'dan muhalefete kampanya tepkisi: Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur

Erdoğan'dan muhalefete kampanya tepkisi: Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan belediyelerin başlattığı yardım kampanyalarına ilişkin olarak, “Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur. Bütün kampanyalar sadece devletimizin birimleri tarafından yürütülmektedir” dedi.
Çalışmalarını İstanbul Huber Köşkü'nde sürdüren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İl Başkanlarına video konferans yöntemiyle seslendi.

“Birçok ülkede görülen ciddi hasta ve ölüm oranları, salgına karşı mücadelede zorlanıldığına işaret ediyor”
Dünyanın yakın tarihin en büyük sağlık tehditlerinden biriyle karşı karşıya olduğunun altını çizen Erdoğan, “Korona virüs salgını olarak bilinen Covid - 19 hastalığından etkilenenlerin sayısın 900 bine, sebeple ölümlerin sayısı 45 bine yaklaştı. Türkiye'de de dün akşam itibariyle vak'a sayısı 13 bin 531'i, vefat sayısı 214'ü bulurken, 243 vatandaşımız da iyileşerek taburcu edildi. Demek ki bir taraftan olumlu gelişmeler de devam ediyor. Bu vesile ile bir kez daha hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır diliyorum. Tedavisi süren kardeşlerimize ise acil şifalar temenni ediyorum. Bu süreçte en büyük avantajımız, sahip olduğumuz güçlü sağlık altyapısı ile hastalık ile mücadeleyi erken başlatmamızdı. Çin'in ardından birçok ülkede görülen ciddi hasta ve ölüm oranları, salgına karşı mücadelede zorlanıldığına işaret ediyor. Türkiye'yi böyle bir duruma düşürmemek için elimizden geleni yapıyoruz” ifadelerini kullandı.

“Salgın yaygınlaşırsa, çok daha sıkı tedbirler kaçınılmaz hale gelir”
Türkiye'nin bu sıkıntılı dönemi en az kayıpla geride bırakması için çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, “Teşkilatlarımızdan bu kapsamda alınan tedbirlerin çevrelerindeki uygulanmasını yakından izlemesini bekliyoruz. Tespit edilen aksaklıklar derhal yetkili mercilere bildirilerek önlem alınması sağlanmalıdır. Vatandaşları da kendileri ve aile büyüklerini sağlığı için kurallara uymaya davet etmeliyiz. Sosyal hareketliliği ne kadar azaltır, sosyal mesafeyi ne kadar uzatırsak hastalığın yayılma hızını o derece çabuk kırarız. Bunun için milletimizden şu sıkıntılı günler geçene kadar mümkün olduğu kadar evlerinden çıkmamalarını rica ediyorum. Bilim insanlarımız tavsiye ettiği tedbirlere riayeti en üst düzeye çıkarmalıyız. Her bir vatandaşımız kendini gönüllü karantinada tutarsa daha ileri tedbirlere gerek kalmaz. Evde kalma, sosyal mesafeyi koruma, temizlik gibi hususlara dikkat edilmez ve salgın yaygınlaşırsa çok daha sıkı tedbirler kaçınılmaz hale gelir. Şimdilik şehirler arası ulaşımı kısmen sınırlandırdık. İhtiyaç halinde şehir içi ulaşımda da benzer yöntemleri devreye sokabiliriz” şeklinde konuştu.

“Bu tür kampanyalarda toplanan meblağlar devlet olarak bizim desteklerimizin yanında küçük bir tutarı ifade eder”
Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan milli dayanışma kampanyasına da değinen Erdoğan, “Bu kampanyada toplanan paralar sosyal yardımlaşma ve dayanışma vakıflarımız aracılığıyla gerçek ihtiyaç sahiplerine dağıtılacak. Teşkilatlarımızın tamamını bu kampanyaya katılmaya davet ediyorum. ‘Ümidimiz, acımızdan büyüktür' anlayışıyla bu ülkenin her bir ferdine sahip çıkmakta karalıyız. Bu tür kampanyalarda toplanan meblağlar devlet olarak bizim desteklerimizin yanında küçük bir tutarı ifade eder” diye konuştu.

“Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur” 
Cumhurbaşkanı Erdoğan bazı belediyelerin başlattığı yardım kampanyaları ile ilgili tartışmalara da değinerek, “Devlet içinde devlet olmanın anlamı yoktur. Bu bakımdan da şu anda bütün bu kampanyalar sadece devletimizin yani cumhurbaşkanlığı makamının açılmış olduğu birimler tarafından yürütülmektedir. Bunların takibi İçişleri Bakanlığı, Valiliklerimiz, ve bunun yanında Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız vasıtasıyla yürütülmektedir. Burada birçok belediyelerimiz, valiliklerimizin izni olmaksızın bu tür kampanyalar açacak olurlarsa, işte o zaman bu devlet içinde devlet olma mantığıdır ki burada gücü dağıtmış oluruz. Buna kimsenin hakkı yok. Yasalar da buna müsaade etmiyor. Burada önemli olan rakamdan ziyade milletimizin zor günlerinde birliğini göstermektir. Eğer biz bugün bir olmayacaksak bugün dayanışma içinde olmayacaksak, hala siyasi mantıkla yaklaşacaksak, iktidarmış ana muhalefetmiş böyle bir yaklaşıma gireceksek biz ne zaman bir ve beraber olacağız. Bu bakımdan biz tabii ki şu anda iktidar olarak gerekli olarak uyarıyı yapmak zorundayız” açıklamalarında bulundu. 
Milli dayanışma kampanyasının iş dünyası, hayırseverler ve vatandaşlar tarafından sahiplenildiğine dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 
“Birçok spekülasyonlar yapılıyor. Devletin para toplamaya, devletin dilencilik yapmaya yöneldiği gibi çirkin yaklaşımlar.. Şu anda devletimizin ülke genelinde yapmış olduğu yatırımlar tüm sağlık teşkilatlarımızda, tüm içişleri teşkilatıyla jandarmamızla atmış olduğu adımlar rakamlarla ifade edilmez. Muhalefetin ağzından çıkan kulağının duyması lazım. Eğer ağzından çıkan kulağı duymuyorsa milletimiz vakti geldiğinde bunun cevabını onlara verir”

“İkitelli şehir hastanesi Nisan 20'de açılacak”
“Dün şehir hastanelerine karşı çıkanlar şimdi ‘şehir hastanesi sayısını niye az' diye konuşmaya başladılar” diyen Erdoğan, İkitelli'de yapımı tamamlanan şehir hastanesinin ilk etabının Nisan ayının 20'sinde açılacağı müjdesini verdi. Erdoğan hastanenin diğer etaplarının da Mayıs sonunda açılacağını kaydetti. 
Türkiye'nin son yıllarda nice saldırıya göğüs gerdiğini belirten Erdoğan, “İnşallah bugün yaşadığımız sıkıntıyı da atlatacağız. Türkiye'nin sağlıklı, huzurlu güvenli müreffeh geleceği için bugün sabredecek, hazırlık yapacak vakti geldiğinde de atılımımızı gerçekleştireceğiz. Dünya artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir döneme doğru gidiyor. Bu yeni döneme 17 yılda ülkemize kazandırdığımız hizmetler sayesinde, nitelikli insan ve üretim gücümüzle, alt yapımızla, tecrübemizle oldukça hazırlıklı giriyoruz. Büyük ve güçlü Türkiye inşasını inşallah birlikte tamamlayacağız. Hükümetlerimiz döneninde ülkemize çağ atlatan AK Parti, yeni dönemde de lokomotiflik görevini sürdürecektir. Partimizin geleceğin de partisi olduğunu göstermek için önümüzde eşsiz bir fırsat duruyor. Bunun içini yapmamız gereken şey milletimiz ile aramızdaki gönül bağını güçlendirmektir. Ak Parti olarak ulaşmadığımız, gönlünü kazanmadığımız tek bir vatandaşımız kalmayana kadar bize durmak dinlenmek haramdır” dedi.



İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
TT

İsrail Savunma Bakanı: Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğiz

Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)
Filistinliler, İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği hava saldırılarının ardından kalan yıkımın ortasında yürüyor (AP)

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, bugün salı günü yaptığı açıklamada, İsrail’in “Gazze Şeridi’nden asla çekilmeyeceğini” söyledi. Katz, 2005 yılında İsrail’in Gazze’den çekilmesi kapsamında boşaltılan yerleşimlerin yerine, Gazze’nin kuzeyinde yeni askerî-tarımsal noktalar kurulacağını belirtti.

