​Afrika’da korona ve Çin fobisi

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)
TT

​Afrika’da korona ve Çin fobisi

Fotoğraf (AFP)
Fotoğraf (AFP)

Kifaye O'Leary
Pekin'in diplomatik, ticari ve medya kanalları aracılığıyla Afrika kıtası üzerindeki etkisinin artmasıyla birlikte kıtada koronavirüsle mücadele çalışmaları finanse edilemiyor. Bununla birlikte Çin’in koronayla mücadele kapsamında maske ve eldiven dışında yardımda bulunup bulunamayacağı net değil.
Afrika kıtasının ABD ile 274 milyon dolar olduğu tahmin edilen ikili ortaklığına, Dünya Bankası'nın 14 milyar dolar olduğu tahmin edilen Çok Taraflı Kurumlar Programı’na ve Afrika Kalkınma Bankası'nın 10 milyar dolarlık fonuna rağmen kıtanın koronavirüs salgını dolayısıyla karşı karşıya kaldığı sağlık ve ekonomik krizin üstesinden gelmesi için ek yardımlara ihtiyacı var.
Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Kurulu tarafından koronavirüs salgınıyla ilgili olarak yayınlanan yeni bir raporda, 300 binden fazla Afrikalının koronavirüs salgını nedeniyle hayatını kaybedebileceği, en iyi senaryona göre kıtanın ekonomik büyümesinin 3,2'den yüzde 1,8'e düşebileceği ve bundan dolayı da yaklaşık 27 milyon insanın açlık sınırına sürüklenebileceği kaydediliyor.
Komitenin raporuna göre kıtadaki kırılgan sağlık sistemleri, devam eden kriz nedeniyle ek maliyetlerle karşı karşıya kalabilir. Raporda şimdiye dek 16 binden fazla Afrikalının enfekte olduğu ve 800’den fazla kişinin ise hayatını kaybettiği belirtiliyor.
BM Afrika Ekonomi Komisyonu Genel Sekreteri Vera Songwe, Afrika kıtasının ortak refahını korumak için 100 milyar dolar tutarında bir fona ihtiyaç olduğunu söyledi. Afrika kıtasının savunmasız bir halde olduğuna işaret eden Songwe, nüfusun yüzde 56'sının yoksul mahallelerde yahut gayri resmi konutlarda yaşadığına ve Afrikalı ailelerin sadece yüzde 34'ünün el yıkama tesislerine erişebildiğine dikkat çekti. Songwe, salgının ekonomik maliyetlerinin yeni tip koronavirüsün (Covid-19) doğrudan etkisinden daha şiddetli olabileceğini söyledi.

Tartışma yaratan Çin yardımı
Çin'in Afrika'ya yönelik yardımları, hükümetleri yatırımlar lehine etkilemek amacını taşıdığı için daima tartışmalı olmuştur. Çin tarafından sunulan yardımlar yakın zamanda kurulan Çin Uluslararası Kalkınma İşbirliği Ajansı aracılığıyla sağlanan hibeler, faizsiz krediler ve çok taraflı yardımlardan oluşuyor. Ancak korona salgını Çin'in yardımı yönetme biçimini değiştirdi. Çin hükümeti tarafından oluşturulan bu yeni model kapsamında iş dünyası ve çeşitli Afrika ülkelerinde yaşayan Çinli vatandaşlar destekleniyor.
Şarku’l Avsat’ın Independent Arabaia’dan aktardığı habere göre, Çin hükümeti şimdiye kadar Afrika ülkelerine yaptığı toplam yardımı açıklamadı. Pekin’in koronavirüs salgınının patlak verdiği ilk günlerde enfeksiyonun ne kadar etkili olduğuna dair şeffaf olmakta başarısız olması sonrasında Afrika'daki yardım çabalarının medyada geniş bir yer bulması Çin'in imajını düzeltme amacı güdüyor. Buna karşılık Afrikalılar, Twitter gibi sosyal medya platformlarında, Çin’in gönderdiği tıbbi ürünlerin kalitesi konusundaki endişelerini dile getiriyorlar.
McKinsey tarafından yayınlanan Dance of the Lions and Dragons (Aslanlar ve Ejderhaların Dansı) başlıklı bir rapora göre Afrika'da yerel ekonomiye büyük yatırım yapan 10 binden fazla Çinli şirket bulunuyor. Bununla birlikte Çinli şirketler sosyal yatırımlarıyla tanınmıyor. Koronavirüs salgını Çinli şirketleri politikalarını değiştirmeye zorladı:
- Alibaba Group'un kurucusu Jack Ma, 54 Afrika ülkesine tıbbi malzeme yardımınca bulundu.
- Huawei, Güney Afrika'ya yaklaşık 141,3 milyon dolar bağışta bulundu.
- Naspers, Tencent ve Çin hükümeti ile işbirliği içinde 83 milyon dolar bağışta bulundu.
- Hogan Group, 8 Afrika ülkesi için bir milyondan fazla yüz maskesinin yanı sıra birtakım yardımlarda bulundu.
- Kenya'da bir grup Çinli, salgın dolayısıyla taleplerin büyük ölçüde düşmesi sonrası ‘Kenya Çiçek Yetiştiricilerine Yardım İçin Çiçek Satın Alın’ başlıklı bir kampanya başlattı.
- Afrika'daki Çinli dernekler, bu sıkıntılı dönemde yerel toplulukların desteklenmesinde kilit rol oynadı. Uganda'daki Çin büyükelçiliğine göre termometrelerin yanı sıra 250 bin maske ve koruyucu gözlük bağışlamayı planlıyorlar.

