Bingöl'de depremin merkezindeki köyün sakinleri o anları anlattı: Bu deprem ölüm depremiydi, hayatta içeri girmem sağlam olsa da girmem

Bingöl'de depremin merkezindeki köyün sakinleri o anları anlattı: Bu deprem ölüm depremiydi, hayatta içeri girmem sağlam olsa da girmem
TT

Bingöl'de depremin merkezindeki köyün sakinleri o anları anlattı: Bu deprem ölüm depremiydi, hayatta içeri girmem sağlam olsa da girmem

Bingöl'de depremin merkezindeki köyün sakinleri o anları anlattı: Bu deprem ölüm depremiydi, hayatta içeri girmem sağlam olsa da girmem

Bingöl'de depremde bir korucunun hayatını kaybettiği ve bazı evlerin hasar gördüğü depremin merkez üssü Kaynarpınar köyü sakinleri o anları anlattı.
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanlığından alınan bilgiye göre, saat 17.24'te merkez üssü Bingöl'ün Karlıova ilçesi olan 5.7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Depremde Karlıova ve Yedisu ilçelerine bağlı köylerde bazı evlerde çöktü. Depremin merkez üssü olan Kaynar pınar köyünde ise güvenlik kulesi çöktü, bir korucu vefat etti, toplamda ise 18 kişi yaralı olarak hastanelere kaldırıldı.
Depremin merkez üssü Kaynarpınar köyündekiler ise o anları anlattı. Köy sakinlerinden Gıyasettin Başaran, "Evde yemek yiyorduk, baktım sallandı. Tepsi yere yıkıldı. Kendimizi dışarı attık daha da eve girmedik. Ne ev ne eşya kaldı. Bizde buraya Cuma günü geldik, İstanbul'da da oturuyorum yazın buraya geliyorum" dedi.
Torunlarıyla çay içerken depreme yakalanan Şükrü Arslan da "Baktım sallandı. Torunu aldım dışarı çıktım. Dışarı ana baba günü olmuş. Balkon yıkıldı. Evde hepsi dağıldı. Çatlaklarda var. Eve girmeye korkuyoruz. Çok sallanıyor" ifadelerini kullandı.

"Her yer ölümdü, eşim evin altında kaldı zannettim"
Depreme evde yakalanan Naciye Kahraman ise, "Dışarı fırlamak istedim. Ben ilk defa böyle bir depren gördüm. Böyle bir facia hiç görmedim. Kaç defadır oluyordu. Böyle şiddetli değildi. Bu depren ölüm depremiydi. Eve de hiç girmedim.Dışarıdayım . Gözümde aydınlık yoktu her yer ölümdü benim eşimde rahatsızdı,eşim evin altında kaldı zannetti. Döndüm baktım oda çıkmış. Hayatta içeri girmem sağlam olsa da girmem o korku ağır bir korku aşırı bir korku vardı sanki milletin içerisinde bomba attılar"diyerek yaşadıklarını anlattı.



Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
TT

Beyaz Saray: İran, ABD saldırıları öncesinde zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadı

Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)
Uydu görüntüsü, İran-İsrail çatışması sırasında ABD hava saldırıları sonrasında Natanz uranyum zenginleştirme tesisinde meydana gelen çukurları gösteriyor (Reuters)

Beyaz Saray’dan dün yapılan açıklamada ABD'nin İran'daki üç nükleer tesise düzenlediği bombardıman öncesinde Tahran’ın yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum stoklarını başka bir yere taşımadığı vurgulandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Amerikan basınında ABD istihbaratının gizli bir raporunun sızdırılmasını sert bir dille eleştirmişti. Söz konusu raporda ABD'nin İsrail'i desteklemek için İran'ın başkent Tahran'ın güneyindeki Fordo ve ülkenin orta kesimlerindeki Natanz ve İsfahan nükleer tesislerine düzenlediği askeri saldırının işe yarayıp yaramadığını sorguluyordu.

Bu özel saldırıların gerçekleştirilmesinden bu yana Trump, saldırıların üç nükleer tesisi tamamen yok ettiğini sürekli olarak vurguladı.

Ancak uzmanlar, İran'ın bu nükleer tesislerdeki yaklaşık 400 kilogramlık yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş uranyum stokunu boşaltarak saldırıyı önlemiş olabileceği ihtimalini ortaya attılar.

Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt dün, Fox News haber ağına yaptığı açıklamada, “Size temin ederim ki, ABD, saldırılardan önce yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyumun taşındığına dair herhangi bir kanıta rastlamadı” dedi. Leavitt, bunun aksini iddia eden haberlerin ‘yanlış bilgi içerdiğini’ vurguladı.

Beyaz Saray Sözücüs, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda nükleer tesis sahalarında bulunanlar, cumartesi gecesi yapılan başarılı saldırılar sonucunda devasa enkaz altında gömülü durumda.”

Öte yandan ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörü John Ratcliffe dün yaptığı açıklamada, ‘güvenilir bilgilere’ göre Tahran'ın nükleer programının ‘son saldırılardan ciddi şekilde zarar gördüğünü’ söyledi.

Ratcliffe, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada bu kararın, tarihi olarak güvenilir ve doğru bir kaynaktan/yöntemden elde edilen yeni bilgilere dayandığını, bu bilgilere göre İran'ın birçok önemli nükleer tesisinin tahrip edildiğini ve yeniden inşasının yıllar alabileceği belirtti.

Tahran dün, 12 gün süren savaş sırasında İsrail ve ABD'nin bombardımanları sonucunda nükleer tesislerinin büyük hasar gördüğünü kabul etti.

Öte yandan Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) Genel Direktörü Rafael Grossi, Fransa merkezli televizyon kanalı France 2'ye verdiği demeçte, UAEA’nın çatışmaların başlamasından itibaren zenginleştirilmiş uranyumu artık denetleyemediğini, ancak bu maddenin kaybolduğu veya saklandığı izlenimi vermek de istemediğini söyledi.

ABD merkezli televizyon ağı CNN'in salı günü yayınladığı gizli bir belgeye göre ABD'nin İran’a düzenlediği saldırılar, Trump'ın sürekli söylediğinin aksine, İran'ın nükleer programını tamamen yok etmek yerine sadece birkaç ay geriye götürdü.

Belgenin yayınlanması Trump'ı öfkelendirdi. Trump, Savunma Bakanı Pete Hagerty'nin perşembe sabahı saat 8.00’da (dünya saatiyle 12.00) ‘ABD’li büyük savaş pilotlarının şerefini savunmak için’ bir basın toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.