İsrail basınının aktardığına göre Katz, Beyt El’de düzenlenen bir törende yaptığı konuşmada, “Bunu doğru şekilde ve doğru zamanda yapacağız. Bazıları itiraz edebilir, ancak ipleri elinde tutan biziz” ifadelerini kullandı.

sdcds
İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz (DPA)

Katz’ın açıklamaları, Hamas ile varılan ateşkesin ardından İsrail’in Gazze’ye yönelik uzun vadeli planları hakkında artan spekülasyonların ortasında geldi. Açıklamalar, ABD Başkanı Donald Trump’ın kısa süre önce bu konudaki bir soruya yanıt verirken İsrail’in Batı Şeria’yı ilhak etme ihtimalini dışlamasıyla da aynı döneme denk geldi.

Bu konuya atıfta bulunan Katz, “Bu hükümet bir yerleşim hükümetidir. Egemenliği uygulamak mümkün olursa, bunu uygularız. Şu anda fiili bir egemenlik aşamasındayız. 7 Ekim’deki korkunç felaketin ardından İsrail’in ortaya koyduğu tutum ve güç sayesinde, uzun zamandır görmediğimiz fırsatlar önümüzde duruyor” dedi.

Katz’ın ardından konuşan Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ise, son yıllarda Batı Şeria’da yürütülen “geniş çaplı yerleşim kampanyasıyla” övündü.


ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'nin uyuşturucu kaçakçılığı şüphesiyle bir tekneye düzenlediği saldırıda bir kişi öldü

Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)
Pasifik Okyanusu'nda bir tekneyi hedef alan ABD güçlerine ait bir videodan (Arşiv- Reuters)

ABD ordusu dün, Doğu Pasifik'te uyuşturucu kaçakçılığı için kullanıldığı bilinen rotada seyreden bir teknede şüpheli bir uyuşturucu kaçakçısını öldürdüğünü açıkladı.

Latin Amerika'daki Washington askeri operasyonlarını denetleyen ABD Güney Komutanlığı, X'te yayınlanan açıklamada, "Birleşik Müşterek Görev Gücü Güney Mızrağı, uluslararası sularda belirlenmiş terör örgütleri tarafından işletilen gemiye karşı ölümcül bir saldırı düzenledi" dedi. Açıklamada, hiçbir ABD askeri personelinin yaralanmadığı da belirtildi. Güney Komutanlığı, teknenin gerçekten uyuşturucu kaçakçılığıyla ilgili olduğuna dair kanıt sunmadı.

Güney Komutanlığı tarafından yayınlanan videoda, teknenin bir tarafına su püskürtüldüğü görülüyor. İkinci bir püskürtmenin ardından, teknenin arka kısmı alev alıyor, etrafı daha fazla su püskürtmesiyle çevrili ve alevler şiddetleniyor. Videonun son saniyesinde, teknenin yanında büyük bir alev topuyla sürüklendiği görülüyor.

Daha önceki ABD saldırılarında teknelere yönelik patlamaları gösteren videolarda, gemilerde ani patlamalar görülmüş ve bu da füze kullanımına işaret etmişti. Bazı kayıtlarda ise füze benzeri cisimlerin teknelere doğru düştüğü açıkça görülmüştü.

Trump yönetimi, saldırıların ABD'ye uyuşturucu akışını durdurmayı ve Venezuela Devlet Başkanı Nicolás Maduro üzerindeki baskıyı artırmayı amaçladığını belirtmişti.


Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
TT

Pentagon: Çin, fırlatma rampalarında yaklaşık 100 kıtalararası balistik füze yüklemiş olabilir

ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)
ABD Savunma Bakanlığı (Reuters)

Çin'in büyük askeri emellerini vurgulayan bir Pentagon rapor taslağında, Pekin'in muhtemelen en yeni üç fırlatma üssüne 100'den fazla kıtalararası balistik füze yüklediği ve silah kontrolü görüşmelerine girmeye yanaşmadığı belirtildi.