Çin fobisi
Pek çok Çinli, Pekin'in ağır hareket etmesinin veya başarısızlığının ‘Çin fobisi’ne yol açacağından endişe duyuyor. Bununla menşe ülke olduğu için hastalığın yayılmasının ilk elden aracı olarak görülmelerinden kaynaklanan bir dışlanmanın söz konusu olabileceği kastediliyor.
Afrika ülkeleri, koronavirüs ile mücadelede başarılı oldukları ve ekonomilerini canlandırdıkları ölçüde dış borçlarını ödemeye güç yetirebilirler. Kuşkusuz Çin, ‘Bir Kuşak, Bir Yol’ projesini geliştirmeye ne ölçüde geri dönerse o ölçüde ticaretini canlandırabilir.
Diğer taraftan Nijerya gibi ülkeler ödeme kabiliyetlerini etkileyen koronavirüs salgını dolayısıyla maruz kaldıkları baskı nedeniyle borçlarını yeniden yapılandırmak için Çin'le temasa geçmeyi planlıyor. Afrika hükümetleri, tüm dış borçların dondurulması da dahil olmak üzere Çin'den 100 milyar dolardan fazla yardım istiyorlar.
Eğer gerekli insani yardımlar sağlanırsa, borçlardan muafiyetin korona sonrası ekonomi için daha büyük bir faydası olur. Çin'in öncelikle koronavirüs salgınını örtbas etmeye yönelik çabalarına rağmen daha sonra salgınla mücadelede gösterdiği başarı ve diğer hükümetlere yardım etmeye hazır olduğunu açıklaması, insanların sempatisini kazanması için önemli bir fırsat oldu.



İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
TT

İsrail, Lübnan’ın güneyine en ağır saldırılarından birini gerçekleştirdi

İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)
İsrail'in Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlediği saldırıdan sonra olay yerine intikal eden sağlık görevlileri (Reuters)

İsrail ordusu salı gecesi ve çarşamba sabahı Lübnan'ın güneyindeki Sayda kentinde bulunan Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na hava saldırıları düzenledi. Saldırılarda en az 13 kişi öldü, onlarca kişi yaralandı.

İsrail ordusunun bu saldırısı, İsrail ile Lübnan arasında geçtiğimiz yıl kasım ayında ateşkes anlaşmasının yürürlüğe girmesinden bu yana gerçekleştirilen en şiddetli ve ölümcül saldırılardan biri oldu.

Ayn el-Hilva Filistin Mülteci Kampı'na düzenlenen hava saldırısından birkaç saat sonra, yine Lübnan’ın güneyde bulunan el-Tiri beldesinde öğrencileri taşıyan bir otobüse düzenlenen başka bir saldırıda bir kişi öldü, 13 kişi yaralandı. Bu olay, geleneksel savaş alanlarının ve Hizbullah üyelerinin peşine düşülmesinin ötesinde yeni bir gerilime işaret etti.

Son saldırılar, aylardır görülen en ağır saldırılar olurken Lübnan’ın güneyindeki iki vilayetteki dört ilçeyi etkiledi. Dün öğleden sonra dört köyde yeniden tahliye bildirimleri dağıtıldı. Bildirimler, bir göç dalgasına yol açtı.


Trump: Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Sudan’daki krizi çözmek için müdahale etmemi istedi

TT

Trump: Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Sudan’daki krizi çözmek için müdahale etmemi istedi

Trump: Suudi Arabistan Veliaht Prensi, Sudan’daki krizi çözmek için müdahale etmemi istedi

ABD Başkanı Donald Trump dün, Suudi Arabistan-ABD Yatırım Forumu’nda yaptığı konuşmada, Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Sudan'daki savaşı durdurmak için kendisinden güçlü bir şekilde müdahale etmesini istediğini açıkladı. Trump, Sudan'daki çatışmayı çözmenin planlarının bir parçası olmadığını, ancak Veliaht Prens Muhammed bin Selman'ın Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ‘dünyanın en kötüsü’ olarak nitelendirilen krizi çözmek için güçlü bir şekilde müdahalede bulunmasını istediğini söyledi.

y
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman ve ABD Başkanı Donald Trump dün düzenlenen ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu'na katıldı (SPA)

Sudan'ın büyük bir medeniyet ve kültüre sahip olduğunu, ancak ne yazık ki bunun bozulduğunu belirten ABD Başkanı, ülkeler arasındaki iş birliği ve koordinasyonla bu durumun düzeltilebileceğini vurguladı.

