Lübnan yargısından Hizbullah karşıtı Şii din adamına İsrail suçlaması

Lübnan yargısından Hizbullah karşıtı Şii din adamına İsrail suçlaması
TT

Lübnan yargısından Hizbullah karşıtı Şii din adamına İsrail suçlaması

Lübnan yargısından Hizbullah karşıtı Şii din adamına İsrail suçlaması

Lübnan yargısı, 23 Haziran’da Hizbullah karşıtı Şii bir din adamı olan Seyyid Ali el-Emin’i geçen yıl Bahreyn’de düzenlenen dinler konferansına katılımı sırasında ‘İsrailli yetkililerle görüşmekle’ suçlarken, toplantıda işgal altındaki Filistin topraklarından gelen Yahudi din adamlarının bulunduğunu iddia etti.
Hizbullah karşıtı Şii bir din adamı olan ve 2006 yılı öncesinde Sur ve Cebel Amil müftülüğü yapan Seyyid Ali el-Emin, 2007 yılında Şii bakanların hükümetten istifası sırasında eski Başbakan Fuad Sinyora’yı destekleyen bir tavır takınmıştı. Eski tarihli açıklamalarında 2008 yılında ‘silah zoruyla’ güneyden çıkarıldığını belirtmişti.
Geçen yıl Bahreyn’de dinler arası bir konferansa katılımından kısa bir süre sonra Emin’in muhalifleri, kendisine karşı siyasi bir kampanya başlattı. Hizbullah, bu katılımı ‘işgale karşı direnişte ve normalleşmeyi reddetmede önemli bir rol oynamış ve bu durumu din alimlerinin mirasına ciddi bir hakaret’ olarak nitelendirmişti. Lübnan’daki Yüksek Şii İslam Konseyi, Lübnanlılar arasındaki iç bozgunculuğu körüklediği ve işgalcilerle normalleşme vizyonu takındığı’ nedeniyle Emin’i Caferi müftülüğünden uzaklaştırma kararı aldı.
Cebel-i Lübnan’daki Temyiz Savcılığı, 23 Haziran’da ‘Bahreyn’de İsrailli yetkililerle görüşmek, direnişe ve şehitlerine kalıcı şekilde saldırmak, mezhepler arası provokasyona yol açmak, entrikalar çevirmek, fitneye neden olmak ve Caferi düşünce okulunun yasal kurallarını ihlal etmek’ suçlamalarıyla avukatlar Gassan el-Mevla, Nebih Avade (İsrail gözaltı merkezlerinden kurtulmuş bir esir), Halil Nasrallah, Şevki Avade, Hüseyin el-Dirani’nin Seyyid Ali el-Emin hakkında açtığı davaya odaklandı.
Emin, iddia hakkında herhangi bir açıklama yapmadı. Seyyid Ali el-Emin’in ofisinden bir sözcü, Şarku’l Avsat’a yaptığı açıklamada, Emin’in geçen Aralık ayında toplantıya katılımı sırasındaki eski açıklamalarının hatırlanmasının yeterli olduğunu ifade etti. Sözcü, Emin’in söz konusu toplantıda ‘kendisi ve Yahudi bir din adamıyla kişisel bir toplantıyı kabul etmediği gibi İsrail ile normalleşmeyi de reddettiğini’ vurgularken, “Konferanslara katılmaya davet edilenler, katılımcıların uyrukları, dinleri ve ülkeleri hakkında öncesinde bilgilendirilmez” dedi.
Eski Başbakan Fuad Sinyora da 23 Haziran akşamı Seyyid Ali el-Emin ile telefon görüşmesi gerçekleştirirken, Cebel-i Lübnan’daki Temyiz Mahkemesi’nde iddianamenin soruşturulmasını kınadığını dile getirdi. Sinyora, “Yargının bağımsızlığı konusunda endişe duyduklarını iddia edenler, Lübnan’daki yargının itibarını ve imajını küçümsemek için çalışıyorlar. Bu, kınanmış ve reddedilmiş en son durum ve Din alimi Sayın Seyyid Ali el-Emin’e yönelik alaycı, tiksinç, akılsız ve basiretsiz iddianamedir” ifadelerini kullandı.
Müstakbel Hareketi’nden eski Milletvekili Basim es-Saba da Emin’e yönelik iddianameye değinirken, Cebel-i Lübnan’daki Temyiz Savcılığının, yargının siyasi hedeflerle sınırlandırılmasında bir rekor kırdığını belirtti. Milletvekili, “Bu nedenle Seyyid Ali el-Emin hakkındaki iddianame, imzalayanların sicilinde siyah bir leke, adli birimlerinden kovulmalarını gerektiren ahlaki ve yasal bir suç teşkil eden bir iddiadır” değerlendirmesinde bulundu.
Milletvekili Basim es-Saba, başlarının üzerinde sarık koyan herkesin, direniş ve halkı adına iktidar pozisyonlarına ilerleyen herkesin haysiyetine bir saldırı yapıldığına dikkati çekti.



Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
TT

Irak hükümeti, Hizbullah ve Husileri terör örgütleri listesine dahil etmekten sorumlu yetkilileri görevden aldı

Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)
Irak Bakanlar Kurulu toplantısından (INA)

Irak hükümeti dün yaptığı açıklamada, yaklaşık iki hafta önce Yemen’deki Husiler ile Lübnan’daki Hizbullah’ı ‘terör örgütü’ olarak sınıflandıran bir kararın yayımlanmasına ilişkin olarak bazı yetkililerin görevden alınmasını içeren yaptırımların onaylandığını duyurdu.

Irak Bakanlar Kurulu, resmî gazetede yayımlanmasının ardından özellikle hükümeti oluşturan ve söz konusu gruplara yakınlığıyla bilinen siyasi çevreler arasında geniş tartışmalara yol açan kararla ilgili kurulan soruşturma komisyonunun tavsiyelerini kabul etti.

Söz konusu sınıflandırmanın, iki grubun mal varlıklarının dondurulmasını da içermesi üzerine hükümet, kararın ‘yanlışlıkla’ yayımlandığını belirtmişti. Başbakan Muhammed Şiya es-Sudani, karardaki hataya ilişkin acil soruşturma başlatılması, sorumluların tespit edilmesi ve ihmali bulunanların hesap vermesi talimatını vermişti.

Hükümetin dün yayımladığı açıklamada, Bakanlar Kurulu’nun, Irak Resmi Gazetesi’nin 17 Kasım 2025 tarihli 4848 sayısında yer alan ve Teröristlerin Mallarının Dondurulması Komisyonu’nun 2025/61 sayılı kararına ilişkin soruşturma komisyonu tavsiyelerini onayladığı belirtildi. Tavsiyeler kapsamında, ilgili bazı yetkililerin görevden alınması ve bazılarının ise başka görevlere atanması gibi idari yaptırımların yer aldığı kaydedildi.

Diğer yandan Irak Ulusal Güvenlik Servisi dün yaptığı açıklamada, komşu bir ülkeden geldiği belirtilen ve DEAŞ terör örgütü bünyesindeki ‘en tehlikeli bomba uzmanlarından biri’ olarak tanımlanan bir kişinin yakalandığını duyurdu.

Irak Ulusal Güvenlik Servisi, Irak Haber Ajansı’na (INA) yaptığı açıklamada, 10 aydan uzun süren takip ve hassas izleme faaliyetlerini içeren nitelikli bir istihbarat operasyonu sonucunda, komşu ülkelerden birinden dönüşünün ardından DEAŞ’ın üst düzey isimlerinden birinin gözaltına alındığını bildirdi. Açıklamada, yakalanan kişinin yüksek derecede tehlikeli unsurlar arasında yer aldığı, adının terör örgütü lider kadrolarına ait listelerde bulunduğu ve 2004 yılından itibaren Bağdat’ta El Kaide unsurları içinde faaliyet göstermeye başladığı belirtildi. Ebu İlya lakabını kullanan şüphelinin, patlayıcı düzeneklerin hazırlanmasında uzmanlaştığı, beş kişiden oluşan bir hücreye liderlik ederek saldırıların gerçekleştirilmesinde rol aldığı kaydedildi.

