Tik Tok fenomeni genç kız Mısır’da ahlak tartışmalarını gündeme getirdi

Sosyal medyada paylaştığı videolar nedeniyle ülkesinde tartışmalara yol açan Mısırlı Hanin Hussam (Genç kızın Facebook'taki kendi hesabından)
Sosyal medyada paylaştığı videolar nedeniyle ülkesinde tartışmalara yol açan Mısırlı Hanin Hussam (Genç kızın Facebook'taki kendi hesabından)
TT

Tik Tok fenomeni genç kız Mısır’da ahlak tartışmalarını gündeme getirdi

Sosyal medyada paylaştığı videolar nedeniyle ülkesinde tartışmalara yol açan Mısırlı Hanin Hussam (Genç kızın Facebook'taki kendi hesabından)
Sosyal medyada paylaştığı videolar nedeniyle ülkesinde tartışmalara yol açan Mısırlı Hanin Hussam (Genç kızın Facebook'taki kendi hesabından)

Emine Hayri
Hanin Hussam çalışma koşullarını ve iş tekliflerini şöyle açıklıyor;
“Ajansımda en çok itibara önem veriliyor. Tek ihtiyacınız olan; iyi bir aydınlatma, iyi bir atmosfer ve iyi bir görünüm. Hayatınızın kapılarını açacaksınız ki müşterileriniz ve insanlar girip sizi iyi, güzel ve saygılı bir şekilde tanımaya başlasın.”
İş teklifleriyle ilgili olarak ise Hussam, “Her talebin 36 dolardan 2 bin, 3 bin, 4 bin dolara kadar değişen bir karşılığı (ücreti) vardır” diyor.

Kolay iş
Hussam yaptığı işi tanımlamaya şöyle devam ediyor;
“Bu sadece ‘iyi seçimler yapmayı’ ve ‘biraz da iyi görünmeyi’ gerektiren kolay bir iş haline gelmeden önce kadın üyeler için sıkı çalışma kurallarına uyulmasını gerektiren bir iş. Sitenin sıkı kuralları var. Bir üye eğer aşırı ve riskli davranışlarda bulunursa derhal üyeliği iptal edilir. Vallahi benim için itibar başta geliyor.”
Fakat Kahire Üniversitesi Arkeoloji Bölümü öğrencisi olan 19 yaşındaki Hanin Hussam’la birlikte annesi ve babasının itibarı Tik Tok tarafından yok edildi. Daha da önemlisi, görünüş ile ahlak arasında tam bir ayrım yapan sosyal ve dini kuralları yerle bir etti.
Hikaye, Hanin’in iki yıl önce, bir internet uygulamasının sahibi olan Çinli bir şirketle sözleşme yapmasıyla başladı. Şirket, Hanin’e 20 video karşılığında ayda 400 dolar vermeyi teklif etti. Hanin’in videolarının başarılı olması ve çok sayıda insan tarafından takip edilmesinin ardından şirket Hanin’e elektronik bir sözleşme göndererek yeni bir anlaşma daha yaptı. Bu yeni anlaşmada videoların tek başına çekilmesi ve şirketin kendisine göndereceği belirli etiketlerle yayınlanması şart koşuldu.
Hanin’in takipçilerinin çoğunluğunu çocuklar ve gençler oluşturuyordu. Hanin’in aldığı ücret, takipçi sayısıyla birlikte arttı.
İnternetteki etkileşimi artan genç kızın Çin'deki şirket yetkilileri ve Mısır'daki bir dizi insanla ‘profesyonel’ ilişkileri de güçlendi. Milyonlarca takipçiyle Tik Tok ya da diğer uygulamalardaki videolarını engellenmekten veya raporlanmaktan koruyacak noktaya ulaştı.

Dijital ajans
Bu büyük başarıdan sonra, Mısır'daki diğer sosyal medya kullanıcılarının yardımıyla dijital ortamda bir ‘ajans’ kurmaya karar veren Hanin, ajansını duyurmak için bir video çekti. Videoda 18 yaşın üzerinde iyi görünümlü fenomenler aradığını söyledi.
Bunu bir biri ardına gelen videolar takip etti. Rüya gibi çok sayıda genç kız iyi niyetle internet fenomeni oldular. Ancak ajansın stüdyosunda ‘müşterinin’ görmek istediklerini gösteren kamera açılarından çekilen görüntülerde vücutlarının bazı noktalarının uygunsuz şekilde çekildiğini fark ettiler.  Ajanstaki denemeden geçen kızların büyük çoğunluğunun örtülü kızlar oldukları ise dikkat çekti.

