Ürdün koronavirüs kısıtlamalarını adım adım gevşetiyor… İşte yürürlüğe girecek kararlar

Ürdün’de ibadethanelerin yeniden ibadete açılmasının öncesinde başkent Amman’daki bir camide yapılan sterilizasyon çalışmalarından bir kesit (AFP)
Ürdün’de ibadethanelerin yeniden ibadete açılmasının öncesinde başkent Amman’daki bir camide yapılan sterilizasyon çalışmalarından bir kesit (AFP)
TT

Ürdün koronavirüs kısıtlamalarını adım adım gevşetiyor… İşte yürürlüğe girecek kararlar

Ürdün’de ibadethanelerin yeniden ibadete açılmasının öncesinde başkent Amman’daki bir camide yapılan sterilizasyon çalışmalarından bir kesit (AFP)
Ürdün’de ibadethanelerin yeniden ibadete açılmasının öncesinde başkent Amman’daki bir camide yapılan sterilizasyon çalışmalarından bir kesit (AFP)

Ürdün hükümeti, Mart ayının ortalarından bu yana uygulanan kısıtlamaların hafifletilmesinden sonra, çeşitli ekonomik sektörlerde hayatı normale döndürmeye, vilayetlerdeki karantina uygulamalarını ve vatandaşların hareket özgülüğünü kısıtlayan yasakları kaldırmaya yönelik kararlar alındığını vurguladı.
Ürdün Başbakanı Ömer er-Rezzaz, önceki gün, gece geç saatlerde Twitter üzerinden yaptığı açıklamada, ülkesinin “önemli bir gevşeme sürecinin eşiğinde” olduğunu vurgulayarak, bir sonraki aşamada hükümetin uygulayacağı “sistematik prosedürler ve standartlar” üzerinde çalıştığını ve söz konusu aşama için alınan önlemleri yakın bir zamanda açıklayacaklarını ifade etti.  
Konunun ayrıntıları hakkında bilgi veren Ürdün hükümet kaynakları, yakında açıklanacak olan söz konusu kararlara göre, kısmi yasak saatlerinin azaltılmasının ardından, vatandaşların akşam saatlerinde hareket etmelerine izin verileceğini, beklenen kararın hemen öncesinde önümüzdeki hafta başı itibariyle restoranlar ve kafeteryaların belirli bir kapasiteyle çalışmak şartıyla yeniden açılacağını vurguladı.
Şarku’l Avsat’a açıklamada bulunan kaynaklar ayrıca, alınan bu kararla vatandaşların sabah saat 8’den akşam saat 22.00’a kadar sokağa çıkmalarına müsaade edileceğini belirtirken, ayrıca turistik restoranların yeniden çalışmaya başlaması ve müşteri kabul etmesiyle eş zamanlı olarak, sabahın erken saatlerindeki kısmi yasakları sınırlamaya yönelik bir çalışma yapıldığını vurguladı. Ayrıca iç turizm hareketliliğine yönelik faaliyetleri yeniden başlatmaya hazırlık olarak, vilayetlerde uygulanan karantina önlemlerinin kaldırıldığını belirtti.
Hükümet tarafından açıklanan önleyici tedbirler kapsamında yakında yürürlüğe girecek olan kararlar, önümüzdeki Cuma gününden itibaren camilerde Cuma namazlarının kılınmasına izin verilmesinin arifesinde geldi. Alınan kararda, hükümet tarafından alınan önlemlere uymanın gereğini vurguladı.
Ekonomik sektörler, sağlık otoriteleri tarafından izlenen önleyici tedbirler ve sıkı sağlık koşulları altında faaliyetlerine yeniden başlamayı talep ederken, bu sektörler arasında yer alan restoranlar ve kafeteryalarda, sosyal mesafe kuralının uygulanması için kapasitenin yalnızca yüzde 50’sinin kullanmasının taahhüt edilmesi şartı getirildi.
Ürdün Krallığı’nda önceki gün yurtdışından gelen kamyon şoförleri ve yurtdışından döndükten sonra karantina tedbirleri kapsamında otellerde ikamet eden öğrenciler arasında 9 kişide koronavirüs tespit edildi. Böylece ilk vakanın tespit edildiği günden bu yana ülkede toplam 755 yeni tip koronavirüs (Kovid-19)  vakası kayıtlara geçti. Bunlardan 146’sının tedavisine devam edilirken, hükümet Krallıkta kısmi yasaklar uygulamaya, vilayetlerde yeni tedbirler almaya, üniversiteleri ve okulları kapalı tutmaya, kamu sektöründe çalışanların sayısını azaltmaya devam ediyor.
Özel sektör çalışanlarının iki aylık (Mayıs ve Haziran) maaşlarının yüzde 30 ila yüzde 60’a kadar düşürülmesine olanak sağlayan Ürdün Başbakanı Ömer er-Rezzaz’ın açıklamalarının yansımaları devam ederken, Başbakanın açıklaması insan hakları örgütleri tarafından da tepkiyle karşılandı.
Yapılan bu açıklama milletvekilleri ve hukukçular arasında bir öfke dalgası meydana getirirken, atılan adım Ürdün çalışma piyasasının en büyük bölümünü teşkil eden özel sektör çalışanlarına yönelik olarak hükümetin sorumluluklarını terk ettiği şeklinde yorumlandı.
Bu karar, koronavirüs salgınının patlak vermesinden bu yana ülkedeki kapsamlı ve kısmi karantinadan en çok etkilenen geniş yelpazedeki sektörleri kapsıyor. Bu sektörler arasında, Mart ayının ortalarından bu yana baskı yapamayan kağıt ve medya sektörü de yer alıyor. Gazeteciler sendikasının hükümetten doğrudan destek alma girişiminin başarısızlığa uğraması sektörün salgından etkilenmesinin sebepleri arasında görülüyor.



Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
TT

Tunuslu muhalif Şeyma İsa, hapishanede başladığı açlık grevinin dokuzuncu gününde

Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)
Siyasi aktivist Şeyma İsa (AFP)

Tunus ana muhalefet partisi Ulusal Kurtuluş Cephesi (NSFT) üyesi ve siyasi aktivist Şeyma İsa, tutukluluk koşullarını protesto etmek için başladığı açlık grevinde dokuzuncu gününe girdi.

1 Aralık'ta muhalefet tarafından düzenlenen yürüyüşe katılan İsa, devlet güvenliğine karşı komplo kurmak suçundan Temyiz Mahkemesi tarafından verilen bir kararla sivil polisler tarafından gözaltına alındı. Muhalif aktivist, hapishaneye girer girmez açlık grevine başladı.

Şeyma İsa (45), 2023 yılının şubat ayında yakalanmış, gözaltında tutulmuştu ve aynı yılın temmuz ayında serbest bırakılmıştı. Birinci Derece Mahkemesi tarafından 18 yıl hapis cezasına çarptırılan İsa’nın cezası temyiz sonucunda 20 yıla çıkarılmıştı.

İsa'nın yanı sıra aynı davayla bağlantılı olarak NSFT lideri, tanınmış siyasetçi Ahmed Necib eş-Şabi (82) de tutuklandı ve 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. Muhalif Avukat Ayaşi Hammami (66) de terör suçlamasıyla beş yıl hapis cezasına çarptırıldı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) Ortadoğu ve Kuzey Afrika Bölümü Müdür Yardımcısı Bessam Havaci, “Tunus muhalefetinin önemli simalarının tutuklanması, Cumhurbaşkanı Kays Said'in tek başına iktidarına alternatif olan her şeyi ortadan kaldırma planının son adımıdır. Bu tutuklamalarla Tunuslu yetkililer, siyasi muhalefetin çoğunu etkili bir şekilde hapse atmayı başardı” değerlendirmesinde bulundu.

Tunus muhalefeti ve NSFT, 25 Temmuz 2021'de olağanüstü hal (OHAL) ilan edip ardından yeni bir siyasi sistem kurarak geniş yetkilerle iktidarını sürdüren Cumhurbaşkanı Kays Said'in yönetimine karşı çıkıyor ve demokrasinin yeniden tesis edilmesini talep ediyor. Şarku’l Avsat’ın aldığı bilgiye göre buna karşın yetkililer tutuklananları hükümeti devirmeye ve devlet kurumlarını yıkmaya teşebbüs etmekle suçluyor. Muhalefet ise mevcut rejimi tutuklulara karşı siyasi suçlamalar uydurmak ve yargıyı emirlerine boyun eğdirmekle suçluyor.


Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
TT

Hamas, İsrail medyasına konuştu: “Filistin devleti kurulursa silah bırakırız”

İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)
İsrail'in 70 binden fazla Filistinliyi öldürdüğü savaşta Hamas, Gazze Şeridi'nin neredeyse yarısını hâlâ kontrol ediyor (AP)

Hamas, ateşkesin ikinci aşamasına geçilmesini desteklediklerini ve silah bırakmaya açık olduklarını duyurdu.

Adının paylaşılmaması şartıyla Times of Israel'e konuşan Hamas yetkilisi, Filistin devletinin kurulmasını sağlayacak müzakerelerin başlatılması halinde silah bırakacaklarını söylüyor:

Bu zorla veya ültimatomlarla yapılamaz. İsrail iki yıl boyunca Hamas'ı silahsızlandırmak için tüm askeri gücünü kullandı ama işe yaramadı. Silah bırakma meselesi siyasi bir sorunla bağlantılıdır ve bu nedenle siyasi bir çözüm gerektirir.

Yetkili, Filistinlilerin 78 yıllık İsrail işgaline karşı silahlı mücadele hakkının olduğunu belirterek, 1967 sınırlarının esas alınacağı bir Filistin devleti kurulması taleplerini yineliyor.

Gazze savaşının sonlandırılması için ABD öncülüğünde hazırlanan 20 maddelik barış planı 10 Ekim'de devreye girmişti. Anlaşmanın garantörleri arasında Türkiye, Mısır ve Katar var.

