Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'ndan İran’a ziyaret talebi

Dün Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) web sitesi tarafından yayınlanan Yönetim Kurulu toplantısında konuşma yapan UAEK Genel Müdürü Rafael Grossi
Dün Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) web sitesi tarafından yayınlanan Yönetim Kurulu toplantısında konuşma yapan UAEK Genel Müdürü Rafael Grossi
TT

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'ndan İran’a ziyaret talebi

Dün Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) web sitesi tarafından yayınlanan Yönetim Kurulu toplantısında konuşma yapan UAEK Genel Müdürü Rafael Grossi
Dün Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (UAEK) web sitesi tarafından yayınlanan Yönetim Kurulu toplantısında konuşma yapan UAEK Genel Müdürü Rafael Grossi

Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) yaptığı açıklamada bir yıl önce sorulan sorulara ilişkin İran hükümetinden hala yanıt alamamasının yanı sıra, hükümetin 4 aydan fazla bir süredir UAEK müfettişlerinin kayıt dışı nükleer faaliyetler yürütüldüğünden şüphelenilen iki bölgeye girmesine müsaade etmemesine karşı endişelerini tekrar dile getirdi.
UAEK Genel Müdürü Rafael Grossi dün Viyana’daki UAEK Yönetim Kurulu’nda İran yönetiminin 4 aydan fazla bir süredir “iki bölgeye girmelerine müsaade etmediğini” dile getirerek “İran yönetimi yaklaşık bir yıldır kayıt dışı nükleer malzemeler bulundurma ve faaliyetler yürütme olasılığına ilişkin sorduğumuz sorulara açıklık getirmek için yapıcı müzakerelere katılmamıştır” ifadelerini kullandı. Grossi bu tutumun, UAEK’nin bu sorunları düzeltme ve iki bölgede yasaklanmış faaliyetler olmadığına dair güvenilir teyitler sunma gücünü olumsuz yönde etkilediğini belirtti. Grossi konuya ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
“İran’ı, bizim tarafımızdan belirlenen iki bölgeye derhal girebilmemizi sağlamak da dahil olmak üzere hızlı ve eksiksiz bir şekilde işbirliği yapmaya çağırıyorum. UAEK, İran tarafından Güvenlik Tedbirleri Anlaşması uyarınca beyan edilen nükleer materyalin dönüştürülmemesine yönelik kontrollerine devam ediyor. İran tarafından bildirilmeyen nükleer malzeme ve faaliyetlerin bulunup bulunmadığına ilişkin değerlendirme çalışmaları hala devam ediyor.”
İran hükümetinin iki bölgenin denetlenmesine yönelik çalışmaları reddetmeye devam etmesi, UAEK ile arasındaki ilişkiyi her geçen gün daha da gerginleştiriyor.
Şarku’l Avsat’ın DPA’dan aktardığı habere göre Grossi yaptığı basın açıklamasında UAEK’nin çeşitli kaynaklardan bilgi aldığını ve sorularına cevap verilmesine veya teftiş ziyareti yapmasına yönelik bir talepte bulunmadan önce bu bilgilerin doğruluğunu başka kaynakların yardımıyla teyit ettiğini belirtti. Aynı zamanda Grossi UAEK’nin “hiçbir şeyi yüzeysel olarak ele almadığını aksine oldukça sistematik bir analiz sürecinden geçtiğini” vurguladı.
Birleşmiş Milletler (BM) bünyesinde faaliyet gösteren UAEK İran’daki 3 şüpheli bölge ile ilgileniyor. UAEK Ocak ayında İran yönetiminin onayını almadan söz konusu bölgelerden iki tanesini incelemek istedi. İran, bu hafta çıkarılan ve kendisine görevlerini hatırlatan bir kararla UAEK’nin teftiş faaliyetlerini engellediği için yaptırımlarla karşılaşabilir.
Bu tür bir önlem nadir olarak alınıyor ve UAEK tarafından İran hakkında en son çıkarılan sert yazılı karar 2012 yılına dayanıyor. Şu anki aşamada çıkarılan karar temelde sembolik bir adım teşkil edecek ve İran ile uluslararası toplum arasındaki müzakerelerin daha da gerginleşmesine sebep olacak. Bu bağlamda ABD merkezli Bloomberg haber ajansı nükleer anlaşmaya taraf olan Avrupa üçlüsünün (Almanya, Fransa ve İngiltere), UAEK ve İran hükümeti arasındaki ihtilaf hattına güçlü bir şekilde girmeye hazırlandığını ortaya koydu.
Bloomberg dün üç Avrupa ülkesinin, İran’dan BM bünyesindeki UAEK ile kapsamlı bir işbirliği yapmasını talep etmek için UAEK Yönetim Kurulu üyelerinin oylamasına sunulacak bir karar hazırladığını bildirdi.
Buna ilişkin İran hükümeti, toplantı başlamadan saatler önce UAEK Yönetim Kurulu’na bir uyarıda bulundu. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Abbas Musevi, dün Tahran’da düzenlenen bir basın toplantısında, “yapıcı olmayan” herhangi bir karara karşı “orantılı bir yanıt” verileceğine işaret etti.
Musevi ABD veya İsrail (soruların temeli) tarafından gelen bilgileri kabul etmediklerini beyan ederek UAEK’den “gerçekçi” incelemelerde bulunmasını istedi ve UAEK’ye ülkesinin gösterdiği “işbirliğini takdir etmesi” çağrısında bulundu. İran Hükümet Sözcüsü Ali Rebii ise  UAEK’ye “teknik teftiş faaliyetlerinin politikleştirildiğine” yönelik uyarıda bulundu. İranlı Öğrenciler Haber Ajansı’nın (ISNA) aktardığına göre Rebii yaptığı basın açıklamasında “Önceki anlaşmalara uygun olarak her zaman UAEK müfettişlerinin erişimini sağlamaya hazırız. Siyasi hedeflerin UAEK’yi etkisi altına almayacağını umuyoruz” ifadelerini kullanarak ülkesinin nükleer programını dünyadaki “en şeffaf” program olarak gördüğünü vurguladı.
BM bünyesindeki UAEK’nin yapısını doğrulamak istediği şüpheli faaliyetler 15 yıldan fazla bir süre önce yürütüldü ve bu faaliyetlerin şu anda hala devam ettiğine ya da herhangi bir şekilde tehlike arz ettiğine ilişkin bir işaret bulunmuyor. Ancak müfettişler bu konuyu doğrulamak istiyor. Bu çerçevede İran hükümeti denetim yapılmasını reddetmeye devam ederse ya da bu hassas bölgelerde kayıt dışı bir nükleer program başlattığı tespit edilirse, UAEK ile olan anlaşmasını ihlal etmekle suçlanacak ve bunun yanı sıra dosya BM Güvenlik Konseyi’ne de sevk edilebilir.



Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)
TT

Hüseyin Emir Abdullahiyan: Süleymani'nin dostu, İsrail'in düşmanı

Merhum İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, arka planda Kasım Süleymani (AFP)

İran'ın kuzeybatısında pazartesi günü meydana gelen helikopter kazasında Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ile birlikte hayatını kaybettiği açıklanan İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran'ın İsrail ve Batı karşıtı politikalarının ateşli bir savunucusuydu.

Reisi, 60 yaşındaki Abdullahiyan’ı Ağustos 2021'de atadı.

2013'ten 2021'e kadar bu görevi yürüten Muhammed Cevad Zarif'in yerine geçmek gibi zor bir görevi vardı; Zarif, önde gelen aktif bir diplomat, akıcı bir İngilizce konuşan, uluslararası çevrelerde tanınan bir yüz ve İran'ın dış politikasını yöneten deneyimli bir isimdi.

İran devlet televizyonu Emir Abdullahiyan'ı, Tahran tarafından yönetilen ve Lübnan Hizbullah'ı, Filistinli Hamas ile İslami Cihad hareketleri ve Iraklı silahlı gruplar gibi İran'ın ezeli düşmanı İsrail karşıtı grupların yer aldığı "Direniş Ekseni'nden üst düzey bir diplomat" olarak tanıttı.