Takipçi yorumları
Hussam, birkaç gün önce çektiği bir videoda, koronavirüs salgını nedeniyle evde geçirilen sürecin kızları bu uygulamayı kullanmaya teşvik edeceğini söyledi. Bunun üzerine birçok kişi ona bazılarında ‘fahişe’ olmakla itham edildiği hakaret içeren yorumlarla karşılık verdiler. Bazıları dindar, muhafazakar ve gelenekçi bir toplumu, ‘19 yaşındaki bir ahlaksızdan’ koruyan yorumlar yapmak için sıraya girdi.
‘Onurlu vatandaşların’ ve onlarca televizyon kanalının spikerleri tarafından genç kıza (bir tacizciye, bir hayduta, bir tecavüzcüye, bir sahtekara gösterilmeyen) kusulan öfkenin ardından Hanin Hussam, ‘ahlaksızlık yapmak ve ahlaksızlığa teşvik etmek’ suçlamasıyla gözaltına alınıp hakkında soruşturma başlatıldı. Ardından Başsavcı, soruşturması süresince ihtiyati olarak tutuklu kalmasına karar verdi.

Bazı insanlar Hanin'in videolarını toplumun ahlakını bozduğunun kanıtı olarak görüyorlar (Fotoğraf genç kızın Facebook'taki kendi hesabından)

Değerlere saldırı
Başsavcı Hammade es-Savi yaptığı açıklamada ‘şüphelinin’ Mısır toplumunda aile ilkelerine ve değerlerine saldırmak, uluslararası internet ağındaki sosyal medya uygulamaları yoluyla özel siteler ve hesaplar kurmak, yönetmek, kullanmanın yanı sıra genç kızları bu suça teşvik etmek ve onların ekonomik zayıflıklarından faydalanarak maddi çıkarlar elde etmek için kullanmakla suçlanacağını belirtti.
Resmi bir açıklamada bulunan Kahire Üniversitesi de ahlak bekçilerine dahil oldu ve Hussam'ı ‘halkın ahlakını bozan, üniversitenin değerleri ve gelenekleri ile uyumlu olmayan davranışlar sergilediği için’ hukuki işler bölümüne yönlendirildiğini duyurdu. Kahire Üniversitesi Rektörü Muhammed Osman el-Hişt yaptığı açıklamada, Hussam’ın okuldan atılabileceğini belirtti.

Ahlak ve itibar tartışması
Televizyon kanallarından sosyal medyaya, üniversite rektöründen, savcı ve polise kadar Hanin davasına değinen herkes tarafından dillendirilmeye başlayan ‘ahlak’, ‘itibar’ ve ‘sorumluluk’ gibi ifadeler, videolarında ahlak, itibar ve saygıyı koruyan Hanin Hussam ile bitti.
Ahlak, itibar ve sorumluluk ifadeleri, ‘Tik Tok’ ve ‘Likee’ uygulamasındaki açıklayıcı videolarının bir özelliğiydi. Son yıllarda genç kızlar arasında moda olan türbanıyla birlikte ‘kararlı’ görünümüyle mükemmel uyumlu olduğunu düşündüğü bir konuşmaydı.

