Türkiye’nin Akdeniz’deki eylemlerine NATO soruşturması

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen telekonferans yoluyla düzenlenen NATO toplantısında konuştuğu esnada (EPA)
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen telekonferans yoluyla düzenlenen NATO toplantısında konuştuğu esnada (EPA)
TT

Türkiye’nin Akdeniz’deki eylemlerine NATO soruşturması

AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen telekonferans yoluyla düzenlenen NATO toplantısında konuştuğu esnada (EPA)
AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen telekonferans yoluyla düzenlenen NATO toplantısında konuştuğu esnada (EPA)

Fransa Savunma Bakanı Florence Parly’nin, NATO tarafından Çarşamba ve Perşembe günleri video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantılarda, Türkiye’nin Akdeniz’deki saldırgan tutumu ile ilgili mektuplar ve Libya’ya yönelik silah ambargosunun açık bir şekilde ihlal edilmesine işaret etmesi, NATO’yu bu ‘dikbaşlı üyeye’ karşı harekete geçirmek için yeterli olmadı.
Aktarılan bilgilere göre, Türkiye’nin Akdeniz’deki eylemlerine ilişkin Fransa’nın dile getirdiği şikayetler, NATO üyesi 7 savunma bakanı tarafından destek gördü. Ancak ABD Savunma Bakanı Mark Esper’in tartışmadan uzak kalma çabaları, Washington’un, Türkiye’nin Libya ve Akdeniz’de büyüyen rolünden ‘çok da rahatsız olmadığı’ yorumlarına kapı araladı.
Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Avrupalı kaynaklar, Esper’in meseleyi sadece uzaktan izlemekle yetinmesini, Washington’un, Ankara’nın Libya’daki varlığına yönelik gerekçesini anlayışla karşılamasından kaynaklanabileceğini söylüyorlar. Nitekim Ankara, Rusya’nın Libya ve Doğu Akdeniz’deki varlığını artırma çabalarına karşı mücadele ettiğini belirterek, buradaki varlığının NATO’nun çıkarlarına hizmet ettiğini savunuyor. Ancak Fransız kaynaklar bu gerekçeye yanıt olarak, ‘Türk varlığının artmasının zorunlu olarak Rus varlığının azalacağı anlamına gelmeyeceğini’ belirtiyorlar.
Le Monde gazetesine konuşan Fransız bir kaynak, Ankara’nın Libya’daki faaliyetlerini, ‘Osmanlı İmparatorluğu’nun Batı Akdeniz’e yönelik yayılmacılığı’ diye nitelendirdi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian, Çarşamba günü La Croix gazetesine verdiği demeçte, “Avrupa Birliği, günün birinde Akdeniz üzerinde dış güçlerin hakimiyetine yol açabilecek bir durum karşısında eli kolu bağlı duramaz” diyerek açık bir biçimde Türkiye ve Rusya’yı işaret etti.
Paris, Yunanistan ve Kıbrıs arasındaki tartışmalı deniz bölgelerinde petrol ve gaz arama çalışmaları yürütmek amacıyla Akdeniz ve Libya’da bulunan Türk varlığının risklerine ışık tutmak için savunma ve dışişleri bakanlıkları ile Cumhurbaşkanlığı düzeyinde medya, diplomasi ve siyaset alanında bir kampanya yürütüyor.
Fransa, kendisinin ve AB’nin Türkiye’nin girişimlerine yönelik endişelerini belgeleyen deliller sundu. Bu delillerin başında Türkiye’nin NATO ile ilgisi olmayan görevlerde NATO’ya ait iletişim kodlarını kullanması geliyor. Buna son örnek ise, NATO Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın talimatı üzerine Türk kargo gemisini denetlemeye çalışan Courbet adlı Fransız fırkateyninin engellenmesidir.
Paris, Türk gemilerinin, engellemenin de ötesine geçip Fransız fırkateynine radar kilitlemesi yaparak uyarıda bulunmasını ‘son derece agresif ve karşısında sessiz kalınması mümkün olmayan bir yaklaşım’ şeklinde nitelendirildi.
Paris, Ankara’nın Libya’da acil bir ateşkes anlaşması imzalama çabalarını karşılıksız bırakmaya ve bu ülkedeki askeri varlığının süresini uzatmaya çalıştığını belirtiyor ve Libya istikametine doğru durmak bilmeyen Türk gemi hareketinin gerginliği tırmandırdığına dikkat çekiyor.
Fransa, son 6 gündür Türkiye hakkındaki şikayetlerine açıklık getirerek, dosyayı Türk eylemleri üzerinde etki oluşturabilecek tek mercii olan NATO’ya sundu. Gelinen noktada ise son iki gündür NATO’nun tartışma mecralarında olup bitenler, Paris’in ve birçok Avrupa başkentinin arzu ettikleri sonucun çıkmadığını gösteriyor. NATO’daki kararlar çoğunluk gözetilerek alınır. Ancak bu konuda istenen çoğunluk sağlanabilmiş değil. Ayrıca NATO Sözleşmesi’nde üye bir ülkenin üyeliğini sonlandırma gibi bir madde de bulunmuyor ve bu aynı zamanda istenen bir şey değil.
Öte yandan Türkiye’ye yaptırım uygulanması da uzak bir ihtimal olarak görülüyor. Nitekim AB Dışişleri Bakanları’nın Pazartesi günü yaptığı sanal toplantı boyunca, söz konusu bakanların daha önce Türkiye’nin Akdeniz’deki sondaj çalışmaları nedeniyle dillendirilen yaptırım tehditleri de gündeme gelmedi. ABD ise bu meselelerde muğlak bir pozisyon benimsiyor. Zira Washington, AB’nin Türkiye karşıtı demeçlerine dair şimdiye kadar olumlu veya olumsuz açık bir tutum sergilemedi.

