Steve Carell Şarku’l Avsat’a konuştu: Ciddiyet ve komedi, başarılı bir çalışmanın karışımıdır

Steve Carell’in yer aldığı “Space Force” (Uzay Gücü) dizisinden bir sahne.
Steve Carell’in yer aldığı “Space Force” (Uzay Gücü) dizisinden bir sahne.
TT

Steve Carell Şarku’l Avsat’a konuştu: Ciddiyet ve komedi, başarılı bir çalışmanın karışımıdır

Steve Carell’in yer aldığı “Space Force” (Uzay Gücü) dizisinden bir sahne.
Steve Carell’in yer aldığı “Space Force” (Uzay Gücü) dizisinden bir sahne.

Prodüksiyon şirketi 3 Arts Entertainment bu sene başında, Harrison Ford'un başrol aldığı “The Call of the Wild” (Vahşetin Çağrısı) ve Kumail Nanjiani ve Issa Rae’nin başrollerini paylaştığı “The Lovebirds” filmlerini piyasaya sürmüştü. Ancak şirketin önde gelen yapımı, mayıs ayında Netflix tarafından yayınlanmaya başlanan “Space Force” (Uzay Gücü) dizisi oldu.
Öncelikle Space Force, Star Wars (Yıldız Savaşları) serisi gibi bir uzay macerası değil. Ya da Star Trek (Uzay Yolu) filminde olduğu gibi bilinmeyen bir uzay uçuşunu da anlatmıyor. İlk 10 bölümünün dünyada geçtiği dizideki olayların çoğu Çin ve bilhassa Rusya’nın uzaya doğru bir yarış gerçekleştirmeye ve gezegenlerdeki varlıklarını sürdürmeye hazırlandığını hisseden Beyaz Saray'ın emriyle kurulan bir uzay merkezinde yaşanıyor.
Dizinin ilk bölümlerinden birinde, bu komedi dizisinin kahramanı Steve Carell ile bir ABD uzay aracının varışı öncesinde bir Çin uzay aracının aya iniş yaptığını görüyoruz. Nitekim Çin, bir ülkenin diğer gezegenlere yerleşip buralara sahip olmasını engelleyen uluslararası yasa ve anlaşmaları göz ardı ederek ayın geniş bir bölümünde hak iddia ediyor.
General Mark Naird, egemenliğin yasalara aykırı olduğunu hatırlamaya çalıştığında Çinli yetkili ise bu noktada onunla tartışmak istemeyerek iletişimi kesiyor. Ancak yenilgiyi kabul etmeyen bir yapıda olan General Naird’in ilk 10 bölümde birden fazla cephede savaştığını görüyoruz. Dizide, ABD’nin uzay yeteneklerini geliştirmesi (Başkan Donald Trump birkaç hafta önce ABD'nin yeni ve eşsiz bir tür uzay silahı geliştirdiğini açıklamıştı), Naird’in çok sevdiği karısının hapis cezasına çarptırılmış olması (bir ordu komutanının başına böyle bir şey geldiği hiçbir dizide görülmedi), başka bir general ile sandalye rekabeti ve çekişmesi, birtakım duygusal meseleler ve kızı Erin’in de bunlara dahil olması gibi olaylar yer alıyor.
Tüm cephelerde savaşan, liderlik yeteneklerini doğrulamak için adamlarını eğiten, idarede, pratikte ya da askeriyede zorluklarla karşılaşan General Naird, kararlılık ve inatçılıkla tüm bunların üstesinden geliyor. Dizinin yeni bölümlerinde başka konulara da yelken açılacağı izlenimi veriliyor.
Dizi, aynı zamanda farklı siyasi çerçevelerde ortaya çıkan önemli konuları da gündeme getiriyor. Uzay bahsini kazanma gayreti, çelişkili görüş ve düşüncelere sahip asker ve sivillerden oluşan ve küçük bir askeri komuta konseyi, bir dizi ulusal meseleler, aynı zamanda astronomideki küresel pozisyonlar da bunlardan bazıları.
Tüm bu ciddi meselelerin ve tutumların ortasında Naird’i sürekli olarak çatık kaşlı bir halde görmüyoruz. Aksine başarılı ve yetenekli bir komedyen olan Steve Carell adeta sürrealizm bahçelerinde dolanıyor.
Televizyonda gösterilen sıradan dizilere benzemeyen Space Force, 40’ar dakikalık bölümlerden oluşan bir film tadında. Oyuncu listesinde Naird’in emri altındaki uzay bilimci rolündeki John Malkovich de yer alıyor. Ancak Malkovich’in canlandırdığı karakter, Naird’i eleştirebilecek, hatta sözlerini ciddiye almadığı takdirde istifasını sunabilecek kadar cüretkar.
Dizide Naird’in çevresinde birçok karakter olmasına rağmen, ikisi arasındaki ilişki ön plana çıkıyor. İnatçı bir general ve kültürlü bir bilim adamı... Yer yer güldüren, yer yer ciddileşen ikilinin performansları  harika.
Böyle bir dönemde tüm toplantılar ya da sanatçılarla yapılan söyleşiler gibi Steve Carell ile yaptığım röportaj da internet üzerinden gerçekleşti. Bedensel hareketlerini tutum ve diyaloglarına son derece uyumlu kullanan Carell, sinemada 50’den fazla, televizyon programı ve dizilerde ise 20’den fazla rol oynadı. Ardından da senarist Greg Daniels’in yanında yapım ve yayında katkısının geçtiği Space Force’da yer aldı.
Parçası olduğu projeye tam larak hakim olduğunu belli eden Carell, dizinin ciddi konulara mizahi yaklaşımına dair şunları söylüyor:
Sanırım mesajın farklı kitlelere ulaşmasını sağlayan tek yaklaşım bu. Önemli siyasi ve sosyal meseleler bekleyenlerin hayal kırıklığına uğramayacağı gibi, komedi isteyenler de aradıklarını bulacak. Bu meseleler, dizide komedi ile birlikte servis ediliyor. Nitekim ciddiyet ve komedi başarılı bir çalışmanın karışımıdır.