Soruşturmalarda, söz konusu kişinin patlayıcıların cep telefonlarıyla irtibatlandırılması ve hazırlanmasından sorumlu olduğu, Bağdat’ta faaliyet gösterdiği dönem boyunca 100’den fazla patlayıcı düzeneği teslim ettiği ve başkentin farklı bölgelerini hedef alan terör eylemlerinin doğrudan uygulanmasına katkı sağladığı tespit edildi.


Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
TT

Eski rejimin kalıntıları Yeni Suriye’nin inşasını zorlaştırıyor

Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)
Şair ve aktivist Enver Fevzat, pazar günü Suveyda ilinin doğusundaki Busan köyünde evinin önünde öldürüldü (SANA)

Suriye’deki yeni yönetim, büyük şehirlerin kalabalık sokakları ile kırılgan, yoksul kırsal kesimler ve Suriye genelindeki yaygın yıkım arasında, önceki dönemin karmaşıklığından kaynaklanan muazzam zorluklarla karşı karşıya.

Beşşar Esed rejiminin düşüşünü günlerce kutlayan mahallelerin göz alıcı görüntüsünün ardında, daha az gürültülü ve daha karmaşık başka bir mücadele sürüyor. Bir güvenlik kaynağına göre bu mücadelede DEaŞ ve göçmenler (yabancı savaşçılar) en önemli zorlukları oluşturuyor.

Ancak bazıları DEAŞ’ı ve genel olarak aşırılığı güvenlik yaklaşımıyla çözülebilecek ‘teknik bir sorun’ olarak görürken, diğerleri ‘asıl sorunun, eğitim veya aile sistemi ya da herhangi bir örgütlü yaşam biçimi olmaksızın, birkaç yıldır normal sosyal bağlamın dışında gelişen devasa bir insan kitlesini absorbe edecek planlar yapmakta yattığını’ düşünüyor.

Zorluk, yıkıma uğrayan bölgeleri yeniden inşa etmek ve geçim kaynakları yaratmak, özellikle de siyasi ve sosyal kimliklerin radikal grupların mirasıyla iç içe geçmiş olduğu ve bu yüzden potansiyel çatışmalar için verimli bir zemin oluşturan İdlib gibi kırsal bölgelerde yatıyor.

ABD, Irak'tan çekilmeden önce Sünni aşiretlerinden oluşan ve el-Kaide'ye karşı savaşan Sahva Silahlı Güçleri deneyimi, radikalizmden etkilenenleri siyasi ve güvenlik yapılarına dönüştürerek Suriye için olası bir model sunarken, militarizasyondan siyasete ve hizipçilikten devletçiliğe geçiş, yeni Suriye'nin karşı karşıya olduğu en büyük zorluk olmaya devam ediyor.


Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
TT

Sudanlı güçler savaşı sona erdirmek için “İlkeler Bildirgesi” imzaladı

Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)
Sudanlı güçlerin Nairobi'deki toplantısından bir kare (Şarku’l Avsat)

Sudan'daki Sumud İttifakı’nın siyasi ve sivil güçleri, Sudan'daki savaşı sona erdirmek ve İslamcıların rejimini siyaset sahnesinden kalıcı olarak silmek için dün Kenya'nın başkenti Nairobi'de Abdulvahid en-Nur liderliğindeki Sudan Kurtuluş Hareketi (SLM/A) ve Arap Sosyalist Baas Partisi ile ortak bir ‘İlkeler Bildirgesi’ imzaladı. Savaşa karşı çıkan Sudanlı tarafların çoğunluğunu bir araya getiren bu ilk yakınlaşma aylar süren istişarelerin ve görüşmelerin ardından gerçekleşti.

Savaşın derhal sona erdirilmesinin ‘ulusal öncelik olduğu’ vurgulanan bildirgede, savaşan taraflar olan Sudan ordusuna ve Hızlı Destek Kuvvetleri’ne (HDK) geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Dörtlü (ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır) tarafından önerilen yol haritasına uymaları için daha fazla baskı uygulanmasının önemine işaret edildi.

İlkeler Bildirgesi’nde savaşan taraflara önerilen üç aylık insani ateşkesin hızla uygulanması, koşulsuz olarak derhal ateşkesin sağlanması ve bunun kalıcı bir ateşkese dönüştürülmesi için çalışılması çağrısı yer aldı.