Beynimizin hangi bölgesinin renkleri algıladığı keşfedildi

Bilim insanları insan gözünün milyonlarca rengi algılayabilecek kapasitede olduğunu belirtiyor (Unsplash)
Bilim insanları insan gözünün milyonlarca rengi algılayabilecek kapasitede olduğunu belirtiyor (Unsplash)
TT

Beynimizin hangi bölgesinin renkleri algıladığı keşfedildi

Bilim insanları insan gözünün milyonlarca rengi algılayabilecek kapasitede olduğunu belirtiyor (Unsplash)
Bilim insanları insan gözünün milyonlarca rengi algılayabilecek kapasitede olduğunu belirtiyor (Unsplash)

Farklı üniversitelerden bilim insanlarının katılımıyla gerçekleştirilen araştırma, renkleri gördüğümüz şekilde kodlayan beynimizin farklı bölgelerini tanımladı.
Medical Express'in haberinde, bilimsel araştırmalar sayesinde uzun zamandır, kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi gibi farklı renklerin doğaya özgü olmadığının, beynimizin ışığı işleme biçiminin bir parçası olduğunun bilindiği belirtildi. Bahsi geçen yeni araştırmayla birlikte bir adım daha atılmış oldu.
Renk ve parlaklık algısı üzerinde çalışmalar yürüten Prof. Steven Shevell, “Bunun görsel yolun neresinde gerçekleştiğini göstermeyi başardık. Bu tıpkı, fiziksel dünyanın zihin dünyamızdaki  sinirsel yansımalara neden olan sinirsel devreleri gösteren bir yol haritası gibi” dedi.
Beyin taramalarını ve yeni bir tekniği kullanan araştırmanın yazarları, birincil görme korteksinin, deneyimlediğimiz renkleri tam olarak yansıtmadığını keşfetti. Öte yandan, görsel yolun üst kısımlarının aslında gördüğümüz renk tonlarıyla ilişkili olduğu belirtildi.
Makale, Proceedings of the National Academy of Sciences isimli bilimsel yayında yayımlandı.
Shevell’in laboratuvarından önceki çalışmalara dayanan araştırma ekibi, deneylerini ışığın iki farklı dalga boyu arasında ileri geri hızla yer değiştiren teknikle gerçekleştirdi. Değişiklik saniyede 6 kez gerçekleşse de, gözlemciler bir renkten diğerine kaymadan önce birkaç saniye boyunca kesintisiz bir renk gördü.
Elde edilen verileri inceleyen araştırmacılar, üst görsel korteksteki faaliyetin araştırmada yer alan gözlemcilerin gördüğü renklerle eşleştiğini buldu.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, bu çalışmanın fiziksel olarak ışığın göze girmesiyle, renk olarak görme algısına ilişkin deneyime geçişin açıklanmasında önemli bir adım olduğu ifade edildi.
Çalışmanın Sungkyunkwan Üniversitesi, Florida Atlantik Üniversitesi ve Chicago Üniversitesi’nden araştırmacıların işbirliğiyle gerçekleştirildiği aktarıldı.
Araştırmacılar, yeni bulguların görme sürecinin farklı alanlarının renk algısına geçişte oynadığı rolün belirlenmesinde önemli olanaklar sağlayacağını düşünüyor.
Shevell, “Geçişin nasıl gerçekleştirdiğini göstermeyi başaramadık. Sadece bunun meydana geldiğini gösterdik. Bunun nasıl oluştuğunu anlamak istiyoruz” dedi. 



3 milimetrelik sanat eseri: Yeni keşfedilen salyangoza Picasso adı verildi

Anauchen picasso (Gojšina ve diğerleri)
Anauchen picasso (Gojšina ve diğerleri)
TT

3 milimetrelik sanat eseri: Yeni keşfedilen salyangoza Picasso adı verildi

Anauchen picasso (Gojšina ve diğerleri)
Anauchen picasso (Gojšina ve diğerleri)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Tayland'da keşfedilen yeni ve küçük bir salyangoz türüne, kabuğunda görülen tuhaf ve karmaşık geometrik desenler nedeniyle efsanevi ressam Pablo Picasso'nun adı verildi.

Sadece 3 milimetre büyüklüğündeki türe, kabuğundaki dikdörtgen açılı kıvrımlar nedeniyle Anauchen picasso adı verildi.

"'Normal' kabuk şekillerine sahip diğer salyangozların kübist bir yorumuna benzeyen" bu kıvrım örüntüleri, araştırmacıları salyangoza Picasso'nun adını vermeye sevk etti.

ZooKeys adlı akademik dergide yayımlanan çalışmada bilim insanları, "Bu tür, Kübizm diye bilinen sanat akımını andıran, Pablo Picasso tarzında boyanmış yuvarlak kıvrımlara sahip bir Anauchen'e benziyor" diye yazdı.

Bilim insanları, kahverengi, konik kabuğunun derin bir birleşme noktasıyla ayrılmış 4,5-5 kıvrımdan oluştuğunu söylüyor.

Kabuğun spiralini kesen birkaç düzensiz aralıklı beyazımsı çizgi var.

Araştırmada Kamboçya, Myanmar, Laos, Tayland ve Vietnam'dan 46 yeni mikro salyangoz türünü tanımlanıyor.

Bunlar, kabuk boyutları 5 mm'den küçük olan ve çoğunlukla Güneydoğu Asya'da, eski Hindiçin, Endonezya ve Filipinler'in yanı sıra Çin'in bazı bölgelerinde bulunan küçük kara salyangozları.

Dağılımları daha batıya, Hindistan üzerinden Pakistan'a kadar uzanıyor ve çeşitlilikleri önemli ölçüde azalmış durumda.

Araştırmacılar ayrıca salyangozları genel kabuk şekli, kabuk yüzey dokusu ve duvar aralıklarının düzenine göre benzer gruplara ayırarak sınıflandırmak için yeni bir yöntem öneriyor.

Yeni türlerin birçoğu yakın zamanda toplanırken, diğerleri 1980'lerde biriktirilmiş olan Florida Doğa Tarihi Müzesi koleksiyonunda keşfedildi.

Bilim insanları, "Kabuklarının boyu 5 mm'den küçük olsa da bu salyangozlar gerçek birer güzellik! Kabukları olağanüstü bir karmaşıklık sergiliyor" diyor.

"Örneğin, açıklığı (kabuğun "açıklığı"), büyük olasılıkla yırtıcılara karşı yararlı olan çok sayıda diş benzeri bariyerle donatılmış" diye açıkladılar.

Yeni türlerin birçoğunun yukarı veya aşağı doğru dönen bir açıklığa sahip olduğu bulundu, bu da bazı türlerin kabuklarını ters taşıdığı anlamına geliyor.

Araştırmacılar, farklı salyangozları duvar açıklıkarına ve kabuktaki son kıvrımın yönüne göre ayırt edebildi.

Bilim insanları, 1980'lerde bazı salyangozların bulunduğu yerlerin ormansızlaşma ve kireçtaşı ocakları nedeniyle çoktan tahrip edilmiş olabileceği uyarısını yapıyor.

Çalışma, Güneydoğu Asya'da yerel olarak endemik kara salyangozlarının karşı karşıya kaldığı bu büyük tehditlerin altını çiziyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news/science