Kuzey Kore - Güney Kore sınırında taraflar birbirine ateş açtı

​İki ülke arasındaki sınır bölgesinde dalgalanan Kuzey Kore bayrağı (AP)
​İki ülke arasındaki sınır bölgesinde dalgalanan Kuzey Kore bayrağı (AP)
TT

Kuzey Kore - Güney Kore sınırında taraflar birbirine ateş açtı

​İki ülke arasındaki sınır bölgesinde dalgalanan Kuzey Kore bayrağı (AP)
​İki ülke arasındaki sınır bölgesinde dalgalanan Kuzey Kore bayrağı (AP)

Güney Kore, iki ülke arasındaki askerden arındırılmış bölgede Kuzey Kore tarafından Güney Kore nöbet kulübesine doğru ateş açıldığını ve Güney Kore’nin de buna karşılık verdiğini bildirdi.
Güney Kore Genelkurmay Başkanlığı, bu sabah iki ülke arasındaki sınırda Güney Koreli askerlerin yer aldığı nöbet kulübesine Kuzey Kore tarafından ateş açıldığını ve Güney Kore askerlerinin de iki kez ateş açarak karşılık verdiğini açıkladı.
Açıklamaya göre Güney Kore askerleri arasında herhangi bir can kaybı veya yaralanma yaşanmazken, olayın nedenini belirlemek için askeri hat üzerinden Kuzey Kore ile iletişim kuruldu.
Güney Kore merkezli Yonhap Haber Ajansı'na göre Güney Kore ordusu, Kuzey Kore askerlerinin açtığı ateşin ‘kasıtlı’ olarak görülmediğini bildirdi.
İki ülke arasında alışılmadık şekilde meydana gelen karşılık ateş açma olayı, Kuzey Kore Lideri Kim Joung-un’un 3 haftanın ardından bir fabrika açılışında ortaya çıkmasından birkaç gün sonra yaşandı.
Kuzey Kore ve Güney Kore, 1953’te ateşkesle sonuçlanan Kore Savaşı’ndan bu yana neredeyse savaş halini sürdürürken, iki ülke arasındaki askerden arındırılmış bölge, isminin aksine mayınlar ve dikenli tellerle donatılarak dünyanın en güçlendirilmiş alanlarından biri haline geldi.
Kuzey Kore lideri Kim Jung-un ve Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-in, Eylül 2018'de Pyongyang'da yaptıkları zirve sırasında iki ülke arasındaki sınırda askeri gerginliği azaltmayı kabul etmişti.
Ancak Kuzey Kore o zaman üzerinde anlaşmaya varılan konuların çoğuna sadık kalmamıştı ve Pyongyang Seul ile teması büyük ölçüde kesmişti.
Geçtiğimiz haftalarda, Kuzey Kore liderinin geçirdiği bir ameliyat sonrası öldüğü veya sağlık durumunun çok kötü olduğuna ilişkin spekülasyonlar ortaya atılmıştı.
Bunun ardından, birkaç gün önce Kim Jong-un'un başkent Pyongyang'da gübre fabrikasının açılışına katıldığını gösteren fotoğraflar ortaya çıkmıştı.
ABD Başkanı Donald Trump, Twitter hesabından konuya ilişkin açıklamasında, “Onun geri döndüğünü ve iyi olduğunu görmekten memnunum” ifadelerini kullanmıştı.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, Kim tekrar ortaya çıkmadan önce yaptığı bir açıklamada, “Kuzey Kore’nin başına kim gelirse gelsin, ABD’nin hedefleri değişmez. ABD Kuzey Kore'yi nükleer silahlardan arındırma çalışmalarına devam edecek. Kuzey Kore yönetimi ile yeniden masaya oturma ve Kuzey Kore halkı için daha parlak bir geleceğe giden yolu çizmeye başlama fırsatı bulmayı umuyoruz” şeklinde konuşmuştu.



İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
TT

İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)

Siyaset ve güvenlik uzmanları, Tahran'ın açıklamalarına bağlı kalması ve bölgedeki silahlı örgütlere müdahale ve destekten uzak durması halinde Körfez-İran ilişkilerinin daha güçlü hale gelebileceğini, büyüyebileceğini ve gelişebileceğini belirtti.

