Yeni keşfedilen yılan türüne Harry Potter karakterinin adı verildi

Salazar çukur engereği (Facebook/Zeeshan A. Mirza)
Salazar çukur engereği (Facebook/Zeeshan A. Mirza)
TT

Yeni keşfedilen yılan türüne Harry Potter karakterinin adı verildi

Salazar çukur engereği (Facebook/Zeeshan A. Mirza)
Salazar çukur engereği (Facebook/Zeeshan A. Mirza)

Kurgusal dünyayla bilimsel dünya zaman zaman birbiriyle iç içe geçebiliyor.
Bunun son örneği Hindistan’da yaşandı. 
Hintli bilim insanları yeni keşfettikleri bir yeşil çukur engereği türüne Harry Potter evreninin karakterlerinden Salazar Slytherin’in adını verdi.
“Trimeresurus salazar” (Salazar çukur engereği) adı konulan yılanla ilgili araştırma “Zoosystematics and Evolution” adlı hakemli dergide yayımlandı.
Britanyalı yazar J. K. Rowling'in dünyaca ünlü Harry Potter roman serisinde Salazar Slytherin, Hogwarts Büyücülük Okulu'nun Godric Gryffindor, Rowena Ravenclaw ve Helga Hufflepuff'la birlikte 4 kurucusundan biri.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Harry Potter evreninde döneminin en güçlü büyücülerinden biri olan Salazar Slytherin'in soyadı da okuldaki 4 ekolden birine verilmişti
Kurgusal karakter Slytherin'in yılanlarla konuşma kabiliyeti nedeniyle Hintli araştırmacılar bu adı yeni keşfettikleri yeşil çukur engereği türüne verdi.
Trimeresurus sınıfına dahil olan çukur engerekleri zehirli yılanlar ve Doğu Asya ile Güneydoğu Asya'da yaşıyorlar.
Çok sayıda tür olsa da yeni keşfedilen Salazar çukur engereğinin ayırıcı özelliklerinden biri erkeklerinin başlarının yanlarında kırmızıya çalan turuncu çizgilerin olması.



Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
TT

Bilim doğruladı: Kalbin kırılması insanları gerçekten öldürebilir

Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)
Yakınını kaybedip yasını sürekli yüksek seviyelerde yaşayanların ölme olasılığı, düşük düzeylerde yas tutanlara göre yüzde 88 daha fazla (Unsplash)

Harriette Boucher 

Yeni bir araştırma, yakınını kaybedip yoğun ve uzun süreli yas semptomlarından muzdarip olan kişilerin, sevdiklerinin ölümünden sonraki 10 yıl içinde ölme ihtimalinin, neredeyse iki kata ulaştığını ortaya koydu.

Danimarka'daki araştırmacılar, yakınını kaybedip sürekli yüksek düzeylerde yas tutanların, yasını daha düşük seviyelerde yaşayanlarla kıyasla, sağlık hizmetlerini daha fazla kullandığını ve ölme olasılığının yüzde 88 daha fazla olduğunu buldu.

Araştırmacılar, sevdiklerini kaybedenlerin yaşadığı 5 yas güzergahını tanımladı ve en ciddi şekilde etkilenenlerin daha erken ölme olasılığının daha yüksek olduğunu tespit etti.

Araştırma makalesinin yazarlarından Dr. Mette Kjærgaard Nielsen şu ifadeleri kullandı:

Yüksek yas semptomu seviyeleriyle; kalp damar hastalıkları, akıl sağlığı sorunları ve hatta intiharda görülen daha yüksek oranlar arasında bir bağlantı olduğunu daha önce bulmuştuk. Ancak ölümle ilişkisi daha fazla araştırılmalı.

Bilim insanı, "yüksek" bir yas güzergahına dair risk altında olan kişilerin erken fark edilebileceğini de söyledi:

Bir pratisyen hekim akıl sağlığına dair diğer ciddi rahatsızlıklar ve depresyonun eski belirtilerini arayabilir. Daha sonra bu hastalara kendileri özel takip sunabilir veya onları psikologların özel muayenehanelerine ya da ikinci basamak sağlık kuruluşlarına yönlendirebilirler.

Dr. Nielsen, "Pratisyen hekimler ayrıca yakınını kaybedenlerin ruh sağlığına odaklanılacak bir takip randevusu da önerebilir" dedi.

Bilim insanları, 2012'den bu yana yakınlarını kaybetmiş, yaş ortalaması 62 olan 1735 adet kadın ve erkeği 10 yıl boyunca Danimarka'da izledi. Bu süre zarfında bu kişilere, semptomlarını ve deneyimlerini değerlendiren bir dizi anket gönderildi ve araştırmacılar bunlarla katılımcıların sürekli olarak hangi düzeyde keder yaşadığını belirledi.

Grubun yüzde 66'sı yakın zamanda partnerini, yüzde 27'si bir ebeveynini ve yüzde 7'si de çok sevdiği bir başka kişiyi kaybetmişti.

Sürekli olarak yüksek düzeylerde yas belirtileri yaşayan yüzde 6'lık kesimin 10 yıl içinde ölme olasılığı, sürekli olarak düşük yas belirtileri gösterdiğini bildiren yüzde 38'e kıyasla yüzde 88 daha yüksekti.

Yüksek güzergahta olanların, yakınlarını kaybetmesinin üzerinden üç yıl geçtikten sonra sağlık hizmeti alma olasılıkları da daha yüksek çıktı.

Bu grubun konuşma terapisi veya diğer akıl sağlığı hizmetlerini alma ihtimalleri yüzde 186, antidepresan reçetesi yazılma olasılıkları yüzde 463, yatıştırıcı ya da kaygı giderici ilaç reçetesi alma ihtimalleri de yüzde 160 daha fazla.

 Independent Türkçe,independent.co.uk/news