Türban ve moda
Saçı tamamen örten türban, özellikle modern kıyafetler ve makyajla birlikte adeta ‘türban modası’ rüzgarları estiriyor. Fakat türbanın gerçekte başörtüsü ile ilgisi yoktur. Başörtüsüyle türban asla uyuşmaz ve türban, tesettür olarak tanımlanamaz. Daha ziyade din ve devlet işlerini bir birinden tamamen ayıran laik toplumlarda hakim olan rekabeti ve kişisel özgürlüğü dengeler. Ancak önünde sonunda saçı örten nesne, toplumun kabulü için güvenli bir yol olan modern ‘saygı ve sorumluluk’ standartlarına tabidir.
Toplumsal kabul kuralları, Hanin Hussam'ın korona zamanında ve karantina sürecinde Tik Tok uygulamasında yıldızının parlayarak ünlü olmasıyla ajite edildi ve büyütüldü. Basın ona ‘Tik Tok kurbanı’ diyor. Ebeveynler, uygulamanın engellenmesini, güvenlik ve kolluk kuvvetlerini bu uygulamanın kullanılmasını engellemelerini talep ediyorlar. Sosyologlar ve psikologlar, konuyu Mısır'daki kızların ‘ahlakını bozan bir felaket ve davranışların etkileyen bir trajedi’ olarak değerlendiriyorlar.
Mısırlıların büyük bir çoğunluğu, üniversite öğrencisi olan Hanin Hussam'ın ahlak sistemini tehdit ettiği, kendilerini buna adamış insanların geleneklerine ve idealizme batmış toplum göreneklerine yönelik bir tehlike unsuru olduğu düşünülen bu konuyla ilgileniyorlar.
Bazıları babasını saçının örtülü olmasına rağmen kızının ‘saçlarını açabilecek’ şekilde serbest bıraktığı ve annesini ise kızına ahlaklı olmayı öğretemediği suçlamalarında bulundular. Anne ve babasının, muhafazakar bir toplumda yaşanan genç bir kızın doğu geleneklerine ve İslami öğretilere bağlı kalması gereken ahlaki eğitimi veremediklerini söylediler.

Ahlaki çöküşün delili
Sosyoloji profesörü Samiye Hadar, Hussam'ın yaptıklarını, son yıllarda toplumun tanık olduğu ahlaki çöküşün delilleri olduğunu ve bu yaptıklarını sosyal medyadan paylaşarak herkesin ahlakının bozulmasına katkıda bulunduğunu söyledi. Bir başka Sosyoloji Profesörü İnşad İzzeddin de aynı suçlamaları yaparken genç kıza verilen terbiyenin ‘yetersiz’ olduğunu  ‘şöhret budalalığının’ itibarını korumanın ötesine geçtiğini belirtti. İzzeddin, “Toplumda böyle yasadışı ve anormal yollarla ün kazanmaya yönelik bir eğilim olmaması için Hussam'a karşı yasal tedbirlerin alınması gerekiyor. Ciddi şekilde cezalandırılmalı” yorumunda bulundu.
Suçlamaları yayınlama ve yayma konusunda aynı yoğun çabayı gösteren şov programlarında, erdem elbisesi giyilerek toplumun ahlakını ve genç kızların iffetini korumak için Likee ve Tik Tok uygulamalarının yasaklanması çağrıları yapılırken ebeveynlerin evlerini baskı altına almaları ve kadın aile fertlerinin sıkı bir şekilde kontrol edilmesi istendi.

Peki ya takipçilerin durumu?
Komik olan toplumun ahlakının Hanin Husam’ın bir bölümünün erkeklerin ve gençlerin oluşturduğu milyonlarca takipçisinden etkilenmemiş olmasıydı. Dahası, son 50 yıldır her türlü tacizin arttığı ülkede toplumun namusuna hiçbir şekilde helal gelmedi. Benzer şekilde toplumun erdemi, kadınları yasal hakları olan mirastaki paylarından mahrum bırakılmalarından veya 12 yaşında bir kızla evlenmeye izin verilmesinden ya da kızların okula gönderilmemesinden ya da bir kocanın karısını dövmesinin şiddet olarak değil de aile içi bir mesele olarak görülmesinden tek bir çizik bile almadan sıyrıldı. Ancak toplumun ahlakı, iffeti ve erdemi, Hanin Hussam'ın videolarıyla yerle bir oldu.
Genç kızı suçlu bulmayan tek tük sesler de vardı.   Gazeteci Tarık eş-Şennavi kaleme aldığı bir yazıda, medyanın, mesleki temelleri şüphelilerin suçu ispatlanana kadar masum oldukları görüşüne dayanmasına rağmen soruşturmayı yapan yetkililer açıklama yapmadan Hussam’ı yargıladığını ve medyanın Hussam’a karşı adeta bir savcıya dönüştüğünü söyledi. Eş-Şennavi, Hussam hakkında ‘toplumsal zorbalıktan uzak, adil bir yargılama yapılmasını beklediğini’ sözlerine ekledi.