Uzmanlar, İran-İsrail çatışmasının, Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri, bölgesel güvenlik vizyonlarını istikrar ve güvenliği koruyacak net mekanizmalara dönüştürmeleri ve İran ile Irak başta olmak üzere komşu ülkelerle ortak bir çerçeveye ulaşmaları gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Körfez Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Tahran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğine dair son açıklamalarına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün İran'dan tek istediğimiz, Körfez'de müdahale ve saldırganlık istemediğine dair söylediklerine uymasıdır. Eğer davranışlarını değiştirir ve müdahaleci olmazlarsa, bu, bölgede daha fazla güvenlik ve istikrara, İran ve komşu ülkelerde büyüme ve refaha yol açacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran'ın Körfez bölgesindeki komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aktardığına göre Pezeşkiyan kabine üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ihtiyacı ve kapsamlı iş birliğinin genişletilmesi hedefi göz önüne alındığında, komşuluk politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetin temel stratejileri arasındadır” dedi.

Dr. Abdulaziz bin Sakr, Körfez Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘Gerilim ve Diplomasi: İsrail-İran Savaşı Üzerine Körfez Perspektifleri’ başlıklı seminerde şu ifadeleri kullandı: “İran'ı son yıllarda desteklediği Hizbullah gibi gruplardan uzak görmek ve bölgede saldırganlık içermeyen bir güvenlik standardı oluşturmak istiyoruz. İran'dan iyi sinyaller geldiği sürece Körfez'den de iyi sinyaller gelecek. İran'daki rejimi değiştirmeye yönelik her türlü saldırıya karşıyız, bu tamamen İran'ın meselesi.”

3 yol

Körfez Araştırmaları Merkezi Kıdemli Danışmanı Dr. Salih el-Haslan ise İran ile İsrail arasındaki son savaştan sonra Körfez ülkelerinin izlemesi gereken 3 yol belirledi:

Birincisi: İran ile daha fazla temas kurmak ve sivil amaçlı barışçıl bir programa sahip olma hakkına sahip olmakla birlikte herhangi bir askeri nükleer programı kabul etmediklerini açıkça belirtmek.

İkincisi: Körfez ülkeleri İran'a, davranışlarını değiştirmesi koşuluyla bölgesel ve uluslararası izolasyondan kurtulmasına yardımcı olacaklarına dair olumlu bir mesaj göndermeli.

Üçüncüsü: İran'daki ılımlı seslerin güçlendirilmesi.

El-Haslan, “Son savaş Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri gerektiğini gösterdi. Bir yıl önce Körfez ülkeleri bölgesel güvenlik vizyonlarını ortaya koydular. Artık Körfez ülkelerinde istikrar ve güvenliği korumak ve komşuları İran ve Irak ile sürdürülebilir barış dediğimiz bir güvenlik çerçevesine ulaşmak için bu vizyonu gerçekleştirecek bir mekanizma hakkında konuşmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvgyju

Körfez Araştırmaları Merkezi Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Mustafa el-Ani'ye göre ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları programın yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiş olabilir.

ABD bu ayın başlarında sığınak delici bombalarla donatılmış bombardıman uçaklarıyla İran'ın kilit nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmiş, İran da ertesi gün Katar'da ABD güçleri tarafından kullanılan el-Udeyd Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık vererek Körfez ülkelerinin kınamalarına yol açmıştı.

El-Ani, İsrail ve ABD'nin harekâtının anlık bir olay olmadığını, en az 10 yıllık bir istihbarat toplama çalışmasının sonucu olduğunu belirtti. El-Ani, “İyi planlanmış bir operasyondan bahsediyoruz… Bu basit bir planlama değildi ve nükleer programın şu ana kadar yaklaşık yüzde 90 oranında yok edildiğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.

İran'ın maruz kaldığı saldırıdan sonra toparlanmasının pek mümkün olmadığını ifade eden el-Ani, İranlıların nükleer programa devam etmek istemeleri halinde, bugün konuşulanların ‘çatışmanın sonunun başlangıcı’ olduğunu belirtti. El-Ani, “Şimdi soru şu: İran toparlanabilir mi? Amerikalılar ve İsrailliler her an saldırabilecekleri bir bombanın yapımını engellemek için tekrar geri geleceklerinden ötürü toparlanamayacağından hiç şüphem yok” dedi.