İçişleri Bakanlığından valiliklere şehir giriş-çıkış tedbirleri konulu ek genelge

İçişleri Bakanlığından valiliklere şehir giriş-çıkış tedbirleri konulu ek genelge
TT

İçişleri Bakanlığından valiliklere şehir giriş-çıkış tedbirleri konulu ek genelge

İçişleri Bakanlığından valiliklere şehir giriş-çıkış tedbirleri konulu ek genelge

İçişleri Bakanlığı, 81 il valiliğine "Şehir Giriş-Çıkış Tedbirleri" konulu ek genelge gönderdi. Genelge ile büyükşehir statüsündeki 14 il ile Zonguldak’a kara, hava ve deniz yolu ile yapılacak tüm giriş/çıkışlar 15 günlük süreyle 19 Mayıs 2020 Salı günü saat 24.00'dan 3 Haziran 2020 Çarşamba günü saat 24.00’a kadar geçici süreyle durdurulacak.
İçişleri Bakanlığının valiliklere gönderdiği genelgede, tüm dünyada devam eden ve fiziksel temas, solunum ve benzeri yollarla çok hızlı bir şekilde bulaşarak enfekte olan insan sayısını hızla arttıran korona virüs salgınını yönetebilmek için sosyal hareketliliği ve kişiler arası teması azaltarak sosyal izolasyonu sağlamanın hayati önem taşıdığı belirtildi. Bunun sağlanmadığı takdirde virüsün yayılımının hızlanacağı, buna bağlı olarak tedavi gereksinimi duyacak kişi sayısının artacağı, bu durumun da toplum sağlığı ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasına sebep olacağı ifade edildi. Gelinen noktada dün yapılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kabine toplantısında büyükşehir statüsündeki 14 il ile Zonguldak iline giriş/çıkış kısıtlamasına yönelik alınan/alınacak tedbirlerin değerlendirildiği, yapılan değerlendirmeler sonucunda şehir giriş-çıkış kısıtlaması uygulanan 15 ilde Bilim Kurulu'nun önerileri doğrultusunda uygulamanın devam edilmesi yönünde karar verildiği kaydedildi.
Bu kapsamda, daha önceki genelgelerle çizilen çerçevede ilgili valilerce, İl İdaresi Kanunu'nun 11/C maddesi ile Umumi Hıfzıssıhha Kanunu'nun 27'nci ve 72'nci maddeleri uyarınca aşağıda belirtilen tedbir kararlarının uygulandığı ifade edildi:
"Büyükşehir statüsündeki Ankara, Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Konya, Manisa, Sakarya, Samsun, Van illeri ile Zonguldak ili olmak üzere toplam 15 il sınırlarından kara, hava ve deniz yolu ile (toplu ulaşım aracı, özel araç ve benzeri) yapılacak tüm giriş/çıkışlar 15 günlük süreyle 19 Mayıs 2020 Salı günü saat 24.00'dan 03 Haziran 2020 Çarşamba günü saat 24.00'a kadar geçici olarak durdurulacak. Bu illerimizde yaşayan/bulunan tüm vatandaşların belirtilen süre boyunca illerinde kalmaları esas olacak. Şehir giriş-çıkış kısıtlamasına yönelik daha önceki genelgelerle belirlenen usul, esas ve istisnalar bu genelge ile getirilen kısıtlama dönemi için de geçerli olacak."
Söz konusu tedbirlere ilişkin valiler tarafından ilgili mevzuat uyarınca gerekli kararların ivedilikle alınması, uygulamada herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesi istendi. Alınan kararlara uymayan vatandaşlara Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 282'nci maddesi gereğince idari para cezası verilecek. Aykırılığın durumuna göre Kanunun ilgili maddeleri gereğince işlem yapılacak, konusu suç teşkil eden davranışlara ilişkin Türk Ceza Kanununun 195'inci maddesi kapsamında gerekli adli işlemler başlatılacak.



İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
TT

İran-İsrail çatışması ne gösterdi?

Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)
Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik Danışmanı Dr. Musaid el-Ayban ve dönemin İran Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi Sekreteri Ali Şemhani ile birlikte, Mart 2023, Pekin (SPA)

Siyaset ve güvenlik uzmanları, Tahran'ın açıklamalarına bağlı kalması ve bölgedeki silahlı örgütlere müdahale ve destekten uzak durması halinde Körfez-İran ilişkilerinin daha güçlü hale gelebileceğini, büyüyebileceğini ve gelişebileceğini belirtti.