Kızın suçlu olmadığını düşünen birkaç kişi, onu toplumun kurbanı olarak nitelediler (Fotoğraf genç kızın Facebook'taki kendi hesabından)

Toplumsal ruh hali
Toplumun çeşitli kesimleri, özellikle de kulaklarına giden veya gözlerinin önünde gerçekleşen davranışlarla ve kadının kıyafetiyle ilgilenenler, ahlak bekçiliğine soyundular. Onlara göre ‘utanç verici’ olduğu düşünülen kıyafetler ve uygunsuz olduğu düşünülen davranışlar gizli tutulursa, zararı yoktur.
Doktor ve yazar Halid Muntasir yaptığı değerlendirmede, “Toplum, kızları internet üzerinden taciz eden futbolcuyu rahatça tolere edilebilir olarak görüyor” dedi.
Muntasir,  ahlak ve erdem ile ilgili konularda en önemli standardın bunu aşan ve onu mazur gören ‘toplumsal ruh hali’ olduğuna işaret etti. Muntasir, “Bir adam hata yaparsa,  ‘Allah Settar(ayıpları, kusurları, hataları örten)’dır. Ayıpları örtmekte gece gibi olunmalı’ derler. Bir kadın hata yaptığında ise ‘Yarım tesettür ve tatlının açıkta kalması sineklerin üşüşmesi ve rızkın azalmasına sebep olur’ derler. Sağlıklı bir toplumun davranışları değerlendirdiği bir ölçüsü ve bir standardı vardır. Fakat çifte standart uygulanması, bazılarının erdem konusunda gökyüzüne çıkan meleklere dönüşmesi ve başkalarının mahremiyetine burun sokma olgusu, toplumun ahlaki astigmatizmden ve bir değer dönüşümlerinden muzdarip olduğu anlamına gelir” yorumunda bulundu.

“Benim değerlerim”
Hussam, gözaltına alınmadan ve kendini savunmaya çalışmadan önce yayınladığı son videoda, saçlarının görülmediği veya bedenini ifşa eden kıyafetler giymediği tüm videolarında olduğu gibi iffetini tamamen koruduğunu gösteren bir görüntü çizdi. Elleri ile değerlerinin ölçüsünü yansıtan kısa kollu giysiler giymediğine işaret etti.
Hanin’in adının ‘suç’ dünyasına karışmasının ve ‘Likee’ ve ‘Tik Tok’ uygulaması için videolar çeken bir kızın ‘100 milyon insanı ahlaksızlaşma riskiyle karşı karşıya bıraktığı’ için şaşırtıcı bir şekilde gözaltına alındığı haberlerinin medyada yer almasının ardından dünyanın çeşitli yerlerinden kendilerini ‘influencer’ (etkileyici) olarak tanımlayan sosyal medya kullanıcıları, ‘#haneenhossam’ etiketiyle onun videolarını ve gönderilerini paylaşmaya, daha fazla takipçi ve para kazandırmaya devam ediyorlar.

Saygının ölçüsü
Sosyal medya kullanan genç kız ve erkekler de Hanin Hussam'ın videolarının kullanarak onunla alay edilen ve ciddi şekilde kişilik haklarına saldıran video klipler yayınlayarak henüz hakim önüne çıkmamış olan kızı suçlayanların arasına katıldılar. Hanin, kendini influencer olarak sınıflandıran genç bir adamın saldırgan videolarından birinde ‘adi bir kadın’ olarak nitelendirildi. Böyle nitelendirmesinin nedeni başını geriden bağlayarak boynunu göstermesiydi. Genç adam “Kendisine saygısı olsaydı, boynunu açmazdı” ifadelerini kullandı.
Öte yandan Mısır’da sosyal medya siteleri, onları iffeti tehdit eden, gelenekleri ihlal eden ve yok olmanın eşiğine getiren platformlar olarak gören ve bazıların kapanmasını, bazılarının ise izlenmesini isteyen ‘Hummat’il-Fazilet’ (Fazileti koruyanlar) grubunun şiddetli saldırısı altında.
Şarkul Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Tik Tok uygulamasının Mısır'daki gençler arasında son derece popüler olduğuna ve kullanıcı sayısının korona salgınının patlak vermesiyle maksimuma ulaştığına işaret ediliyor. Burada, Hanin Hussam’ın videolarından daha az ‘erdemli’ kızların videoları da var. Fakat yüksek sayıda takipçileri ve geniş bir kapsamları yok. Çünkü videoları, ‘koruyucu ahlakı uygulamaktan sorumlu’ toplum kesimlerine henüz ulaşamadı.