Plan kapsamında Hamas'ın silah bırakması ve Gazze'nin geleceğinde söz sahibi olmaması isteniyor. Bunun yerine Gazze Şeridi'nin yönetiminin Filistinlilerin yer alacağı bir teknokratlar komitesine geçici olarak devredilmesi planlanıyor. ABD Başkanı Donald Trump'ın başkanlık edeceği Barış Kurulu'na ek olarak bölgeye Uluslararası İstikrar Gücü (ISF) konuşlandırılması öngörülüyor.

Anlaşmanın ilk aşamasında Hamas ve İsrail arasında rehine takası gerçekleştirilmişti. Ayrıca İsrail askerleri belirlenen "sarı hatta" geri çekilmişti. Haberde, İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin yüzde 53'ünü kontrol ettiği belirtiliyor.

İsrail, Hamas'ın elindeki 28 rehinenin hepsini teslim etmeden ikinci aşamaya geçilmeyeceğini duyurmuştu. Filistinli örgüt şimdiye dek 27 rehineyi İsrail'e gönderdi. Ancak 7 Ekim saldırısında öldürülen İsrailli polis memuru Ran Gvili'nin naaşı hâlâ Gazze'de. Hamas yetkilisi, cesedin yerini bulmak için çalışmaların sürdüğünü söylüyor.

İkinci aşama kapsamında Barış Kurulu üyelerinin belirlenmesi ve Gazze'ye güvenlik gücü konuşlandırılması hedefleniyor. Bu aşamaya geçiş için Hamas'ın silah bırakmayı kabul etmesi gerekli. Bunun ardından İsrail askerleri daha gerideki bir hatta çekilecek.

Trump ikinci aşamaya "çok yakında geçileceğini" söylemiş fakat bir takvim açıklamamıştı. Ocak itibarıyla Gazze'ye ISF askerlerinin gönderilmesi planlanıyor.

Hamas yetkilisi, 7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nda esir alınan kişileri ilk etapta operasyondan kısa süre sonra bırakmayı düşündüklerini söylüyor.

Ancak İsrail'in saldırıları durdurmaması ve arabulucular tarafından savaşın sonlandırılacağına dair garantiler sunulmaması nedeniyle bu plandan vazgeçtiklerini ifade ediyor.

ABD Başkanı Donald Trump'ın öncülüğünde hazırlanan plana göre ISF, Hamas'ın silahsızlandırılmasında da rol oynayacak.

Öte yandan Hamas yetkilisi, ISF kontrolündeki böyle bir sürece yanaşmayacaklarını belirterek, güvenlik gücü askerlerinin Gazze'de İsrail ordusuyla Filistin halkı arasında "tampon bölge" görevi görmesi gerektiğini savunuyor.

Ayrıca silahsızlanma karşılığında İsrail ordusunun tamamen Gazze'den çekilmesini talep ettiklerini aktarıyor.

7 Ekim 2023'te düzenlenen Aksa Tufanı'nın sonuçlarından pişmanlık duymadıklarını söyleyen Hamas yetkilisi, dünya kamuoyunun İsrail'in gerçek yüzünü görmesini sağladıklarını vurguluyor:

Tarihi değiştirmeyi başardık. Dünya gözlerini açtı, Filistinlilerin yaşadıklarını ve İsrail'in ne suçlar işlediğini gördü.

IDF ve Yahudi yerleşimciler işbirliği yapıyor

Diğer yandan İsrail Savunma Kuvvetleri'nin (IDF), Batı Şeria'daki Yahudi yerleşimcilerle aktif işbirliği yaptığı aktarılıyor.

İsrail'in kamu yayıncısı Kan'ın hazırladığı Zman Emet (Gerçek Zamanlı) programına katılan Tuğgeneral Avi Bluth, ISF'nin "sınır bölgelerinde çiftlikler kurmaları için yerleşimcilerle tam işbirliği içinde hareket ettiğini" söyledi.

Bluth, bu işbirliğinin özellikle geçen yıl temmuzda hızlandırıldığını belirtti.

Independent Türkçe, Times of Israel, Haaretz


Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
TT

Muhammed bin Salman ve eş-Şara Suriye ekonomisini canlandırma çabalarını görüştü

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)
Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman, geçen şubat ayında Riyad'da Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'yı kabul etti (SPA)

Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Salman bin Abdulaziz, dün Suriye Devlet Başkanı Ahmed eş-Şara'dan telefon aldı.

Prens Muhammed bin Salman ve Ahmed eş -Şara, Suudi Arabistan ve Suriye arasındaki ikili ilişkilerin çeşitli yönlerini ve bu ilişkileri bir dizi alanda güçlendirme fırsatlarını gözden geçirdiler.

İki taraf ayrıca ortak ilgi alanlarına giren konuları ve Suriye'de güvenlik ve istikrarın pekiştirilmesi ile ekonomik toparlanmanın sağlanması çabalarını görüştü.