Spotify’ı daha verimli kullanmak için 5 ipucu

 (Reuters)
(Reuters)
TT

Spotify’ı daha verimli kullanmak için 5 ipucu

 (Reuters)
(Reuters)

Dünyanın en popüler audio streaming platformu Spotify’ın, müziğin ve podcastlerin keyfini çıkarmak isteyen kullanıcılara sunduğu birçok özellik bulunuyor.
İşte kullanıcılar tarafından daha az bilinen ancak Spotify’ı daha verimli kullanmayı sağlayan 5 özellik

1. Çalma listeleriyle podcast yayınlarını birleştirin
Bir milyondan fazla podcast yayınına ev sahipliği yapan Spotify ile dinleyicilerin ulaşabildiği audio içerik sayısı her geçen gün artıyor. Spotify, kullanıcıların en sevdiği şarkıları ve podcastleri aynı çalma listesinde bir araya getirmelerine imkan sağlıyor.
Bu özellik sayesinde kullanıcılar artık, üç farklı çalma listesi hazırlayabiliyor: sadece müzik, sadece podcast ve müzikle podcastin bir arada olduğu çalma listeleri. Dinleyiciler, karma çalma listeleri oluşturmak için mevcut müzik çalma listelerine istedikleri podcasti ekleyebiliyor.
Kullanıcılar aynı zamanda peş peşe podcastlerden oluşan bir çalma listesi oluşturabiliyor veya haber, komedi veya spor podcastlerine en sevdikleri şarkıları entegre edebiliyor.
Peki mobilde podcast yayını çalma listesine nasıl eklenir?
En sevdiğiniz podcast yayınını açın
Yayının sağında yer alan üç noktaya tıklayın
“Çalma listesine ekle”’ye tıklayın
İster mevcut çalma listesine ekleyin ister yepyeni bir çalma listesi oluşturmak için tıklayın
Çalma listelerini arkadaşlarla paylaşmak veya diğer kullanıcılara açık hale getirmek de mümkün.

2. Evdeki cihazlarla bağlanın
Günümüz akıllı hoparlörleri artık bir ses asistanından öte bir deneyim sunuyor. Evdeki cihazlarla Spotify Premium dinlemek çok kolay. Google Play, App Store veya benzer bir platformdan cihazın uygulamasını indirip ayarlardan Spotify’ı ‘varsayılan müzik hizmeti’ olarak işaretlemek yeterli.
Kullanıcılar böylece ev içerisinde gezinirken ses asistanlarından en sevdikleri içerikleri; ister müzik kitaplıklarından ister belirli çalma listelerinden veya şarkılardan ve sanatçılardan çalmalarını isteyebilir. Hatta daha deneysel yaklaşmak isteyenler ses asistanlarıyla yeni şarkılar da keşfedebilir.
Öte yandan, Smart TV (LG, Samsung, Sony ve Philips modelleri) kullanıcıları, müziğin keyfini televizyonlarının büyük ekranlarından da çıkarabiliyor. Uzaktan kumanda veya Spotify Connect ile mobil telefonlar veya tabletler üzerinden müzik ve podcastleri dinlemek mümkün.
Spotify ayrıca oyun konsollarına (PS3, PS4 & Xbox One) da bağlanabiliyor. Oyunseverler platform uygulamasını kullanarak, araba yarışı yaparken veya yeni dünyalar keşfederken müziğin keyfini çıkarabiliyor.

