Petrol analistleri, fiyatların varil başına 40 doları aşmayacak şekilde yükselmesini bekliyor

ABD’deki bir petrol sondajı (Reuters-Arşiv)
ABD’deki bir petrol sondajı (Reuters-Arşiv)
TT

Petrol analistleri, fiyatların varil başına 40 doları aşmayacak şekilde yükselmesini bekliyor

ABD’deki bir petrol sondajı (Reuters-Arşiv)
ABD’deki bir petrol sondajı (Reuters-Arşiv)

Dünya genelinde 43 analisti kapsayan bir ankete göre petrole yönelik talebin artmasıyla petrol fiyatlarının bu sene kademeli olarak yükselmesi beklenirken, ABD ve Çin arasındaki gerilim yeni tip koronavirüsten (Kovid-19) etkilenen pazar için endişe verici olarak görülüyor.
Reuters’da yer alan ankete göre Brent ham petrolün Nisan ortalaması olan 35.84 doların yaklaşık yüzde 5 üzerine çıkarak, 2020'de varil başına ortalama 37.58 dolara ulaşması bekleniyor.
Batı Teksas (WTI) tipi ham petrolün ise geçen ay 31.47 dolar olan varil fiyatının ortalama 32,78 dolara yükseleceği tahmin ediliyor.
Brent ham petrolü, geçen ay koronavirüs salgını ışığında taleplerin azalması nedeniyle son 21 ayın en düşük seviyesine gerilemişti.
Ancak Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve Rusya önderliğindeki ülkelerin oluşturduğu OPEC + grubunun arz kesintilerine yönelik güçlü bir şekilde bağlılık göstermesi, Brent ham petrolün Mayıs ayı başından bu yana yaklaşık yüzde 39 oranında artış yaşamasına yardımcı olmuştu.
Enerji piyasası analisti olan Marshall Stevez, “Talep artışı önümüzdeki hafta ve aylarda çok yavaş olabilir ancak yıl içinde kademeli olarak artması bekleniyor” dedi.
Ancak ABD ile Çin arasındaki gerginlik, küresel ekonomik çalkantıların uzun süre devam edeceği ihtimalini artırıyor.



Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
TT

Trump, Fed Başkanı Jeremy Powell’ı görevden alabilir mi?

Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)
Trump, 2018’de Powell’ı Fed başkanı olarak atamıştı (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump’ın, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ı görevden alacağına dair iddialar gündemden düşmüyor.

Trump, dünkü açıklamasında Powell’ı görevden almasının “pek olası” görünmediğini söylemişti. Cumhuriyetçi lider, Powell'ın çok kötü bir iş çıkardığını savunmuş, Fed başkanının görev süresinin dolmak üzere olduğuna da işaret etmişti. 

Reuters’ın analizinde, Trump’ın Powell’ı görevden alma yetkisine sahip olup olmadığının belirsiz kaldığına dikkat çekiliyor. 

1913 tarihli Merkez Bankası Yasası, Fed Yönetim Kurulu üyelerinin yalnızca “geçerli bir gerekçe” gösterilerek görevden alınabileceğini söylüyor. Ancak sözkonusu “geçerli gerekçe” hukuken tanımlanmış değil. 

Genel kabul bunun yolsuzluk veya görevi kötüye kullanma gibi ciddi durumlara işaret ettiği yönünde, dolayısıyla politik görüş ayrılığı bu kapsama girmiyor. Cumhuriyetçi lider uzun süredir faiz indirimi için Powell’a baskı yapıyor.

Diğer yandan Powell’ın hem Fed başkanı hem de Fed Yönetim Kurulu üyesi olması süreci daha da karmaşıklaştırıyor. Powell’ın Fed başkanlığı görevi, Mayıs 2026’da sona eriyor ancak Yönetim Kurulu üyeliği 2028’e kadar sürecek. Trump, onu bir şekilde Fed başkanlığından alsa bile Merkez Bankası’nın kararları üzerinde hâlâ etkili olabilir. 

Analizde, Trump’ın Powell’ı iki pozisyondan almaya çalışmasının en tartışmalı adım olacağına ve sürecin mahkemeye taşınabileceğine işaret ediliyor. 

Wall Street Journal’ın (WSJ) haberinde de Trump’ın, faiz indirimi taleplerine yanıt vermeyen Fed’in bağımsızlığını sonlandırmaya çalıştığı yazılıyor. 

Amerikan gazetesinin analizinde, konuyla ilgili Türkiye’de atılan bazı adımlar örnek olarak gösteriliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, dönemin Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı 20 Mart 2021’de görevden aldığı hatırlatılıyor. Bundan iki gün önce Merkez Bankası, politika faizini yüzde 17’den 19’a çıkarmıştı.

Analizde, Erdoğan’ın faiz oranlarının düşürülmesinin şirketlerin borçlanma maliyetlerini azaltarak enflasyonu düşüreceğini savunduğuna dikkat çekiliyor. Bu yaklaşımın, düşük faiz oranlarının ekonomik faaliyeti teşvik ederek fiyatları yukarı çektiği yönündeki yaygın kabul gören ekonomik ilkelerle çeliştiği yazılıyor.

2022’de enflasyonun yüzde 72’ye ulaştığı, Türk Lirası’nın ABD doları karşısında yaklaşık yüzde 60 değer kaybettiği anımsatılıyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Wall Street Journal