Uzmanlar, İran-İsrail çatışmasının, Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri, bölgesel güvenlik vizyonlarını istikrar ve güvenliği koruyacak net mekanizmalara dönüştürmeleri ve İran ile Irak başta olmak üzere komşu ülkelerle ortak bir çerçeveye ulaşmaları gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Körfez Araştırmaları Merkezi Başkanı Dr. Abdulaziz bin Sakr, İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın Tahran'ın komşu ülkelerle iyi ilişkiler kurmak istediğine dair son açıklamalarına işaret ederek şöyle dedi: “Bugün İran'dan tek istediğimiz, Körfez'de müdahale ve saldırganlık istemediğine dair söylediklerine uymasıdır. Eğer davranışlarını değiştirir ve müdahaleci olmazlarsa, bu, bölgede daha fazla güvenlik ve istikrara, İran ve komşu ülkelerde büyüme ve refaha yol açacaktır.”

İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Tahran'ın Körfez bölgesindeki komşu ülkelerle ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu ifade etti.

Şarku’l Avsat’ın İran Cumhurbaşkanlığı internet sitesinden aktardığına göre Pezeşkiyan kabine üyelerine hitaben yaptığı konuşmada, “İslam ülkeleri arasındaki dayanışma ihtiyacı ve kapsamlı iş birliğinin genişletilmesi hedefi göz önüne alındığında, komşuluk politikası ve bölge ülkeleriyle ilişkilerin geliştirilmesi, hükümetin temel stratejileri arasındadır” dedi.

Dr. Abdulaziz bin Sakr, Körfez Araştırmaları Merkezi tarafından düzenlenen ‘Gerilim ve Diplomasi: İsrail-İran Savaşı Üzerine Körfez Perspektifleri’ başlıklı seminerde şu ifadeleri kullandı: “İran'ı son yıllarda desteklediği Hizbullah gibi gruplardan uzak görmek ve bölgede saldırganlık içermeyen bir güvenlik standardı oluşturmak istiyoruz. İran'dan iyi sinyaller geldiği sürece Körfez'den de iyi sinyaller gelecek. İran'daki rejimi değiştirmeye yönelik her türlü saldırıya karşıyız, bu tamamen İran'ın meselesi.”

3 yol

Körfez Araştırmaları Merkezi Kıdemli Danışmanı Dr. Salih el-Haslan ise İran ile İsrail arasındaki son savaştan sonra Körfez ülkelerinin izlemesi gereken 3 yol belirledi:

Birincisi: İran ile daha fazla temas kurmak ve sivil amaçlı barışçıl bir programa sahip olma hakkına sahip olmakla birlikte herhangi bir askeri nükleer programı kabul etmediklerini açıkça belirtmek.

İkincisi: Körfez ülkeleri İran'a, davranışlarını değiştirmesi koşuluyla bölgesel ve uluslararası izolasyondan kurtulmasına yardımcı olacaklarına dair olumlu bir mesaj göndermeli.

Üçüncüsü: İran'daki ılımlı seslerin güçlendirilmesi.

El-Haslan, “Son savaş Körfez ülkelerinin bölgesel güvenlik üzerine düşünmeleri gerektiğini gösterdi. Bir yıl önce Körfez ülkeleri bölgesel güvenlik vizyonlarını ortaya koydular. Artık Körfez ülkelerinde istikrar ve güvenliği korumak ve komşuları İran ve Irak ile sürdürülebilir barış dediğimiz bir güvenlik çerçevesine ulaşmak için bu vizyonu gerçekleştirecek bir mekanizma hakkında konuşmanın zamanı geldi” ifadelerini kullandı.

dfvgyju

Körfez Araştırmaları Merkezi Güvenlik ve Savunma Programı Direktörü Mustafa el-Ani'ye göre ABD'nin İran'ın nükleer tesislerine yönelik saldırıları programın yaklaşık yüzde 90'ını yok etmiş olabilir.

ABD bu ayın başlarında sığınak delici bombalarla donatılmış bombardıman uçaklarıyla İran'ın kilit nükleer tesislerini hedef alan bir saldırı gerçekleştirmiş, İran da ertesi gün Katar'da ABD güçleri tarafından kullanılan el-Udeyd Üssü’ne füze saldırısıyla karşılık vererek Körfez ülkelerinin kınamalarına yol açmıştı.

El-Ani, İsrail ve ABD'nin harekâtının anlık bir olay olmadığını, en az 10 yıllık bir istihbarat toplama çalışmasının sonucu olduğunu belirtti. El-Ani, “İyi planlanmış bir operasyondan bahsediyoruz… Bu basit bir planlama değildi ve nükleer programın şu ana kadar yaklaşık yüzde 90 oranında yok edildiğinden hiç şüphem yok” şeklinde konuştu.

İran'ın maruz kaldığı saldırıdan sonra toparlanmasının pek mümkün olmadığını ifade eden el-Ani, İranlıların nükleer programa devam etmek istemeleri halinde, bugün konuşulanların ‘çatışmanın sonunun başlangıcı’ olduğunu belirtti. El-Ani, “Şimdi soru şu: İran toparlanabilir mi? Amerikalılar ve İsrailliler her an saldırabilecekleri bir bombanın yapımını engellemek için tekrar geri geleceklerinden ötürü toparlanamayacağından hiç şüphem yok” dedi.