3. Haftalık Keşif çalma listesiyle Spotify deneyiminizi kişiselleştirin
Pazartesi günleri güncellenen ‘Haftalık Keşif’, her dinleyiciye özel olarak seçilen ve o dinleyicinin sevdiği müziklere benzer müziklerin bir karmasını oluşturarak yepyeni müzikler keşfetmeye olanak sağlayan bir çalma listesi.
Çalma listesi sürekli kişiselleştirildiği için kullanıcıların platformda ne kadar müzik dinlediği de büyük önem taşıyor. Müzikseverler müzik dinledikçe yeni şarkı önerileri de daha verimli hale geliyor.
Dinleyicilerin bu özel çalma listesi içerisinde şarkılarla olan etkileşimleri, kuşkusuz gelecekteki önerileri de etkiliyor. İşte sevdiğiniz yepyeni müzikler keşfetmeye devam etmenizi sağlayacak birkaç ipucu:
Kalpleyin: Eğer çalan şarkıyı sevdiyseniz, şarkının yanında yer alan ‘kalp’ ikonuna mobil telefonunuzdan veya masaüstü bilgisayarınızdan tıklayın.
Takip edin: Sevdiğiniz sanatçıları takip etmeyi unutmayın. Spotify böylece seveceğinizi düşündüğü benzer sanatçılardan size önerilerde bulunacak. Sevdiğiniz sanatçıları takip etmenin bir başka avantajıysa her cuma güncellenen Yeni Müzik Radarı çalma listesine söz konusu sevdiğiniz şarkıcıların yeni müziklerinin otomatik eklenmesi.
Kişisel çalma listeniz: Bir şarkıyı gerçekten çok beğendiyseniz kendi oluşturduğunuz çalma listelerine de dahil edebilirsiniz. Spotify böylece şarkıyı gerçekten çok sevdiğinizi anlayacak ve size benzer şarkılar önermeye devam edecek.

4. Ortak çalma listelerini paylaşmak
Independent Türkçe'nin haberine göre, dünyanın her yerinde insanlar daha çok evlere çekildikçe, Spotify'daki ortak çalma listeleri de artmaya devam ediyor. Kullanıcılar, paylaştıkları müziklerle birbirleriyle bağ kuruyor ve arkadaşları, aileleri ya da iş arkadaşlarıyla sanal bir müzik deneyimi yaşıyor.
Kullanıcılar, ‘Kitaplığın’ sekmesine tıklayarak bir çalma listesi seçiyor ve üç yatay noktaya tıklayıp kolaylıkla ortak çalma listesi oluşturabiliyor.
Bu noktada kullanıcılar, kitaplıklarından seçtikleri çalma listesini "Ortak Çalmaya Aç" yapmalı, sonrasında tekrar üç noktaya tıklayarak "Paylaş" seçeneğini seçmeli.
Ortak çalma listelerine erişimi olan kullanıcılar, şarkı ekleyebiliyor, silebiliyor ya da şarkıların sırasını yeniden düzenleyebiliyor. 

5. Spotify uyku zamanlayıcısı
Uyumadan önce insanlar genellikle rahatlatıcı şarkılar, yağmurun sesi, yatma zamanı hikayeleri gibi müzikler dinlemeyi tercih ediyor. Hatta heavy metal türünde müziklerle bu saatleri keyiflendirenler bile var.
Spotify'ın Uyku Zamanlayıcısı, sesli içeriği kapatmadan önceki zaman dilimine göre çalışan akıllı bir özellik. Kullanıcılar uykuya dalmaya hazır olduklarında, çalma ekranın üst köşesinde bulunan üç noktayı tıklayarak bu özelliği aktif edebiliyor.
Alternatif olarak, Spotify'ın Uyku sekmesi de, geceleri uykuya dalmak için bir yardım eli görevi gören sesli içeriklere ihtiyacı olanlar için ideal.



Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash
TT

Akıllı telefonlardaki sistem, ayda 300 deprem tespit etti

Fotoğraf: Unsplash
Fotoğraf: Unsplash

Bilim insanları, Android akıllı telefonları gerçek zamanlı deprem dedektörlerine dönüştüren yeni bir sistem geliştirerek büyük bir sarsıntıdan önce halkı daha hızlı uyarma potansiyeline sahip bir yol buldu.

