Bilim insanlarından büyük kuantum rekoru: 15 trilyon atom dolanık hale geldi

Kuantum dolanıklığın ışınlanma teknolojisinde de kullanılabileceği düşünülüyor (Pixabay)
Kuantum dolanıklığın ışınlanma teknolojisinde de kullanılabileceği düşünülüyor (Pixabay)
TT

Bilim insanlarından büyük kuantum rekoru: 15 trilyon atom dolanık hale geldi

Kuantum dolanıklığın ışınlanma teknolojisinde de kullanılabileceği düşünülüyor (Pixabay)
Kuantum dolanıklığın ışınlanma teknolojisinde de kullanılabileceği düşünülüyor (Pixabay)

Barselona Bilim ve Teknoloji Enstitüsü’nden bilim insanları kuantum dolanıklıkta rekora imza attı. Fizikçilerden oluşan ekip, 15 trilyon atomu dolanık hale getirmeyi başardı.
Futurism’in aktardığına göre bu başarı, kuantum çalışmalarında bir ilk olarak görülüyor. Araştırmacılar bu kitlesel dolanıklığın beyin görüntülemeden karanlık madde tespitine kadar pek çok alandaki teknolojik gelişmelere öncülük edeceğini düşünüyor.
Kuantum fiziğinin önemli bir bileşeni olan dolanıklık, iki ya da daha fazla parçacığın etkileşime girmesiyle oluşuyor. Böylelikle bir parçacıkta gerçekleşen durumlar, diğerini de etkiliyor. Dolanık parçacıklar, özenli bir izolasyon altında uzak mesafelere gönderildiğinde bile birbirini etkilemeye devam ediyor.
Dolanıklık genellikle parçacıkların çarpışmaması için son derece düşük sıcaklıklarda kuruluyor. Ancak rekoru kıran bilim insanları, işlemi bir miktar rubidyum gazını ısıtarak gerçekleştirdi. Bunun sonucunda da 15 trilyon atomun hızla eşlenmesi ve kaotik bir zincirleme reaksiyonun başlaması sağlandı.
Nature Communications’ta yayımlanan çalışmanın başyazarı Jia Kong, “Dolanıklık, kuantum fiziğinin en dikkat çekici olaylarından biridir ama bilindiği üzere çok hassas ve kırılgandır. Dolanıklıkla ilgili teknolojilerin çoğunun, sıcaklığın düşük olduğu ortamlarda uygulanması gerekiyor. Sıcak ve dağınık bir ortamda dolanıklığın korunup korunamayacağı ilgimizi çeken bir soru" dedi.
Yeni tekniğin kuantum bilgisayarlarda kullanılıp kullanılmayacağı henüz belirsiz. Ancak doktorlar ve astrofizikçiler için son derece hassas manyetik sensörler geliştirilmesini sağlayabilir.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, laboratuvar çalışmalarına liderlik eden fizik profesörü Morgan Mitchel, tekniğin kullanılabileceği alanları şöyle açıkladı:
"Bunun gibi kitlesel dolanıklıkların uygulamada daha iyi sensör performansı sağlayacağını umuyoruz. Bu uygulama alanları arasında beyin görüntüleme teknolojileri, sürücüsüz araçlar ve karanlık madde arayışı da yer alıyor."
 



Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)
TT

Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)

Stuti Mishra Asya İklim Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, iklim krizinin yol açtığı daha sıcak geceler, yüzyılın sonuna gelindiğinde uyku apnesini çok daha yaygın ve tehlikeli hale getirebilir.

Araştırmacılar artan sıcaklıkların, dünya çapında yaklaşık 1 milyar kişiyi etkileyen ve kalp hastalığı, demans ve erken ölümle bağlantılı bir uyku bozukluğu olan obstrüktif uyku apnesini (OUA) kötüleştirebileceğini söylüyor.

Flinders Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ve hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışma, iklim değişikliğinin OUA'nın şiddetini ve sağlık üzerindeki etkisini nasıl artırabileceğini modelleyen ilk araştırma.