NATO’dan Türkiye’ye Fransız gemilerini engelleme soruşturması
Netice itibariyle hiçbir taraf, ‘yaramaz bir öğrenci’ olsa da Türkiye’nin NATO dışında olmasını kendi çıkarları için uygun görmüyor. Diğer taraftan Ankara, Paris yönetimini, ‘Libya’da bölgesel aktörlerin lehine’ çalışmak ve ‘barışın önünde engel oluşturmakla’ suçluyor. Ancak bu nitelemeler Paris’in eli boş döndüğü anlamına gelmiyor. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, üyelerle düzenlediği toplantının kapanışında Fransa’nın ‘Akdeniz’deki fırkateyninin Türk gemisi tarafından engellendiği’ iddiası hakkında soruşturma açtığını açıkladı.
Stoltenberg, “Sanırım, bu konuda bir karar almanın en iyi yolu, olayın nasıl olduğunu gerçekten açıklığa kavuşturmak. NATO’daki birçok üye olayı ele aldı ve askeri yetkililerin olay hakkında soruşturma yapması ve yaşananları bütünüyle aydınlatması sonucuna vardık” dedi.
Libya’ya yönelik silah ambargosuna da değinen Stoltenberg, “NATO, BM'nin çekişmeye barışçıl çözüm bulma çabalarını ve bu yöndeki silah ambargosu kararını destekliyor” değerlendirmesinde bulundu.
‘Mütevazi’ bir sonuç alsa da Paris, Türkiye’nin kalesine bir gol attı. Zira böylece Ankara’nın Libya ve Akdeniz’deki rolüne ışık tutulmuş oldu. Ancak bu ışık tutma ve soruşturma adımının Türkiye’nin politikalarını sürdürmesini engelleyip engellemeyeceği, özellikle de Libya’nın içişlerine karışma ve bu ülkeye silah ve mühimmat gönderme tavrında bir değişikliğe neden olup olmayacağı kesin değil.



Trump: Maduro'nun istifa etmesi "akıllıca" olurdu

Trump, Florida'daki evinde bir muhabirin Maduro hakkındaki sorusuna yanıt veriyor (Reuters)
Trump, Florida'daki evinde bir muhabirin Maduro hakkındaki sorusuna yanıt veriyor (Reuters)
TT

Trump: Maduro'nun istifa etmesi "akıllıca" olurdu

Trump, Florida'daki evinde bir muhabirin Maduro hakkındaki sorusuna yanıt veriyor (Reuters)
Trump, Florida'daki evinde bir muhabirin Maduro hakkındaki sorusuna yanıt veriyor (Reuters)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro'nun istifa etmesinin "akıllıca" olacağını söyledi.