-Dizinin ilk bölümlerinden birinde, birisi General’e şu anki işinden çok farklı bir mesleği düşünüp düşünmediğini soruyor. Peki, siz kendinize bu soruyu hiç sordunuz mu? Oyunculuk haricinde seçeneğiniz var mı?
Oyunculuğu her zaman severdim. Ancak bana aslında eskiden başka işlerde de çalışabildiğimi hatırlattın. Bir zamanlar ticari kurumlarda çalışma imkanım vardı. İlk başta avukat olmayı düşünüyordum. Düşününce garip geliyor tabii. Ancak zaten asıl istediğim olan oyunculuk seçimimden şu anda memnunum. 
                                                             
- Space Force’da duygusal, kişisel, politik ve bilimsel olarak dile getirilen birçok konuya yer verilmiş. Yetkili kişilerin uzay uğruna yarıştaki davranışlarından bahsediliyor. Çin, ABD’ye yanıt vermemek gibi bir tutum takınıyor. Peki, sizin bu konulardan en çok dikkatinizi çeken hangisi?
Güzel bir soru. Hepsini bir araya getirdiğimizde ortaya kapsamlı bir konu çıkıyor. Ülkeler ve farklı toplumlar arasında verimli bir iş birliğini zorunlu kılan, zor küresel koşullardan geçiyoruz. Space Force da bugün dünyamızda ihtiyaç duyduklarımızın gölgesi altında dolaylı olarak karşılanan birkaç konuyu gündeme getiriyor. Bence dizinin arka plandaki fotoğraf bugün yaşadıklarımızın bir eleştirisidir.

- Ciddi meseleleri mizahi bir bakış ile sunmak krizlere verilecek yanıtta olumlu bir yaklaşım mıdır?
Elbette. Ancak senaryonun iyi, mizahın ise yerinde olması gerekiyor.

- Oynadığınız karakteri oluşturan unsurları nasıl tanımlarsınız?
Çalışmak için yaşayan, verdiği doğru ya da yanlış kararlarda katı olan tecrübeli bir asker. Yanlış yapıyor olsa da bunu itiraf etmiyor. Ancak bundan sonra biraz daha değişiyor. Hırslı bir kişilik. Perde arkasında nasıl çalışılacağını biliyor. Kazanımlarının, fikirlerinin ve eylemlerinin arkasında duruyor. Komuta konseyinde birçok zorlukla karşı karşıya kalsa da ihanet etmiyor. Ancak bu çatışmalardan kârlı çıkmayı da başarıyor.

- Hedeflerden herhangi biri gerçeği yansıtıyor mu? Yani kapalı toplantılarda çatışmalar, eleştiriler ya da ironiler oluyor mu?
Hiç böyle bir toplantıya katılmadım elbette. Ancak ortağım Daniels ile gerçekleştiğini düşündüklerimizden ilham aldık. Belki birebir olmayabilir. Zaten bugün eskisinden çok daha farklı bir dünyada yaşıyoruz. Sunduklarımızın çoğunun gerçekleri sınırlı yansıttığını düşünüyorum.

