Dünya’yı asteoritlerden korumak için başlatılan uzay görevi, meteor yağmuruna neden olacak

NASA'nın Çift Asteroit Yeniden Yönlendirme Testi'ni (DART) resmeden bir çizim (NASA)
NASA'nın Çift Asteroit Yeniden Yönlendirme Testi'ni (DART) resmeden bir çizim (NASA)
TT

Dünya’yı asteoritlerden korumak için başlatılan uzay görevi, meteor yağmuruna neden olacak

NASA'nın Çift Asteroit Yeniden Yönlendirme Testi'ni (DART) resmeden bir çizim (NASA)
NASA'nın Çift Asteroit Yeniden Yönlendirme Testi'ni (DART) resmeden bir çizim (NASA)

Dünyayı asteroit tehdidinden korumak için başlatılan DART görevinin ilk yapay meteor yağmurunu oluşturabileceği ortaya kondu.
NASA’nın geliştirdiği uzay aracı, 2022 sonbaharında Dünya'nın yaklaşık 10 milyon kilometre yakınından geçecek iki Didymos asteroidini hedef alacak ve bunlardan küçük olanıyla çarpışacak.
Eylül ayında gerçekleşecek 69 milyon dolarlık “kendi kendini imha” görevi, bir uzay aracının yüksek hızlarda asteroit saptırma yeteneğini test etmeyi amaçlıyor.
Hakemli bilim dergisi The Planetary Science Journal’da yayımlanan bir araştırmaya göre çarpışmanın etkisiyle asteroit yüzeyinde parçalanan malzemeler Dünya’nın yerçekimine kapılacak ve meteor yağmuru oluşturacak.
Çalışmanın yazarları, göktaşının yüzeyinden fırlayan, “ejekta” adı verilen malzemenin küçük bir kısmının binlerce yıl boyunca atmosferde yol alacağını ifade ediyor. Enkazın büyük kısmının ise  Didymos'un kütle çekiminde kalacağı düşünülüyor.
Western Ontario Üniversitesi'nden fizik profesörü ve çalışmanın başyazarı Dr. Paul Wiegert'e göre bu materyalin bir kısmı, gelecekteki uzay araçları için tehlike oluşturabilir.
Öte yandan çarpışmanın etkisiyle hızlanan ve Dünya atmosferine ulaşan bazı parçacıkların, gökbilimcilere asteroidin yapısını gözlemleme fırsatı vereceği tahmin ediliyor. Bilim insanları atmosferde yanan göktaşı parçalarının ürettiği ışığın renginden hangi bileşenleri içerdiğini anlayabiliyor
Fox News’in aktardığına göre saçılan malzemeler, Dünya'yı tehdit edecek boyutlara ulaşamayacak. Ancak Wiegert, DART misyonuyla veya gelecekteki benzer görevlerle oluşacak başka parçacıkların yüzyıllar boyunca Güneş Sistemi’nde dolaşabileceğini söylüyor. Buna göre söz konusu parçacıklar, gelecekteki uzay operasyonları için tehlike oluşturabilir.
Wiegert ayrıca, alçak Dünya yörüngesindeki uzay çöplerinin giderek büyüyen bir problem haline geldiğini vurguluyor. Bilim insanına göre bunun nedeni, önceki misyonlarda geride bırakılan enkazın ve kullanım dışı kalan malzemelerin nasıl yok edileceğine dair planlı hareket edilmemesi.



Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
TT

Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)

Mars'ta bir zamanlar yağmur ve kar yağdığına dair bulgular ortaya çıktı. 

Bilim insanları Mars'ta bir zamanlar büyük miktarda su bulunduğunu ve çarpıcı yüzey şekillerinin bu şekilde oluştuğunu gösteren kanıtlar keşfediyor. 

Özellikle 4,1 milyar ila 3,7 milyar yıl önce Kızıl Gezegen'de su olduğu üzerinde büyük ölçüde fikir birliği sağlanmış durumda.

Ancak bu suyun nereden geldiği ayrı bir tartışma konusu. Bazı bilim insanları gezegenin her zaman soğuk ve kuru olduğunu, suyu da buz tabakalarının sağladığını savunuyor.

Öte yandan diğer uzmanlar, gezegenin yağışları mümkün kılacak kadar ılıman bir iklime sahip olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Bilim insanları bu soruya cevap vermek adına gezegenin bugünkü jeolojik yapısının nasıl meydana geldiğini anlamalarını sağlayacak bir bilgisayar modeli kullandı. 

Dünya'da yağışla şekillendiği bilinen bölgelerin Mars'ın bazı kısımlarına benzerliğinden yola çıkan ekip, yerbilimleri için geliştirilmiş bir modelden yararlandı.

Araştırmacılar yağışa dair en güçlü kanıtların bulunduğu ekvator bölgesine odaklanarak Mars arazisinin bir simülasyonunu oluşturdu. Ardından suyun birinde yağış, diğerinde buz tabaklarından geldiği iki ayrı senaryoyu yüzbinlerce yıl boyunca simüle ettiler.

Bulguları hakemli dergi Journal of Geophysical Research: Planets'ta 21 Nisan Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre iki senaryoda ortaya çok farklı iki gezegen çıktı.

Suyun buzullardan geldiği simülasyonda vadilerin en üst kısımları, buz tabakalarının yakınında, çok yüksek rakımlarda oluştu. Yağış senaryosundaysa su kaynakları çok daha geniş bir alana yayıldı. 

Colorado Boulder Üniversitesi'ne doktorasını tamamlayan Amanda Steckel, liderliğini üstlendiği çalışmayı "Buz tabakalarından gelen su, yalnızca dar bir yükseklik şeridinde vadi oluşumunu başlatıyor" diye açıklıyor: 

Oysa yağışlar geniş bir alana dağılmışsa, her yerde vadi başları oluşabiliyor.

Bilim insanları daha sonra NASA'nın Mars Global Surveyor ve Mars Odyssey araçlarının verilerini, elde ettikleri bulgularla karşılaştırdı. Buz tabakası senaryosu, bugünkü Mars'tan çok farklı bir manzara ortaya çıkarırken, yağış modeli çok daha yakın bir sonuç verdi.

Ekip bu nedenle Kızıl Gezegen'de bir zamanlar kar ve yağmur yağdığından şüpheleniyor. Steckel, "Kesin bir sonuca varmak çok zor" diyerek ekliyor: 

Ancak bu vadilerin çok farklı yüksekliklerde başladığını görüyoruz. Bunu sadece buzla açıklamak zor.

Ancak araştırmacılar, gezegende bu yüzey şekillerini oluşturacak yağışın nasıl gerçekleştiğini henüz bilmiyor.

Bulgular Mars'ın geçmişteki iklimine dair tartışmaya son noktayı koymuyor. Ancak ekip, yeni çalışmanın Dünya'nın geçmişi hakkında da fikir verebileceğini söylüyor.

Makalenin bir diğer yazarı Brian Hynek "Akan suyun yol açtığı erozyon durduğunda Mars adeta zamanda dondu ve muhtemelen 3,5 milyar yıl önceki Dünya'ya çok benziyor" diyor.

Independent Türkçe, Debrief, Phys.org, Journal of Geophysical Research: Planets