Google, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (US Geological Survey/USGS) ve diğer araştırmacıların geliştirdiği sistem, milyonlarca telefondan alınan verileri kullanarak bir depremden kaynaklanan en erken sarsıntı sinyallerini tespit ediyor.

Bir cihaz kümesi aynı yer hareketini kaydettiğinde, sistem bunu işaretleyerek yakın bölgelerdeki diğer cihazlara uyarı gönderiyor.

Science'ta yayımlanan çalışma, ağın ayda 300'den fazla deprem tespit ettiğini ortaya koydu. Uyarıların gönderildiği bölgelerde, daha sonra depremi hissettiğini bildiren kişilerin yüzde 85'i uyarıyı aldığını söyledi. Yüzde 36'sı sarsıntı başlamadan önce, yüzde 28'i sarsıntı sırasında ve yüzde 23'ü de sarsıntıdan sonra uyarı almış.

Çalışmada sistemin, geleneksel sismik sensörlerin yerini almasa da yoğun bilimsel ağlara sahip olmayan bölgelerde ölçeklenebilir, düşük maliyetli bir erken uyarı aracı sunabileceği belirtiliyor. Yazarlar bunun özellikle akıllı telefonların yaygın ancak sismometrelerin nadir bulunduğu, gelişmekte olan ülkeler için umut vaat ettiğini söylüyor.

Google yaptığı açıklamada, sistemin insanlara "uyarı vererek sarsıntı başlamadan önce birkaç değerli saniye" kazandırabileceğini ifade ediyor.

Bu saniyeler bir merdivenden inmek, tehlikeli nesnelerden uzaklaşmak ve korunmak için yeterli zamanı sağlayabilir.

Uyarılar, deprem sırasında daha yıkıcı olan S dalgalarından önce gelen ve hızlı hareket eden P dalgalarının saptanmasına dayanıyor. Yeterli sayıda telefon P-dalgalarını tespit ederse sistem, sarsıntıyı hissetmesine belki de birkaç saniye kalan kullanıcılara uyarılar gönderiyor. Bu saniyeler korunmak, bir ameliyatı durdurmak ya da kritik altyapıyı duraklatmak için yeterli olabilir.

2020'de çıkmaya başlayan Android Deprem Uyarı Sistemi halihazırda Birleşik Devletler, Japonya, Yunanistan, Türkiye ve Endonezya gibi çeşitli ülkelerde kullanılıyor. Doğrudan Android işletim sistemine yerleştirilen teknoloji, kullanıcıların ayrı bir uygulama indirmesini gerektirmiyor.

cdfgthy
Harita, Android'in deprem uyarı sisteminin aktif olduğu ülkeleri (açık yeşil) gösteriyor. Kırmızı ve sarı sırasıyla güçlü (MMI 5+) ve hafif (MMI 3-4) sarsıntıların yaşandığı alanlar. Gri noktalar uyarı verilmeyen algılamaları gösteriyor. Kaliforniya, Oregon ve Washington'daki uyarılar (koyu yeşil) ShakeAlert'ten geliyor (Google)

Araştırmacılar doğruluk oranı bilimsel sensörler kadar yüksek olmasa da akıllı telefonlardan gelen uyarıların en çok işe yaradığı yerlerin, telefon yoğunluğu ve güvenilir veri bağlantıları yüksek seviyedeki kentsel alanlar olduğunu tespit etti. 

Çalışma, MyShake uygulaması gibi daha önceki kitle kaynaklı deprem uygulamalarının üzerine inşa edilse de milyonlarca cihaza gömülü olması sisteme fayda sağlıyor.

Yazarlar, "Kitle kaynaklı sistemlerin giderek daha önemli hale geleceğine inanıyoruz" ifadelerini kullanıyor. 

Geleneksel sensörleri kişisel cihazlardan gelen verilerle birleştirerek daha dayanıklı, kapsayıcı erken uyarı sistemleri oluşturmak mümkün.

Independent Türkçe