Gazzeli balıkçıyı öldüren İsrailli askere 45 gün kamu hizmeti cezası

2018'de İsrail'le sınır kıyı şeridinde vurulan Attar'ın cenazesi kalabalık bir grup tarafından omuzlarda taşınmıştı (Reuters)
2018'de İsrail'le sınır kıyı şeridinde vurulan Attar'ın cenazesi kalabalık bir grup tarafından omuzlarda taşınmıştı (Reuters)
TT

Gazzeli balıkçıyı öldüren İsrailli askere 45 gün kamu hizmeti cezası

2018'de İsrail'le sınır kıyı şeridinde vurulan Attar'ın cenazesi kalabalık bir grup tarafından omuzlarda taşınmıştı (Reuters)
2018'de İsrail'le sınır kıyı şeridinde vurulan Attar'ın cenazesi kalabalık bir grup tarafından omuzlarda taşınmıştı (Reuters)

Gazze kıyılarında Filistinli bir balıkçıyı ateş açarak öldüren İsrailli asker, İsrail ordusunun yürüttüğü soruşturmanın ardından 45 günlük kamu hizmeti cezası aldı.
Associated Press’in (AP) haberine göre ordu yetkilileri, 14 Kasım 2018’de kuzey sahillerine yakın bir bölgede İsrailli askerin “yetki dışı ateş açarak” 23 yaşındaki Nevef Attar’ı vurarak öldürdüğünü kaydetti.
Olayın o dönem İsrail’le Filistinli gruplar arasındaki çatışmaları sona erdirmek adına kararlaştırılan ateşkesten sadece birkaç saat sonra yaşandığı belirtildi.
Askerin hakkındaki suçlamaları kabul ederek ceza indirimi talebinde bulunduğu da bildirildi.
İsrailli insan hakları kuruluşu B’Tselem konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada, “Milyonlarca insana onlarca yıldır askeri işgal uygulamak, bu işi sürdüren askerlerin aşırı şiddete başvurmasını ve yaptıklarının cezasız kalmasını beraberinde getiriyor… Bir insanı öldürmeye 45 gün kamu hizmeti cezası vermek, askeri yasa sisteminin kurbanları değil de failleri korumak için tasarlandığının son örneğidir” ifadelerini kullandı.
AP’nin geçen yıl yürüttüğü bir araştırma, İsrail ordusunun, işgal altındaki Batı Şeria’yla Gazze’de 2018’de gerçekleştirilen ve cezai suç kapsamına girmesi olası 24 silahlı saldırıyı soruşturduğunu ancak vakaların hiçbirinde ne suçlama yöneltildiğini ne de birilerinin suçlu bulunduğunu, çoğu olaydaysa ordunun önemli tanıkları dinlemediğini ya da sahadan kanıt toplamadığını ortaya koymuştu.
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, Hamas’ın iktidara geldiği 2007’den bu yana Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail ablukası sürerken, insan hakları grupları İsrail’i aşırı güç kullanmak ve sivillerin öldürülmesine dair yeterli soruşturma yürütmemekle suçluyor. İsrail yönetimiyse “sivil kaybı önlemek için ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını” iddia ediyor.



Libya’da Trablus’tan yetkililer, Gençlik Bakanlığı'na yönelik ‘silahlı saldırı’ karşısında sessizliğini koruyor

Trablus'ta Kolluk Kuvvetleri Departmanı’na bağlı güvenlik devriyeleri (İçişleri Bakanlığı)
Trablus'ta Kolluk Kuvvetleri Departmanı’na bağlı güvenlik devriyeleri (İçişleri Bakanlığı)
TT

Libya’da Trablus’tan yetkililer, Gençlik Bakanlığı'na yönelik ‘silahlı saldırı’ karşısında sessizliğini koruyor

Trablus'ta Kolluk Kuvvetleri Departmanı’na bağlı güvenlik devriyeleri (İçişleri Bakanlığı)
Trablus'ta Kolluk Kuvvetleri Departmanı’na bağlı güvenlik devriyeleri (İçişleri Bakanlığı)

Libya'nın başkenti Trablus'ta Gençlik Bakanlığı binasına ‘silahlı saldırı’ düzenlendiği yönündeki iddialara ilişkin Trablus’taki güvenlik yetkilileri ve siyasetçiler sessizliğini koruyor.

Libya Ulusal İnsan Hakları Kurumu, geçici Ulusal Birlik Hükümeti’nin (UBH) sessizliği karşısında Trablus'taki Gençlik Bakanlığı binasına pazartesi günü yasadışı bir silahlı grup tarafından düzenlenen silahlı saldırı hakkında güvenilir ilk bilgileri büyük endişeyle takip ettiğini ve izlediğini açıkladı.

Olayı ‘kınanacak bir suç eylemi’ olarak nitelendiren ve bakanlık çalışanlarının güvenliği, emniyeti ve hayatlarının tehlikeye atıldığını vurgulayan Ulusal İnsan Hakları Kurumu, “Bu saldırılar, tehditler ve yasadışı eylemler, genel olarak kamu ve özel kurumları etkiliyor ve Libya Ceza Kanunu'nun 177’nci maddesine göre cezalandırılan suçlar teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.

Ulusal İnsan Hakları Kurumu, başsavcılıktan ‘silahlı saldırı, sindirme ve silahlı terör eylemleri gerçekleştiren yasadışı silahlı gruplar hakkında kapsamlı bir soruşturma başlatılmasını ve bu olaydan sorumlu olanların adalete teslim edilmesini’ istedi.

Geçtiğimiz mayıs ayının ortalarında, Libya Ulusal Meclisi tarafından görevlendirilen hükümet, ‘Trablus'taki Libya Merkez Bankası binasına yapılan silahlı saldırıyı’ kınadı.

Hükümet o sırada doğrudan UBH’ye bağlı bir silahlı grubun banka merkezine baskın düzenlediğini açıkladı. Baskında nakit kasaları ve elektronik sistemler dahil olmak üzere çeşitli önemli mekanizmalar hedef alınırken kamu fonlarını ve taşınır malları çalma girişiminde bulunuldu.

Öte yandan UBH geçici hükümetinin İçişleri Bakanlığı, Kriminal Soruşturma Teşkilatı Teknik İşler Müdürlüğü'ne bağlı güvenlik denetim ve patlayıcı imha ekibinin 115 mm ve 100 mm kalibrelik iki adet patlamamış mermi ele geçirdiğini açıkladı. Bakanlık açıklamasında, mermilerin, eski 7 Nisan kampının arkasındaki Sirac bölgesindeki bir arazide bulunduğunu kaydetti.

Bakanlık, denetim ekibinin Ayn Zara-Kabailiye bölgesindeki Ömer bin Hattab Camii yakınlarında bulunan ‘şüpheli nesne’ ihbarını da değerlendirdiğini ve bunun bir RPG tipi roket olduğu tespit edilerek güvenli bir şekilde nakledilip imha edildiğini belirtti.