Kolektif kurtuluşa inanan bir sağlık sistemi

İHA
İHA
TT

Kolektif kurtuluşa inanan bir sağlık sistemi

İHA
İHA

Salgın, ne kadar büyük olursa olsun bir grup kazançlı sağlık şirketinin, bir sağlık sistemi oluşturamadığını, ‘insan sağlığı’ üzerinde ticaret yapan rakip şirketlerin sonsuza kadar mevcut olacağını ortaya koydu. Bu çerçevede insan sağlığının ticarileştirilmesini ortadan kaldırmak dışında, bu salgınla veya gelecekte ortaya çıkabilecek başka salgınlarla savaşmamız pek mümkün değil. Durum, siyasi rejim zihniyetinde bir değişiklik gerektiriyor.
Benzer şekilde, bahsettiğimiz bu sistemler, yapısal krizlerden kaçmak için ister etnik ister toplumsal (kadınlar, çocuklar, etnik azınlıklar) olsun her zaman belirli grupları feda eden (soykırım olarak da görülebilir) kapitalist sistemleridir. Şu an bu sistem, ‘sürü bağışıklığı’ fikrini destekliyor, ekonomiyi yıkıcı sonuçlardan kurtarmak için yaşlıları feda ediyor. Bu nedenle aşılar gibi hızlı teknolojik çözümler, bu tarihsel zorunluluktan kaçmanın bir yolu olmayacak, yalnızca esas sorunlara karşı bir körlük oluşturacaktır. Aynı şekilde bu durum sadece, insanın acı çekme sürecini uzatacak ve ölüm oranını azaltmayacaktır.
Belki de batıdaki müttefik ülkelerin, İtalya gibi önemli bir batı ülkesiyle minimum düzeyde dahi dayanışma göstermemesi etik bir sistem olarak ‘yardım’ ve ‘dayanışma’ arasındaki büyük farkı açıkça ortaya çıkarmış oldu.
Neoliberalizm ve gelişmiş kapitalizm, refahın, ‘toplum üyeleri arasındaki tüm dayanışma biçimlerinin yok edilmesi’ ile bağlantılı olduğunu gösterdi. Bu sistemlerin yapısal krizi, bu salgınla baş etme yolunda yer alırken, toplumsal dayanışma da bu salgınla mücadele bir koşuldur. Bunun yanı sıra etkili ve başarılı bir tıp ve bu gibi durumlarda hızlı tepki verebilen etkili bir sağlık sistemi oluşturma gereği; zengin sağlık kurumlarının ve ileri teknolojinin ürünü değil, iyi sistemlerin ürünüdür.

Filistinli bir saha doktoru ve Beyrut Amerikan Üniversitesi’nde Çatışma Tıbbı Programı’nın kurucusu

Korona salgını sonrası Arap bölgesinin geleceği



Halevi İsraillileri tehdit eden herkesin yok edileceğini söylerken, Gallant “Geri adım atmayacağız” dedi

İsrail'in Beyrut'un güney banliyösünde İbrahim Akil'i hedef alan saldırısı sonrasında yıkılan binanın yanındaki kurtarma ekipleri (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyösünde İbrahim Akil'i hedef alan saldırısı sonrasında yıkılan binanın yanındaki kurtarma ekipleri (Reuters)
TT

Halevi İsraillileri tehdit eden herkesin yok edileceğini söylerken, Gallant “Geri adım atmayacağız” dedi

İsrail'in Beyrut'un güney banliyösünde İbrahim Akil'i hedef alan saldırısı sonrasında yıkılan binanın yanındaki kurtarma ekipleri (Reuters)
İsrail'in Beyrut'un güney banliyösünde İbrahim Akil'i hedef alan saldırısı sonrasında yıkılan binanın yanındaki kurtarma ekipleri (Reuters)

Hizbullah'ın Rıdvan Gücü komutanı İbrahim Akil'in Beyrut'un güney banliyölerinin merkezinde öldürülmesinin ardından İsrail Savunma Bakanı Yoav Galant dün (Cuma), İsrail'in pozisyonundan geri adım atmayacağını vurgularken, Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi de ordunun İsrailli sivilleri tehdit eden herkese ulaşacağı tehdidinde bulundu.

Galant X platformunda yaptığı açıklamada, “Yeni aşamadaki önlemler dizisi, kuzey sakinlerinin evlerine güvenli bir şekilde dönmesi hedefimize ulaşana kadar devam edecek” ifadelerini kullandı.

Şarku’l Avsat’ın Times of Israel'den aktardığına göre Halevi ise yaptığı açıklamalarda şunları söyledi: “Bugün ortadan kaldırdığımız (Hizbullah) liderleri, yıllardır kuzey sınırında 7 Ekim'i planlıyorlardı. Onlara ulaştık ve İsrail Devleti vatandaşlarının güvenliğini tehdit eden herkese ulaşacağız.”