Latin Amerika’da kaydedilen koronavirüs vakaları yarım milyonu aşarken uzmanlar ise salgının Temmuz öncesinde doruğa ulaşmayacağını düşünüyor. Bölgede dün, geçen haftanın aynı gününe göre yüzde 132 oranında bir artışla toplamda 33 bin 159 vaka kaydedildi.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Nisan ayı sonlarından bu yana, küresel salgının (pandemi) bir sonraki merkez üssünün Latin Amerika olacağı, bilhassa Brezilya’da patlama yaşanacağı konusunda uyarıda bulunuyor. Nitekim düne kadar 349 bin 113 vakanın doğrulandığı Brezilya, vaka sayısı bakımından dünyadaki ikinci sıraya yerleşti; ülkede üst üste üç gün binin üzerinde can kaybı kaydedildi.
Yeni vaka sayısındaki hızlı artış göz önüne alındığında Meksika'daki son rakamlar da endişe verici. Aynı şekilde son zamanlarda kaydedilen vakalarda keskin bir artışın görüldüğü Arjantin, Peru ve Şili'de katı izolasyon prosedürleri alınmaya başlandı. Ancak en ciddi durum ise şuana kadar 22 bin 165 can kaybının kaydedildiği Brezilya’da yaşanıyor. Zirâ Devlet Başkanı Jair Bolsonaro, eyalet yöneticileri tarafından alınan izolasyon önlemlerini reddederek ekonomik faaliyetlerin ve normal hayatın devamı çağrısında bulunuyor. Zirâ Brezilya yerel makamları, izolasyon prosedürleri belirleme konusunda kendilerine tam yetki vermiş olan Yüksek Mahkeme'ye sığınmıştı. Diğer yandan bu süreçte ülkedeki sağlık bakanı görevden alınırken yeni gelen bakan ise bir aydan az bir süre içerisinde istifa etti.
Geçen ay sonlarında Brezilya da binin üzerinde günlük vaka kaydeden ülkeler –ABD (2 bin 612), Fransa (bin 417), Çin (bin 290), İngiltere (bin 172)- arasına katıldı. Brezilya makamları tarafından Kovid-19 tedavisinde sıtma ilaçlarının önerilmesini açıkça ve doğrudan bir şekilde eleştiren WHO ise salgının kontrolden çıkmasını önlemek için daha sıkı izolasyon önlemleri çağrısında bulundu. Nitekim Bolsonaro, sağlık otoritelerinin bu ilacın yan etkileri konusundaki uyarılarına rağmen hidroksiklorokin ilacının kullanılmasını tavsiye ediyor.
“Bolsonaro virüsü” ile mücadele
Brezilya’nın 46 milyon nüfus ile en büyük eyaleti olan Sao Paulo eyaleti yöneticisi, “Hem koronavirüs hem de Bolsonaro virüsü ile mücadele etmek zorunda kalıyoruz” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda, hala izolasyon önlemlerini kaldırma siyasetine uyum sağlayacak bir sağlık bakanı arayışında olan Bolsonaro’nun tutumunu eleştirdi.
ABD'nin Avrupa ülkelerine uyguladığı seyahat kısıtlamalarını kaldırmaya hazırlandığını söyleyen ABD Başkanı Donald Trump, Brezilya’dan gelenlerin ülkeye girişini ise yasaklamayı düşündüğünü açıkladı. Zirâ Sao Paulo ve Rio de Janeiro toplu mezarların medyada yayınlanan şok edici görüntüleri, Brezilya’daki korkunç durumu gözler önüne serdi. ABD’li uzmanlar ise Brezilya'daki gerçek vaka sayılarının resmi olarak açıklanandan çok daha fazla olduğu konusunda uyarıda bulundu.
Dün üst üste üç gün boyunca 400 üzerinde ölüm teyit eden ve çeyreğini sağlık çalışanlarının oluşturduğu vaka sayılarında artış kaydeden Meksika, ticari ve sanayi faaliyetlerin devam etmesi hakkında bu hafta aldığı kararı geri çekti. Böylece, izolasyon önlemlerinin önümüzdeki ay başlangıcına kadar uzatılması kararı alındı. Ancak Meksika'daki durum, WHO uzmanları için büyük bir endişe olmaya devam ediyor. Zirâ hükümet tarafından açıklanan önlemler, bağlayıcılığı olmayan tavsiye niteliğini koruyor; bunları ihlal edenler herhangi bir cezaya çarptırılmıyor.
Brezilya gibi Meksika da salgının ekonomiyi vurabilecek felaket yansımalarından korkuyor. Öyle ki, Bolsonaro bu konuda yaptığı açıklamada, uzun vadede gerçekleşebilecek olan bu yansımaların insani kayıplardan çok daha şiddetli olacağını düşünüyor. Meksika aynı zamanda zayıf sağlık sisteminden ve vakalardaki yüksek ve hızlı artışı karşılayamamaktan mustarip.
Pandemi öncesinde dahi sıkı izolasyon önlemleri uygulayan ilk ülkelerden biri olan Arjantin ise sağlık krizi sona erene kadar vatandaşlarının yurtdışından dönmesini engellemişti. Ancak yeni vaka sayısının geçen hafta başından bu yana artmaya başlaması dolayısıyla, salgının önümüzdeki ayın ortalarında zirveye ulaşacağı bekleniyor.
Arjantin’deki bu durum, kritik finansal ve ekonomik krizle de örtüşüyor. IMF ve diğer vereceklilerle müzakereler boşa çıkarken, yeni bir iflasın eşiğinde olunduğu düşüncesi, toplumsal huzursuzluğa neden oluyor. Bu yüzden de, ekonomik faaliyetlerin durdurulması, alınan karantina önlemleri ve geçen yılın sonlarından bu yana yaşanan zorlu gıda krizi gölgesi altında isyan ve ayaklanma dalgaları baş gösteriyor.
Diğer yandan, 115 bin 754 vakanın kaydedilediği Peru’da ise hastaneler vakaları karşılamakta zorluk çekiyor. Doktorlar, vakaları tedavi etmenin neredeyse imkansız olduğunu, zirâ yeterli solunum cihazının bulunmadığını bildiriyor. Latin Amerika’da ilk izolasyon ve karantina önlemleri uygulayan ilk ülkelerden olmasına rağmen özellikle başkent Lima’da geçen haftadan bu yana yüksek vakalar kaydedilmeye devam ediyor. Sağlık hizmetleri eksikliğinden mustarip bölgelerdeki yerli nüfustan yüzlerce kişinin koronavirüse yakalandığı teyit edildi.
Cuma günü 4 bin yeni vakanın kaydedildiği Şili’de, sağlık yetkilileri önümüzdeki günlerde özellikle kritik vakalarda hızlı bir artış olacağı konusunda uyarıyor. Ekvador ise salgını kontrol altına almak için bölgesel ve uluslararası sağlık kuruluşlarına yardım çağrısında bulundu. Nitekim pandemi, zaten kötü sağlık sisteminden mustarip bu ülkede çoğu başkent Guayaquil’de olmak üzere 3 bin 96 kişinin ölümüne neden oldu.