Hartum, Beşir’in Lahey’e sevkini görüşmeye hazır

Geçen Aralık ayında Hartum'daki duruşmalarında Beşir (AFP)
Geçen Aralık ayında Hartum'daki duruşmalarında Beşir (AFP)
TT

Hartum, Beşir’in Lahey’e sevkini görüşmeye hazır

Geçen Aralık ayında Hartum'daki duruşmalarında Beşir (AFP)
Geçen Aralık ayında Hartum'daki duruşmalarında Beşir (AFP)

Sudan hükümeti dün, Darfur bölgesinde savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlediği gerekçesiyle Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından aranan Cancavid milisleri lideri Ali Kuşayb’ın teslimini memnuniyetle karşıladığını açıkladı. Aynı zamanda, azledilen Devlet Başkanı Ömer el-Beşir de dahil olmak üzere UCM tarafından aranan diğer sanıkların mahkemeye çıkarılmasının görüşülmesi hakkındaki tutumunu daha önceden de ifade edildiği gibi yeniden vurguladı.
UCM Başsavcısı Fatou Bensouda, Sudan makamlarına eski Devlet Ömer el-Beşir ve iki yardımcısı başta olmak üzere kalan kişileri de mahkemeye teslim etme çağrısında bulundu. Bensouda, Kuşayb’ın gönüllü olarak mahkemeye teslim olmasını ve Lahey'e tehcirini ‘Darfur davasındaki önemli bir başarı’ olarak nitelendirdi. Nitekim Ömer el-Beşir rejiminin 2013’te bu bölgede işlediği vahşet, Birleşmiş Milletler (BM) ve diğer uluslararası kuruluşların raporlarına göre 500 binden fazla kişinin ölümüne neden olmuştu.
Kuşayb, aylar önce Batı Sudan'daki Darfur bölgesi ile sınırları olan Orta Afrika Cumhuriyeti’ne yönelmiş; UCM’ye teslimi hakkında Salı günü yapılan resmi açıklama öncesinde büyük bir askeri grup ile sınırı geçmişti.
Başsavcı Bensouda, mahkemenin adli prosedürleri Roma Statüsü gereklerine uygun olarak, aynı zamanda sanığın haklarına ve mahkemenin gözetimi ile yetkisi altındaki gerekli hukuki sürece tam saygı gösterecek şekilde izleyeceğini açıkladı. Ayrıca Sudan makamlarına yönelik, gerekçesiz gecikme yaşanmadan Darfur kurbanlarının aileleri için adaleti sağlama çağrısını yineledi. Darfur hakkındaki tutuklama emirlerinin eski Başkan Ömer el-Beşir, eski Savunma Bakanı Abdurrahim Muhammed Hüseyini Beşir’in yardımcılarından Ahmed Harun ve bölgedeki isyancı lider Abdallah Banda aleyhinde yürürlükte olduğunu kaydetti.
Bensouda, “Sudan hükümeti, geri kalan dört şüpheliyi yargılanmak üzere mahkemeye sevk etmekle yasal olarak yükümlüdür. Bunun yerine, Roma Statüsü uyarınca Sudan, kalan dört şüpheliyle ilgili dürüst bir soruşturma yürüttüğünü, onları mahkeme tarafından verilen tutuklama emirlerinde yer aldığı minvalde yargıladığını UCM hakimlerine kanıtlayabilir” ifadelerinde bulundu.
Başsavcı, Darfur'da yaşananlar hakkında şüpheliler aleyhinde gerçek bir adli kovuşturma yürütmek üzerine mevcut tüm seçenekleri araştırmada Sudan hükümeti ile yürütülen diyaloğu memnuniyetle karşıladı. Kuşayb’ın sınır dışı edilmesine yönelik prosedürlerin izlenmesine katkıda bulunan birçok ülke, kuruluş ve bireyin işbirliğine minnettar olduğunu dile getiren Kuşayb, bunu çok önemli bir gelişme olarak nitelendirdi. Bu hususta “Bilhassa Orta Afrika Cumhuriyeti, Çad ve Hollanda Hükümetleri, BM’nin Orta Afrika Cumhuriyeti'ndeki Çok Boyutlu Entegre İstikrar Misyonu (MINUSCA)” ifadelerini kullandı.
BM Güvenlik Konseyi, 1593 sayılı karara göre Darfur davasını 31 Mart 2005 tarihinde UCM Başsavcılığına sevk etmişti. Başsavcılık, aynı yılın Haziran ayında davayla ilgili soruşturma başlattı; 27 Nisan 2007'de ise Ali Kuşayb aleyhinde tutuklama emri çıkartıldı.
Başsavcı Bensouda, bu gelişmenin engeller ne kadar zor ve süre ne kadar uzun olursa olsun Roma Statüsü’nde öngörülen suçların mücrimlerinin adalete teslim edilmesi karşısında durulamayacağına dair açık ve net bir mesaj gönderdiğini vurguladı. Darfur davası hakkındaki umutlarını kaybedenlerin ya da davayı engellemeye çalışanların varlığına değinen Bensouda, “Odak ve perspektifimizden hiç ödün vermedik; işbirliği, ağ kurma ve gerekli ortaklıkların zorluklarına rağmen başarmaktan vazgeçmedik. Bugün ise bu çabalar sonuç bulmuştur” ifadelerini kullandı.