- Dizinin altı yönetmeni var. Uyumu nasıl yakalıyorsunuz?
Uzun uzun konuşup hazırlık yaparak. Yönetmenlerin biz yapımcıların belirlediği yaklaşımı benimsemeleri ve belirlenen koşullardan da sapılmaması gerekiyor. Nitekim bu yeni bir şey değil. Tüm televizyon dizileri ve programları, yönetmenlerin çokluğuna rağmen niteliklerini korumaya ve belirli şartlarda birleşmeye çalışır.

-John Malkovich ile çalışmayı nasıl tanımlarsınız? Zirâ dışarıdan bakıldığında karakterler mükemmel görünüyor. Birlikte çalışması gereken zıt karakterlere benziyorlar
Doğru, tüm sanat eserlerinde aralarında görüş ve tutum uyumsuzluğu olan en az iki karakter olmalı diye düşünüyorum. Böylece izleyicinin dikkati sağlanır. Bence biz de bu tezatlığı doğru bir yöntemle kullandık. Fiziksel olarak dahi farklıyız.

- Koridordaki sahnede sizden geride kalıyor ve “Koşuyor musun?” diye soruyor. Bu, ikiniz arasındaki fiziksel farkı özetliyor.
Aynen öyle. Tüm drama türleri karakterlerin bir araya değil de karşı karşıya gelmelerinden oluşur. Normaldir.



Romantik komedilerin gözdesi: Şeytan sonsuz evetlerde saklı

Amerikalı aktör, eşi Camila Alves ve üç çocuğuyla Teksas'ta yaşıyor (Warner Bros/Arşiv)
Amerikalı aktör, eşi Camila Alves ve üç çocuğuyla Teksas'ta yaşıyor (Warner Bros/Arşiv)
TT

Romantik komedilerin gözdesi: Şeytan sonsuz evetlerde saklı

Amerikalı aktör, eşi Camila Alves ve üç çocuğuyla Teksas'ta yaşıyor (Warner Bros/Arşiv)
Amerikalı aktör, eşi Camila Alves ve üç çocuğuyla Teksas'ta yaşıyor (Warner Bros/Arşiv)

Matthew McConaughey romantik komedilerin gözde oyuncularından olsa da artık 55 yaşında ve daha fazlasını çekmek istemiyor. 

Çarşamba yayımlanan Good Trouble with Nick Kyrgios adlı podcast'te programa adını veren ünlü tenisçiye konuşan aktör, Hollywood'dan niye ayrıldığını anlatmaya "Şeytan sonsuz evetlerde saklı, hayırlarda değil. 'Hayır' demek en az bir o kadar önemli. Özellikle belli bir başarı ve erişim seviyesine geldiyseniz" diyerek başladı.

Amerikalı yıldız, yapımcılara kızgınlığını şu ifadelerle belirtti:

Romantik komedilerle uğraşırken 'romantik komedi adamı' bendim. O benim alanımdı ve seviyordum. İyi para kazandırıyordu, ben de çalışıyordum. O kulvarda o kadar güçlüydüm ki dışına çıkmak istediğimde 'Hayır, hayır, hayır. Hayır, McConaughey!' diyorlardı. Bu yüzden istediğimi yapamadım ve Teksas'taki çiftliğe taşındım.

McConaughey doğup büyüdüğü memleketi Teksas'a taşındıktan sonra eşi Camila Alves'e "istediği roller teklif edilmedikçe Hollywood'a dönmeme" sözü verdiğini de ifade etti.

"Birisinin blöf yapmadığını gördüğünüzde bu size çekici gelir" diyerek bu "asi" tavrın kendisine yardımcı olduğunu vurguladı.

2000'lerde McConaughey, aralarında Darısı Başıma (The Wedding Planner), Bir Erkek 10 Günde Nasıl Kaybedilir? (How to Lose a Guy in 10 Days), Altın Şans (Fool's Gold) ve Hayalet Sevgililerim'in (Ghosts of Girlfriends Past) de bulunduğu romantik komedilerde yıldızını parlatmıştı.

2010'larda bu tarzdan kaçarak drama yanaşmış ve 2014'te biyografik film Sınırsızlar Kulübü'ndeki (Dallas Buyers Club) etkileyici performansıyla Akademi Ödülü kazanmıştı. 

McConaughey, True Detective'in ilk sezonunda Rustin "Rust" Cohle rolüyle Emmy'ye aday gösterilmişti.

Independent Türkçe, Variety, USA Today