Suudi Arabistan'da koronavirüs vakaları arttı kritik vaka oranı yüzde 5'e çıktı

Yollar yeniden hareketlenmeye başladı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Yollar yeniden hareketlenmeye başladı (Fotoğraf: Beşir Salih)
TT

Suudi Arabistan'da koronavirüs vakaları arttı kritik vaka oranı yüzde 5'e çıktı

Yollar yeniden hareketlenmeye başladı (Fotoğraf: Beşir Salih)
Yollar yeniden hareketlenmeye başladı (Fotoğraf: Beşir Salih)

Suudi Arabistan, geçen haftanın ortasına kadar koronavirüs (Kovid-19) vaka sayısı ve kritik vakalar açısından istikrarlı ve güven verici seviyede ilerliyordu, ancak Suudi Sağlık Bakanlığı tarafından dün yapılan basın açıklamasında, bazı vatandaşların sağlık kurallarına ve sosyal mesafeye dikkat etmemesi bu durumun değişmeye başladığı bildirildi. Bakanlık, vaka artışı konusunda halkı uyardı.
Sağlık Bakanlığı, bir haftada ilk kez günde 2 bin vaka sayısı sınırının dün aşıldığını duyurdu. Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre, Suudi Arabistan’da kaydedilen 2 bin 171 vaka ile toplam vaka sayısı 91 bin 182 kişiye ulaşırken, 2 bin 369 iyileşen hasta ile toplam iyileşen hasta sayısı 68 bin 159’a çıktı. Ayrıca, 30 hastanın öldüğü ve ülkede Kovid-19 kaynaklı ölümlerin 579’a yükseldiği bildirildi.
Suudi Arabistan, Ramazan Bayramı boyunca devam eden sokağa çıkma yasağından sonra  Perşembe günü normal hayata kademeli olarak dönmenin ilk aşamalarını başlattı ve daha sonra Pazar günü, Haziran sonuna kadar devam edecek ikinci aşamaya geçti.
Sağlık Bakanlığı Sözcüsü Dr. Muhammed el-Abdulali, Bakanlığın yaşlılar ve kronik hastalıkları olanlar arasında son günlerde kritik vaka sayısında bir artış kaydettiğini belirtti ve  sağlık yönergelerine uyma, sosyal mesafe ve tıbbi maske takmanın önemini vurguladı.
Dr. Muhammed, özellikle 26 Mayıs Pazartesi gününe kadar Suudi Arabistan'daki kritik vakaların oranının, toplam vakaların yüzde 2'sinden daha az olduğu için hala güven verici olduğunu, ancak bu durumun geçen hafta değiştiğini ve son bir haftada Suudi Arabistan'daki enfekte vakalardan kritik vakaların oranını yaklaşık yüzde 5'e çıkardığını söyledi.
Şarku’l Avsat, Başkent Riyad'daki bir dizi çarşı ve mağazaya düzenlediği turda, çoğunluğun sağlık yönergelerine uyduğunu, ancak bazılarının tıbbi maske kullanmadığını ve sosyal mesafe kuralına uymadığını, mağazaların ise herkesi girişte maske takmaya zorladığını gözlemledi.

Tıbbi malzemeler listesi
Suudi Arabistan Yerel İçerik ve Devlet İhale Kurumu, 29 ürün içeren zorunlu tıbbi malzeme listesinin ilk örneğini yayınlandığını duyurdu. Liste; maske, sağlıkçılar için koruyucu giysiler, tıbbi aletler için sterilizasyon malzemeleri ve diğer birçok tıbbi malzeme gibi virüsü önleyecek ürünleri içeriyor.
Bu ürünler, "İtimat" platformu kapsamında devlet ihaleleri için dahil edilecek. Sağlık ve tıbbi endüstrilerdeki tedarik sözleşmeleri için rekabet edenler, ulusal ürünlerin zorunlu listesinde yer alan ürünleri, hükümet iş ve tedarik sözleşmelerini uygularken ulusal üreticilerden satın almak zorunda kalacak.
Kurum, listede yer alan ulusal tıbbi malzeme ürünlerinin belirli kriterlere tabi olduğunu, bunların en önemlisinin bu ürünleri üretmek için en az 3 ulusal fabrikanın sağlanması ve yerel üretim kapasitelerinin devlet talebini karşılayabilmeleri ve pazarlama iznine sahip olmaları olduğunu belirtti.
Yerel İçerik ve Devlet İhale Kurumu CEO'su Abdurrahman es-Samari, zorunlu tıbbi malzeme listesinin ilk versiyonunun verilmesinin, koronavirüs salgınının sonuçları karşısında özel sektörü desteklediğini ve özellikle tıbbi malzeme konusunda kendi kendine yeterliliği teşvik ettiğini vurguladı.