Flinders Üniversitesi FHMRI Uyku Sağlığı'ndan çalışmanın başyazarı Dr. Bastien Lechat, "Bu çalışma, ortam sıcaklıklarının OUA'nın şiddetini etkileyip etkilemediğini araştırarak iklim gibi çevresel faktörlerin sağlığı nasıl etkileyebileceğini anlamamıza katkı sağlıyor" diyor.

Araştırmacılar uyku sırasında solunum düzensizliklerini izleyen bir yatak altı sensörü aracılığıyla, 29 ülkeden en az 116 bin kişiden elde edilen 58 milyondan fazla gece uykusu verisini kaydetti.

Birkaç yılda toplanan veriler, küresel iklim modellerinden elde edilen saatlik iklim verileriyle eşleştirilerek farklı ısınma senaryoları altında OUA şiddetindeki değişikliklerinin simülasyonu oluşturuldu.

Dr. Lechat, "Genel olarak ortam sıcaklığıyla OUA şiddeti arasındaki ilişkinin büyüklüğü bizi şaşırttı" diyor.

Yüksek sıcaklıklar, kişinin belirli bir gece OUA yaşama olasılığının yüzde 45 artmasıyla ilişkiliydi.

Görsel kaldırıldı.Grafik, çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından ölçülen, endüstri çağından itibaren küresel ortalama sıcaklık artışını gösteriyor (WMO)


Çalışma, OUA şiddetindeki sıcaklıkla ilişkili artışın, Avustralya veya ABD'ye kıyasla Avrupa ülkelerinde bilhassa belirgin olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar bunun, klimaya erişimdeki farklılıklardan kaynaklanabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar engelliliğe ayarlanmış yaşam yılı (disability-adjusted life years / DALY) kullanarak iklimin şiddetlendirdiği uyku apnesinin sağlık ve ekonomi üzerindeki yükünü tahmin etti. Sadece 2023'te, sıcaklık artışının araştırmadaki 29 ülkede yaklaşık 800 bin sağlıklı yaşam yılının kaybıyla bağlantılı olduğunu saptadılar.

Dr. Lechat, "Bu rakam, bipolar bozukluk, Parkinson hastalığı veya kronik böbrek hastalıkları gibi diğer tıbbi durumlardakine yakın" ifadelerini kullanıyor.

Toplam ekonomik kayıp yaklaşık 98 milyar dolar olarak tahmin edilirken bunun 68 milyar doları sağlığın bozulmasından, 30 milyar dolarıysa işyerindeki verimlilik düşüşünden kaynaklanıyor.

Kıdemli araştırmacı Profesör Danny Eckert, veriler çoğunlukla soğutma ve sağlık hizmetlerine erişimi daha iyi olan yüksek gelirli bölgelerdeki bireylerden elde edildiğinden, örneklemin düşük gelirli ülkelerde OUA'nın gerçek dünyadaki yükünü yeterince yansıtmayabileceğini söylüyor.

Profesör Eckert "Bu, tahminlerimizi yanıltarak sağlık ve ekonomi üzerindeki gerçek maliyetin düşük tahmin edilmesine yol açmış olabilir" diyor.

Sadece Avustralya'da, OUA dahil uykuyla ilgili sağlık sorunlarının maliyeti daha önce yılda 66 milyar Avustralya doları (yaklaşık 1 trilyon 700 milyar TL) olarak tahmin edilmişti.

Ekip halihazırda soğutmaya erişimin veya davranışsal değişikliklerin, ısınan hava koşullarında uyku apnesinin şiddetini nasıl azaltabileceği gibi olası müdahaleleri araştırmayı planlıyor.

Profesör Eckert, "İleride, ortam sıcaklığının uyku apnesinin şiddetine etkisini azaltacak stratejiler araştıran ve altta yatan fizyolojik mekanizmaları inceleyen müdahale çalışmaları tasarlamak istiyoruz" diye belirtiyor.

Çalışma, daha güçlü küresel iklim eylemleri olmadan uyku apnesinin yükünün muhtemelen keskin bir şekilde artacağı ve bunun da halk sağlığı sorunlarını şiddetlendirerek ekonomileri zorlayacağı uyarısında bulunuyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/climate-change