Florida'daki evinde gazetecilerin, Washington'un Karakas'a yönelik tehditlerinin Maduro'nun 12 yıllık başkanlığını sona erdirmeyi amaçlayıp amaçlamadığı sorusuna Trump, "Ne yapmak istediğine karar vermek ona kalmış. Bence istifa etmesi akıllıca olur" dedi.

Venezuela Devlet Başkanı ise televizyonda yayınlanan bir konuşmada Trump'a, "Başkan Trump'ın kendi ülkesindeki ekonomik ve sosyal sorunlara odaklanması (...) ve kendi işine bakması daha iyi olur" şeklinde yanıt verdi.

Daha önce ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem, Venezuela Devlet Başkanı'nın "gitmesi" gerektiğini söylemişti; bu, Washington'un Karakas'ta liderlik değişikliği arayışında olduğuna dair şimdiye kadarki en açık işaretlerden biriydi. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre Trump, bu ayın başlarında Venezuela'ya giden ve gelen yaptırım uygulanan petrol tankerlerine abluka ilan etti ve ABD güçleri şu ana kadar iki gemiye el koydu, üçüncüsünü ise takip ediyor.


Trump: Epstein dosyalarının yayınlanması insanların itibarlarını zedelemekle tehdit ediyor

Yayınlanan Jeffrey Epstein dosyaları arasında, ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın yüzü gizlenmiş bir kadınla çekilmiş fotoğrafı da yer alıyor (AP)
Yayınlanan Jeffrey Epstein dosyaları arasında, ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın yüzü gizlenmiş bir kadınla çekilmiş fotoğrafı da yer alıyor (AP)
TT

Trump: Epstein dosyalarının yayınlanması insanların itibarlarını zedelemekle tehdit ediyor

Yayınlanan Jeffrey Epstein dosyaları arasında, ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın yüzü gizlenmiş bir kadınla çekilmiş fotoğrafı da yer alıyor (AP)
Yayınlanan Jeffrey Epstein dosyaları arasında, ABD eski Başkanı Bill Clinton'ın yüzü gizlenmiş bir kadınla çekilmiş fotoğrafı da yer alıyor (AP)

ABD Başkanı Donald Trump dün yaptığı açıklamada, geçmişte Jeffrey Epstein ile "masumca görüşmüş" kişilerin, soruşturmayla ilgili dosyaların yayınlanmasıyla lekelenebileceğini söyledi.

Adalet Bakanlığı'nın cuma günü dosyaları yayınlamaya başlamasından bu yana yaptığı ilk açıklamalarda Trump, Epstein'ı çevreleyen tartışmayı da küçümseyerek, bunun partisinin başarılarından dikkatleri dağıtmak için yapıldığını söyledi. Mar-a-Lago konutunda gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bu Epstein olayı, Cumhuriyetçi Parti'nin elde ettiği muazzam başarılardan dikkatleri dağıtma girişimidir" dedi.

Eski Başkan Bill Clinton, Adalet Bakanlığı tarafından yayınlanan Epstein dosyalarından çıkan ilk fotoğraf grubunda yer alıyordu ve Trump'tan bu fotoğraflar hakkında yorum yapması istendi.

"Bill Clinton'ı severim. Bill Clinton ile her zaman iyi bir ilişkim oldu. Fotoğraflarının yayınlanmasından nefret ediyorum," dedi. "Benim de fotoğraflarım var. Herkes bu adamla (Epstein) iyi geçiniyordu." Trump, Clinton ve diğerlerinin fotoğraflarının yayınlanmasının "korkunç" olduğunu belirtti, ancak "Bill Clinton yetişkin bir adam; bununla başa çıkabilir" ifadesini kullandı.