12 binden fazla kişi ülkeden ayrıldı
Suudi Arabistan’daki "Geri Dönüş" platformu yaptığı açıklamada, ülkede ikamet eden 12 bin 798 kişinin ülkelerinin dönüşlerini kabul ettikten sonra Krallık’tan ayrıldığını ve Suudi Arabistan sakinlerinden "çıkış, dönüş ve nihai" vizesi ve her türlü vizeye sahip olanların,  ülkeleri onayladıktan sonra hava yoluyla ülkelerine seyahat etmelerinin mümkün olacağını duyurdu.
Ayrıca, "Abşer" platformunda bulunan "Geri Dönüş" girişimindeki çıkış, dönüş ve nihai vizesi ve diğer her türlü vizeye sahip olan kayıtlı kişi sayısının, 23 Nisan’dan düne kadar farklı milletlerden 178 bin 452 kişiye ulaştığı açıklandı.



Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
TT

Cidde'de Filistin'i destekleme ve İsrail'in tek taraflı adımlarını reddetme konusunda uluslararası mutabakat sağlandı

Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)
Kudüs'teki Kubbetü's-Sahra ve Mescid-i Aksa'nın uzaktan görünümü (Reuters)

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde, işgal altında bulunan Filistin’deki gelişmelere ilişkin düzenlenen istişare toplantısının ardından ortak bir bildiri yayımlandı. Toplantıya, İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Genel Sekreterliği, Arap Birliği ve Afrika Birliği (AfB) Komisyonu’ndan üst düzey heyetler katıldı. Toplantının, Filistin meselesinin seyri ile bölgesel ve uluslararası yansımaları konusunda üç kuruluş arasındaki siyasi eşgüdümün arttığını ortaya koyduğu belirtildi.

Bildiride, ABD Başkanı tarafından açıklanan ve Ekim 2025’te Mısır’ın Şarm eş-Şeyh kentinde Mısır-ABD himayesinde, Katar ve Türkiye’nin katılımıyla düzenlenen Uluslararası Barış Zirvesi’nde imzalanan barış planının, kan dökülmesinin durdurulması, insani yardımların engelsiz şekilde ulaştırılması, İsrail işgal güçlerinin çekilmesi ve normal hayata dönüş için gerekli koşulların hazırlanması açısından temel bir çıkış noktası olduğu vurgulandı. Planın, Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nin 2803 sayılı kararıyla kabul edildiği ve geri dönülmez biçimde ‘iki devletli çözüm’ yolunun açılmasını hedeflediği kaydedildi.

Bu çerçevede üç kuruluş, Gazze Şeridi’nde ya da Batı Şeria’da Filistin halkının zorla yerinden edilmesini hedefleyen her türlü girişim ve planı kesin bir dille reddettiklerini belirtti. Bildiride, bu tür adımların savaş suçu ve uluslararası insancıl hukukun açık ihlali olduğu, ayrıca bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe doğrudan tehdit teşkil ettiği ifade edildi. İsrail’in Refah Sınır Kapısı’nın tek yönlü açılmasına ilişkin açıklamaları da sert şekilde kınanarak, Gazze Şeridi’ni yaşanamaz bir bölge haline getirmeyi amaçlayan politikaların sonuçlarına karşı uyarıda bulunuldu.

Ortak bildiride, İsrail makamlarının Gazze Şeridi’ne uyguladığı kuşatma ve sistematik aç bırakma politikası kınandı. İsrail’in Refah Sınır Kapısı ile tüm kara ve deniz geçişlerini kalıcı ve güvenli şekilde açmaya zorlanması, insani yardımların herhangi bir kısıtlama olmaksızın ulaştırılmasına izin verilmesi çağrısı yapıldı. Ayrıca Doğu Kudüs dahil Batı Şeria’da yerleşim faaliyetlerinin genişletilmesi, keyfi tutuklamalar, ilhak planları, sözde İsrail egemenliğinin dayatılması, şehir ve mülteci kamplarına baskınlar, altyapının tahrip edilmesi ve nüfusun zorla yerinden edilmesi gibi uygulamaların tehlikesine dikkat çekildi.

Bildiride, tüm İsrail yerleşimlerinin hukuka aykırı olduğu vurgulanarak, bunların dağıtılması ve boşaltılması gerektiği ifade edildi. İşgal güçlerinin koruması altında artan aşırı yerleşimci şiddetine karşı uyarıda bulunulurken, uluslararası topluma bu suçların faillerinin uluslararası ceza hukuku çerçevesinde hesap vermesini sağlama ve BM Güvenlik Konseyi’nin 904 sayılı kararı uyarınca yerleşimcilerin silahsızlandırılmasını hayata geçirme çağrısı yapıldı.

Bildiride, Kudüs’e ilişkin olarak İsrail’in işgal altındaki kentte siyasi, coğrafi ve demografik yapıyı değiştirmeyi amaçlayan tüm uygulamaları reddedildi. Açıklamada, başta Mescid-i Aksa olmak üzere İslam ve Hristiyan kutsal mekânlarının tarihî ve hukuki statüsünün korunmasının zorunlu olduğu vurgulandı.