Çin, nükleer silahlarını modernize ediyor ve menzilini diğer tüm nükleer güçlerden daha hızlı bir şekilde genişletiyor. Şarku'l Avsat'ın Reuters'ten aktardığına göre Pekin, askeri yığılmasıyla ilgili haberleri "itibarını zedelemek ve uluslararası toplumu kasıtlı olarak yanıltmak" girişimleri olarak nitelendirerek reddetti.

Geçtiğimiz ay ABD Başkanı Donald Trump, Çin ve Rusya ile nükleer silahsızlanma planı üzerinde çalışıyor olabileceğini söylemişti. Ancak Reuters'in gördüğü bir Pentagon raporu taslağı, Pekin'in böyle bir planla ilgilenmediğini gösteriyor.

Raporda, "Pekin'in bu tür adımlar atmaya veya kapsamlı silah kontrolü görüşmelerine katılmaya yönelik bir istekliliğini hala göremiyoruz" ifadesi yer aldı.

Raporda ayrıca, Çin'in Moğolistan sınırına yakın füze depolama tesislerinde 100'den fazla DF-31 katı yakıtlı kıtalararası balistik füze konuşlandırmış olabileceği ve bunun da inşa ettiği bir dizi füze depolama tesisinin en yenisi olduğu belirtildi.

Pentagon daha önce bu bölgeleri belirlemişti, ancak oraya konuşlandırılan füze sayısını belirtmemişti. Pentagon taslak rapor hakkında yorum yapmayı reddetti ve Washington'daki Çin Büyükelçiliği henüz yorum talebine yanıt vermedi. Taslak Pentagon raporunda bu füzeler için potansiyel hedefler belirlenmedi. ABD yetkilileri, raporun yasa koyuculara sunulmadan önce revize edilebileceğini ifade etti.

Raporda, Çin'in nükleer savaş başlığı stokunun 2024 yılında yaklaşık 600 civarında kaldığı ve bunun "önceki yıllara kıyasla daha yavaş bir üretim oranını" yansıttığı belirtildi.

Ancak raporda Çin'in nükleer genişlemesinin devam ettiği ve 2030 yılına kadar 1000'den fazla nükleer savaş başlığına sahip olma yolunda ilerlediği belirtildi.

Çin, "kendini savunma amaçlı nükleer strateji" ve "ilk kullanan taraf olmama" politikasına bağlı olduğunu söylüyor.

Trump, Amerika Birleşik Devletleri'nin nükleer silah testlerine yeniden başlamasını istediğini dile getirdi, ancak bunun nasıl uygulanacağı belirsizliğini koruyor.

ABD eski Başkanı Joe Biden ve Trump, ilk dönemlerinde Çin ve Rusya'yı Yeni START anlaşmasının yerine üçlü stratejik nükleer silah azaltma anlaşması getirmek için müzakerelere dahil etmeye çalışmışlardı.

Pentagon raporunda Çin'in askeri yığılması detaylı bir şekilde ele alınarak, "Pekin'in 2027 yılının sonuna kadar Tayvan'da savaşabilecek ve kazanabilecek durumda olacağı" belirtildi.

Tayvan'ı, demokratik olarak yönetilen bir ada olarak kendi topraklarının bir parçası olarak gören Çin, adayı "yeniden birleştirmek" için güç kullanma fikrinden hiçbir zaman vazgeçmedi.

Pentagon raporu, ABD ve Rusya arasında kalan son nükleer silah kontrol anlaşması olan ve her iki tarafı da 700 fırlatma platformunda en fazla bin 550 konuşlandırılmış nükleer savaş başlığıyla sınırlayan 2010 Yeni START Antlaşması'nın sona ermesinden iki aydan kısa bir süre önce geldi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve ABD Başkanı Joe Biden, Şubat 2021'de anlaşmayı beş yıl daha uzattı, ancak anlaşma, daha fazla resmi uzatmayı engelleyen çeşitli hükümler içeriyor. Birçok uzman, anlaşmanın sona ermesinin üç yönlü bir nükleer silahlanma yarışını tetikleyebileceğinden endişe ediyor.

Silah Kontrol Birliği'nin genel müdürü Darrell Kimball şunları söyledi: "Daha fazla nükleer silah ve diplomasi eksikliği hiçbir tarafı daha güvenli hale getirmeyecektir; ne Çin'i, ne Rusya'yı, ne de Amerika Birleşik Devletleri'ni."