Sahte paraları birkaç saniyede tespit etmek için yeni ‘3D mikro-optik’ teknolojisi

Yeni teknoloji paradaki 3D mikro-optik güvenlik özelliğine dayanıyor
Yeni teknoloji paradaki 3D mikro-optik güvenlik özelliğine dayanıyor
TT

Sahte paraları birkaç saniyede tespit etmek için yeni ‘3D mikro-optik’ teknolojisi

Yeni teknoloji paradaki 3D mikro-optik güvenlik özelliğine dayanıyor
Yeni teknoloji paradaki 3D mikro-optik güvenlik özelliğine dayanıyor

ABD merkezli Crane Currency şirketi, herhangi bir kişinin sahte parayı birkaç saniyede kolayca anlamasını sağlayacak yeni bir para basma teknolojisi geliştirdi.
Banknot ve pasaport gibi güvenli belgelerin basılmasında kullanılan kağıtları üreten Crane Currency şirketi tarafından tasarlanan paralarda kullanılan yeni ‘3D mikro-optik’ güvenlik özelliği, bir simgeye odaklanarak görüntünün hologram olarak görünmesini sağlayacak.
Böylelikle, insanlar nakit işlemi sırasında ellerindeki paralara birkaç saniye bakarak, sahte olup olmadığını kontrol edebilecek.
Teknoloji konusunda uzman TechExplorer şirketine göre Crane Currency, Özbekistan ve Karayip Denizi'ndeki Aruba adasında dolaşımda olan paraları 3D mikro-optik güvenlik özelliğini kullanarak tasarladı.
Birmingham Üniversitesi’nde Görsel Algı konusunda uzman olan Profesör Jane Raymond, “Çoğu insan ellerindeki banknotlara güveniyor. Genellikle aceleyle ve ışığın kötü olduğu yerlerde paraları kontrol ediyor. Bu nedenle sahte paraları tanımak da zorlaşıyor. Yeni güvenlik özelliği, paranın sahte olup olmadığını birkaç saniyede anlama konusunda kolay ve net göstergeler sağlayacak” dedi.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news