Bilim insanları kellik sorunu yaşayanların saçlarının yeniden çıkmasını sağlayan yeni bir tedavi yöntemi buldu

Kellik sorununun ilk aşamalarını gösteren bir adam (Arşiv- Reuters)
Kellik sorununun ilk aşamalarını gösteren bir adam (Arşiv- Reuters)
TT

Bilim insanları kellik sorunu yaşayanların saçlarının yeniden çıkmasını sağlayan yeni bir tedavi yöntemi buldu

Kellik sorununun ilk aşamalarını gösteren bir adam (Arşiv- Reuters)
Kellik sorununun ilk aşamalarını gösteren bir adam (Arşiv- Reuters)

İngiltere merkezli Daily Mail gazetesi, bilim adamlarının kellik sorunu yaşayanların saçlarının yeniden çıkmasını sağladığı kanıtlanan yeni bir tedavi yöntemi bulduklarını duyurdu. Habere göre söz konusu tedavide, yağ dokusundan alınan kök hücreleri kullanılıyor.
Androgenetik alopesi (AGA) olarak bilinen kellik, erkek tipi kellik ve kadın tipi kellik olarak da biliniyor. Nedeni ise genetik, hormonal ve çevresel faktörler olarak gösteriliyor.
Güney Kore'deki Pusan ​​Ulusal Üniversitesi Hastanesi araştırmacıları, erkeklerin yaklaşık yüzde 50'sinin ve 50 yaş üzeri kadınların yine yaklaşık yüzde 50’sinin kellik sorunundan mustarip olduğunu söylüyor.
Araştırmacı ekip, sık görülen bir sorun olan kellikten mustarip olan ve bulunan yeni tedavi yöntemini kullanan kişilerde 16 hafta sonra ‘saç sayısında önemli bir artış’ gözlemlendiğini aktardı. Çalışma, 29’u erkek, 9’u kadın olmak üzere toplam 38 hasta üzerinde yapıldı.
Çalışmaya katılanlar, kellik sorununun hayati bir tehlikesi olmasa da, kellik sorunu olan kişinin kendine olan güvenini azaltabileceğini ve bu durumun psikolojik etkileri olabileceğini söylüyorlar.
Saç dökülmesine karşı Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onaylı birkaç ilaç olsa da daha etkili tedavilerin önemli yan etkileri olabiliyor.
Bu yeni tedavi yöntemi, bilim adamlarının yağ dokusunun, hücrelerin gelişmesine yardımcı olan büyüme hormonları salgıladığını keşfetmesiyle bulundu.
Tedaviyi geliştiren araştırmacılar, kök hücreleri daha doğru bir şekilde inceledi ve saç köklerinin boyutunu artıran büyüme faktörlerine yol açabileceklerini buldu.
Araştırmacı Profesör Sang Yup konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Son çalışmalar, bu yeni tedavi yönteminin, alopesi olan kadınlarda ve erkeklerde saç çıkmasını artırabileceğini göstermiştir” dedi.
Prof. Yup şöyle devam etti:
“Bununla birlikte, kellik tedavisi için yağ dokusundan türetilen kök hücre bileşenleriyle yapılan tedavi yönteminin etkileri ve güvenirliği konusunda sıradan insanların deneyimleri henüz ortaya konmadı.”
Bilim adamları, bu yeni yöntemin etkili olup olmadığını görmek için kellik sorunu olan orta yaşlı insanlar üzerinde bir çalışma yaptı.
Çalışmaya katılan 38 hastanın yarısına yağ kaynaklı kök hücre bileşenleri, diğer yarısına büyüme hormonu içermeyen sentetik maddeler verildi.
Araştırma ekibinin üst düzey üyesi Young-jin Tak, “16 hafta sonra kök hücre kullanan grupta, hem saç sayısında hem de saç kökü boyutunda önemli bir artış görüldü” dedi.
Araştırmacılar, sonuçların bu yöntemin diğer saç çıkarma yöntemlerine kıyasla ‘muazzam bir potansiyele’ sahip olabileceğini gösterdiğinden saç yoğunluğunu artırabileceğini gösterdiğini söyledi.



Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Bilim insanları dilin haritasını çıkardı

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Diliniz kilo vermenizde anahtar olabilir mi? Yeni araştırma sayesinde bilim insanları bunun mümkün olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar ilk kez dilin ve şekerli tatları alan tat reseptörünün üç boyutlu yapısının haritasını çıkardı.

Bu reseptörler tatlı tadı veren çok sayıda farklı kimyasal maddeyi algılayabiliyor ve ekşi ya da acı tatlar için kullanılanlar gibi diğer reseptörlerin aksine çok hassas olmayacak şekilde evrimleşmiş. Bu da enerji ihtiyacımız nedeniyle şekerli gıdalara yönelmemize ve onları arzulamamıza neden oluyor.

Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre, bu tatlı tat reseptörünün daha iyi anlaşılması, onu düzenleyecek ve şekere olan iştahımızı değiştirebilecek şeylerin keşfedilmesini sağlayabilir.

Columbia Üniversitesi ve Howard Hughes Tıp Enstitüsü'nde doktora sonrası araştırmacı olan Dr. Juen Zhang yaptığı açıklamada, "Şekerin obezitede oynadığı öncü rol göz ardı edilemez" dedi.

Bugün şekerin yerine kullandığımız yapay tatlandırıcılar, şeker yeme arzumuzu anlamlı şekilde değiştirmiyor. Artık reseptörün neye benzediğini bildiğimize göre, daha iyi bir şey tasarlayabiliriz.

Zhang, Cell adlı akademik dergide yayımlanan bulguların ortak baş yazarı.

Bu dönüm noktasına ulaşmak için Zhang ve ortak yazarları üç yıl çalıştı.

Reseptörü analiz etmek için kriyo-elektron mikroskopi adılı tekniği kullandılar. Dilin ve tatlı reseptörünün 3 boyutlu yapısının görüntülerini yakalamak için elektron ışınları ateşlediler.

İki ana yarıdan oluşan reseptör, sinekkapan bitkisine benzeyen bir bileşen içeriyor. Bağlanma cebi adı verilen bu parçanın yapısını bilmek, bazı insanların tatlılara karşı neden bu kadar hassas olduğunun daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir.

Columbia Zuckerman Enstitüsü'nde baş araştırmacı ve çalışmanın ortak yazarı Dr. Anthony Fitzpatrick, "Bu reseptörün bağlanma cebini kesin bir şekilde tanımlamak, işlevini anlamak için kesinlikle hayati önem taşıyor" dedi.

"Tam şeklini bilerek, tatlandırıcıların neden ona bağlandığını ve reseptörü aktive eden veya işlevini düzenleyen daha iyi molekülleri nasıl geliştirebileceğimizi veya keşfedebileceğimizi anlayabiliriz" diye ekledi.

Tatlı tat reseptörü ağızda bulunmasına rağmen, vücudun her yerinde mevcut. Dolayısıyla, haritalar metabolizmayı inceleyen ek araştırmaları destekleyebilir. Bu araştırma, obeziteye karşı süregelen mücadeleye inanılmaz derecede yardımcı olabilir.

Obezite, her 5 çocuktan birini ve her 5 yetişkinden ikisini etkilediği ABD'de üstesinden gelinmesi gereken büyük bir sorun. Dahası, çok fazla şeker tüketmek kalp çevresinde ve karın bölgesinde daha fazla yağ birikimiyle ilişkilendiriliyor ki bu da kişinin sağlığı açısından riskli bir durum.

Fitzpatrick laboratuvarında araştırma teknisyeni ve çalışmanın ortak yazarı Andrew Chang, "İnsanlara yardımcı olabilmek için bilim anlayışımızı ileriye taşımaya çalışıyoruz" dedi.

Independent Türkçe