“Ancak Jeffrey Epstein ile yıllar önce masum karşılaşmaları olan diğer kişilerin –bankacılar, avukatlar ve diğer saygın kişilerin– fotoğrafları yayınlanabilir” diye devam etti. Cumhuriyetçi başkan, “Birçok insan, Epstein ile gerçek bir bağlantısı olmayan ancak bir partide onunla birlikte fotoğraf çektiren kişilerin fotoğraflarının yayınlanmasından çok rahatsız… ve bu, birilerinin itibarını zedelemek anlamına geliyor” dedi.


Netanyahu: İran’ın son tatbikatlarından haberdarız

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile düzenlenen basın toplantısından bir kare (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile düzenlenen basın toplantısından bir kare (EPA)
TT

Netanyahu: İran’ın son tatbikatlarından haberdarız

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile düzenlenen basın toplantısından bir kare (EPA)
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Kudüs’te Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile düzenlenen basın toplantısından bir kare (EPA)

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, pazartesi günü Tel Aviv’in İran’ın son dönemde yürüttüğü “tatbikatlardan” haberdar olduğunu söyledi.

Netanyahu, Reuters’a göre yaptığı açıklamada, Tahran’ın nükleer faaliyetlerinin bu ayın ilerleyen günlerinde gerçekleştireceği ziyaret sırasında ABD Başkanı Donald Trump ile görüşüleceğini belirtti.

Şarku’l Avsat’ın Yedioth Ahronoth’un internet sitesi Ynet’ten aktardığı hbaere göre Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Kıbrıs Rum Kesimi Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis ile yaptığı ortak açıklamada Netanyahu, “Durumu yakından izliyor ve gerekli hazırlıkları yapıyoruz. İran’a şunu açıkça ifade etmek isterim ki İsrail’e yönelik herhangi bir eylem son derece sert bir karşılıkla karşılanacaktır” dedi.

Netanyahu, İran’daki tatbikatlara ilişkin daha fazla ayrıntı paylaşmadı. Netanyahu’nun bu sözleri, ABD ve İsrail’in, haziran ayında taraflar arasında yaşanan savaşın ardından İran’ın füze ve nükleer kapasitesini yeniden inşa etmeye döndüğüne dair uyarılarını artırdığı bir dönemde geldi.

İsrail’de, İran’ın son dönemdeki füze faaliyetlerinin sıradan tatbikatlardan ibaret olmayabileceği, savaş sırasında zarar gören balistik füze cephaneliğini yeniden inşa etmeye yönelik daha geniş kapsamlı bir çabanın parçası olabileceği yönündeki endişeler artıyor.

Axios, dün İsrailli yetkililere dayandırdığı haberinde, 7 Ekim 2023’te Hamas’ın düzenlediği saldırı ve ardından yaşanan çok cepheli savaş tecrübesi ışığında, risk toleransının geçmişe kıyasla azaldığını aktardı.

Her ne kadar istihbarat değerlendirmeleri yakın bir İran saldırısına işaret etmese de, karşılıklı yanlış hesaplamaların istenmeyen bir çatışmaya yol açabileceği ihtimali üzerinde duruluyor.

Batılı güvenlik değerlendirmelerine göre, söz konusu savaş sırasında İran’daki hassas tesisleri hedef alan saldırılar tehdidi tamamen ortadan kaldırmadı; aksine Tahran’ı, kapasitesini daha korunaklı yöntemlerle yeniden inşa etmeye sevk etti.

İran Genelkurmay Başkanı Emir Hatemi ise silahlı kuvvetlerin rakiplerinin hamlelerini “yakından” izlediğini ve her türlü düşmanca eyleme “kararlılıkla” karşılık verileceğini söyledi.

İran’da resmî medya organları, ülkenin çeşitli eyaletlerinde füze denemelerine başlandığına dair haberler konusunda farklı açıklamalar yaptı. ABD ve İsrail ile gerilimin tırmandığı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı ile anlaşmazlıkların sürdüğü bir dönemde, Devrim Muhafızları’na yakın Fars Haber Ajansı, sahadan gelen gözlemler ve vatandaş raporlarına dayanarak çeşitli noktalarda füze denemeleri yapıldığını bildirdi.

Buna karşılık, devlet televizyonunun resmî hesabı Telegram üzerinden yaptığı kısa açıklamada herhangi bir füze tatbikatının gerçekleştirilmediğini duyurdu.