Kendi sosyal medya platformu Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda Trump, “Sudan, dünyadaki en fazla şiddetin yaşandığı yer haline geldi ve en büyük insani krizle boğuşuyor. Başta Veliaht Prens Muhammed bin Selman olmak üzere Arap ülkeleri ve dünya liderleri, Sudan'da olanlara derhal son vermek için ABD Başkanlığının gücünü ve etkisini kullanmamı istedi” diye yazdı.

Öte yandan Sudan Egemenlik Konseyi Başkanı ve Ordu Komutanı Orgeneral Abdulfettah el-Burhan ise Sudan krizini çözmek için gösterdikleri çabalarından dolayı Veliaht Prens Muhammed bin Selman ve Başkan Trump'a teşekkür etti. Sudan hükümeti de Sudan'da adil ve eşitlikçi bir barışın sağlanması için iki ülkenin gösterdiği çabaları memnuniyetle karşıladığını açıkladı.

y6
ABD Başkanı Donald Trump dün ABD-Suudi Arabistan Yatırım Forumu'nda konuştu (SPA)

ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Mısır, Sudan'daki çatışmayı çözüme kavuşturmayı amaçlayan ‘Uluslararası Dörtlü’ adlı grupta yer alıyor. Washington, Trump'ın Afrika Temsilcisi Massad Fares Boulos aracılığıyla, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasını sağlamak için üç ila dokuz aylık geçici bir insani ateşkes önerdi. Ancak bu öneride şimdiye kadar somut bir ilerleme kaydedilemedi.

Suudi Arabistan, 6 Mayıs ile 10 Mayıs 2023 tarihleri arasında Cidde'de Sudan’da çözüm amacıyla gerçekleştirilen görüşmelere ev sahipliği yaptı. Bu görüşmeler 11 Mayıs'ta Cidde İnsani Yardım Bildirisi'nin imzalanmasıyla sonuçlandı. Bildiride, Sudan'ın egemenliği ve birliği teyit edilirken Sudan'daki sivilleri korunması ve insani yardımın geçişine izin verilmesi gerektiği vurgulanıyordu.

Sudan'daki çatışma, Sudan ordusu ile Hızlı Destek Kuvvetleri (HDK) arasındaki iktidar mücadelesi sırasında 2023 yılının nisan ayında patlak verdi. Çatışmaların ardından etnik temelli cinayetler, yaygın yıkım ve kitlesel yerinden edilme olayları yaşandı, bu da dış güçlerin müdahalesine yol açtı. Dış müdahale ise Sudan'ın bölünmesi tehdidini beraberinde getirdi.

Sudan ordusu ve HDK son aylarda giderek daha fazla insansız hava aracı (İHA) saldırılarına başvurarak çok sayıda sivilin ölümüne neden oldu.


ABD'li yargıç, Suriyelilerin geçici hukuki statüsünün sona erdirilmesine ilişkin kararı askıya aldı

Hakim, Suriyelilere yönelik geçici koruma statüsünün aniden iptal edilmesinin muhtemelen hukuka aykırı olduğunu söyledi (Arşiv- Reuters)
Hakim, Suriyelilere yönelik geçici koruma statüsünün aniden iptal edilmesinin muhtemelen hukuka aykırı olduğunu söyledi (Arşiv- Reuters)
TT

ABD'li yargıç, Suriyelilerin geçici hukuki statüsünün sona erdirilmesine ilişkin kararı askıya aldı

Hakim, Suriyelilere yönelik geçici koruma statüsünün aniden iptal edilmesinin muhtemelen hukuka aykırı olduğunu söyledi (Arşiv- Reuters)
Hakim, Suriyelilere yönelik geçici koruma statüsünün aniden iptal edilmesinin muhtemelen hukuka aykırı olduğunu söyledi (Arşiv- Reuters)

ABD'li bir yargıç, dün Trump yönetiminin 6 bin 100'den fazla Suriyelinin sınır dışı edilmesine karşı geçici korumayı sona erdirme ve çalışma izinlerini iptal etme kararını, hukuki bir itirazın sonuçları beklenirken askıya aldı.

Manhattan'daki Yargıç Katherine Polk-Fayla, Suriyeliler için Geçici Koruma Statüsü'nün (TPS) aniden sona erdirilmesinin muhtemelen hukuka aykırı olduğuna karar verdi. Bu karar, yedi Suriyeli göçmenin cuma günü politikayı durdurma çabalarıyla örtüşüyor. Suriyeliler, değişikliğin keyfi ve ırkçı saiklerle alındığını savunuyor.

Trump yönetiminin derhal itiraz etme hakkı bulunuyor. Eski Demokrat Başkan Barack Obama tarafından atanan Fayla, kararı uzaktan yapılan duruşmada açıkladı.