Emir Abdullahiyan atandığı gün yaptığı açıklamada, bu grupların "İran'ın müttefikleri" olduğunu ve "onları güçlendirmenin hükümetin gündeminde olduğunu" söyledi.

Kapsamlı geziler

Ekim 2023'te İsrail ile Hamas arasında Gazze'de savaşın başlamasından beri bölgeye yaptığı ziyaretleri yoğunlaştırdı. Tahran, İsrail'e karşı Filistin hareketini ve savaşın çıkmasına yol açan 7 Ekim 2023 operasyonuna desteğini gizlemedi, ancak aynı zamanda bu operasyonun içinde yer almadığını da vurguladı.

Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)Emir Abdullahiyan, Kasım Süleymani'nin izinden gidiyor gibi görünüyordu (Getty)

Geçtiğimiz nisan ayında, Tahran'ın Yahudi devletini sorumlu tuttuğu ve Şam'daki İran konsolosluk binasını yerle bir eden hava saldırısına karşılık olarak, İran'ın İsrail'e 300'den fazla insansız hava aracı ve füzeyle gerçekleştirdiği benzeri görülmemiş saldırıyı savundu.

İran'ın tepkisinin "meşru savunma ve uluslararası hukuk çerçevesinde" gerçekleştirildiğini söyledi.

Emir Abdullahiyan daha sonra İsrail'in İran'ın orta kesimindeki İsfahan eyaletine bir misilleme amaçlı saldırı düzenlediğine dair haberleri "çocuk oyuncağı" diyerek küçümsedi.

İzolasyonun Azaltılması

Mesleki kariyeri boyunca Devrim Muhafızları ile olan yakın ilişkileriyle tanınan Emir Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu olan Kudüs Gücü'nün komutanı ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan kariyeri boyunca Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu. Abdullahiyan, Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarından sorumlu Kudüs Gücü'nün komutanı olan ve 2020 yılında Irak'ın başkentinde bir ABD saldırısı sonucu öldürülen Tümgeneral Kasım Süleymani'ye yakındı.

Emir Abdullahiyan, üç yıl boyunca İran'ın uluslararası sahnedeki izolasyonunu azaltmak ve ABD yaptırımlarının ülkesinin ekonomisi üzerindeki etkisini azaltmak için çalıştı.

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre Çin'in himayesindeki bir anlaşma çerçevesinde Mart 2023'te Suudi Arabistan ile uzlaşmaya varılmasına yol açan süreçte kilit bir figür olmasa da İran'ın Arap komşularıyla ilişkilerin geliştirilmesinde rol oynadı.

1964 yılında Tahran'ın doğusundaki Damgan şehrinde doğan Abdullahiyan, 1991 yılında Tahran Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden mezun oldu.

1997-2001 yılları arasında Irak'ta ve 2007-2010 yılları arasında ise Bahreyn'de görev yaptı.

2011'den bu yana Arap ve Afrika İşlerinden Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yaptı. Bu görevinde, Ali Ekber Salihi (Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın ikinci hükümetinde) ve Zarif (Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ilk hükümetinde) gibi iki farklı bakanla çalıştı.

Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri) Merhum İran Dışişleri Bakanı, Devrim Muhafızları'na yakınlığıyla biliniyordu (Sosyal paylaşım siteleri)

Ancak 2016 yılında Zarif onu görevden aldı. Bu hareket muhafazakârlar tarafından, Ruhani ve bakanına yönelik büyük eleştiriler yapılmasına neden oldu.

ISNA'ya göre daha sonra Umman Büyükelçiliği görevini reddetti ve 2021 yılında Dışişleri Bakanlığı'na gelmeden önce, Meclis Başkanı'nın uluslararası işlerden sorumlu özel yardımcısı olarak çalışmaya başladı.

Emir Abdullahiyan, uluslararası yaptırımların kaldırılması karşılığında Tahran'ın nükleer faaliyetlerini kısıtlayan 2015 anlaşmasının çökmesinin ardından, Washington'un 2018'de eski Başkan Donald Trump tarafından anlaşmadan çekilmesi sonrasında, İran'ın nükleer programına ilişkin müzakerelerin yeniden başlatılması çabalarına dahil oldu.