İsrail'in Gazze Şeridi'ye devam eden son saldırılarında ölü sayısı 100 aştı

İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)
İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)
TT

İsrail'in Gazze Şeridi'ye devam eden son saldırılarında ölü sayısı 100 aştı

İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)
İsrail'in bombardımanı sonucu Gazze'de mültecileri barındıran bir okulda meydana gelen hasarı inceleyen Filistinli bir kız (Reuters)

Filistin basını bu sabah itibarıyla İsrail'in Gazze Şeridi'ne düzenlediği son saldırılarda ölenlerin sayısının 91'e yükseldiğini bildirdi.

Alman Haber Ajansı DPA, Gazze’deki tıbbi kaynaklardan bu sabah İsrail'in Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine düzenlediği hava saldırılarında 63 Filistinlinin öldüğünü aktardı.

Filistin resmi ajansı WAFA’nın kaynaklardan aktardığına göre öldürülenlerden 28’i Gazze’nin orta ve güney kesimlerinde insani yardım almayı bekleyen ve işgalci İsrail güçlerinin açtığı ateş sonucunda hayatını kaybeden Filistinlilerdi.

Gazze'deki Sivil Savunma Müdürlüğü, bu sabah Gazze şehrinin batısında, mültecilerin sığındığı Mustafa Hafız Okulu’na düzenlenen hava saldırısı sonucunda 10 kişinin hayatını kaybettiğini ve çok sayıda kişinin yaralandığını açıkladı.

Gazze’deki sağlık yetkilileri ve hastaneler, geçtiğimiz ay gıda yardımlarının dağıtıldığı merkezlerin yakınlarındaki bölgelerde yüzlerce Filistinlinin öldürüldüğünü açıkladı.

Gazze Şeridi, İsrail'in yaklaşık iki yıldır Hamas Hareketi’ne karşı yürüttüğü askeri harekatın ardından gıda ve diğer temel ihtiyaç maddelerinde ciddi bir kıtlık yaşıyor. İsrail’in saldırıları, Gazze Şeridi’nin büyük bir kısmını enkaza çevirirken 2 milyonluk nüfusun çoğunu yerinden etti.

Binlerce insan yardım dağıtım merkezlerinin çevresinde toplanarak insani yardım malzemelerinin gelmesini sabırsızlıkla bekliyor, ancak yardım tırlarının geçtiği yollarda neredeyse her gün silahlı çatışmalar ve cinayetler yaşandığına dair haberler geliyor.

Gazze’deki sağlık yetkilileri, mayıs ayı sonlarından bu yana 500'den fazla Filistinlinin ABD destekli Gazze İnsani Yardım Vakfı (GHF) tarafından yönetilen yardım merkezlerinin yakınlarında veya Birleşmiş Milletler’e (BM) ait gıda tırlarının geçmesi planlanan bölgelerde üzerlerine açılan ateş sonucu hayatlarını kaybettiğini bildirdi.