Ortak bildiride ayrıca, işgal hapishanelerindeki Filistinli mahkûmlara yönelik zorla kaybetme, işkence, infaz ve kötü muamele dahil ağır ihlaller kınandı. Aşırı sağcı İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir’in, tutuklu lider Mervan Bergusi’nin hücresini basarak hayatını tehdit ettiğine dikkat çekilerek, mahkûmların akıbetinin ortaya çıkarılması, korunmalarının sağlanması ve serbest bırakılmaları için uluslararası baskı çağrısı yapıldı.

Üç kuruluş, uluslararası toplumu İsrail’i tüm ihlallerinden dolayı hesap vermeye zorlayacak somut adımlar atmaya ve cezasızlık politikasına son vermeye davet etti. Bu çerçevede, başta Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) ve Uluslararası Adalet Divanı (UAD) olmak üzere ulusal, bölgesel ve uluslararası yargı mecralarının devreye sokulması gerektiği vurgulandı. Açıklamada, Filistin halkı için uluslararası korumanın sağlanmasının zorunlu olduğu ifade edildi. Bildiride ayrıca, Filistin Kurtuluş Örgütü’nün (FKÖ) Filistin halkının tek meşru temsilcisi olduğu teyit edilerek, Filistin hükümetinin Gazze Şeridi dahil tüm işgal altındaki Filistin topraklarında sorumluluklarını tam olarak üstlenmesinin desteklenmesi talep edildi.

Bildiride, Suudi Arabistan’ın Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nun 80’inci oturumunda açıkladığı Filistin Yönetimi’nin mali sürdürülebilirliğine yönelik acil koalisyon girişimi memnuniyetle karşılandı. Tüm ülkelere bu girişime katılma ve Filistin hükümetine mali destek sağlama çağrısı yapıldı. Ayrıca, 12 Eylül 2025’te BM Genel Kurulu’nda kabul edilen ve Filistin meselesinin barışçıl çözümü ile iki devletli çözümün uygulanmasına ilişkin konferansın sonuçlarını onaylayan karar da olumlu karşılandı. Söz konusu konferansın, Suudi Arabistan ve Fransa’nın eş başkanlığında New York’ta düzenlendiği hatırlatıldı.

Açıklamada, UAD’ın İsrail’in işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki yükümlülüklerine ilişkin danışma görüşü takdir edilirken, Birleşmiş Milletler Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) görev süresinin üç yıl uzatılması kararı memnuniyetle karşılandı. Ajansa siyasi, hukuki ve mali desteğin sürdürülmesinin gerekliliği vurgulanarak, rolünü veya yetkisini zayıflatmayı hedefleyen girişimler reddedildi.

Bildirinin sonunda, Eylül 2025’te Filistin devletini tanıyan ülkelerin tutumları takdir edilirken, diğer ülkelere de Filistin devletini tanımaları ve BM’de tam üyeliğini desteklemeleri çağrısı yapıldı. Bunun, iki devletli çözümün hayata geçirilmesinin temel unsurlarından biri olduğu belirtildi. Açıklamada, bölgede adil ve kalıcı barışın ancak İsrail işgalinin sona erdirilmesi, 4 Haziran 1967 sınırları temelinde, başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin devletinin uluslararası meşruiyet kararları ve Arap Barış Girişimi doğrultusunda kurulmasıyla mümkün olacağı vurgulandı.


Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
TT

Suudi Arabistan'ın Tuwaiq projesi kapsamındaki ilk savaş gemisi denize indirildi

Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)
Wisconsin'de Majesteleri Kral Saud gemisinin denize indirilme töreninden, (SPA)

ABD'nin Wisconsin eyaletinde düzenlenen özel bir törenle, Tuwaiq projesi kapsamında üretilecek dört Suudi savaş gemisinden ilki olan "Majesteleri Kral Saud" gemisi denize indirildi.

Gemi, Suudi Arabistan Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Korgeneral Muhammed El-Garibi tarafından, Suudi Arabistan ve Amerikan tarafından çok sayıda üst düzey subay ve yetkilinin katılımıyla denize indirildi.

Korgeneral el-Garibi, genel olarak silahlı kuvvetlerin ve özellikle deniz kuvvetlerinin Suudi liderliğinden aldığı sınırsız desteğin, modernizasyon ve kalkınmada önemli ilerlemeler kaydedilmesine katkıda bulunduğunu vurguladı. Tuwaiq projesinin, Suudi Arabistan'ın en son askeri teknolojilere dayanan, modern ve profesyonel bir deniz kuvveti oluşturma taahhüdünü ve personelinin ileri eğitim ve nitelik programlarını somutlaştırdığını ifade etti.


Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
TT

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Burhan ile görüştü

Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)
Prens Muhammed bin Salman, Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan'ı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Başbakanı Muhammed bin Selman, dün Riyad'daki el-Yemame Sarayı'ndaki ofisinde Sudan Geçiş Dönemi Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el-Burhan ve beraberindeki heyetle bir araya geldi.

Görüşmede, Sudan'daki son gelişmeler, bunların sonuçları, güvenlik ve istikrarın sağlanması için gösterilen çabalar gözden geçirildi.