Japon şehri, yaşlıların ATM'de telefon kullanmasını yasakladı

14 Nisan 2025'te Japonya'nın Osaka kentinde yayalar caddede yürüyor (AFP/Arşiv)
14 Nisan 2025'te Japonya'nın Osaka kentinde yayalar caddede yürüyor (AFP/Arşiv)
TT

Japon şehri, yaşlıların ATM'de telefon kullanmasını yasakladı

14 Nisan 2025'te Japonya'nın Osaka kentinde yayalar caddede yürüyor (AFP/Arşiv)
14 Nisan 2025'te Japonya'nın Osaka kentinde yayalar caddede yürüyor (AFP/Arşiv)

Osaka, Japonya'da 65 yaş ve üstü kişilerin cep telefonuyla görüşürken ATM'leri kullanmasını yasaklayan ilk bölge olacak.

Yerel basında yer alan haberlere göre bu karar, yaşlıları hedef alan telefon dolandırıcılığını önlemeyi amaçlıyor.

Herhangi bir ceza öngörülmese de para çalmak için yaşlıların akrabaları veya resmi görevliler gibi davranan dolandırıcıların, sahtekarlık yapmasını önlemek ve farkındalığı artırmak hedefleniyor.

The Japan Times'ın haberine göre güncellenen prefektör yönetmeliği uyarınca, bankalar ve diğer işletmeler yeni düzenleme hakkında farkındalık yaratmakla yükümlü olacak.

Japonya Ulusal Polis Teşkilatı'nın, yaşlıları hedef alan telefon dolandırıcılığının artmasıyla mücadele etmek için 75 yaş ve üstü kişilerin ATM'lerden günlük para çekme ve havale limitini 300 bin yenle (yaklaşık 80 bin TL) sınırlamayı planladığı geçen ay bildirilmişti.

Son verilere göre bu tür dolandırıcılıklardan kaynaklanan kayıplar 2024'te 72,1 milyar yenle (yaklaşık 20 milyar TL) rekor seviyeye ulaştı. Bu, geçici rakamlara göre bir önceki yılın toplamının 1,6 katı.

Mainichi'nin aktardığı üzere, kurumsal vakalar hariç 20 bin 951 mağdurun yaklaşık yüzde 45'i 75 yaş ve üstüydü.

Ancak Japon medyasında yer alan haberlere göre Japonya'daki bankalar, müşterilere verebileceği rahatsızlık ve polisin o dönemki önerisinin ATM işlemlerine getireceği yükle ilgili endişelerini dile getirmişti.

Japonya'da telefon dolandırıcılığından en çok etkilenen bölgelerden biri olan Osaka, yaşlıları korumak için sıkı önlemler alan ilk şehir oldu. Milletvekilleri, 70 yaş ve üstü kişiler için günlük banka havalelerini 100 bin yenle (yaklaşık 27 bin TL) sınırlandırma ve aynı anda ATM'leri kullanıp telefonla görüşmelerini yasaklama yönünde oy verdi. İşletmelere ATM'lerin yakınında uyarı afişleri asmaları talimatı verildi ve ön ödemeli kart satıcıları, müşterilerin dolandırıcılık riskine maruz kalmadığını doğrulamakla yükümlü kılındı.

Tokyo, Nagano ve Fukuoka gibi şehirler de dolandırıcılığı engellemek için ücretsiz atölyeler, çağrı engelleme cihazları ve bankalarda uyarı sistemleri gibi önlemler alıyor.

Bildirildiği üzere Osaka Kriz Yönetimi Ofisi'nden Ryo Hamaoka yönetmeliğin daha geniş amacının, tıpkı Japonya'da trende cep telefonuyla konuşmanın yaygın olarak hoş karşılanmaması gibi, ATM'lerde telefon kullanımını sosyal bir tabu haline getirmek olduğunu söylüyor.

Independent Türkçe